değişik - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

değişik



Sens de "değişik" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 40 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
değişik different adj.
değişik varied adj.
General
değişik particular adj.
değişik variegated adj.
değişik alternative adj.
değişik new adj.
değişik dissimilar adj.
değişik manifold adj.
değişik diverse adj.
değişik novel adj.
değişik different adj.
değişik varied adj.
değişik original adj.
değişik atypical adj.
değişik several adj.
değişik calico adj.
değişik unusual adj.
değişik various adj.
değişik diversified adj.
değişik variant adj.
değişik alternate adj.
değişik way-out adj.
değişik diverging adj.
değişik anotherguess adj.
değişik uncustomary adj.
değişik heteroousian adj.
değişik daedal adj.
değişik inconcinne [obsolete] adj.
değişik dividant [obsolete] adj.
değişik fresh adj.
değişik spaced-out adj.
Colloquial
değişik funky adj.
değişik phunky adj.
Idioms
değişik far out expr.
Trade/Economic
değişik flexible adj.
Technical
değişik alternative adj.
Computer
değişik alternate adj.
Biology
değişik etypical adj.
Marine Biology
değişik variant adj.
Archaic
değişik uncustomed adj.

Sens de "değişik" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 168 résultat(s)

Turc Anglais
General
herkesin değişik düşündüğü bir konu a matter of opinion n.
değişik et variety meat n.
her yıl değişik bir tarihe rastlayan yortu movable feast n.
değişik yönlerden bakıldığında farklı renkler gösterme pleochroism n.
değişik gösteri variety show n.
değişik sayılardan derlenmiş baskı variorum n.
kitabın iç kapağına yapıştırılan adların ve değişik konularda resimlerin yer aldığı küçük boyutlu özgün yapıtlar exlibris n.
değişik tür diversity n.
değişik biçim variant n.
bir şeyin değişik biçimi version n.
değişik çözüm alternative solution n.
odaları değişik seviyelerde olan ev split-level house n.
her sene değişik tarihlere rastlayan bayram movable feast n.
değişik kültürler different cultures n.
değişik fotoğrafların bileşimi resim composite photograph n.
değişik işler different jobs n.
gelişmiş teknolojiden ziyade buharla çalışan makinaların değişik yorumlamalarını içeren bir bilim-kurgu türü steampunk n.
değişik yönlerden bakıldığında farklı renklere bürünen bir zeosit türü tanzanite n.
tek rengin değişik tonları ile resim yapma camaieu n.
değişik olmama unoriginality n.
değişik hızlı otomobillerin vites kolunda bulunan oluklu yatak gate n.
değişik yönlerden bakıldığında farklı renkler gösterme pleochromatism n.
değişik olmak vary v.
değişik fazlar uygulamak phase v.
değişik olmak differ v.
her sene değişik/farklı tarihlere rastlamak be on a different date from year to year v.
(bir olayı değişik özelliklerle) süslemek/donatmak infuse something with something v.
değişik alanlara yöneltmek diversify v.
değişik hareketler yapmak deray v.
yüksek sekle değişik sesler çıkarmak roar v.
değişik yerlere koymak spot v.
değişik renk tonlarındaki mottled adj.
değişik renklerdeki mottled adj.
değişik milletlerden olan pluralistic adj.
değişik olaylarla dolu checkered adj.
değişik yönlerden bakıldığında farklı renkler gösteren pleochroic adj.
az değişik variant adj.
kadar farklı/değişik/çeşitli as diverse as adj.
değişik olaylarla dolu chequered adj.
değişik özelliklere sahip olan characterful adj.
değişik olan unconform [obsolete] adj.
değişik yönlü errant adj.
değişik olmayan undiversified adj.
değişik biçimli variformed adj.
değişik bir özellik sunan feature adj.
değişik yönlerden bakıldığında farklı renkler gösteren pleochromatic adj.
değişik yönlerden bakıldığında farklı renkler gösteren pleochroous adj.
değişik bir şekilde turn and turn about adv.
yeniden fakat değişik bir şekilde anew adv.
sıra ile değişik bir şekilde turn and turn about adv.
değişik olarak differently adv.
değişik şekillerde in different ways adv.
değişik şekillerde in various forms adv.
değişik şekillerde in different styles adv.
değişik zamanlarda at different times adv.
değişik bir yolla in a different way adv.
değişik günlerde on different days adv.
değişik bir şekilde uncustomarily adv.
değişik olmadan unoriginally adv.
değişik bir şekilde quaintly adv.
Phrasals
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak find (someone or something) a bit off v.
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak find (someone or something) a little off v.
Phrases
değişik bir yer somewhere different expr.
değişik şekillerde one way or another expr.
Colloquial
değişik olmak be out there v.
daha değişik gelmek hit different v.
değişik ve tatlı funky adj.
değişik ve tatlı phunky adj.
çekici fakat değişik weird and wonderful adj.
değişik ve tatlı far out expr.
değişik şekillerde one way and another expr.
pek ilginç/eğlenceli/değişik bir şey yok not a (whole) lot expr.
Idioms
çok değişik a far cry n.
değişik yerler fresh woods and pastures new n.
değişik yerler fresh fields and pastures new n.
çok değişik şeyler hissetme all the feels n.
aynı anda yürütülen birkaç değişik faaliyet several irons in the fire n.
aynı anda bir sürü değişik işle uğraşmak have many irons in the fire v.
birçok değişik konuya değinmek cover a lot of ground v.
birkaç değişik faaliyeti aynı anda yürütmek have several irons in the fire v.
değişik alanlarda aynı anda değişik işler yapmak have many irons in the fire v.
değişik konuları ele almak cover a lot of ground v.
diğerlerinden değişik davranmak be out of step v.
farklı/değişik olmak be off the wall v.
değişik birçok şeyden oluşan a grab bag of expr.
bir sürü değişik şey everything and the kitchen sink expr.
çok değişik far cry expr.
Trade/Economic
alt ve üst sınırlar arasındaki değişik fiyat oranları scale of rates n.
aynı hisse senedi üzerinden değişik uygulama fiyatlarıyla alış ve satış sözleşmesi edinilmesi spread options n.
değişik fiyat politikası variable price policy n.
değişik fiyatlardaki veya vadelerdeki bir opsiyonun aynı anda alınması. spread n.
değişik mesleklere bağlı üyelerden oluşan işçi sendikası multicraft union n.
değişik tarife graduated tariff n.
değişik tarife sliding tariff n.
teknik uyumlaştırma direktiflerinde kullanılacak ce uygunluk işaretinin iliştirilmesi ve uygunluk değerlendirmesi prosedürlerinin değişik fazları için modüller modules for the various phases of the conformity assessment procedures and the rules for the affixing and use of the ce conformity marking, which shall be intended to be used in the technical harmonisation directives n.
Law
değişik iş sundry business n.
değişik/farklı/ayrı kanıt kaynakları multiple source of evidence n.
değişik/farklı kaynaklardan edinilen kanıtlar multiple source of evidence n.
Politics
toplum içindeki değişik gruplar arasında meydana gelen ayrılık communal subversions n.
Insurance
değişik riziko türleri üzerinden kabul edilen maksimum sigorta miktarını belirleyen liste line sheet n.
Technical
değişik derecelendirilmiş kum sand of varying grading n.
değişik türdeki cihazların birbirleriyle değişimli olarak kullanımı interchangeable use of various types of devices n.
değişik renklilik heterochromatism n.
değişik tip cihazların birbirleriyle değişimli olarak kullanımı interchangeable use of various types of devices n.
değişik bauer-vogel süreci modified bauer-vogel process n.
değişik çözüm alternative solution n.
değişik arazi varied terrain n.
değişik varsayımlar alternative hypothesis n.
değişik rüzgar fishtail wind n.
değişik dizge alternate system n.
değişik şiddetteki manyetik alanlar different magnetic field intensities n.
değişik yağlara uygun nesnel mercek multi-immersion objective n.
değişik ağızlı te unequal tee n.
ışık ve renklerin müzik ve ses efektleri eşliğinde değişik desenler oluşturmasından meydana gelen gösteri şekli light show n.
değişik bir hale sokmak diversify v.
sırayla değişik ekin ekmek rotate v.
değişik biçimleri olan variform adj.
değişik renkli heterochromatic adj.
değişik biçimli variform adj.
değişik rutubetlerde under humidity variations expr.
Computer
değişik klasörler various folders n.
değişik imleri ekle add revision marks expr.
Textile
değişik nakış işlerinin desenlerini gösteren numune sampler n.
Automotive
değişik mafsal biçimleri kullanılarak elle kumanda edilen transmisyon stick shift n.
Medical
değişik derecelerde hidroüreter differentiating degrees of hydroureter n.
vücudun değişik bölgeleri different areas of the body n.
değişik zamanlarda oluşan heterochronic adj.
Chemistry
değişik marmenevişleme modified martempering n.
değişik halkalı bileşikler heterocyclic compounds n.
değişik halkalı çoğuzlar heterochain polymers n.
değişik halkalı ısılplastik çoğuzlar heterochain thermoplastic polymers n.
değişik halkalı heterocyclic adj.
Biology
değişik bölge holotipi syntype n.
Biochemistry
aynı türde canlının birkaç değişik şekil göstermesi hali pleomorphism n.
Botanic
değişik renkli heterochromous adj.
Agriculture
her yıl değişik ekin ekme crop rotation n.
sırayla değişik ekin ekme crop rotation n.
Tobacco
değişik özellikte filtrelerin bir arada bulunduğu filtre tipi multifilters n.
Linguistics
değişik biçimlenme suppletion n.
söylenmesi kaba ve sakıncalı kavramların değişik sözlerle daha uygun ve edepli bir biçimde anlatılması euphemization n.
söylenmesi kaba ve sakıncalı kavramların değişik sözlerle daha uygun ve edepli bir biçimde anlatılması euphemisation n.
History
7. yüzyılda galya'da bulunmuş ve roma el yazısının değişik bir türü olan, saraya özgü ince ve karmaşık el yazısına ait veya ilişkili merovingian adj.
Geology
değişik faktörleerin değişimini tolere edebilen eurytopic adj.
Military
değişik keseli barut hakkı unequal section charge n.
değişik önleme ile ateş usulü variable lead method n.
değişik zamanlı tapa variable time fuze n.
Wagering
değişik kombinasyonlardan oluşan 4 bahis trixie n.
değişik kombinasyonlardan oluşan 11 bahis yankee n.
değişik kombinasyonlardan oluşan 247 bahis goliath n.
değişik kombinasyonlardan oluşan bahis super yankee n.
değişik kombinasyonlardan oluşan 26 bahis canadian n.
değişik kombinasyonlardan oluşan 57 bahis heinz n.
değişik kombinasyonlardan oluşan 23 bahis flag n.
Music
değişik tartımlı bir caz müziği ve bununla yapılan dans swing n.
Cinema
değişik hızlı alıcı multiple speed camera n.
değişik alanlı ses yolu variable-width sound track n.
değişik alanlı ses yolu variable-area sound track n.
değişik yoğunluklu ses yolu variable density sound track n.
değişik alanlı seslendirme variable area sound-recording n.
değişik yoğunlukla seslendirme variable-density sound recording n.
değişik yoğunluklu kayıt variable-density recording n.
değişik hızlı kamera multiple speed camera n.
Archaic
değişik gösteri melodeon n.
değişik olmak ablude v.
değişik renklerdeki halkalardan oluşan şeritleri bulunan ringstraked adj.
Slang
çok farklı/değişik off-the-wall expr.
British Slang
değişik tip not batting on a full wicket n.
uyuşturucu etkisiyle yüzünü değişik şekillere sokmak gurn v.