eski - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

eski



Sens de "eski" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 129 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
eski old adj.
General
eski hartshorn n.
eski hoary n.
eski old-timer n.
eski predecessor n.
eski hand-me-down n.
eski sometime adj.
eski whilom adj.
eski past adj.
eski early adj.
eski fusty adj.
eski earlier adj.
eski anterior adj.
eski preconceived adj.
eski onetime adj.
eski passe adj.
eski trite adj.
eski grey adj.
eski ancient adj.
eski archaic adj.
eski primitive adj.
eski immemorial adj.
eski prior adj.
eski dated adj.
eski elder adj.
eski used adj.
eski back adj.
eski of long standing adj.
eski late adj.
eski shabby adj.
eski crusted adj.
eski secondhand adj.
eski auld adj.
eski antiquated adj.
eski passee adj.
eski quondam adj.
eski out of date adj.
eski stale adj.
eski obsolete adj.
eski disused adj.
eski previous adj.
eski ex adj.
eski hoar adj.
eski superannuated adj.
eski bygone adj.
eski older adj.
eski of old adj.
eski pristine adj.
eski vet adj.
eski old adj.
eski corny adj.
eski decrepit adj.
eski former adj.
eski ex-service adj.
eski cut-and-dried adj.
eski ex- adj.
eski ci-devant adj.
eski old-time adj.
eski old-fashioned adj.
eski worn-out adj.
eski chronic adj.
eski gray adj.
eski outdated adj.
eski outmoded adj.
eski veteran adj.
eski longstanding adj.
eski second-hand adj.
eski marked-up adj.
eski vintage adj.
eski oul (irish) adj.
eski rechauffe adj.
eski umquhile [scottish] adj.
eski extinct adj.
eski vetust adj.
eski mid-victorian adj.
eski hore adj.
eski lower adj.
eski rickety adj.
eski desuete adj.
eski hither adj.
eski hitherto adj.
eski icky adj.
eski long-ago adj.
eski overworn [obsolete] adj.
eski rococo adj.
eski old-hat adj.
eski old-school adj.
eski old-hat adj.
eski disreputable adj.
eski dried-out adj.
eski flea-bitten adj.
eski foistied adj.
eski forepast [obsolete] adj.
eski pristinate [obsolete] adj.
eski precedaneous [obsolete] adj.
eski precedential adj.
eski prehistoric adj.
eski prehistorical adj.
eski prejudicate [obsolete] adj.
eski premodern adj.
eski fossil adj.
eski legacy adj.
eski erstwhile adv.
eski of yore adv.
eski paleo- pref.
eski palaeo- pref.
eski paleo pref.
eski prev (previous) abrev.
Colloquial
eski beater adj.
eski groovy adj.
eski behind its time adj.
eski whiskery adj.
eski oldfangled adj.
eski olde adj.
Idioms
eski bygone days n.
eski past history n.
eski warmed-over adj.
eski ye olde [cliché] expr.
Technical
eski former adj.
Computer
eski out-of-date adj.
Gastronomy
eski aged adj.
Archaic
eski olden adj.
eski heretofore adj.
eski olde adj.
eski preterit adj.
eski preterite adj.
Slang
eski cornbread n.
eski old skool adj.
Modern Slang
eski ain't your daddy's expr.

Sens de "eski" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
eski görevine getirmek reinstate v.
eski püskü tatty adj.
eski püskü ragged adj.
eski kurt veteran adj.
General
eski eserler antiques n.
eski resmi belgeleri inceleme bilimi diplomatics n.
eski pul satıcısı a dealer in old stamps n.
eski moda old fashionedness n.
eski eser relic n.
eski bir güney afrika şehri transvaal n.
eski haline çevrilme reversion n.
eski erkek öğrenci alumnus n.
eski yazı bilimi paleography n.
sürtme ile tutuşan eski tür bir kibrit lucifer n.
eski kurt veteran n.
eski rusya'da komunist gençlik örgütü komsomol n.
ikinci tapınak döneminden kalma eski ibranilerin yüksek mahkemesi sanhedrin n.
eski romada bir alayın onda biri cohort n.
eski yunan şiirinde kısa bir beytin uzun bir beyti takip ettiği manzume şekli epode n.
eski yunanda ege kıyılarındaki şehir larisa n.
eski kız öğrenci alumna n.
eski sevgiliyle barışma durumu rebooty n.
ağzı dar, çift kulplu yuvarlak şişe (eski roma'da) ampulla n.
eski kafalı kimse square n.
eski zamanda yaşamışlık ancientness n.
elektrikli eski tip otomobil brougham n.
eski kurt vet n.
eski müshil physic n.
eski mısır bilimi egyptology n.
eski adetler old customs n.
eski durumuna dönme restitution n.
eski bir dans clogging n.
eski püskü giysi rags n.
eski rejim ancient regime n.
ikinci tapınak döneminden kalma eski ibranilerin yüksek mahkemesi sanhedrim n.
eski ingiltere kanununda vergi veya para cezası ödeme escoting n.
eski roma tümeni legion n.
eski pirinç eşyada oluşan yeşil pas patina n.
eski hamam eski tas the same old thing n.
eski olan her şey ephemerae n.
eski haline getirme restitution n.
türk eski yapıtları turkish antiquities n.
eski eserler relics n.
en eski kaptan commodore n.
eski kent historic nucleus n.
eski roma'da çok büyük arazi latifundia n.
eski üye former member n.
eski fotoğraf daguerrotype n.
eski ingiliz guyanası halkından biri guyanese n.
bir derginin eski sayılarından biri back number n.
eski sahibine dönme reversion n.
eski usul old style n.
eski tarih ancient history n.
kuzey afrika şehirlerinin eski arap mahallelerine verilen isim medina n.
ataları eski çağlardan beri belirli bir yerde yaşamış olanlar aborigines n.
çok eski zaman time immemorial n.
eski zamanlar old n.
eski zamanlara ait yazı tableti tabula n.
eski nesil old generation n.
eski gelenekler old customs n.
eski türk dilleri old turkic languages n.
eski ingiltere kanununda vergi veya para cezası escot n.
eski mısır bilimcisi egyptologist n.
eski dünya the old world n.
eski arkadaş former friend n.
eski yazı bilgisi paleography n.
yeniden sunulan eski şey hash n.
eski ahit the old testament n.
eski olma eldership n.
eski yunan alfabesinde bir harf digamma n.
eski yunan ancient greek n.
eski roma'ya ait geniş malikane latifundium n.
orta ve kuzey ispanya'da bir bölge ve eski bir krallığın adı castile n.
eski kafalı kimse fogy n.
bonn (almanya'nın eski başkenti) bonn n.
eski yunan dili hellenic language n.
eski var olandan örnek alınarak yapılan (benzer) pastiche n.
eski yunanistan'da bulunan bir bölge laconia n.
yirmi bir şilin değerindeki eski ingiliz altını guinea n.
özlem duyulan eski güzel günler good old times n.
eski romada yüksek rütbeli memur prefect n.
eski koca exhusband n.
eski kafalı kimse fogey n.
kelimenin en eski şekli etymon n.
eski ve yeni ahit bible n.
eski formunu bulma comeback n.
eski zaman antiquity n.
eski eserler antiquities n.
eski hindu hekimlik ve uzun yaşam sanatı ayurveda n.
eski hanım dame n.
eski toprak old stager n.
eski üye ex member n.
eski uygarlıklar ancients n.
eski kafalı kimse antediluvian n.
eski asker veteran n.
eski türk yazıtları old turkic inscriptions n.
eski zaman yore n.
eski hükümlüler former sentenced persons n.
eski mimari ancient architecture n.
eski bir uzunluk ölçüsü birimi cubit n.
eski sovyet cumhuriyetleri former soviet republics n.
çeyrek peni eski bir ingiliz parası farthing n.
keltik eski eserleri celtic antiquites n.
eski görevine verme reinstatement n.
eski ingiliz gümüş parası shilling n.
eski yunanca ancient greek n.
tokyo'nun eski adı edo n.
suyun 0*'de donup 80*'de kaynadığı eski bir ısı ölçeği réaumur n.
eski çağ kentleri extinct cities n.
eski yunanistan'da vali eparch n.
eski haline dönme reversion n.
türk eski el yazmaları turkish imprints n.
eski iran madeni parası daric n.
eski gücüne ulaşma comeback n.
eski kitaplarda kırmızı harflerle basılan kısım rubric n.
eski yugoslayva'nın büyük bir kısmının adriyatik denizine olan kıyısı dalmatia n.
dönme (eski durum/alışkanlık/inanç vb'ne) reversion n.
eski yunanca (yazı/söz) ancient greek n.
eski ingiliz guyanası guyana n.
eski kafalı kimse old fogey n.
eski görevine iade etme restoration n.
eski kafalı olma blimpishness n.
eski roma mabudesi juno n.
resim biçimli eski hiyeroglif yazısı pictograph n.
eski köye yeni adet unwelcome innovation n.
eski uygarlık antiquity n.
eski belediye vergisi scot and lot n.
eski haline dönme relapse n.
eski çağ uygarlığı ancient civilization n.
eski muharip veteran n.
eski püskü olma raggedness n.
özlemle anılan eski günler langsyne n.
eski haline döndürme rehabilitation n.
eski püskülük dowdiness n.
eski çağ gemileri ancient ships n.
eski kafalı kimse old fogy n.
tüfek (eski model) musket n.
eski yapıtlar antiquities n.
eski olan her şey ephemera n.
eski ingilizcede rüşvet alabilecek durumda olma salably n.
eski zamandan kalmışlık ancientness n.
eski türk yazıtlar old turkic inscriptions n.
irfan özellikle eski zaman bilgileri lore n.
eski karı exwife n.
eski kafalı kimse back number n.
eski komunist rusya başkenti muscovite n.
konsül (eski roma'da) consul n.
eski iyi haline getirme refurbishment n.
eski düzeni tam anlamıyla yıkmadan, buna ek olarak yapıcı yenilikler getirmek isteyen reformist n.
eski kurt old hand n.
eski roma takviminde her ayın ortası ides n.
eski bez parçası rag n.
eski püskülük tattiness n.
eski venedikte başkan doge n.
anımsanamayacak kadar eski zaman time immemorial n.
eski ingiliz askeri redcoat n.
eski püskü giysiler rags n.
eski haline döndürücü reversionist n.
eski sevgili old flame n.
eski dünya old world n.
eski özelliği kalmamış kimse has-been n.
tevrat’ın bilinen en eski yunanca tercümesi septuagint n.
eski gemileri satın alıp parçalarına ayırıp satma shipbreaking n.
eski üstü kapalı hafif gezinti arabası shandrydan n.
eski püskü şeyler gimcrackery n.
eski roma parası sestertius n.
eski roma parası sesterce n.
eski bir inanışa göre cadıların, hayaletlerin, hortlakların ortalığa çıktığı gece (31 ekim) halloween n.
eski para old money n.
eski eşya dükkanı junk shop n.
eski duruma getirme rehabilitation n.
(eski yunan) egzersiz/spor salonu xystus n.
(eski adıyla) sri lanka ceylon n.
eski etiyopya para birimi birr n.
eski püskü old and battered looking n.
eski toprak well preserved older person n.
eski bir fransız halk dansı gavot n.
eski bir yahudi ağırlık ölçüsü gerah n.
4 penilik eski ingiliz gümüş parası groat n.
eski yunanlılarca acı ve üzüntüyü unutturduğu farzolunan bir ilaç nepenthe n.
eski isim hallerinden kısmen ya da tamamen çıkmış fiiller nounal n.
eski ayaklı bir silah harquebus n.
bir eski çağ kenti assos n.
bizans eski eserleri byzantine antiquities n.
eski z harfi izzard n.
eski çağ kenti extinct city n.
islam eski eserleri islamic antiquities n.
eski sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği fsu n.
eski sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği former soviet union n.
eski türk dili old turkic language n.
hristiyan eski eserleri christian antiquities n.
eski çağ tarihi ancient history n.
eski zamanlara ait bir kayık caracore n.
eski şifre previous password n.
eski liste backlist n.
eski bakan former minister n.
eski başkonsolos former consul general n.
eski ahit'in iki tarih kitabı chronicles n.
eski başbakan former prime minister n.
eski üyeler former members n.
eski profesör former professor n.
(eski roma'da) toprak kanunu agrarian law n.
eski bina old building n.
eski türkçe old turkish n.
eski çağlar ancient ages n.
eski sanat eseri antique n.
eski yapıtlar antiquity n.
eski zamandan kalma yapıtlar antiquities n.
eski çağlar antiquity n.
eski durumuna getirme reinstatement n.
eski haline getirme rehabilitation n.
eski gücüne kavuşma comeback n.
eski atina ancient athens n.
eski haline ya da alışkanlığına dönme reversion n.
eski köye yeni adet new tricks to old dogs n.
eski roma ancient-rome n.
eski eş ex-husband n.
eski asker ex-serviceman n.
eski eş ex-spouse n.
eski toprak good old son-of-a-gun n.
eski tutuklu ex-convict n.
eski kafalı kimse die-hard n.
eski üye ex-member n.
eski koca ex-husband n.
eski hükümlü ex-convict n.
eski kafalı kimse fuddy-duddy n.
eski üyeler ex-member n.
eski ingiliz parası half-a-crown n.
eski eş ex-wife n.
eski tüfek war-horse n.
eski kurt war-horse n.
eski manken-yeni şarkıcı model-turned-singer n.
eski ahit old-testament n.
eski sistem old-system n.
eski yunan ve latin yazını humanities n.
araç kullanabilen eski insan homo faber n.
ayakları üzerinde dikelebilen eski insan homo erectus n.
eski müşteri old customer n.
eski şehir inner old city n.
eski eser classic n.
eski kültürler early cultures n.
meksika'da yaşamış eski medeniyet aztec civilisation n.
eski roma'da imparatorun muhafız kıtası praetorian guard n.
eski eşya odası lumber-room n.
eski tip tüfek musket n.
eski teknoloji outdated technology n.
bir satırın sağdan sola ve diğerinin soldan sağa yazıldığı eski bir yazı biçimi boustrophedon n.
eski elbiseler cast off n.
eski elbiseler satan kimse old clothes-man n.
eski yazı ancient writing n.
eski vasiyet ancient will n.
eski eserler ancient monuments n.
eski yerini alma replacement n.
eski yerine bırakma replacement n.
eski ve bakımsız binaların yoğun olduğu semt veya bölge tenement district n.
eski ahitte peygamber kadın ve israil'in yargıcı deborah n.
eski medeniyet ancient civilization n.
kazakistan'ın kuzey doğusu ile mogolistan'ın batısında yaşayan eski bir türk-kazak kabilesi naiman n.
eski bir orta asya inanışına göre gökyüzü tanrısı tengri n.
eski roma alfabesi the ancient roman alphabet n.
eski latin alfabesi the ancient roman alphabet n.
eski hint astroloji ve astronomi sistemi jyotish n.
eski erkek arkadaş exboyfriend n.
eski kız arkadaş exgirlfriend n.
eski sevgili exboyfriend n.
eski sevgili exgirlfriend n.
eski kudüs jerusalem's old city n.
eski şark eserleri müzesi museum of oriental antiquities n.
eski roma'da vahşi hayvanların konulduğu kafes cavea n.
eski zamanlara ait bilgelik ancient wisdom n.
eski çağ bilgeliği ancient wisdom n.
eski moda old style n.
eski sahibi former owner n.
eski çağlar ancient times n.
eski yunanlılar ancient greeks n.
eski kağıt old paper n.
eski sayı back number n.
eski hurda old scrap n.
eski gemi teknesi hulk n.
eski nüsha back number n.
eski deneyim old experience n.
eski zamanlarda kullanılan çamaşır karıştırma aleti posser n.
eski kayınvalide ve kayınpeder ex parents-in-law n.
abd'nin nispeten eski ve ağır sanayilerini barındıran ve soğuk havanın egemen olduğu kuzey bölgesi rust belt n.
eski çağ uygarlıkları ancient civilizations n.
eski inca medeniyeti ancient incan civilization n.
eski ibranice yiddish n.
eski kafalılık die-hardism n.
alanya'nın eski adı coracesium n.
eski öğrenci former student n.
eski bir deniz piyadesi a former marine n.
eski bir motel an old motel n.
eski ahit the proverbs n.
eski takvimciler old calendarists n.
eski ve yeni ahit old and new testament n.
eski ve dökük tekne beat-up boat n.
eski/önceki rakip former rival n.
eski/önceki rakip erstwhile rival n.
eski alkolik ex-alcoholic n.
eski bir şeyin taklidini yapma/eski gibi gösterme antiquing n.
eski ahit'te tanrı'nın özel adı jehovah n.
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet privy n.
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet earth-closet n.
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet jakes n.
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet outhouse n.
eski kudüs kenti old city of jerusalem n.
eski insanlar ancient people n.
federasyon eski başkanı former federation president n.
eski konuk old guest n.
eski/önceki eş ex husband n.
eski/önceki kocası ex husband n.
eski mısır inanışına göre insanın görünmeyen bedeni ka n.
eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri maat n.
eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri mayet n.
eski mısırlılarda kanun doğruluk ,denge, düzen, ahlak ve adalet konseptinde yazılan amel defteri ma'at n.
eski polis ex-cope n.
eski polis ex-policeman n.
eski ve kirli sinema ya da tiyatro fleapit n.
eski köle ex-slave n.
eski filistin’deki güney bölgesi judea n.
eski rahibe ex-nun n.
eski denizci ex-sailor n.
eski roma ancient rome n.
uzun namlulu eski bir tür silah arquebus n.
eski günler auld lang syne n.
eski günler old days n.
eski tablolarda görülen ince çatlak craquelure n.
eski efendi doyen n.
eski günler lang syne n.
eski günler langsyne n.
eski günler auld langsyne n.
eski püskülük shabbiness n.
eski yunan ve roma'da uyku tanrısı hypnos n.
eski yunan ancient greece n.
bir nesneyi nitelemek için kullanılan sözcüğün bazı nedenlerden ötürü o nesnenin özelliklerini tanımlamaya yetmemesi sonucunda (çoğunlukla eski sözcüğün başına bir niteleyici ifade getirilerek) oluşturulmuş yeni kelime retronym n.
eski bir şeyin taklidini yapma/eski gibi gösterme archaization n.
eski alışkanlıklar old habits n.
eski alışkanlıklar old ways n.
eski yazı bilimi palaeography n.
eski ingilizcede rüşvet alabilecek durumda olma saleably n.
eski yazı bilgisi palaeography n.
eski müdür former manager n.
eski fotoğraf old photograph n.
eski dost old pal n.
eski dost old friend n.
eski asker veteran (vet) n.
eski yunan ve roma'da hamamda kullanılan, ciltten ter ve kiri kazımaya yarayan kıvrımlı ve keskin olmayan bir bıçak türü strigil n.
eski hal former state n.
eski patron ex-boss n.
eski ingilizce old english n.
eski başkan former head n.
eski sömürge ex colony n.
eski kozmonot ex-cosmonaut n.
eski ahit'in üçüncü kitabı leviticus n.
eski ahit'in üçüncü kitabı book of leviticus n.
eski suçlular için rehabilitasyon merkezi recovery house n.
eski suçlular için rehabilitasyon merkezi sober house n.
eski eş former spouse n.
eski asiler former rebels n.
eski istanbul old istanbul n.
eski düzen old order n.
aynı eski aşk same old love n.
"rüzgâr" ve "su" anlamına gelen, doğada var olan yaşam enerjisini, yaşanılan mekânlarda harekete geçirme yöntemlerini gösteren eski bir çin öğretisi feng shui n.
eski porno yıldızı former porn star n.
eski̇ anadolu türkçesi̇ old anatolian turkish n.
eski bir parlaklık birimi lambert n.
eski sıra arkadaşı ex-deskmate n.
eski bir deyiş old saw n.
eski bir tabir old saw n.
Girit adası'nın eski adı candia n.
eski bir binanın inşa edilme amacından farklı bir amaçla kullanılması adaptive reuse n.
eski lastik old tire n.
eski ve bakımsız (ev/bina) tenement n.
eski voleybolcu former volleyball player n.
eski voleybolcu ex volleyball player n.
(eski rusya'da) kırsal alanlarda gıda gibi yerel ihtiyaç için gönüllü alınan vergi self-taxation n.
eski bir roma altını solidus n.
eski nesil teknoloji last generation technology n.
eski genel müdür former general manager n.
eski lider former leader n.
belli şekilleri, yeni bir alana, eski görünümlerini bozmayacak şekilde, yeniden yerleştirme işlemi layout n.
zihinsel rahatsızlıklar üzerinde yapılan çalışmaları ve tedavileri ifade eden eski bir tıbbi terim alienism n.
eski rusya'da bakan commissar n.
eski mısır ancient egypt n.
10 şilin değerinde eski bir ingiliz altın parası half sovereign n.
eski vali ex-governor n.
(eski yunan) kabile şefi phylarch n.
(eski yunan) aşiret reisi phylarch n.
eski ispanyol toprak mülkiyeti ölçüsü caballeria [spanish] n.
en eski kayıtlar earliest records n.
eski atasözü old adage n.
eski çağlarda kuzeyin en uç noktası olduğuna inanılan yer ultima thule n.
eski eşya alıp satan kimse ragman n.
(ingiltere) eski ev sahibi ölen kiracının yeni ev sahibine ödediği para acknowledgment money n.
milattan sonra ikinci ve onuncu yüzyıllar arasında kullanılan eski ibrani dili rabbinic hebrew n.
milattan sonra ikinci ve onuncu yüzyıllar arasında kullanılan eski ibrani dili mishnaic hebrew n.
iskoçya'nın eski adı caledonia n.
eski abaka yaprak kılıflarından manilada yapılan kumaş bandala n.
eski tarzda, ilkel yoyo bandalore n.
sri lanka eski cumhurbaşkanı ve başbakanı, chandrika bandaranaike bandaranaike n.
koreli birleşmiş milletler eski genel sekreteri ban ki moon n.
terzilerin kullandığı eski tip kömürlü demir ütü tailor's goose n.
terzilerin kullandığı eski tip kömürlü demir ütü gusing iron [scottish] n.
eski doğu hindistan'da maliye memuru tanadar n.
eski yahudi yazını talmudic literature n.
kamerun'un fransız sömürgesi (eski) cameroun [french] n.
eski püskülük raggery n.
paçavra ve eski kıyafetleri yeniden kullanım amacıyla ayıran kimse ragsorter n.
eski püskülük raggedness n.
eski püskü kıyafet raggery n.
eski ingiltere'de hafif yolcu arabası spring cart n.
eski bir alman tek kanatlı uçağı taube n.
eski alışkanlıklar past habits n.
bir müzisyenin mevcut kayıtlarından farklı olan eski kayıtları back catalogue n.
tüccar (eski ahit) canaanite n.
dirsekten orta parmağın ucuna kadar olan mesafeye eşit eski bir uzunluk ölçüsü birimi cubit n.
tavlaya benzer eski bir oyun aftergame at irish n.
eski tarihli carryover n.
eski haline dönüştürme rebuilding n.
eski eşya rechauffe n.
ingiltere'de york yakınlarında, içerisinde tapınak ve müze barındıran görkemli eski konak castle Howard n.
eski haline dönme reconversion n.
eski haline döndürme reconversion n.
eski sahibine ya da yerine döndürme reconveyance n.
eski sahibine ya da yerine dönme reconveyance n.
(eski roma'da) karayolu causey [obsolete] n.
eski güce kavuşturan kimse recuperator n.
(100 tanganın 1 tacikistan rublesine eşit olduğu) tacikistan'ın eski para birimi tanga n.
(eski yazım) reinforce ranforce [obsolete] n.
(eski dönemlerde) tahıl alıp satan lisanslı satıcı badger n.
eski durumuna geri getirme reestablishment n.
eski durumuna geri getirme re-establishment n.
eski haline getiren kimse rehabilitator n.
önceki bir çalışanın yetkinlik ve güvenilirliğine ilişkin eski işveren tarafından verilen yazı character n.
önceki bir çalışanın yetkinlik ve güvenilirliğine ilişkin eski işveren tarafından verilen yazı character reference n.
rusya federasyonu'nun kafkasya'daki eski bir özerk cumhuriyeti chechen-ingush autonomous republic n.
oyma ya da gravürden kabartma yapılan eski bir kimyasal işlem chemitype n.
oyma ya da gravürden kabartma yapılan eski bir kimyasal işlem chemitypy n.
eski zamanlarda sıkça rastlanan, içindeki kişinin çıplak yattığı yatak naked bed n.
kraliyet ulusal tiyatrosu'nun eski adı national theatre n.
eski roma ve doğu hesaplarına göre saat dokuza denk gelen kanonik zaman noon [obsolete] n.
eski durumuna getirme reinstation n.
eski haline getirme reinstation n.
eski görevine getirme reinstation n.
eski haline dönme relapsing n.
eski eser relik [obsolete] n.
eski yunan dönemindeki klasik üslup ve formların yeniden canlanması neoclassicism n.
eski yunan dönemindeki klasik üslup ve formların yeniden canlanması neo-classicism n.
eski yunan dönemindeki klasik üslubu canlandırma akımından yana olan kimse neoclassicist n.
eski bir hokkabaz topluluğu never-thriving of jugglers n.
londra’da eski bir hapishane newgate n.
londra'da whitehall'daki ingiliz ordusunun başkomutanın eski karargahına verilen isim the horse guards n.
eski ve dökük kamyonet beat-up-van n.
eski zamanlar former times n.
giysi, şemsiye veya eski ayakkabı tamircisi translator [brit] n.
eski yüzyıllara ait hareketli bir köylü dansı trenchmore [obsolete] n.
giysi, şemsiye veya eski ayakkabı tamircisi translater [brit] n.
eski püskü şeyler trashery n.
eski bir buğday ölçüm birimi trug [brit] n.
hantal ve eski biçim kürsü tub n.
elle çekilen eski moda itfaiye arabası tub n.
eski dönemlerde alkol kaçakçılığında kullanılan büyük fıçı tub [brit] n.
damanın öncüsü olarak kabul edilen eski bir masa oyunu alquerque n.
eski moda olma ancientry n.
eski günler ancientry n.
çok eski olma antiquatedness n.
çok eski olma antiquateness n.
eski üslupta ifadeler kullanan kimse archaist n.
eski ilkeler bilimi archelogy n.
atom bombalarının test veya kullanımı sırasında radyoaktiviteye maruz kalan eski silahlı kuvvetler mensubu atomic veteran n.
eski güzel günler auld lang syne [scottish] n.
eski bir fransız kumaş ölçme birimi aune n.
eski çince'den gelen ve yeryüzü, kasılma gücü anlamında sözcük yang n.
eski radyolardaki ışıklı frekans ayarı göstergesi magic eye n.
eski radyolarda frekansın netliğine göre ışık veren gösterge/lamba magic eye n.
eski radyoların üzerinde radyo fonksiyonlarının durumunu gösteren ışıklı göz magic eye n.
eski radyoların üzerindeki katot lambası/ışıtacı magic eye n.
eski çağ tarihi ve uygarlığı ancient history and civilization n.
zorlanma ortadan kalktığında eski şeklini alabilme özelliğine sahip malzeme elastomeric n.
fikir danışılan çok deneyimli eski devlet adamı elder statesman n.
fikir danışılan çok deneyimli eski politikacı kadın elder stateswoman n.
eski baş düşman old nemesis n.
yeniden yazılmış bir parşömendeki en eski yazı underwriting n.
eski bir hint ağırlık birimi chow [obsolete] n.
zimbabve'nin eski para birimi zimbabwean dollar n.
eski kablo veya halat parçası junk n.
eski bir hint bengal halkı bang n.
barbotin tekniğiyle süslenmiş eski avrupa gereçleri barbotine n.
barbotin tekniğiyle süslenmiş eski avrupa gereçleri barbotine ware n.
eski iskoçya'da serseri olarak görülen gezgin müzisyen veya ozan sınıfı bard [obsolete] n.
eski mahkum jailbird n.
eski bir tayland para birimi bat n.
eski bir tayland gümüş parası bat n.
eski model bir omnibüsün tepesindeki oturma yeri knifeboard [uk] n.
almanya ve avusturya'da kullanılmış eski bir gümüş sikke zwanziger n.
eski mısır birası zythem n.
eski bir iskoç gümüş parası bawbee [scotland] n.
hindistan'da kullanılan eski bir altın sikke chick n.
eski erkek arkadaş ex-boyfriend n.
eski sevgili ex-boyfriend n.