güç - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

güç



Sens de "güç" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 140 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
güç power n.
güç strength n.
güç force n.
General
güç energy n.
güç clutch n.
güç arm n.
güç dominance n.
güç punch n.
güç clutches n.
güç tone n.
güç virtue n.
güç vitality n.
güç sinew n.
güç vim n.
güç might n.
güç clout n.
güç pep n.
güç ability n.
güç stamina n.
güç pith n.
güç sword n.
güç spirit n.
güç steam n.
güç impetus n.
güç sting n.
güç vigor n.
güç rod n.
güç effort n.
güç vis n.
güç iron n.
güç vires n.
güç potential n.
güç zing n.
güç intensity n.
güç control n.
güç command n.
güç zap n.
güç forcefulness n.
güç vigour n.
güç resource n.
güç force n.
güç competency n.
güç strength n.
güç power n.
güç faculty n.
güç ascendancy n.
güç capacity n.
güç duty n.
güç muscle n.
güç performance n.
güç potency n.
güç rating n.
güç clout n.
güç pull n.
güç effort n.
güç arm n.
güç kick n.
güç main n.
güç mana n.
güç marrow n.
güç hands n.
güç hank [dialect] n.
güç mercy n.
güç horn n.
güç moxie n.
güç lurch [obsolete] n.
güç running start n.
güç compass n.
güç dynamism n.
güç craft [obsolete] n.
güç poor [dialect] n.
güç invalescence [obsolete] n.
güç firmitude n.
güç firmity n.
güç fortitude [obsolete] n.
güç stiff adj.
güç heavy adj.
güç strenuous adj.
güç stuffing adj.
güç tough adj.
güç formidable adj.
güç baffling adj.
güç difficult adj.
güç problematic adj.
güç knotty adj.
güç troublous adj.
güç painful adj.
güç arduous adj.
güç austere adj.
güç exacting adj.
güç hard adj.
güç fastidious adj.
güç laborious adj.
güç onerous adj.
güç troublesome adj.
güç effortful adj.
güç arduous adj.
güç laborous [obsolete] adj.
güç labourious adj.
güç terrible adj.
güç uphill adj.
güç knotted adj.
güç dere adj.
güç fashious [scotland] adj.
güç sore adj.
güç with difficulty adv.
güç pwr abrev.
Colloquial
güç a hot potato n.
güç juice n.
güç horsepower n.
güç oomph n.
Trade/Economic
güç coercive power n.
güç capacity n.
güç ability n.
Politics
güç competence n.
güç power n.
Technical
güç force n.
güç strength n.
güç capability n.
güç performance n.
güç compulsion n.
güç rating n.
güç puissance n.
güç potency n.
güç hard adj.
Automotive
güç power n.
Statistics
güç power n.
Sport
güç power n.
güç devil n.
Music
güç forza n.
Latin
güç potentia n.
güç auctoritas n.
Archaic
güç seigniorage n.
güç seignorage n.
güç seigneurage n.
Slang
güç hoska [dated] n.
güç mahoska [dated] n.
güç mojo n.
British Slang
güç grunt n.
Star Wars
güç force n.

Sens de "güç" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
zor/güç durum strait n.
güç vermek sustain v.
güç algılanan subtle adj.
güç bela scarcely adv.
General
mekanik güç purchase n.
elektronik güç electronic power n.
söndürülmesi güç ateş wildfire n.
güç çeviriciler tranducers n.
caydırıcı güç deterrent force n.
güç kaynakları power resources n.
güç aktarımı power transfer n.
güç ve tatsız iş chore n.
güç savaşı power struggle n.
güç durum spot n.
güç ilişkileri power relations n.
itici güç impulsion n.
güç istasyonu power station n.
alçak güç low power n.
çözümlenmesi güç bir problem a can of worms n.
itici güç propellant n.
güç verme energising n.
maksimum güç maximum power n.
çekiç güç combined task force n.
güç elektroniği power electronics n.
nükleer güç nuclear power n.
güç durum mess n.
birinin seçilmesi gereken iki güç seçenek horns of a dilemma n.
itici güç propulsive force n.
güç kaynakları power sources n.
genişleyen güç expansionary force n.
güç kontrolü power control n.
güç sistemi power system n.
itici güç propellent power n.
güç mesafesi power distance n.
güç durum fix n.
geciktirici güç retarding force n.
güç çeviriciler transducers n.
itici güç driving force n.
güç azalması decrease of performance n.
büyük mali güç towering financial strength n.
fiziksel güç physical power n.
egemen güç sovereign n.
güç birliği union of forces n.
itici güç motor n.
güç verici energiser n.
güç elitleri power elites n.
etkin güç powerhouse n.
kaba güç gösterisi vulgar display of power n.
güç birimi watt n.
güç bir mücadele uphill struggle n.
güç amplifikatörleri power amplifiers n.
güç oluşması dynamogenesis n.
çekici güç attractive force n.
güç trafosu power transformer n.
nominal güç maximum rated power n.
büyük güç great power n.
özel güç kaynağı dedicated power supply n.
güç sayısı power number n.
gizli güç potential n.
insanların boyun eğmesi ve kurban vermeleriyle yatıştırılacak zorba güç moloch n.
atomik güç atomic power n.
güç birimi power unit n.
roket güç anahtarı missile power switch n.
nominal güç maximum rated output n.
güç kullanma exserting n.
cinsel güç virility n.
manevi güç morale n.
hidrolik güç hydraulic power n.
cinsel güç potency n.
güç kullanma exerting n.
güç verimi mechanical efficiency n.
uçak motorunun ürettiği güç thrust n.
güç denemesi facedown n.
güç yapısı power structure n.
güç kullanma compulsion n.
manevi güç moral force n.
ikinci güç second power n.
çevik güç mobile striking force n.
maksimum güç yüksekliği maximum power altitude n.
güç tüpü power tube n.
güç durum tickler n.
güç durum dilemma n.
güç birimi force unit n.
güç verme energizing n.
bağlayıcı güç binding force n.
daha üst seviyede bir güç kaynağı dolayısıyla görevini yapamayacak durumda olma shadowing n.
güç durum tight corner n.
itici güç impetus n.
yaratıcı güç creative power n.
güç kaynağı power plant n.
bağlama güç kaynakları switching power supplies n.
toplumsal güç social force n.
toplumsal güç community power n.
güç dengesi balance of power n.
doğaüstü güç supernatural power n.
güç kullanma use of force n.
güç kullanımı use of force n.
iş güç sahibi professional responsible person n.
iş güç sahibi professional person n.
iş güç sahibi responsible professional person n.
tam güç full force n.
siyasi güç political power n.
doğrusal özgül güç power rating n.
güç durum straits n.
silahlı güç armed force n.
güç yasası power law n.
güç kesilmesi power interruption n.
güç gösterisi tour de force n.
güç şebekesi power network n.
güç kesici power breaker n.
nükleer güç santrali nuclear power plant n.
önüne gelen her şeyi yıkan güç juggernaut n.
ezici güç steamroller n.
beklenmedik biçimde yetişen yardımcı güç deus ex machina n.
güç tasarruf modu power saving mode n.
beklenmedik zamanda yetişen bir güç deus ex machina n.
orantısız güç unproportional force n.
orantısız güç unbalanced force n.
orantılı güç proportional force n.
orantılı güç balanced force n.
güç harcama exertion n.
elektrik güç dağıtımı electric power distribution n.
elektrik güç sistemleri electric power systems n.
çekici güç attractive power n.
güç mücadelesi power struggle n.
yıkıcı güç maelstrom n.
sürekli güç continuous power n.
devamlı güç continuous power n.
ilahi güç divine power n.
tasarlanmış güç design effort n.
güç sevdası ambition for power n.
net güç effective capacity n.
zayıf güç kaynağı weak power supply n.
güç tutumluluğu energy economy n.
etkin güç real power n.
etkili güç real power n.
itici güç get-up-and-go n.
gizli güç secret-concealed-natural power n.
fıtri güç secret-concealed-natural power n.
güç istemi will-to-power n.
itici güç impulse n.
güç durum impasse n.
dayanılmaz yıkıcı güç juggernaut n.
güç tasarruflu-mod power-saved mode n.
fiziksel güç physical force n.
itici güç driving power n.
güç çarpanı power factor n.
itici güç propulsion n.
gizil güç potential n.
güç faktörü power factor n.
güç katsayısı power factor n.
güç merkezi powerhouse n.
güç durum scrape n.
güç bandı power band n.
güç verme sustenance n.
inanılması güç hikaye tall story n.
(ses) güç volume n.
savaşan güç belligerent power n.
ezici güç steam roller n.
doğa-üstü güç supernatural power n.
güç düşmesi decrease in power n.
güç düşmesi power decrease n.
güç düşmesi decrease in strength n.
güç arayışı power-seeking n.
öncü güç leading force n.
gizemli güç mysterious force n.
iten kuvvet/güç booster n.
akıllı güç smart power n.
güç maksimizasyonu power maximization n.
psionik güç psionic power n.
aşırı güç excessive power n.
güç kesintisi black out n.
cinsel güç artırıcı aphrodisiac n.
caydırıcı güç determent n.
güç ve ses şiddet birimi decibel n.
içsel güç inner power n.
manevi güç inner power n.
idaresi güç olma unmanageableness n.
idaresi güç olma recalcitrance n.
idaresi güç olma refractoriness n.
güç gösterisi show of strength n.
güç verici energizer n.
güç şekerlemesi power nap n.
güç kirlenmesi power pollution n.
beşinci güç fifth power n.
aşırı güç kullanma overkill n.
merkezi güç central power n.
daimi kuvvet/güç standing force n.
karşı güç counterpower n.
güç kayması power shift n.
gizli güç secret power n.
güç tasarrufu modu power save mode n.
perde arkasındaki güç eminence grise n.
perde arkasındaki asıl güç éminence grise n.
güçlü bir yaratıcı güç demiurge n.
güç simgesi symbol of power n.
manevi güç inner strength n.
güç boşluğu power gap n.
kavraması güç olmak abstrusity n.
sirklerde güç gösterileri yapan adam strongman n.
sanatsal güç artistic power n.
güç artışı afforcement n.
güç artışı afforciament n.
ortak güç ve işbirliği team play n.
ruhların gezegenler üzerinde, gezegenlerin de insanlar üzerinde etkisine sebep olduğuna inanılan doğaüstü güç celestial magic n.
büyük güç laldie n.
büyük güç laldy n.
kendine gösterilen şiddete direnmek için güç kullanmayan kimse nonresistant n.
amaçlara ulaşırken fiziksel güç kullanımından kaçınma nonviolence n.
canlılık veren güç numen n.
teşvik etme, güç verme işlevi gören unsur nurse n.
normal kalite/güç/esneklik nature [dialect] n.
(bir duygunun, davranışın) güç kaynağı nerve n.
büyük güç thunder n.
içinden çıkılması güç durum troubled waters n.
taşınabilir güç kaynağı power bank n.
iş güç employment n.
fiziksel enerji veya güç foison [scottish] n.
bir kurumda daha fazla güç kazanmak isteyen bir kimsenin yaptığı eylemler empire-building n.
güç sarf etme energy n.
sürekli diğer insanları güç duruma düşüren veya utandıran kimse enfant terrible n.
yıkıcı güç jagannath n.
askeri güç gösterisi saber rattling n.
askeri güç kullanma tehdidi saber rattling n.
askeri güç gösterisi saber-rattling [us] n.
askeri güç kullanma tehdidi saber-rattling [us] n.
askeri güç gösterisi sabre rattling n.
askeri güç kullanma tehdidi sabre rattling n.
manevi güç lift n.
itici güç bent n.
politik güç juice n.
tahmin etmesi güç olay knuckleball n.
olağanüstü güç magic n.
etkili güç virtue n.
güç veren şey vitalizer n.
güç veren şey vitaliser n.
cesaret veya güç gibi özelliklere sahip yetişkin erkek man n.
fiziksel güç kaybı weakening n.
derinlerdeki güç strength in depth n.
para babalarının sahip olduğu güç ve etki big bucks n.
itici güç birr n.
içsel doğaüstü güç mana n.
güç kullanarak engelleme quelling n.
yıkıcı güç whirlwind n.
sınırsız güç plenary power n.
itici güç repellence n.
itici güç repellency n.
harekete geçirici güç blood n.
güç kaybetme bloodletting n.
sınırlayıcı güç hamstring n.
doğaüstü dünyanın gerçek olduğu yanılsamasını yaratan büyük güç maya n.
anlaşılması güç bir şekilde girift veya çetrefilli olan şey maze n.
etkin güç mechanical effect n.
75 kg'lık bir ağırlığı saniyede bir metre yükseltmek için gerekli olan güç birimi metric horsepower n.
çözülmesi güç olan problemler wicked problems n.
güç toplamı head count n.
güç toplamı headcount n.
yardım etmede kullanılan güç veya kaynaklar help n.
yüksek derece (miktar, güç) highness n.
güç kaynağı horn n.
(abd ölçü sisteminde) 746 vatlık standart güç birimi horse power n.
(ingiliz yerçekimi ivmesinde) 550 ayak-librelik standart güç birimi horse power n.
etkili güç horse power n.
güç, otorite veya mülkiyet sahibi kadın mistress n.
tehdit edici güç monster n.
yok edici güç monster n.
itici güç motive power n.
güç kazanma revalescence n.
ikna edici güç rhetoric n.
harekete geçirici güç rhetoric n.
(güç veya hız bakımından) kasırgaya benzeyen şey hurricane n.
canlılara özgü işlev ve özelliklerin atfedildiği varsayımsal güç life principle n.
güç merkezi ganglion n.
itici güç gas n.
güç durum lock [obsolete] n.
fiziksel güç muscle n.
belirsiz ve anlaşılması güç olma obscureness n.
anlaşılması güç olma obscurity n.
belirli bir durumu kontrol ettiği düşünülen hayali güç veya varlık god n.
favori güç darling n.
güç sahibi deity n.
güç kaybı dejection [obsolete] n.
yetki sahibi güç delegacy n.
zihinsel güç kaybı demency [rare] n.
mutlak güç olarak kabul edilen varlık demiurge n.
yıkıcı güç destructive n.
fayda sağlayan güç grace [obsolete] n.
tanrı'nın insanlara verdiği güç grace n.
ahlaki güç grace n.
güç derecesi grade n.
aşındırıcı bağın güç derecesi grade n.
söndürülmesi güç ateş greek fire n.
anlaşılması güç şey hocus-pocus n.
kapsamlı güç long-legs [africa] n.
varsayımsal güç kavramının öğretisi odism n.
varsayımsal güç kavramının incelenmesi odism n.
varsayımsal güç kavramı inancı odism n.
güç ve tatlılık kaynağı oenomel n.
aşırı güç overforce n.
(kişi, canlı aşırı güç kullanarak öldürme overkill n.
güç kaybı overthrow n.
güç gösterisi roar n.
(okulda veya üniversitede) sınıflar arası güç yarışı rush n.
devindiren güç impulsion n.
sınırsız güç ve etkiye sahip unsur omnipotence n.
sınırsız güç ve etkiye sahip unsur omnipotency n.
etkileşimde olan iki güç veya unsur arasındaki diyalektik gerilim dialectic n.
etkileşimde olan iki güç veya unsur arasındaki diyalektik karşıtlık dialectic n.
belirli bir alanda güç sahibi bir aileyi kuran kimse dynast n.
ruhani güç influence n.
doğaüstü güç influence n.
güç sahibi kimsenin nüfuz alanı barony n.
güç kaybetme distress n.
iş güç hareketliliği coming and going n.
zorlayıcı güç compulsive n.
üstün güç cosmocrat n.
nihai güç cosmocrat n.
bazı faaliyetleri bastırmak için güç kullanan silahlı birlik üyesi cossack n.
güç sahibi kimse paramount n.
eşit güç counterpoise n.
karşıt durum, güç veya görüşlerin çatışması crossfire n.
hemen güç kaybetme fatigability n.
güç veya maddi avantaj arzusuyla gelen manevi veya entelektüel tatminsizlik faustianism n.
güç sahipleri people in power n.
doğaüstü güç potency n.
şeytani güç potency n.
güç sahibi kimse potestate [obsolete] n.
bir paund-kuvvet değerinde güç uygulayan kütle pound-mass n.
heyecan verici güç pow n.
itici güç powder n.
politikada güç savaşı power play n.
güç ile elde edilen diplomatik başarı power play n.
güç bölgesi satrapy n.
spiritüalist bir medyumun söz veya performanslarını harekete geçirdiğine inanılan güç control n.
feodal güç feudality n.
etkin güç firepower n.
etken güç firepower n.
baskın güç firepower n.
fiziksel güç foison [scotland] n.
fiziksel güç harcama physical exertion n.
güç duygusu pride [obsolete] n.
durdurucu güç prejudice n.
güç kullanarak el koyma prensation [obsolete] n.
itici güç send n.
güç ve yetki merkezi siege [obsolete] n.
destekleyici temel güç sinew n.
dördüncü güç fourth estate n.
arka tekerleği zincirden güç almadan serbest dönen bisiklet freewheeler n.
güç kullanmadan yokuş aşağı giden motorlu taşıt freewheeler n.
küresel süper güç global superpower n.
itici güç push n.
egemen güç sovran n.
güç kaynağı strength n.
mutlak güç sahibi kimse subjugator n.
güç algılanan şey subtility n.
itici güç suggestiveness n.
tanrısal güç supernatural n.
yüce güç supremacy n.
en yüksek güç supreme being n.
(güç, kaynak) kapasite firepower n.
gücüne güç katmak get stronger v.
güç vermek energise v.
aşırı güç sarfederek çekmek shlep v.
aşırı güç sarfederek çekmek pull along v.
güç kazandırmak (zor bir olay) temper v.
gücüne güç katmak become more powerful v.
gücüne güç katmak become stronger v.
yeniden güç kazanmak rally v.
arka tekerleği zincirden güç almadan serbest dönen bisikletle gitmek freewheel v.
güç vermek vitalize v.
kullanmak (güç) exert v.
güç sağlamak power v.
gücüne güç katmak gain more strength v.
çok güç durumda olmak be in dire straits v.
güç vermek support v.
güç gelmek find difficult v.
güç vermek energize v.
güç bir durumda bulunmak tight corner v.
güç kullanmak use force v.
inanması güç olmak be hard to believe v.
güç birliği yapmak collaborate v.
güç kazanmak gain strength v.
güç kaybetmek lose power v.
güç kazanmak gather strength v.
güç birliği yapmak join forces v.
güç uygulamak use force v.
güç almak (birinden/bir şeyden) get strength from someone/something v.
güç almak (birinden/bir şeyden) be encouraged v.
güç almak (birinden/bir şeyden) take heart v.
birbirinden güç almak take strength from each other v.
fiziksel güç kullanmak resort to physical force v.
fiziksel güç kullanmak use physical force v.
güç kullanmak bear down v.
güç göstermek show strength v.
güç sergilemek display power v.
güç göstermek show power v.
güç sergilemek display strength v.
güç sağlamak drive v.
güç vermek corroborate v.
güç harcamak exert power v.
güç harcamak exert oneself v.
güç harcamak put effort into it v.
güç kazanmak strengthen v.
güç toplamak gather strength v.
güç durumda olmak be in a difficult situation v.
güç durumda olmak be in an awkward situation v.
üzerinden güç kazanmak gain ground upon v.
güç tazelemek regain power/strength v.
güç tazelemek restore strength v.
savunma bakanına askeri güç kullanma emri vermek order the secretary of defence to use military force v.
güç elde etmek attain power v.
orantısız güç kullanmak use disproportionate force v.
güç vermek vitalise v.
(ruhani bir güç tarafından) çarpılmak be smited v.
güç sarhoşu olmak be drunk with power v.
(güç) toplamak rally v.
yeniden güç vermek re-energize v.
sayı, miktar, güç veya önem bakımından daha büyük olmak reign v.
büyülü bir güç ile korumak charm v.
güç sarf etmek exert v.
güç vermek zap v.
güç bir durumda bırakmak empale v.
güç durumda bırakmak impale v.
güç veya direnç sağlamak man v.
güç bela yürümek billow v.
güç gösterisi yaparak korkutmak bluff v.
büyük bir güç ile kaldırmak wrestle v.
(özellikle güç kullanarak) son vermek break v.
güç gösterisi ile gözünü korkutmak buffalo v.
(ağır bir şeyi) büyük güç harcayarak taşımak horse v.
güç kullanarak çekmek revulse v.
ilerleyen bir güç önünde geri çekilmek give way v.
(bir şeyin) üzerinde güç kullanmak muscle v.
güç kullanarak karşıtlığın üstesinden gelmek muscle v.
güç kullanarak içine sokmak dint v.
organize etme, güç sağlama ve denetleme işlerini yürütmek direct v.
güç verme heartening v.
güç vermek operate v.
(düşmanı) aşırı güç kullanarak yok etmek overkill v.
aşırı güç kullanarak öldürmek overkill v.
fazla güç kullanmak overoffice [obsolete] v.
daha fazla güç vermek overpower v.
güç zehirlenmesi yaşatmak overpower v.
güç kazanmak overquell v.
(lamba veya motoru aşırı gerilim, basınç veya güç ile) çalıştırmak overrun v.
güç uygulamak overwhelm v.
sayı, miktar, güç veya önemce daha fazla olmak rule v.
güç kullanarak elde etmek impel v.
(güç) kullanmak impress v.
güç vermek zip (up) v.
güç vermek clothe v.
güç kesildikten sonra bir süre daha momentumu korumak drift v.
güç sağlamak poor [dialect] v.
güç bela ilerlemek climb (along) v.
hareket etmek için güç kullanmak crowbar v.
güç vermek innerve v.
(güç, yetki) vermek invest v.
güç vermek power v.
hareket için güç vermek power v.
güç uygulayarak sürmek power v.
(hakim) yerli yersiz tokmak vurup güç gösterisi yapmak gavel v.
(birinden) fiziksel güç veya çabayla üstün olmak outmuscle v.
güç ve sağlamlıkla (bir şeyin) iç kısmına örülü olmak sinew v.
güç vermek sinew v.
(yokuş aşağı) mekanik güç kullanmadan gitmek freewheel v.
(motorcu) yokuş aşağı güç harcamadan inmek freewheel v.
güç yetirmek bear v.
(hak, güç) kullanmak bear v.
güç veya keskinlik katmak spike v.
güç vermek strength [obsolete] v.
güç kullanmak suck v.
güç durumda embattled adj.
anlaşılması güç recondite adj.
güç kullanan exertive adj.
sindirimi güç indigestible adj.
güç verilmiş energized adj.
güç verilmiş energised adj.
hazmı güç (yemek) heavy adj.
başarı (cesaret veya bedensel güç isteyen) feat adj.
çözülmesi güç complicated adj.
önlenmesi güç rampant adj.
güç beğenen hard to please adj.
tatmin edilmesi güç exceptious adj.
idaresi güç awkward adj.
anlaşılması güç murky adj.
idaresi güç unmanageable adj.
güç kullanılmış exerted adj.
güç veren roborant adj.
güç beğenen fussy adj.
yeniden kazandıran (sağlık/güç vb'ni) restorative adj.
hayli güç pretty difficult adj.
hazmı güç indigestible adj.
güç kullanılmış exserted adj.
anlaşılması güç complicated adj.
anlaşılması güç dense adj.
anlaşılması güç convoluted adj.
güç (bir şey) severe adj.
sindirimi güç stodgy adj.
yakalanması güç elusory adj.
anlaşılması güç abstruse adj.