genç - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

genç



Sens de "genç" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 56 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
genç young n.
genç juvenile n.
General
genç younker n.
genç youth n.
genç teen n.
genç whelp n.
genç young man n.
genç kid n.
genç juvenile person n.
genç lad n.
genç sapling n.
genç youngster n.
genç callant (scotland) n.
genç callan n.
genç sapling n.
genç bud n.
genç yoof n.
genç gossoon [ireland] n.
genç gorsoon [ireland] n.
genç teenager n.
genç sprout n.
genç green adj.
genç youngling adj.
genç youngish adj.
genç adolescent adj.
genç youthful adj.
genç teeny adj.
genç younger adj.
genç young adj.
genç little adj.
genç junior (jr) adj.
genç fresh-faced adj.
genç nascent adj.
genç tender adj.
genç unaged adj.
genç jeune adj.
genç youngthly [obsolete] adj.
genç youthly adj.
genç youthy [scotland] adj.
genç vernal adj.
genç juvenescent adj.
genç prime adj.
genç juv (juvenile) abrev.
Colloquial
genç spring chicken n.
genç teenie n.
genç teeny n.
genç bohunk interj.
Idioms
genç wearing short pants adj.
Trade/Economic
genç junior adj.
Medical
genç juvenile adj.
Education
genç bursch n.
Archaic
genç youthsome adj.
Slang
genç juvie adj.
genç snot-nosed adj.
British Slang
genç young fella n.
genç sonny jim n.

Sens de "genç" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
evlenmemiş genç kız maid n.
General
sığır veya koyun çiftliğinde genç deneyimsiz işçi jackeroo n.
genç kızlar teenage girls n.
genç kadın judy n.
genç erişkinler young adults n.
genç erkek lad n.
askere alınmış genç conscript n.
kitle iletişim araçları ve genç yetişkinler mass media and young adult n.
dağınık saçlı genç kız flapper n.
genç kız maiden n.
asil genç kız damoiselle n.
evlenmemiş genç kız maiden n.
asil genç kız damosel n.
yontulmamış genç cub n.
seksi genç kız lolita n.
yetişkinlerin, genelde 15-19 yaş aralığında olan kendinden yaşça küçük genç kız veya erkeklere ilgi duyması ephebophilia n.
genç tüketiciler young consumers n.
genç psikolojisi adolescent psychology n.
genç kıza eşlik eden yaşlı kadın chaperon n.
genç turistler için ucuz otel hostel n.
genç kızlık hali girlishness n.
bir genç kızın sosyeteye ilk defa takdimi debut n.
sersem genç veya çocuk calf n.
genç kişi youth n.
genç insan yonker n.
gelişme çağındaki beceriksiz genç hobbledehoy n.
genç vadi young valley n.
sarsak ve sakar genç hobbledehoy n.
genç kız wench n.
genç yetişkin tüketiciler young adult consumers n.
genç uşak boy n.
genç olma juvenescence n.
genç adam stripling n.
erkek genç boy n.
genç kız damsel n.
genç adam youngster n.
genç erkek kum satıcısı sandboy n.
genç et sığırı beefling n.
genç yıldız starlet n.
genç kız young lady n.
doğurmamış genç inek heifer n.
terbiyesiz genç cub n.
genç adam youth n.
şımarık genç jackanapes n.
küstah bir genç whelp n.
genç adam younker n.
sosyeteye ilk kez tanıtılan genç kız debutante n.
asi genç beatnik n.
genç edebiyatı juvenile literature n.
genç kızlık çağı maidenhood n.
genç evlenmemiş kadın demoiselle n.
genç kadınlar young women n.
genç kız damozel n.
genç başlangıçlı young onset n.
genç kadın lass n.
genç erkekler young men n.
genç kız gibi olma maidenliness n.
genç kadınlarda kansızlıktan ileri gelen bir hastalık greensickness n.
genç çocuk sapling n.
güzel genç kız gamine n.
genç kız puss n.
genç köylü swain n.
terbiyesiz genç unlicked cub n.
yükselme hırsında olan genç çalışan yuppy n.
hırslı ve maddi şeylere aşırı önem veren meslek sahibi genç yuppy n.
genç bitki plantlet n.
genç (adam) youth n.
genç ebeveyn young parent n.
genç sörfçü gremmie n.
genç sörfçü gremmy n.
genç ve güzel kız (şiir) nymph n.
genç nüfus young population n.
genç odası teenager groups (furniture) n.
genç odası teen room n.
genç nüfus youthful population n.
genç nesil rising generation n.
genç turistler konukevi youth hostel n.
genç erkek köle muchacho n.
genç adam muchacho n.
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız debutante n.
13-19 yaş arasındaki genç teenager n.
genç toprak immature soil n.
genç ve bekar kız damsel n.
genç evlenmemiş kız maiden n.
çok genç yaş tender age n.
genç bayan young lady n.
genç kızlık soyadı maiden name n.
genç kuşaklar young generations n.
genç çift young couple n.
araba yarışçısı genç boy racer n.
parası veya toplumdaki konumu nedeniyle yaşlı bir adamla evlendirilen genç kadın trophy wife n.
her genç kızın rüyası every girl's dream n.
genç bilim insanı junior scientist n.
abd'de bir genç kızın 16. yaşgününde yapılan doğumgünü kutlaması sweet sixteen n.
genç patron young boss n.
genç aşıklar young lovers n.
genç yaşta ölüm death at a young age n.
genç kadın young lady n.
genç kadın young woman n.
genç/ergen erkek çocuk teenage boy n.
genç ve orta yaşlı bireyler young and middle-aged individuals n.
genç bilim adamları dergisi young scientists journal n.
(ispanyolca) genç kız chica n.
genç hristiyan erkekler birliği young men's christian association (ymca) n.
en yetenekli genç cerrah the most gifted young surgeon n.
genç olanlar the young ones n.
genç bir siyah adam a young black man n.
genç adam chappie n.
genç kesimin oyu youth vote n.
genç kız sütyeni training bra n.
genç kız sütyeni trainer bra n.
genç kız sütyeni bralette n.
kendinden çok genç biriyle evlenen kimse baby snatcher n.
genç kıza eşlik eden kadın duenna n.
genç sörfçü young surfer n.
genç yetişkin young adult n.
kendini genç hisseden insanlar people who feel young n.
genç erkeklerden oluşan pop grubu boy band n.
genç erkeklerden oluşan pop grubu boyband n.
genç kız edebiyatı/yazını chick lit n.
genç memeli veya memeli yavrusu calf n.
genç nesil posterity n.
genç dişi domuz gilt n.
genç yaşamı teen life n.
zayıf, ince insan (özellikle genç kadın) waif n.
(aengus) aşkı ve güzelliği simgeleyen kelt tanrısı (genç erkeklerin ve kadınların ilahi koruyucusu) angus n.
genç insanların etkisinden veya eyleminden kaynaklanan önemli kültürel, siyasi veya sosyal değişim youthquake n.
genç kadın chicklet n.
günlük dilde genç indo-ingiliz bacha n.
beceriksiz, sakar genç calf n.
genç takımından profesyonel takıma çıkan oyuncu call-up n.
genç takımından profesyonel takıma çağrılma call-up n.
aptal ve düşüncesiz genç kadın taupie n.
yakışıklı genç adam adonis n.
yakışıklı genç erkek adonis n.
henüz olgunluğa ulaşmamış genç kız backfisch n.
feodallik zamanında başka bir şövalyenin hizmetinde çalışan genç şövalye bachelorship n.
ergenlik çağındaki genç teen n.
romantik ilişkide bulunulan genç kadın lady friend n.
romantik ilgi duyulan genç kadın lady friend n.
(yaşlı bir kadın) genç kıza refakat etme chaperonage n.
genç kadın charver n.
rahat ve spor kıyafetler giyen, işçi sınıfından genç kimse charver n.
genç şahin nias n.
genç kimse tenderling n.
genç kız tid n.
genç kadın tid n.
genç hristiyan erkekler birliği young men's christian association (ymca) n.
gönül eğlendirmelik genç ve çekici erkek toy boy n.
ebeveynleri ile birlikte yaşayan 20-30 yaşlarındaki genç yetişkin twixter n.
(çin'de) kırsal alanlardan kitleler halinde şehre göç etmiş genç nesil ant tribe n.
yakışıklı genç adam apollo n.
özenti genç aspirer n.
özenti genç wannabee n.
genç erkeklere ilgi duyan orta yaşlı homoseksüel erkek aunty n.
markette alınan ürünleri poşetleyen erkek çocuk veya genç bag boy n.
güzel genç kız enigma n.
genç olma juvenileness n.
genç baron baronet [obsolete] n.
evlenmemiş genç kadın jeune fille n.
evlenmemiş genç kadın lass n.
evlenmemiş genç kadın lassie n.
evlenmemiş genç kadın young girl n.
şık ve zengin genç insanlar jeunesse dorée n.
fevri genç kemp n.
serseri genç kemp n.
düğünlerde yer gösteren genç erkek usher n.
bir suç nedeniyle hüküm giymiş veya ihtar almış genç kimse young offender n.
yaşı genç kimse young one n.
yaşı genç kimse young person n.
yaşlı ve muhafazakar iktidara karşı kontrolü ele geçirmeye çalışan bir grup genç young turk n.
genç kimse younger n.
genç kimse youngger n.
genç kimse youngling n.
genç görünen yaşlı kimse youngster n.
genç hayvan youngster n.
genç bitki youngster n.
genç şövalye younker [obsolete] n.
soylu genç younker [obsolete] n.
çalışma alanında aktif olan genç youth leader n.
genç olma youthhood n.
genç asker besognio n.
genç kız chica n.
genç kadın chica n.
genç adam chiel [scotland] n.
sığır veya koyun çiftliğinde çalışan genç deneyimsiz kadın işçi jillaroo n.
genç adam jong [south africa] n.
wicca inancına ait tasvirlerde yaşlı kadın ve anne figürlerine eşlik eden, kız veya genç kadını simgeleyen tanrıça maiden n.
genç kız olma durumu maidenship [obsolete] n.
genç kızlık maidenship [obsolete] n.
genç kızlık maidism n.
agresif ve huysuz genç bevan n.
agresif ve huysuz genç bev n.
(kötüleme anlamında) genç kadın biddie n.
(kötüleme anlamında) genç kadın biddy n.
genç adam wag [obsolete] n.
genç kadın quean [scotland] n.
atak genç blade n.
yumurtası veya spermi tam gelişmemiş genç ve yağlı ringa balığı matie n.
genç kız junior miss n.
genç insan vücudu juvenile body n.
iki genç kız tarafından sergilenen bir tür bali dansı legong n.
güzel genç kadın whiting-mop n.
süslü üniformalarla resmi geçitlerde veya müsabakalarda çeşitli düzenlerde yürüyüş yapan genç kadın takımları marching girl [australia/new zealand] n.
1980'lerin punk hareketinin bir kolu olan genç ve isyankar eşcinsellerin alt kültürü queercore n.
kanı kaynayan genç blood [uk] n.
güzel ve genç olunan dönem blow n.
alçakgönüllü genç kadın blushet [obsolete] n.
özellikle abd'de 1940'lı yıllarda genç kızların giydiği bilekli çorap bobbysox n.
genç birisinin yaşlı birine verdiği şey hand-me-up n.
genç kız mauther [uk] n.
tuhaf ve sakar genç kız mauther [uk] n.
1 mayıs gibi mayıs ayı festivallerini yönetmesi için seçilen kız veya genç kadın may lady [obsolete] n.
1 mayıs gibi mayıs ayı festivallerini yönetmesi için seçilen kız veya genç kadın may queen n.
güzel genç kadın bonny [scotland] n.
hayat dolu ve yaramaz genç hempy [scotland] n.
çobanlık yapan genç erkek herdboy n.
çobana yardım eden genç erkek herdboy n.
genç kimse minikin [obsolete] n.
genç kadın minikin [obsolete] n.
bir başkasının daha küçük veya daha genç haline benzeyen kimse mini-me n.
genç erkek sevgili boy n.
başarılı ve genç sanatçılardan oluşan grup bratpack n.
kötü davranışlı bir grup genç bratpack n.
enerjik genç adam buck n.
zenginlerin alışkanlık ve giyimlerine özenen fakir genç erkek buckeen [ireland] n.
kılıksız genç züppe buckeen [ireland] n.
kanı kaynayan genç buckie n.
cemiyete yeni giren genç kız bud n.
toplum kurallarına karşı çıkan genç hippie n.
toplum kurallarına göre yaşamayı reddeden genç hippie n.
toplum kurallarına karşı çıkan genç hippy n.
toplum kurallarına göre yaşamayı reddeden genç hippy n.
genç kadına özgü özellikler missishness n.
genç kıza özgü özellikler missishness n.
genç insan mokopuna [new zealand] n.
genç kız mop [uk] n.
(birleşik krallık'ta) rock müzikten ve kaykaydan hoşlanan bir genç mosher n.
(japonya'da) evlenmemiş genç kadın mousme n.
genç yetişkin erkek young buck n.
genç yetişkin erkek young man n.
girişken genç erkek young gun n.
açıkgözlü genç erkek young gun n.
yardımcı olarak çalışan genç young man n.
genç kan gallant n.
genç erkek loon [dialect] [scotland] n.
(erkek) genç aşık loverboy n.
genç kadın muchacha n.
genç ormancı bushboy n.
içki servisi yapan genç ganymede n.
genç ve bekar erkek garçon n.
genç bekar kadın girl n.
evlenmemiş genç kız girl n.
çok yetenekli genç kız girl wonder n.
olağanüstü başarılı genç kadın girl wonder n.
genç kadınlara alıcı gözle bakma girl-watching n.
(II. dünya savaşında) askere alınan genç kimse chocolate soldier n.
hizmetkar genç erkek chokra [india] n.
genç kız chokri [india] n.
genç kadın chokri [india] n.
evlenmemiş genç kadın dame [scotland] n.
evlenmemiş genç kız dame [scotland] n.
genç bekar kız dame [scotland] n.
genç bekar kadın dame [scotland] n.
sosyeteye yeni katılan genç kız debby n.
genç erkek uşak gossoon [ireland] n.
yeteneği için seçilmiş, eğitiminin başında olan genç öğrenci grasshopper n.
genellikle motosikletçi çetesine mensup olan uzun saçlı genç greaser n.
kemikleri henüz tam olgunlaşmamış genç ve narin kimse gristle [obsolete] n.
hantal genç grummet [dialect] [uk] n.
genç kadın heifer n.
tuhaf genç erkek hobbledehoy n.
evden kaçan genç kimse runaway n.
sosyeteye ilk kez giren genç kız ingenue n.
sosyetede yeni genç kadın ingenue n.
genç ve masum kadın rolü ingenue n.
düzenli olarak partileyen çapkın genç kadın good-time girl n.
gönlü genç kimse goodwin n.
hafifmeşrep genç kız goose cap [dialect] n.
kaprisli genç kız goose cap [dialect] n.
genç kadınların sosyeteye takdim edildiği balo cotilion n.
(eskiden) orduda ve savaş alanında trampet çalmış genç oğlan drummer boy n.
gazete satan genç kız papergirl n.
gazete dağıtan genç kız papergirl n.
genç kadın polony n.
genç kız polony n.
genç kız popsy n.
genç öğretmen young teacher n.
genç memur clerkling n.
mostrası daha genç kaya tabakasıyla çevrili kaya kütlesi inlier n.
sade görünümlü genç kız plainish n.
genç yetişkin kimse postadolescent n.
genç yetişkin postteen n.
genç kadın fille n.
ahlaksız genç kadın flapper [obsolete] n.
hafifmeşrep genç kız flapper [obsolete] n.
cemiyete henüz takdim edilmemiş genç kız flapper [uk] n.
genç kimse fledgeling n.
genç kimse fledgling n.
başarılı genç sporcu phenom n.
genç geyikte dallanmamış boynuz pricket n.
genç kız princess n.
sosyeteye ilk kez çıkan genç kız presentee n.
evlenmemiş genç kız pucel [obsolete] n.
evlenmemiş genç kız puzzel [obsolete] n.
evlenmemiş genç kız pucelle [obsolete] n.
çaylak genç rookie n.
sevimli genç kız rosebud n.
farklı giyinen kısa saçlı ergen veya genç grubunun üyesi sharpie [australia] n.
çekici ve flörtöz genç kadın sheba n.
genç çoban shepherdling n.
genç mağaza görevlisi erkek shop boy n.
(genç italyan erkekler için) geleneksel bir saygı hitabı signorino n.
evlenmemiş genç kimse single n.
genç bekar single n.
siyahi genç kız sister n.
(girl guide hareketinde) altı genç kızlık alt birim six n.
budala genç skipjack n.
aklı havada genç skipper n.
para ve kariyer derdi olmadığı için ilerlenmesi zor işlerde vakit öldüren genç ve eğitimli kimse slacker n.
genç ve zarif kimse slip n.
genç adam snap n.
genç züppe snobling n.
üst fıçıdaki genç şarabın alt fıçıdaki olgun şarap ile karıştırılması sonucu lezzet istikrarı sağlayan bir sistem solera n.
üst fıçıdaki genç şarabın alt fıçıdaki olgun şarap ile karıştırılması sonucu lezzet istikrarı sağlayan bir sistem solera system n.
genç bir erkeği seyahatlerinde peşinde dolaştıran tip bear leader n.
(uzay operasında) genç astronot space cadet n.
genç erkek spalpeen [ireland] n.
genç adam springal n.
genç adam springald n.
genç toprak ağası squireling n.
işsiz güçsüz genç erkek stalko n.
avare genç erkek streetboy n.
genç nesil succession [obsolete] n.
çocuk veya genç bireyin korunmasına yönelik mahkeme emri supervision order n.
(1920'lerde) özgür düşünen genç kadın flapper n.
genç bayan miss n.
ergenlik çağındaki seksi genç kız lolita n.
genç göstermek look younger v.
genç kıza eşlik etmek chaperon v.
genç göstermek look young v.
genç görünmek look young v.
genç ölmek die young v.
genç yaşta ölmek die young v.
genç yaşta ölmek die prematurely v.
genç kalmak stay young v.
genç kalmak keep young v.
genç yaşta dul kalmak become a widow at an early age v.
eskisi gibi genç olmamak not as young as one used to be v.
genç görünüm vermek give a youthfull appearance v.
daha genç yapmak youthen v.
yeniden genç olmak vernate v.
(genç doğanları) yarı serbest durumda tutmak hack v.
genç kız olmak connive v.
genç kadın olmak connive v.
daha genç birini terfi ettirmek için kıdemli bir çalışanı es geçmek deadhead v.
(genç fideyi) orijinalinden başka bir saksıya çıkarmak prick v.
(genç kadını) geleneksel bir törenle cemiyete takdim etmek present v.
genç delikanlı stripling adj.
en genç youngest adj.
daha genç younger adj.
genç bir insanı andıran youthful adj.
ergenlik çağında olan (genç) adolescent adj.
genç erişkin young adult adj.
genç kız gibi maidenly adj.
genç bir havaya sahip youthful adj.
daha genç junior adj.
çok genç too young adj.
genç görünümlü young-looking adj.
genç görünen young-looking adj.
zinde ve genç görünen fresh-faced adj.
genç ve güzel bir kız gibi nymphetic adj.
genç ve güzel bir kızla ilgili nymphetic adj.
oldukça genç youngish adj.
genç olmayan unyoung adj.
genç gibi olmayan unyoung adj.
aynı isimde olup daha genç olan younger adj.
genç sayılan youngish adj.
genç gibi youngish adj.
nispeten genç youngish adj.
ruhu genç youngly adj.
genç giyim tarzına ait youthy [scotland] adj.
daha genç yr (younger) adj.
en genç lastborn adj.
en genç last-born adj.
genç kız gibi maidenlike adj.
hasta bir genç kız gibi solgun maidpale adj.
bilekli çorap giyen genç kızlardan oluşan bobby-sock adj.
bilekli çorap giyen genç kızlarla ilgili bobby-sock adj.
bilekli çorap giyen genç kızlardan oluşan bobby-socks adj.
bilekli çorap giyen genç kızlarla ilgili bobby-socks adj.
bilekli çorap giyen genç kızlardan oluşan bobby-sox adj.
bilekli çorap giyen genç kızlarla ilgili bobby-sox adj.
genç kıza uygun missish adj.
genç kıza özgü missish adj.
genç kız ile ilişkili missy adj.
genç kıza benzer missy adj.
genç kıza özgü missy adj.
sosyeteye yeni katılan (genç kız) debby adj.
(belirtilen akrabalık derecesinden) bir nesil daha yaşlı veya genç great adj.
sosyeteye yeni giren genç kadına ait ingenue adj.
sosyeteye yeni giren genç kadın ile ilgili ingenue adj.
sosyeteye yeni giren genç kadına uygun ingenue adj.
genç kızlara ait feminine adj.
genç kızlarla ilgili feminine adj.
yetişkin ve genç erkek arasındaki eşcinsel ilişkiye ait pederastic adj.
genç yetişkin çağında olan postadolescent adj.
genç yetişkinlik dönemine ait postteen adj.
genç yetişkinlik dönemi ile ilgili postteen adj.
çok genç prekindergarten adj.
çok genç shirttail adj.
genç ve diri görünen fresh adj.
çok genç yaşta at a tender age adv.
genç bir halde youthfully adv.
genç bir biçimde adolescently adv.
genç bir ruhla youngly adv.
genç bir halde youthly adv.
genç kız gibi davranarak maidenly [obsolete] adv.
genç bey young sir interj.
(nasihat ifadesi olarak) genç hanım young lady interj.
(nasihat ifadesi olarak) genç adam young man interj.
genç anlamı veren ön ek neo- pref.
genç anlamı veren ön ek ne- pref.
genç anlamı veren son ek -ling suf.
(abd) bir okul spor takımının genç/yıldız takımı jv (junior varsity) abrev.
genç kadın srta. (senhorita) abrev.
genç ve bekar kadın srta. (senhorita) abrev.
genç kadın srta. (senorita) abrev.
genç ve bekar kadın srta. (senorita) abrev.
Phrasals
(genç takımdan profesyonel takıma) çıkmak call up v.
(memeli) genç yaşta yavrulamak come in v.
bir şeyi kendinden küçük/daha genç birine vermek/bırakmak/devretmek hand something down v.
Phrases
şirketin, hepsi genç olan dört üyesi var the company has four members, all of whom are young expr.
Proverb
genç bir adamın kölesi olmaktansa yaşlı birinin sevgilisi olmak yeğdir better be an old man's darling than a young man's slave
genç dediğin gezer tozar, yaş aldıkça uslanır wanton kittens make sober cats
genç birinden yaşlı birinin deneyimini bekleyemezsin you can't put a wise head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin görmüş geçirmiş tavrını bekleyemezsin you can't put a wise head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin yapacağı sağduyulu muhakemeyi bekleyemezsin you can't put a wise head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin deneyimini bekleyemezsin you can't put an old head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin görmüş geçirmiş tavrını bekleyemezsin you can't put an old head on young shoulders
genç birinden yaşlı birinin yapacağı sağduyulu muhakemeyi bekleyemezsin you can't put an old head on young shoulders
Colloquial
genç erkek olma hali ladhood n.
genç hristiyan erkekler derneği the y (the ymca) [usa] n.
genç kızlar tids n.
genç kadınlar tids n.
kısa çorap giymiş genç kız bobbysoxer n.
kısa çorap giymiş genç kız bobby-soxer n.
yerine göre çocuk veya genç adam big boy n.
genç kız bobby-soxer n.
zengin çevresi ve ailesi üzerinden geçinen genç trustafarian [brit] n.
bir genç kız a young girl n.
genç bayan young lady n.
genç kişi spring chicken n.
genç ve deneyimsiz kadın haber sunucusu anchorette n.
kafası karışık genç crazy mixed-up kid n.
arkadaşlık ettiği genç erkeklere bol para ve hediye veren yaşlı ve zengin kadın sugar mama n.
genç gösteren kişi dorian gray n.
genç ve masum kişi virgin ears n.
z jenerasyonuna mensup genç zoomer n.
şehirli genç çift yappie [us] n.
apaçi (genç) yarco n.
herhangi bir sorumluluğu olmayan genç adam roving blade n.
genç kimse kiddo n.
genç kimse young'un n.
sofistike zevkleri ve iyi kazancı olan genç yetişkin yupster n.
sofistike zevkleri ve iyi kazancı olan genç yetişkin yindie n.
(japonya'da) tasarım kıyafet ve aksesuarlar satın alıp son teknoloji cihazları kullanan aşırı sosyal genç kız veya genç kadın kogal n.
18 yaş altı genç juvie n.
punk rockçı tarzında giyinen genç punker n.
genel kültürü yüksek genç quiz kid n.
akıllı/zeki genç quiz kid n.
genç kadın pussycat n.
ekran bağımlısı genç screenager n.
yaşlı ve deneyimli birine denk başarı gösteren genç kimse wonderkid n.
(özellikle 1940'lı yıllarda) bilekli çorap giyen genç kız bobbysocker n.
genç kız bobbysocker n.
genç kız bobbysoxer n.
(özellikle 1940'lı yıllarda) genç kız bobby soxer n.
(özellikle 1940'lı yıllarda) bilekli çorap giyen genç kız bobby-socker n.
genç kız bobby-socker n.
genç boğa mickey [australia] n.
yabani ve sahipsiz genç boğa mickey [australia] n.
1950'li yılların bohem genç kuşağı beat n.
özellikle ekonomik sebeplerle baba evine dönen genç boomerang kid n.
birleşik krallık'ta eskiden 16-18 yaş arasındaki gençlere staj ve çalışma sağlayan programla işe girmiş genç yopper [uk] n.
sahayı bedava kullanma karşılığında buz hokeyi sahasında çalışan genç rink rat [canada] n.
kadınsı genç erkek femboy n.
ahlaklı genç erkek choirboy n.
helal sütü emmiş genç erkek choirboy n.
temiz genç erkek choirboy n.
genç sörfçü grommet [australia] n.
sevimli, masum genç kız sweet young thing n.
genç yetişkinlikte bilgi teknolojisi kullanımına alışmış kimse digital immigrant n.
genç kadın popçu popette n.
pop müzik hayranı genç kadın popette n.
meksikalı-amerikalı çetelerle gezen genç kız pachuca n.
enerjik ve neşeli genç kadın filly n.
salaş giyimli kayakçı genç skater [uk] n.
anoreksik görünen genç süper model superwaif n.
külhanbeyi gibi davranan (genç erkek) laddish adj.