glare - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

glare

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "glare" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 53 résultat(s)

Anglais Turc
General
glare n. dargın bakış
glare n. düşmanca bakış
glare n. kötü bakış
glare n. kızgın bakış
glare n. göze batan şey
glare n. ters bakış
glare n. göz kamaştırıcı ışık
glare n. göz kamaştırıcı parıltı
glare n. parıltı
glare n. ışıltı
glare n. göz kamaştırıcı güneş ışığı
glare n. ucuz ve gösterişli parlaklık
glare n. gösterişlilik
glare n. şatafat
glare n. parlak buzdan yüzey
glare n. parlak buz katmanı
glare n. parlak cila
glare n. bunaltıcı ilgi
glare n. aşırı sokulganlık
glare v. göze batmak
glare v. dik dik bakmak
glare v. göz kamaştıracak bir şekilde parlamak
glare v. parlamak
glare v. ters ters bakmak
glare v. göz kamaştırmak
glare v. kızgın bakmak
glare v. parıldamak
glare v. göz kamaştırıcı ışığın yansımasıyla ışıldamak
glare v. çok parlak ve yoğun olmak (ışık, renk)
glare v. göz kamaştırıcı şekilde süslü veya cafcaflı olmak
glare v. göze çarpmak
glare v. bunaltıcı şekilde ön plana çıkmak
glare v. kızgın bakışlar atmak
glare adj. pürüzsüz
glare adj. parlak ve şeffaf
glare adj. parlak
glare adj. düz
Technical
glare n. cama benzer bir yüzey
glare n. arama çarpışması
glare n. gelen arama ile giden aramanın aynı anda olması
Lighting
glare n. kamaşma
Automotive
glare n. parlak ışık
Medical
glare n. gler
Meteorology
glare n. parıltı
Archaic
glare n. yumurta akı
glare n. parlaklık
glare n. göz kamaştırıcı olma
glare v. yapıştırıcı sürmek
glare v. saldırgan bir halde kendini göstermek
glare v. nahoş şekilde dikkat çekmek
glare v. göze batmak
glare v. zorla sokulmak
glare v. güçlü şekilde yansıtmak

Sens de "glare" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 66 résultat(s)

Anglais Turc
General
absence of glare n. parlamazlık
light glare n. göz kamaştırıcı ışık
light glare n. parıltı
glare at v. ters ters bakmak
glare at v. sert sert bakmak
glare at v. dik dik bakmak
in the glare of publicity adv. herkesin gözü önünde
Phrasals
glare at v. düşmanca bakmak
glare at v. kızgınlıkla bakmak
glare at v. kinle süzmek
glare at (someone or something) v. (birine/bir şeye) sert sert bakmak
glare at (someone or something) v. (birine/bir şeye) ters ters bakmak
glare at (someone or something) v. (birine/bir şeye) dik dik bakmak
glare at (someone or something) v. (birine/bir şeye) düşmanca bakmak
glare at (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kinle süzmek
glare at (someone or something) v. (birine/bir şeye) kızgınlıkla bakmak
glare down v. üzerinde güçlü bir şekilde parlamak
glare down v. gözünü dikmek
glare down v. bakışlarını kenetlemek/sabitlemek
glare down v. sert sert bakmak
glare down v. ters ters bakmak
glare down v. dik dik bakmak
glare down v. düşmanca bakmak
glare down v. kinle süzmek
glare down v. kızgınlıkla bakmak
glare down on v. üzerinde güçlü bir şekilde parlamak
glare down on v. gözünü dikmek
glare down on v. bakışlarını kenetlemek/sabitlemek
glare down on v. '-e sert sert bakmak
glare down on v. '-e ters ters bakmak
glare down on v. '-e dik dik bakmak
glare down on v. '-e düşmanca bakmak
glare down on v. '-i kinle süzmek
glare down on v. '-e kızgınlıkla bakmak
glare down on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinde güçlü bir şekilde parlamak
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sert sert bakmak
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) ters ters bakmak
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) dik dik bakmak
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) düşmanca bakmak
glare down on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kinle süzmek
glare down on (someone or something) v. (birine/bir şeye) kızgınlıkla bakmak
Phrases
in the full glare of the sun expr. güneşin alnında
Idioms
glare down on someone v. birine sert sert bakmak
rivet one's glare on someone v. birine gözlerini dikmek
glare down on someone v. birine öfkeli bir şekilde bakmak
rivet one's glare on someone v. bakışlarını dikmek
glare down on something v. (güneş) yakıp kavurmak
rivet one's glare on someone or something v. gözünü birine/bir şeye dikmek
rivet one's glare on someone or something v. bakışlarını birine/bir şeye kenetlemek/sabitlemek
Technical
arc glare n. ark parlaması
anti-glare system n. göz kamaşmasını önleyici sistem
anti glare n. ışık yansımasını önleyici kaplama
anti-glare shield n. parlamaya karşı kalkan
veiling glare index n. perde parıltısı indisi
non-glare adj. yansımaz
anti-glare adj. yansıma engelleyici
non-glare adj. yansımayan
Informatics
glare-free screen n. yansımasız ekran
Lighting
disability glare n. bozucu kamaşma
direct glare n. dolaysız kamaşma
direct glare n. doğrudan kamaşma
discomfort glare n. konforsuz kamaşma
glare by reflection n. yansımayla kamaşma
Aeronautic
glare shield n. alev siperi
Meteorology
glare ice n. parlak buz
Star Wars
anti-glare goggles n. yansıma engelleyici gözlükler