Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Speaking | ||||
Speaking | müsaadenizle | allow me expr. | ||
Allow me to make a number of critical comments about the further development of competition policy per se. Müsaadenizle, rekabet politikasının daha da geliştirilmesi konusunda bir takım eleştirel yorumlarda bulunacağım. More Sentences |
||||
General | ||||
General | müsaadenizle | with your sanction adv. | ||
Phrases | ||||
Phrases | müsaadenizle | by your leave expr. | ||
Colloquial | ||||
Colloquial | müsaadenizle | would you excuse me? expr. | ||
Speaking | ||||
Speaking | müsaadenizle | if you'll excuse me expr. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Colloquial | müsaadenle/müsaadenizle | 'scuse, please exclam. |
Speaking | ||
Speaking | müsaadenizle gidebilir miyim/kalkabilir miyim? | may I be excused? expr. |
Speaking | müsaadenizle gidebilir miyim/kalkabilir miyim? | could I be excused? expr. |
Speaking | müsaadenizle! (özellikle bir yerden ayrılırken) | would you excuse us please? expr. |
Speaking | müsaadenizle! (özellikle bir yerden ayrılırken) | will you excuse us please? expr. |
Speaking | müsaadenizle gidebilir miyim/kalkabilir miyim? | can I be excused? expr. |
Speaking | müsaadenizle! (özellikle bir yerden ayrılırken) | can you excuse us please? expr. |
Speaking | müsaadenizle! (özellikle bir yerden ayrılırken) | could you excuse us please? expr. |