Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Historique
plain
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Sens de
"plain"
dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 86 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
Common Usage
1
Common Usage
plain
n.
ova
2
Common Usage
plain
adj.
süssüz
3
Common Usage
plain
adj.
yalın
4
Common Usage
plain
adj.
düz
5
Common Usage
plain
adj.
sade
General
6
General
plain
n.
vuzuh
7
General
plain
n.
düzlük
8
General
plain
n.
geniş ve düz yer
9
General
plain
n.
düz arazi
10
General
plain
n.
açıklık
11
General
plain
n.
sadelik
12
General
plain
n.
geniş açıklık
13
General
plain
v.
(sürekli) şikayet etmek
14
General
plain
v.
inlemek
15
General
plain
v.
ağlamak
16
General
plain
v.
yakınmak
17
General
plain
adj.
çirkin
18
General
plain
adj.
basit
19
General
plain
adj.
şatafatsız
20
General
plain
adj.
net
21
General
plain
adj.
baharatsız
22
General
plain
adj.
yavan
23
General
plain
adj.
su katılmamış
24
General
plain
adj.
açık
25
General
plain
adj.
sade (yiyecek)
26
General
plain
adj.
vazıh
27
General
plain
adj.
adi
28
General
plain
adj.
gösterişsiz
29
General
plain
adj.
dürüst
30
General
plain
adj.
belli
31
General
plain
adj.
normal
32
General
plain
adj.
bezemesiz
33
General
plain
adj.
sade
34
General
plain
adj.
kolay anlaşılır
35
General
plain
adj.
alışılmış
36
General
plain
adj.
(hanedan armaları) süslü olmayan
37
General
plain
adj.
saf
38
General
plain
adj.
katışıksız
39
General
plain
adj.
(cam) pürüzsüz
40
General
plain
adj.
engelsiz
41
General
plain
adj.
hilesiz
42
General
plain
adj.
olduğu gibi
43
General
plain
adj.
düz
44
General
plain
adj.
karmaşık olmayan
45
General
plain
adj.
yaygın
46
General
plain
adj.
kibirsiz
47
General
plain
adj.
yapmacıksız
48
General
plain
adj.
tutumlu
49
General
plain
adj.
quaker mezhebi veya kullandıkları dile ait
50
General
plain
adj.
quaker mezhebi veya kullandıkları dille ilgili
51
General
plain
adv.
açıkça
52
General
plain
adv.
sade bir biçimde
53
General
plain
adv.
sadece
54
General
plain
adv.
düpedüz
55
General
plain
adv.
basit bir şekilde
56
General
plain
adv.
açık bir şekilde
57
General
plain
adv.
net bir şekilde
58
General
plain
adv.
tamamen
59
General
plain
adv.
kesinlikle
Trade/Economic
60
Trade/Economic
plain
n.
ova
61
Trade/Economic
plain
adj.
açık
62
Trade/Economic
plain
adj.
anlaşılır
63
Trade/Economic
plain
adj.
basit
64
Trade/Economic
plain
adj.
sade
65
Trade/Economic
plain
adj.
yalın
Technical
66
Technical
plain
v.
(cam) pürüzsüzleştirmek
67
Technical
plain
adj.
desensiz
68
Technical
plain
adj.
sade
69
Technical
plain
adj.
(kağıt veya levha) tamamı aynı kalitede üretilmiş
70
Technical
plain
adj.
(kağıt veya levha) kaplamasız
Textile
71
Textile
plain
adj.
düz
72
Textile
plain
adj.
sade
Marine
73
Marine
plain
n.
düz alan
Gastronomy
74
Gastronomy
plain
n.
bir tür hafif bira
Breeding
75
Breeding
plain
adj.
(merinos koyunu) kırışıksız
76
Breeding
plain
adj.
(büyükbaş hayvan) kaba ve düşük kaliteli
Geography
77
Geography
plain
n.
wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
Sport
78
Sport
plain
n.
(bilardoda) beyaz top
79
Sport
plain
n.
(bilardoda) beyaz topu oynayan oyuncu
Card
80
Card
plain
adj.
resimsiz (iskambil kartı)
Music
81
Music
plain
adj.
(müzik armonisi) yalnızca temel akor tonlarını kullanan
Archaic
82
Archaic
plain
n.
ağıt
83
Archaic
plain
n.
yakarış
84
Archaic
plain
n.
savaş alanı
85
Archaic
plain
adj.
düz
86
Archaic
plain
adj.
pürüzsüz
Sens de
"plain"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 477 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
General
1
General
plain dealing
n.
açık davranma
2
General
alluvial plain
n.
birikinti ovası
3
General
plain chocolate
n.
sade çikolata
4
General
flood plain
n.
taşkın ovası
5
General
in plain terms
n.
basit sözlerle
6
General
policeman in plain clothes
n.
sivil polis
7
General
wash plain
n.
sandur
8
General
plain sailing
n.
basit iş
9
General
flood plain zoning
n.
taşkın önleme bölgesi
10
General
abyssal plain
n.
deniz tabanı
11
General
plain paper
n.
boş kağıt
12
General
cilician plain
n.
çukurova
13
General
plain language
n.
açık dil
14
General
plain language
n.
sade dil
15
General
plain dealing
n.
dürüstlük
16
General
plain spirits
n.
saf alkol
17
General
plain knitting
n.
düz örgü
18
General
plain good sense
n.
sağduyu
19
General
plain good sense
n.
akıl fikir
20
General
plain-clothes policeman
n.
sivil polis
21
General
plain work
n.
düz iş
22
General
plain work
n.
kolay iş
23
General
plain hair
n.
düz saç
24
General
the plain truth
n.
gerçeğin ta kendisi
25
General
plain text
n.
açık metin
26
General
plain language
n.
açık ifade
27
General
plain logic
n.
düz mantık
28
General
a plain expression
n.
yalın bir anlatım
29
General
plain/simple thanks
n.
kuru teşekkür
30
General
just a plain thanks
n.
kuru teşekkür
31
General
a plain kind of guy
n.
sıradan tip/adam
32
General
plain clothes
n.
sivil giysi
33
General
plain clothes
n.
sivil kıyafet
34
General
plain water
n.
sade içme suyu
35
General
police officer in plain clothes
n.
sivil kıyafetli polis memuru
36
General
plain view
n.
açık görünüm
37
General
plain view
n.
düz görünüm
38
General
vast plain
n.
geniş düzlük
39
General
vast plain
n.
geniş ova
40
General
arid plain
n.
kurak ova
41
General
plain [rare]
n.
ağıt
42
General
plain battle
n.
açık savaş
43
General
plain battle
n.
meydan muharebesi
44
General
plain dealer
n.
dürüst tüccar
45
General
plain speaking
n.
açık konuşma
46
General
plain-clothes
n.
resmi görev sırasında tanınmamak için giyilen sivil kıyafet
47
General
plain-spokenness
n.
açık sözlülük
48
General
become plain
v.
sadeleşmek
49
General
dress in plain clothes
v.
sivil giyinmek
50
General
make plain
v.
açıklığa kavuşturmak
51
General
plain [obsolete]
v.
düzleştirmek
52
General
as plain as a pikestaff
adj.
apaçık
53
General
as plain as a pikestaff
adj.
bariz
54
General
plain spoken
adj.
açık sözlü
55
General
as plain as the nose on your face
adj.
besbelli
56
General
as plain as the nose on your face
adj.
apaçık
57
General
as plain as a pikestaff
adj.
besbelli
58
General
as plain as the nose on your face
adj.
gün gibi ortada
59
General
as plain as the nose on your face
adj.
bariz
60
General
as plain as the nose on your face
adj.
açık seçik
61
General
as plain as a pikestaff
adj.
gün gibi ortada
62
General
as plain as a pikestaff
adj.
açık seçik
63
General
plain-dealing
adj.
açık davranan
64
General
plain-dealing
adj.
açık
65
General
plain-clothed
adj.
sade giyimli
66
General
plain and simple
adj.
sade ve basit
67
General
plain-speaking
adj.
açık konuşan
68
General
plain-speaking
adj.
dobra konuşan
69
General
plain-speaking
adj.
içten
70
General
plain-speaking
adj.
samimi
71
General
plain-clothes
adj.
(polis, güvenlik görevlisi) görevdeyken tanınmamak için sivil giyen
72
General
plain-hearted
adj.
içten
73
General
plain-hearted
adj.
dürüst
74
General
plain-Jane
adj.
süssüz
75
General
plain-Jane
adj.
sade
76
General
plain-Jane
adj.
basit
77
General
plain-jane
adj.
basit
78
General
plain-jane
adj.
sıradan
79
General
plain-laid
adj.
(halat) iplerin dönüş yönünün tersi yönde bükülmüş iplerden oluşan
80
General
plain-spoken
adj.
içten
81
General
plain-spoken
adj.
samimi
82
General
plain-spoken
adj.
açık sözlü
83
General
plain-vanilla
adj.
sade
84
General
plain-vanilla
adj.
basit
85
General
in plain english
adv.
açıkça
86
General
in plain words
adv.
açıkçası
87
General
in plain terms
adv.
açıkça
88
General
in plain english
adv.
açık ve sabit kelimelerle
89
General
in plain english
adv.
açıkçası
90
General
in plain english
adv.
dobra dobra
91
General
in plain language
adv.
basit bir dille
92
General
in plain language
adv.
yalın bir dille
93
General
plain of
expr.
… ovası
Phrases
94
Phrases
in plain sight
expr.
açıkça
95
Phrases
in plain sight
expr.
görünürde
96
Phrases
in plain sight
expr.
meydanda
97
Phrases
in plain sight
expr.
kolayca görülen
Colloquial
98
Colloquial
plain jane
n.
sıradan vatandaş
99
Colloquial
plain vanilla
n.
uygulama veya sistemin asgari işlevleri
100
Colloquial
plain and simple
expr.
bu kadar basit
Idioms
101
Idioms
plain sailing
n.
basit iş
102
Idioms
plain sailing
n.
rahat ve sorunsuz iş
103
Idioms
a plain jane
n.
sıradan/çekici olmayan kız veya kadın
104
Idioms
be as plain as day
v.
gün gibi ortada olmak
105
Idioms
hide in plain sight
v.
göz önünde fark edilmemek
106
Idioms
be as plain as the nose on somebody's face
v.
gün gibi ortada olmak
107
Idioms
hide in plain sight
v.
varlığını maskeleyen bir ortamda görünür kalarak fark edilmez olmak
108
Idioms
put (something) into plain english
v.
daha açık ifade etmek
109
Idioms
put (something) into plain english
v.
daha basit bir dille anlatmak
110
Idioms
put (something) into plain english
v.
daha düz bir dille/ingilizceyle ifade etmek
111
Idioms
say (something) in plain english
v.
daha açık söylemek
112
Idioms
say (something) in plain english
v.
daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak
113
Idioms
say (something) in plain english
v.
daha düz bir dille/ingilizceyle anlatmak
114
Idioms
write (something) in plain english
v.
daha basit bir ingilizceyle yazmak
115
Idioms
write (something) in plain english
v.
daha düz bir ingilizceyle yazmak
116
Idioms
write (something) in plain english
v.
herkesin anlayabileceği şekilde/bir dille yazmak
117
Idioms
hide (someone or something) in plain view
v.
(birini/bir şeyi) herkesin görebileceği bir yerde saklamak
118
Idioms
hide (someone or something) in plain view
v.
(birini/bir şeyi) göz önünde bir yere saklamak
119
Idioms
hide (someone or something) in plain view
v.
(birini/bir şeyi) ortalık yerde saklamak/kamufle etmek
120
Idioms
hide in plain view
v.
göz önünde fark edilmemek
121
Idioms
hide in plain view
v.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmemek
122
Idioms
hide in plain view
v.
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmemek
123
Idioms
hide in plain view
v.
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmemek
124
Idioms
hide in plain view
v.
herkesin görebileceği bir yerde/ortalık yerde kamufle olmak
125
Idioms
hide in plain view
v.
apaçık ortada olmasına rağmen tepki çekmeden ve değişmeden kalmak
126
Idioms
hide in plain view
v.
nasıl geldiyse öyle gitmek
127
Idioms
hide in plain view
v.
apaçık ortada olmasına rağmen alışıldığı için görünmez olmak
128
Idioms
be as plain as the nose on (one's) face
v.
apaçık olmak
129
Idioms
be as plain as the nose on (one's) face
v.
apaçık ortada olmak
130
Idioms
be as plain as the nose on (one's) face
v.
besbelli olmak
131
Idioms
be as plain as the nose on (one's) face
v.
aşikar olmak
132
Idioms
be as plain as the nose on (one's) face
v.
bariz olmak
133
Idioms
be as plain as the nose on (one's) face
v.
gün gibi ortada olmak
134
Idioms
be in plain english
v.
dobra dobra olmak
135
Idioms
be in plain english
v.
açık olmak
136
Idioms
be in plain english
v.
açık bir dilde olmak
137
Idioms
be in plain english
v.
anlaşılır bir dilde olmak
138
Idioms
be in plain english
v.
herkesin anlayabileceği dilde olmak
139
Idioms
be in plain english
v.
düz bir dilde olmak
140
Idioms
be in plain language
v.
dobra dobra olmak
141
Idioms
be in plain language
v.
açık olmak
142
Idioms
be in plain language
v.
açık bir dilde olmak
143
Idioms
be in plain language
v.
anlaşılır bir dilde olmak
144
Idioms
be in plain language
v.
herkesin anlayabileceği dilde olmak
145
Idioms
be in plain language
v.
düz bir dilde olmak
146
Idioms
be plain sailing
v.
rahat ve sorunsuz gitmek
147
Idioms
be plain sailing
v.
tereyağından kıl çeker gibi olmak
148
Idioms
be plain sailing
v.
kolayca akmak/ilerlemek
149
Idioms
be plain sailing
v.
düzlüğe çıkmak
150
Idioms
be plain sailing
v.
dümdüz ilerlemek
151
Idioms
be (all) plain sailing
v.
rahat ve sorunsuz gitmek
152
Idioms
be (all) plain sailing
v.
tereyağından kıl çeker gibi olmak
153
Idioms
be (all) plain sailing
v.
kolayca akmak/ilerlemek
154
Idioms
be (all) plain sailing
v.
düzlüğe çıkmak
155
Idioms
be (all) plain sailing
v.
dümdüz ilerlemek
156
Idioms
hide (someone or something) in plain sight
v.
(birini/bir şeyi) göz önünde kamufle etmek
157
Idioms
hide (someone or something) in plain sight
v.
(birini/bir şeyi) göz önünde saklamak/görünmez kılmak
158
Idioms
hide (someone or something) in plain sight
v.
(birini/bir şeyi) herkesin görebileceği bir yerde saklamak
159
Idioms
put (something) into plain language
v.
(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak
160
Idioms
put (something) into plain language
v.
(bir şeyi) yalın bir dille ifade etmek/anlatmak
161
Idioms
put (something) into plain language
v.
(bir şeyi) anlaşılır bir dille ifade etmek/anlatmak
162
Idioms
put (something) into plain language
v.
(bir şeyi) düz bir dille ifade etmek/anlatmak
163
Idioms
put (something) into plain language
v.
(bir şeyi) açıkça ifade etmek/anlatmak
164
Idioms
put (something) into plain language
v.
(bir şeyi) herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmek/anlatmak
165
Idioms
say (something) in plain language
v.
(bir şeyi) açıkça/açık bir dille söylemek
166
Idioms
say (something) in plain language
v.
(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak
167
Idioms
say (something) in plain language
v.
(bir şeyi) düz bir dille anlatmak
168
Idioms
write (something) in plain language
v.
daha basit bir dille yazmak
169
Idioms
write (something) in plain language
v.
sade bir dille yazmak
170
Idioms
write (something) in plain language
v.
herkesin anlayabileceği şekilde/bir dille yazmak
171
Idioms
hidden in plain view
adj.
göz önünde fark edilmeyen
172
Idioms
hidden in plain view
adj.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen
173
Idioms
hidden in plain view
adj.
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmeyen
174
Idioms
hidden in plain view
adj.
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmeyen
175
Idioms
hidden in plain view
adj.
herkesin görebileceği bir yerde kamufle olan
176
Idioms
(as) plain as day
adj.
gün gibi ortada
177
Idioms
(as) plain as day
adj.
gün gibi aşikar
178
Idioms
(as) plain as day
adj.
gün gibi açık
179
Idioms
(as) plain as day
adj.
apaçık ortada
180
Idioms
(as) plain as the nose on (one's) face
adj.
besbelli
181
Idioms
(as) plain as the nose on (one's) face
adj.
apaçık ortada
182
Idioms
(as) plain as the nose on (one's) face
adj.
aşikar
183
Idioms
hidden in plain sight
adj.
göz önünde fark edilmeyen
184
Idioms
hidden in plain sight
adj.
varlığını maskeleyen bir ortamda görünür kalarak fark edilmez olan
185
Idioms
hidden in plain sight
adj.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen
186
Idioms
plain as day
adj.
apaçık
187
Idioms
plain as day
adj.
besbelli
188
Idioms
plain as day
adj.
bariz
189
Idioms
plain as day
adj.
açık seçik
190
Idioms
plain as day
adj.
gün gibi ortada
191
Idioms
plain as day
adj.
gün gibi aşikar
192
Idioms
plain as day
adj.
gün gibi açık
193
Idioms
plain as the nose on your face
adj.
apaçık
194
Idioms
plain as the nose on your face
adj.
besbelli
195
Idioms
plain as the nose on your face
adj.
bariz
196
Idioms
plain as the nose on your face
adj.
açık seçik
197
Idioms
plain as the nose on your face
adj.
gün gibi ortada
198
Idioms
plain as the nose on your face
adj.
gün gibi aşikar
199
Idioms
plain as the nose on your face
adj.
gün gibi açık
200
Idioms
in plain english
expr.
açıkçası
201
Idioms
in plain english
expr.
açık açık
202
Idioms
as plain as the nose on one's face
expr.
açık seçik
203
Idioms
as plain as the nose on one's face
expr.
apaçık
204
Idioms
in plain english
expr.
açık bir dille
205
Idioms
as plain as the nose on your face
expr.
besbelli
206
Idioms
plain sailing
expr.
düzlüğe çıkış
207
Idioms
in plain english
expr.
düzgün anlaşılır bir dille
208
Idioms
as plain as the nose on your face
expr.
gün gibi açık
209
Idioms
plain as day
expr.
gün gibi aşikar
210
Idioms
plain as a pikestaff
expr.
gün gibi açık
211
Idioms
plain as a pikestaff
expr.
gün gibi aşikar
212
Idioms
in plain english
expr.
herkesin anlayabileceği dilde
213
Idioms
plain as day
expr.
gün gibi açık
214
Idioms
as plain as a pikestaff
expr.
gün gibi aşikar
215
Idioms
as plain as the nose on your face
expr.
gün gibi aşikar
216
Idioms
in plain view
expr.
apaçık bir şekilde
217
Idioms
in plain view
expr.
her şeyi ortada
218
Idioms
in plain view
expr.
görünür şekilde
219
Idioms
in plain view
expr.
göstere göstere
220
Idioms
in plain view
expr.
alenen
Trade/Economic
221
Trade/Economic
plain language
n.
açık dil
222
Trade/Economic
plain bond
n.
teminatsız bono
223
Trade/Economic
plain bond
n.
teminatsız bono veya tahvil
224
Trade/Economic
plain bond
n.
teminatsız tahvil
Law
225
Law
plain view doctrine
n.
açık görünüm doktrini
226
Law
plain view doctrine
n.
açık ve görülebilir alan doktrini
227
Law
plain view doctrine
n.
düz görünüm doktrini
Industry
228
Industry
plain packaging
n.
düz paketleme
229
Industry
plain packaging
n.
tektip paketleme
Insurance
230
Insurance
plain form of policy
n.
standart nakliyat poliçesi
Technical
231
Technical
plain washer
n.
adi rondela
232
Technical
plain rolled glass
n.
aydınlık camı
233
Technical
angular contact radial spherical plain bearing
n.
açısal temaslı radyal küresel kaymalı yatak
234
Technical
angular contact radial spherical plain bearings
n.
açısal temaslı radyal küresel kaymalı yataklar
235
Technical
plain brick
n.
adi tuğla
236
Technical
alluvial plain
n.
alüvyon düzlüğü
237
Technical
plain space
n.
ara bölge
238
Technical
plain sedimentation
n.
basit çökelme
239
Technical
plain copper conductor
n.
çıplak bakır iletken
240
Technical
plain conductor
n.
çıplak iletken
241
Technical
multilayer plain bearing
n.
çok tabakalı kaymalı yatak
242
Technical
plain vanilla
n.
değişiklik gerektirmeyen
243
Technical
plain concrete
n.
demirsiz beton
244
Technical
piedmont plain
n.
dağeteği ovası
245
Technical
plain rolled glass
n.
desensiz cam
246
Technical
plain detonator
n.
düz kapsül
247
Technical
hydrostatic plain journal bearings with drainage grooves
n.
drenaj kanallı hidrostatik kaymalı yataklar
248
Technical
plain head
n.
düz kafalı (piston)
249
Technical
plain bearing
n.
düz veya silindirik yatak
250
Technical
plain grinding machine
n.
düz taslama tezgahı
251
Technical
plain head piston
n.
düz kafalı piston
252
Technical
plain washer
n.
düz rondela
253
Technical
reinforced concrete plain web girder
n.
dolu gövdeli betonarme taşıyıcı
254
Technical
plain lap
n.
düz katlantı
255
Technical
hydrostatic plain journal bearings without drainage grooves
n.
drenaj kanalsız hidrostatik kaymalı yataklar
256
Technical
reinforced concrete plain web beam
n.
dolu gövdeli betonarme kiriş
257
Technical
resistance to vibration of plain detonator
n.
düz kapsülün titreşime direnci
258
Technical
plain furnace
n.
düz saçlarla yapılmış silindir biçimli külhan
259
Technical
plain grinding wheel
n.
düz taşlama taşı
260
Technical
plain door
n.
dolu kapı
261
Technical
plain gliding bush
n.
düz kaymalı burç
262
Technical
plain web girder
n.
dolu gövdeli taşıyıcı
263
Technical
plain bar of reinforcement
n.
düz betonarme demiri
264
Technical
plain form
n.
düz kalıp
265
Technical
plain ball cage bush
n.
düz bilya kafesli burç
266
Technical
plain knit
n.
düz örgü
267
Technical
adjustable self-aligning plain bearing with self-lubricating liner and threaded shank
n.
dişli gövdeli ve kendinden yağlamalı ve kendinden ayarlı kaymalı yatak
268
Technical
plain flat molding
n.
düz silme
269
Technical
plain bearing
n.
düz yatak
270
Technical
plain tube
n.
düz boru
271
Technical
plain washer
n.
düz pul
272
Technical
plain hexagonal nut
n.
düz altıgen somun
273
Technical
oil-lubricated plain journal bearings without drainage grooves
n.
drenaj kanalsız yağ yağlamalı kaymalı yataklar
274
Technical
oil-lubricated plain journal bearings with drainage grooves
n.
drenaj kanallı yağ yağlamalı kaymalı yataklar
275
Technical
plain socket
n.
düz soket
276
Technical
plain steel sheet
n.
düz çelik sac
277
Technical
plain dowel
n.
düz tespit pimi
278
Technical
plain nut
n.
düz somun
279
Technical
plain-text password
n.
düz metin parola
280
Technical
plain grinding
n.
düz taşlama
281
Technical
plain bar
n.
düz demir
282
Technical
plain chamfered washer
n.
düz havşalı rondela
283
Technical
plain headed
n.
düz kafalı (piston)
284
Technical
thin walled plain bearing
n.
ince cidarlı kaymalı yatak
285
Technical
thick-walled plain bearing
n.
kalın cidarlı kaymalı yatak
286
Technical
plain glass
n.
kabarcıksız cam
287
Technical
plain bearing
n.
kaymalı yatak
288
Technical
thermoplastic polymers for plain bearings
n.
kaymalı yataklar için termoplastik polimerler
289
Technical
plain bearing axle-box
n.
kayma yataklı yağ kutusu
290
Technical
axle journal for plain bearing box
n.
kayma yataklı dingil turyonu
291
Technical
plain bearing axle-box
n.
kaymalı yataklı aks kutusu
292
Technical
plain plate
n.
levha sac
293
Technical
plain sliced plywood
n.
masif kontrplak
294
Technical
spherical plain bearing
n.
küresel kayma yatak
295
Technical
spherical plain
n.
küresel düz
296
Technical
spherical plain bearing
n.
küresel kaymalı yatak
297
Technical
spherical plain in corrosion resisting steel with self-lubricating liner and wide inner ring bearings
n.
küresel düz geniş iç bilezik ve kendi kendine yağlanan silindir gömlekli korozyona dayanıklı çelikten bilyalı yatak
298
Technical
plain nut
n.
normal somun
299
Technical
eutectoid plain carbon steel
n.
ötektoid yalın karbonlu çelik
300
Technical
radial spherical plain bearing
n.
radyal küresel kaymalı yatak
301
Technical
plain glass
n.
sade cam
302
Technical
plain washer
n.
rondela
303
Technical
plain carbon steel
n.
sade karbonlu çelik
304
Technical
radial spherical plain bearings
n.
radyal küresel kaymalı yataklar
305
Technical
plain washer
n.
pul
306
Technical
flood plain deposit
n.
sel yatağı birikintisi
307
Technical
plain of strain
n.
şekil değiştirme düzlemi
308
Technical
solid plain bearing
n.
som kaymalı yatak
309
Technical
plain carbon steel scrap
n.
yalın karbonlu çelik hurdası
310
Technical
rigid plain conduits of insulating materials
n.
yalıtkan malzemeden yapılmış rijit düz borular
311
Technical
plain glass
n.
yalın cam
312
Technical
plain carbon steels
n.
yalın karbonlu çelikler
313
Technical
plain carbon steel
n.
yalın karbon çeliği
314
Technical
plain bearing
n.
yassı yatak
315
Technical
plain live axle
n.
tam hareketli dingil
316
Technical
plain live axle
n.
tam hareketli aks
317
Technical
plain molding
n.
düz silme
318
Technical
plain vanilla
adj.
olduğu gibi
319
Technical
plain-sawn
adj.
paralel biçilmiş
320
Technical
plain head
expr.
olduğu gibi
Computer
321
Computer
plain conductor
n.
çıplak iletken
322
Computer
plain text file
n.
düz metin dosyası
323
Computer
plain text
n.
düz metin
324
Computer
plain bullets
n.
düz madde işaretleri
325
Computer
plain paper
n.
düz kağıt
326
Computer
plain text font
n.
düz metin yazı tipi
327
Computer
plain text
n.
normal metin
328
Computer
plain-text documents
n.
saltmetin belgeler
329
Computer
plain vanilla
adj.
değişiklik gerektirmeyen
330
Computer
plain head
adj.
değişiklik gerektirmeyen
331
Computer
send plain text
expr.
düz metin gönder
332
Computer
plain vanilla
expr.
olduğu gibi
333
Computer
plain head
expr.
olduğu gibi
Informatics
334
Informatics
plain text
n.
düz metin
Telecom
335
Telecom
plain old telefone service
n.
geleneksel telefon hizmeti
Electric
336
Electric
plain weave
n.
düz örgü
Mechanic
337
Mechanic
plain milling machine
n.
düz freze tezgahı
338
Mechanic
plain milling cutter
n.
silindirik freze bıçağı
Textile
339
Textile
plain weave
n.
bezayağı
340
Textile
plain velvet
n.
düz kadife
341
Textile
plain stitch
n.
düz dikiş
342
Textile
plain weave
n.
düz dokuma
343
Textile
plain sewing
n.
basit dikiş
344
Textile
plain-woven
adj.
(kumaş) düz örgüyle yapılmış
Architecture
345
Architecture
plain tile
n.
çarşı tuğlası
Construction
346
Construction
plain concrete
n.
demirsiz beton
347
Construction
plain bar
n.
düz demir çubuk
348
Construction
plain work
n.
düz duvar örgüsü
349
Construction
plain concrete
n.
donatısız beton
350
Construction
plain end drill pipe
n.
düz uçlu sondaj borusu
351
Construction
plain tile
n.
düz kiremit
352
Construction
flood plain
n.
taşkın alanı
353
Construction
flood plain management
n.
taşkın alanı yönetimi
354
Construction
plain tile
n.
yassı kiremit
Automotive
355
Automotive
plain ends
n.
açık uçlu yay
356
Automotive
plain vanilla
n.
hesaplı otomobil
357
Automotive
horse rasp plain
n.
sapsız nalbant törpü
358
Automotive
plain milling cutter
n.
silindirik freze
359
Automotive
plain tire
n.
flanşsız çelik tekerlek
Traffic
360
Traffic
plain bar
n.
düz demir
Railway
361
Railway
plain line
n.
düz yol
362
Railway
plain line
n.
düz hat
Aeronautic
363
Aeronautic
plain flap
n.
düz flap
Marine
364
Marine
alluvial plain
n.
alüvyal düzlük
365
Marine
plain net
n.
düz ağ
366
Marine
plain concrete
n.
düz beton
367
Marine
flood plain
n.
taşkın sahası
368
Marine
coastal plain
n.
yatay veya yumuşak eğimli kıyı ovası
369
Marine
coastal plain
n.
yumuşak eğimli kıyı ovası
370
Marine
plain chart
n.
bir tür deniz haritası
371
Marine
plain sailing
n.
düzlem seyri
Mining
372
Mining
flood plain
n.
taşkın yatağı
Medical
373
Medical
plain radiography
n.
düz radyografi
374
Medical
plain radiography
n.
düz grafi
Food Engineering
375
Food Engineering
plain flour
n.
katışıksız un
376
Food Engineering
plain flour
n.
katkısız un
377
Food Engineering
plain flour
n.
saf un
378
Food Engineering
free swinging plain sifter
n.
serbest salınımlı düz elek
Gastronomy
379
Gastronomy
omelette plain
n.
omlet sade
380
Gastronomy
plain pilaf
n.
sade pilav
381
Gastronomy
plain black coffee
n.
sade kahve
382
Gastronomy
plain coffee
n.
sade kahve
383
Gastronomy
plain omelette
n.
sade omlet
384
Gastronomy
plain butter
n.
sade yağ
385
Gastronomy
plain chocolate
n.
bitter çikolata
Chemistry
386
Chemistry
plain vinyl
n.
normal vinil
Marine Biology
387
Marine Biology
abyssal plain
n.
abisal ova
388
Marine Biology
plain bonito
n.
akpalamut
389
Marine Biology
plain bonito
n.
akpalamut balığı
390
Marine Biology
plain bonito
n.
orcynopsıs unıcolor
Zoology
391
Zoology
european plain toad
n.
ova kurbağası
Agriculture
392
Agriculture
flood plain
n.
taşkın düzlemi
393
Agriculture
flood plain
n.
taşkın provası
Tobacco
394
Tobacco
plain cigarette
n.
filtresiz sigara
Religious
395
Religious
plain people
n.
sade yaşamı tercih eden hristiyanlar
Environment
396
Environment
alluvial plain
n.
alüvyon ovası
397
Environment
plain concrete
n.
saf beton
398
Environment
flood plain
n.
sel düzlüğü
399
Environment
flood plain
n.
taşkın havzası
400
Environment
flood plain management
n.
taşkın alanı yönetimi
401
Environment
flood plain
n.
taşkın yatağı
402
Environment
flood plain
n.
taşkın alan
Geography
403
Geography
nullarbor plain
n.
nullarbor düzlüğü
404
Geography
nullarbor plain
n.
güney-avustralya’da büyük avustralya çölünün güneyinde bulunan kurak ve ağaçsız bir alan
405
Geography
turan plain
n.
turan ovası
406
Geography
turan plain
n.
türkmenistan'dan özbekistan'a uzanan geniş ve kurak bir ova
407
Geography
abyssal plain
n.
abisal ova
408
Geography
low plain
n.
alçak ova
409
Geography
alluvial plain
n.
alüviyal ova
410
Geography
alluvial plain
n.
alüviyal oval
411
Geography
alluvial plain
n.
alüvyonal ova
412
Geography
alluvial plain
n.
alüvyonel ova
413
Geography
outwash plain
n.
buzul ovası
414
Geography
alluvial plain
n.
birikinti ovası
415
Geography
piedmont alluvial plain
n.
dağ eteği düzlüğü
416
Geography
karst plain
n.
karst ovası
417
Geography
valley plain
n.
koyak tabanı
418
Geography
plain base
n.
ova tabanı
419
Geography
outwash plain
n.
sandur
420
Geography
frontal plain
n.
sander
421
Geography
morainal plain
n.
sander
422
Geography
wash plain
n.
sander
423
Geography
outwash plain
n.
sander
424
Geography
morainal plain
n.
sandur
425
Geography
frontal plain
n.
sandur
426
Geography
wash plain
n.
sandur
427
Geography
overwash plain
n.
sandur
428
Geography
overwash plain
n.
sander
429
Geography
flood plain
n.
taşkın ovası
430
Geography
flood plain
n.
taşkın yatağı
431
Geography
valley plain
n.
vadi tabanı
432
Geography
esdraelon plain of
n.
emir vadisi
433
Geography
plain city
n.
utah eyaletinde şehir
434
Geography
pleasant plain
n.
ohio eyaletinde yerleşim yeri
435
Geography
plain city
n.
ohio eyaletinde yerleşim yeri
436
Geography
garden plain
n.
kansas eyaletinde şehir
437
Geography
maple plain
n.
minnesota eyaletinde şehir
438
Geography
plain dealing
n.
louisiana eyaletinde yerleşim yeri
439
Geography
maple plain
n.
wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
440
Geography
pleasant plain
n.
iowa eyaletinde şehir
441
Geography
plain of jezreel
n.
emir vadisi
442
Geography
salisbury plain
n.
salisbury ovası
443
Geography
salisbury plain
n.
ingiltere'de bir plato
444
Geography
salt plain
n.
tuz düzlüğü
445
Geography
salt plain
n.
tuzlu suyun buharlaşarak arkasında bıraktığı tuzdan oluşan geniş düzlük
446
Geography
serengeti plain
n.
serengeti düzlüğü
447
Geography
plain of sharon
n.
şaron ovası
448
Geography
staked plain
n.
new mexico'nun güneydoğu ve doğusu ile batı teksas'ta yaylalık bir bölge
Meteorology
449
Meteorology
mountain-plain wind system
n.
dağ-plato rüzgar sistemi
450
Meteorology
flood plain
n.
sele uygun arazi
451
Meteorology
flood plain
n.
taşkına uygun arazi
Geology
452
Geology
till plain
n.
dip moreni ile kaplı dalgalı arazi
453
Geology
alluvial flood plain
n.
alüvyal taşkın ovası
454
Geology
abyssal plain
n.
abisal düzlük
455
Geology
alluvial outwash plain
n.
alüvyal sandur düzlüğü
456
Geology
lava plain
n.
lav tabakası
457
Geology
lava plain
n.
lav yatağı
458
Geology
flood plain
n.
taşkın alanı
Military
459
Military
plain code
n.
açık kod
460
Military
plain coordinates
n.
açık koordinatlar
461
Military
plain component
n.
açık unsur
Music
462
Music
plain chant
n.
kilise müziği
463
Music
plain song
n.
kilise müziği
464
Music
plain song
n.
sabit müzik
465
Music
plain song
n.
basit melodi
Theatre
466
Theatre
plain-an-gwarry
n.
cornish'de bulunan bir ortaçağ amfitiyatrosu
Printery
467
Printery
plain press
n.
düz silindirli pres
Ornithology
468
Ornithology
plain turkey
n.
avustralya'ya özgü toy kuşu
469
Ornithology
plain-tailed wren
n.
düz kuyruklu çıtkuşu
470
Ornithology
plain wanderer (pedionomus torquatus)
n.
avustralya'ya özgü boz renkli bir kuş
471
Ornithology
plain wanderer
n.
bıldırcıngöçebesi
Slang
472
Slang
two-cents plain
n.
maden suyu
473
Slang
a plain jane
n.
silik/düz bir kadın
474
Slang
a plain jane
n.
basit/gösterişsiz bir kadın
Star Wars
475
Star Wars
desert plain
n.
çöl ovası
476
Star Wars
fractured plain
n.
çatlamış ova
477
Star Wars
plain hunda
n.
ova hundası
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of plain
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy