Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Historique
to break
Sens de
"to break"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 98 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
General
1
General
likely to break off
v.
yol ayrımına gelmek
2
General
cause to break
v.
kırdırmak
3
General
break to pieces
v.
tuzla buz etmek
4
General
cause to break
v.
kırılmasına neden olmak
5
General
break to pieces
v.
parça parça etmek
6
General
break to smithereens
v.
tuzla buz olmak
7
General
break to pieces
v.
paramparça etmek
8
General
break the news to
v.
birine kötü haber vermek
9
General
break to pieces
v.
parçalanmak
10
General
break to smithereens
v.
paramparça olmak
11
General
cause to break
v.
kırdırtmak
12
General
(fire) to break out
v.
yangın çıkmak
13
General
break to pieces
v.
tuzla buz olmak
14
General
break to pieces
v.
parçalara ayrılmak
15
General
storm to break out
v.
fırtına çıkmak
16
General
go to the toilet at break
v.
(verilen) arada tuvalete gitmek
17
General
break something to pieces
v.
paramparça etmek
18
General
the traffic jam to break up
v.
trafik açılmak
19
General
one's nose to break
v.
burnu kırılmak
20
General
to-break
v.
tamamen kırmak
21
General
to-break
v.
parçalara ayırmak
Phrasals
22
Phrasals
break (something) to (someone)
v.
(birine) kötü bir haberi vermek/söylemek
23
Phrasals
break something to someone
v.
(birine) kötü bir haberi vermek/söylemek
24
Phrasals
break (one's) back to (do something)
v.
(bir şeyi yapmak) için göbeği çatlamak
25
Phrasals
break (one's) back to (do something)
v.
(bir şeyi yapmak) için büyük çaba sarf etmek
26
Phrasals
break (one's) back to (do something)
v.
(bir şeyi yapmak) için kendini paralamak
27
Phrasals
break (one's) back to (do something)
v.
(bir şeyi yapmak) için canını dişine takmak
28
Phrasals
break (one's) back to (do something)
v.
(bir şeyi yapmak) için eşek gibi çalışmak
29
Phrasals
break (one's) back to (do something)
v.
(bir şeyi yapmak) için kıçını yırtmak
30
Phrasals
break in (to something or some place)
v.
(bir şeye/yere) zorla girmek
31
Phrasals
break in (to something or some place)
v.
(bir şeye/yere) izinsiz girmek
32
Phrasals
break in (to something or some place)
v.
(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek
33
Phrasals
break in (to something or some place)
v.
(bir şeye/yere) yasa dışı bir şekilde girmek
34
Phrasals
break through (to someone or something)
v.
engeli aşıp (birine/bir şeye) ulaşmak
35
Phrasals
break through (to someone or something)
v.
yarıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak
36
Phrasals
break through (to someone or something)
v.
bir şeyi kırıp (birine/bir şeye) ulaşmak
37
Phrasals
break through (to someone or something)
v.
hattı kırıp geçerek (birine/bir şeye) ulaşmak
38
Phrasals
break through (to someone or something)
v.
delip geçip (birine/bir şeye) ulaşmak
39
Phrasals
break to
v.
kırmak
40
Phrasals
break to
v.
kötü bir haber vermek
Phrases
41
Phrases
don't come running to me if you break your leg
expr.
bir yerini kırarsan bana gelme
42
Phrases
don't come running to me if you break your leg
expr.
başına bir şey gelirse/bir yerin kırılırsa ben karışmam (bak ona göre)
Proverb
43
Proverb
you have to break eggs to make an omelet
bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
44
Proverb
you have to break eggs to make an omelet
(figüratif) bir şeyleri başarmak için birilerini incitmek/kırmak zorunda kalabilirsin
45
Proverb
you have to break eggs to make an omelet
yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
Colloquial
46
Colloquial
break it to (one)
v.
(birine) kötü bir haber vermek
Idioms
47
Idioms
break it (to someone) gently
v.
(birine) kötü bir haberi alıştıra alıştıra söylemek
48
Idioms
break it (to someone) gently
v.
(birine) kötü bir haberi alıştıra alıştıra vermek
49
Idioms
break one's neck (to do something)
v.
alnının damarı çatlamak
50
Idioms
break one's neck to do something
v.
alnının damarı çatlamak
51
Idioms
break it to someone
v.
birine kötü bir haber vermek
52
Idioms
break the news to somebody
v.
birine kötü haber vermek
53
Idioms
break one's neck (to do something)
v.
dişini tırnağına takmak
54
Idioms
(one's marriage) to break down
v.
evliliği bitmek
55
Idioms
(one's marriage) to break up
v.
evliliği bitmek
56
Idioms
break something to pieces
v.
paramparça etmek
57
Idioms
(one's marriage) to break up
v.
yuvası yıkılmak
58
Idioms
(one's marriage) to break down
v.
yuvası yıkılmak
59
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) kendini paralamak
60
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) kıçını yırtmak
61
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) çok çaba sarf etmek
62
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) bir tarafını yırtmak
63
Idioms
break your neck (doing something/to do something)
v.
(bir şey yapacağım diye/yapmak için) canını dişine takmak
64
Idioms
break balls to do something
v.
bir şey yapmak için kıçını/götünü/bir tarafını yırtmak
65
Idioms
break balls to do something
v.
bir şey yapmak için paralanmak
66
Idioms
break balls to do something
v.
bir şey yapmak için yırtınmak
67
Idioms
break balls to do something
v.
bir şey yapmak için kendini paralamak
68
Idioms
break balls to do something
v.
bir şey yapmak için çok çabalamak
69
Idioms
break one's balls to do something
v.
bir şey yapmak için kıçını/götünü/bir tarafını yırtmak
70
Idioms
break one's balls to do something
v.
bir şey yapmak için paralanmak
71
Idioms
break one's balls to do something
v.
bir şey yapmak için yırtınmak
72
Idioms
break one's balls to do something
v.
bir şey yapmak için kendini paralamak
73
Idioms
break one's balls to do something
v.
bir şey yapmak için çok çabalamak
74
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için kendini paralamak
75
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için kıçını yırtmak
76
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için çok çaba sarf etmek
77
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için bir tarafını yırtmak
78
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için canını dişine takmak
79
Idioms
break your neck to do something
v.
bir şey yapmak için göbeği çatlamak
80
Idioms
break it (to one) gently
v.
(birine) kötü bir haberi alıştıra alıştıra vermek
81
Idioms
break it (to one) gently
v.
(birine) kötü bir haberi nazikçe/sakince/yumuşak bir şekilde vermek
82
Idioms
last straw to break the camel's back
expr.
bardağı taşıran son damla
83
Idioms
I hate to break it to you
expr.
sana kötü haber vermek istemem (ama)
84
Idioms
I hate to break it to you
expr.
bunu sana söylemek istemezdim (ama)
85
Idioms
I hate to break it to you
expr.
bunu sana söyleyeceğim için üzgünüm (ama)
86
Idioms
I hate to break it to you
expr.
bunu sana söylemek hoşuma gitmiyor/çok zor (ama)
Speaking
87
Speaking
you owe it to yourself to take a break
expr.
bir molayı hak ettin
88
Speaking
you need to take a break
expr.
biraz ara vermelisin
89
Speaking
I want you to break up with my sister
expr.
kız kardeşimden ayrılmanı istiyorum
90
Speaking
I don't want to break up with you
expr.
senden ayrılmak istemiyorum
91
Speaking
I hate to break it to you, but
expr.
sana kötü haber vermek istemem ama
Automotive
92
Automotive
push to break switch
n.
durdurma butonu
Slang
93
Slang
break your back doing something/to do something
v.
bir şey yapacağım diye/yapmak için kendini paralamak
94
Slang
break your back doing something/to do something
v.
bir şey yapacağım diye/yapmak için kıçını yırtmak
95
Slang
break your back doing something/to do something
v.
bir şey yapacağım diye/yapmak için çok çaba sarf etmek
96
Slang
break your back doing something/to do something
v.
bir şey yapacağım diye/yapmak için bir tarafını yırtmak
97
Slang
break your back doing something/to do something
v.
bir şey yapacağım diye/yapmak için canını dişine takmak
98
Slang
break your back doing something/to do something
v.
bir şey yapacağım diye/yapmak için göbeği çatlamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of to break
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy