yüklemek - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yüklemek



Sens de "yüklemek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 74 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yüklemek load v.
General
yüklemek overlay v.
yüklemek impute v.
yüklemek foist v.
yüklemek throw the blame on v.
yüklemek lay something at one's door v.
yüklemek shift v.
yüklemek impose v.
yüklemek tax v.
yüklemek weight somebody down v.
yüklemek weigh down v.
yüklemek encumber v.
yüklemek lay v.
yüklemek lade v.
yüklemek weight down v.
yüklemek task v.
yüklemek father v.
yüklemek burden v.
yüklemek ascribe v.
yüklemek freight v.
yüklemek laden v.
yüklemek plant v.
yüklemek pitch v.
yüklemek offload v.
yüklemek hand over v.
yüklemek saddle v.
yüklemek put down v.
yüklemek tap v.
yüklemek impute to v.
yüklemek lay on v.
yüklemek heap v.
yüklemek store v.
yüklemek inflict v.
yüklemek attribute v.
yüklemek put v.
yüklemek stack v.
yüklemek place a load on v.
yüklemek load down v.
yüklemek weight v.
yüklemek fasten on v.
yüklemek embark v.
yüklemek load v.
yüklemek ship v.
yüklemek imbark v.
yüklemek install v.
yüklemek forward v.
yüklemek accumber v.
yüklemek lade [dialect] v.
yüklemek laid [scottish] v.
yüklemek thrack [obsolete] v.
yüklemek lave [obsolete] v.
yüklemek mire v.
yüklemek lump v.
yüklemek demit v.
yüklemek onerate v.
yüklemek overgo v.
yüklemek overstrain v.
yüklemek ponderate v.
yüklemek stick v.
yüklemek superstrain [obsolete] v.
yüklemek attach v.
Phrasals
yüklemek throw on v.
yüklemek plow under v.
Trade/Economic
yüklemek freight v.
Technical
yüklemek charge v.
yüklemek stress v.
yüklemek upload v.
yüklemek downstream load v.
yüklemek ship v.
Computer
yüklemek download v.
yüklemek install v.
yüklemek load v.
Telecom
yüklemek install v.
Marine
yüklemek load v.

Sens de "yüklemek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 387 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
suçu yüklemek damn v.
yüklemek (enerji/elektrik) charge v.
sırtına yüklemek burden v.
General
yeni amaç yüklemek için devralma co-optation n.
yük beygirine yüklemek için uygun veya standart olan ağırlık seam [dialect] n.
birine zor bir iş yüklemek saddle someone with a task v.
sorumluluğu bir başkasına yüklemek leave holding the bag v.
birine tatsız bir iş yüklemek lumber someone with v.
zorla yüklemek impose on v.
yük ile yüklemek freight v.
sorumluluk yüklemek encumber v.
yüklemek (suçu) hold against v.
uçağa yüklemek embark v.
gemiye yüklemek ship v.
suçu birine yüklemek shift the blame onto v.
sorumluluğu başkasına yüklemek pass the buck v.
yüklemek (suç) lay v.
mal yüklemek load v.
sorumluluğu başkasına yüklemek leave someone holding the bag v.
anlam yüklemek attribute a meaning to v.
taşıyabileceğinden fazla yük yüklemek overburden v.
masraf yüklemek charge expense v.
fazla yüklemek overload v.
fazla yüklemek overburden v.
anlam yüklemek ascribe a meaning to v.
suçu birine yüklemek fasten the blame on someone v.
fazlasıyla yüklemek surcharge v.
uçağa yüklemek emplane v.
fazla yüklemek surcharge v.
suçu yüklemek incriminate v.
görev yüklemek load with a charge v.
fazla vergi yüklemek surcharge v.
yüklemek (suçu) level at v.
uçağa yüklemek enplane v.
bir suçu birine yüklemek lay at someone's door v.
bir şeyi birine yüklemek tag someone with v.
suçu başkasına yüklemek pass the buck v.
suçu yüklemek cast the blame v.
üzerine yüklemek put on v.
suçu yüklemek put the blame on somebody v.
ağırlık yüklemek weigh down v.
mal yüklemek (gemiye) ship v.
aşırı yüklemek overweight v.
suç yüklemek inculpate v.
zorla yüklemek impose upon v.
suçu yüklemek put the blame on v.
yüklemek (internet üzerinden bilgisayara program) download v.
yüklemek (enerji) charge v.
anlam yüklemek assign a meaning v.
yük yüklemek load v.
konteynere yüklemek containerize v.
anlam yüklemek attribute a meaning v.
konteynere yüklemek containerise v.
yük yüklemek take on load v.
kontör yüklemek deposit units v.
kontör yüklemek add units v.
kontör yüklemek load units v.
gemi yüklemek load (something onto) the ship v.
yazılım yüklemek install a software v.
telefonuna kontör yüklemek add units to one's account v.
kontör yüklemek top up one's mobile phone v.
uçağa yüklemek imbark v.
bilgisayara yüklemek install into computer v.
kamyona yüklemek entruck v.
kamyona yüklemek load on a truck v.
(suçu) -e yüklemek level at v.
-e yüklemek lay at one's door v.
fazla yüklemek over-charge v.
-e fazla yük yüklemek overload v.
(suç) yüklemek impute v.
bilgisayara yüklemek computerize v.
yeniden yüklemek reload v.
yeniden yüklemek recharge v.
fazla yüklemek overcharge v.
sorumluluk yüklemek land with v.
birine yük yüklemek lay a burden on v.
birine sorumluluk yüklemek lay a burden on v.
(suç vb) birisinin üzerine yüklemek lay to one's charge v.
yükü birinin sırtına yüklemek lay a burden on v.
tekrar yüklemek recharge v.
borç yüklemek burden with debts v.
vergi yüklemek impose taxes v.
farklı mana yüklemek assign a different meaning to v.
farklı anlam yüklemek assign a different meaning to v.
yanlış anlamlar yüklemek misinterpret v.
yanlış manalar yüklemek misinterpret v.
birini/bir şeyi gemiye almak/yüklemek take someone or something aboard v.
(gemiye) yeniden yüklemek relade v.
malları taşımak için konteynerlere yüklemek containerise v.
malları taşımak için konteynerlere yüklemek containerize v.
kontör yüklemek top-up your phone v.
konuşmaları dinlemek için uzaktan kumandalı bir casus yazılım yüklemek install a spyware to remotely monitor calls v.
bilgisayara yüklemek computerise v.
eksik yüklemek underload v.
az yüklemek underload v.
kapasitesinin altında yüklemek underload v.
yetersiz yüklemek underload v.
para yüklemek load money v.
birisine borç yüklemek encumber someone with debts v.
video yüklemek upload video v.
karta para yüklemek load money on the card v.
sorumluluk yüklemek accumber v.
külfet yüklemek task v.
vergi yüklemek tax v.
angarya yüklemek tax v.
yeniden yüklemek reinstal v.
yeniden yüklemek relade v.
mavnaya yüklemek embarge v.
yasal zorunluluklar yüklemek encomber [obsolete] v.
mali yükümlülükler yüklemek encomber [obsolete] v.
sorumluluk yüklemek saddle v.
(bir kimseye) kadın yönetici vasıfları yüklemek matronize v.
(bir kimseye) kadın yönetici vasıfları yüklemek matronise v.
(ağır nesneleri) mekanik aletle yüklemek buck v.
fazladan anlam veya duygu yüklemek load v.
olumsuz bir şey yüklemek load v.
suçu yüklemek dempne v.
sırtına yüklemek onerate v.
aşırı sorumluluk yüklemek overburden v.
fazlasıyla yüklemek overcome v.
fazla yüklemek overcome v.
aşırı yük yüklemek overload v.
fazla yüklemek overpress v.
üzerine yüklemek impone v.
başkasına yüklemek impute v.
yük yüklemek clog v.
borç yüklemek incomber v.
suç yüklemek inculpate v.
aşırı derecede yüklemek incumber v.
fazla yüklemek incumber v.
borç yükü yüklemek incumber v.
yasal sorumluluk yüklemek incumber v.
sırta yüklemek pickaback v.
sırta yüklemek pickback v.
ağırlık yüklemek ponderate v.
karşı ağırlık yüklemek counterweight v.
karşı ağırlık yüklemek counterbalance v.
(bir şeyi birine) yüklemek fasten v.
tüfek haznesine kartuş yüklemek feed v.
(yük hayvanını) yüklemek pack v.
(yazılımı) satmadan önce bilgisayara yüklemek preinstall v.
(yazılımı) satmadan önce bilgisayara yüklemek pre-install v.
önem yüklemek attach importance v.
misyon yüklemek impose a mission v.
(çevrimiçi bir içeriği) yeniden yüklemek reupload v.
gemiye yüklemek steve v.
omuzlarına yüklemek subhumerate v.
(atmosfere, konuşmaya) belirli bir duygu yüklemek supercharge v.
fazla ağırlık yüklemek superponderate v.
Phrasals
üzerine istenmeyen bir yük yüklemek impose upon v.
fazla yüklemek weigh down v.
üzerine istenmeyen bir yük yüklemek impose on v.
matris dağılımının otomatik olduğu bir dizgi makinesine (matrisi) yüklemek run in v.
birine sorumluluk yüklemek trust to v.
sorumluluk yüklemek turn over to v.
(bir şeyin) suçunu (birine) yüklemek chalk up v.
(bir şeyin) suçunu (birine) yüklemek chalk something up v.
farklı anlam yüklemek read something into something v.
ile doldurmak/yüklemek load with v.
uçağa bomba yüklemek bomb up v.
(suçu) yüklemek impute to v.
(bir şey/iş) yüklemek draft into (something) v.
birine dert yüklemek drop (someone or something) on (someone or something) v.
birine dert yüklemek drop something on someone v.
gırtlağına kadar iş yüklemek/işe boğmak drown in (something) v.
(birine) dert yüklemek dump on (someone or something) v.
(birine) bir şey yüklemek/kitlemek (iş) dump on (someone or something) v.
(birinin) sırtına yüklemek (iş) dump on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sırtına yüklemek force someone or something off (of) something v.
(birini/bir şeyi başka birinin) sırtına yüklemek and force someone or something off v.
(birinin/bir şeyin) sırtına bir şey yüklemek force on (someone or something) v.
bir sorunu tekrar birinin omzuna yüklemek throw something back at someone v.
birine/bir şeye bir şey yüklemek heap something upon someone or something v.
birinin/bir şeyin sırtına aşırı derecede bir şey yüklemek heap something upon someone or something v.
birine/bir şeye bir şey yüklemek heap something on someone or something v.
birinin/bir şeyin sırtına aşırı derecede bir şey yüklemek heap something on someone or something v.
birine çok fazla bir şey yüklemek heap something on someone v.
birine çok fazla bir şey yüklemek heap something upon someone v.
-e yüklemek load onto v.
araca yüklemek load onto v.
bir yere/yapıya yüklemek load onto v.
bir şeyi birine/bir şeye yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birine/bir şeye yüklemek load something on v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek load something on v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek load something on v.
birinin işini başkasının sırtına yüklemek slough off v.
(birini/bir şeyi birine) yüklemek stick (one) with (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin) sırtına yüklemek stick (one) with (someone or something) v.
birini/bir şeyi birine yüklemek stick someone with someone or something v.
birini/bir şeyi birinin sırtına yüklemek stick someone with someone or something v.
sırtına yüklemek stick with v.
bir şeyi birine yüklemek stick someone with something v.
bir şeyi birinin sırtına yüklemek stick someone with something v.
(birinin) sırtına (bir şey) yüklemek strap (someone) with (something) v.
(bir şeyin) sorumluluğunu (birine) yüklemek tax (one) with (something) v.
kabahati (birine) yüklemek tax (one) with (something) v.
-in sorumluluğunu birine yüklemek tax with v.
kabahati birine yüklemek tax with v.
(bir şey) yüklemek set off on (something) v.
üstüne yüklemek stick on v.
ile doldurmak/yüklemek lade with v.
aracı yüklemek pick up v.
birinin/bir şeyin yükünü başka birine/bir şeye yüklemek pawn off v.
birinin/bir şeyin sorumluluğunu başka birine/bir şeye yüklemek pawn off v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek unload on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) sırtına yüklemek unload on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek unload onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) sırtına yüklemek unload onto (someone or something) v.
bir şeyi birine/bir şeye yüklemek ascribe something to someone or something v.
(bir şeyi bir şeye) yüklemek ascribe (something) to (something) v.
suçu birine yüklemek assign something to someone v.
birine yüklemek attach to someone v.
-e yüklemek attach to v.
bir şeyi birine/bir şeye yüklemek attribute something to someone or something v.
bir şeyin suçunu birine yüklemek blame something on someone v.
suçu (birine) yüklemek blame on (someone) v.
-i üstüne yüklemek burden with v.
-e yük etmek/yüklemek burden with v.
(birine bir görev) vermek/yüklemek delegate (something) to (one) v.
'e bir görev vermek/yüklemek delegate to v.
-e dert yüklemek drop on v.
birine dert yüklemek dump something on someone v.
birine dert yüklemek dump on someone v.
(birine/bir şeye bir şey) yüklemek heap (someone or something) with (something) v.
bir şeye bir şey yüklemek heap something with something v.
sırtına aşırı derecede bir şey yüklemek heap on v.
(birinin) üzerine (bir şey ) yüklemek inflict (something) on (one) v.
(birini/bir şeyi) yüklemek load (someone or something) down v.
(birine) fazla görev yüklemek load (someone) down v.
(birine) yapabileceğinden fazla görev/iş yüklemek load (someone) down v.
(birini/bir şeyi) yüklemek load (someone or something) up v.
(bir şeyi) yüklemek load (something) up v.
(bir şeye bir şeyi) yüklemek load (something) with (something) v.
(bir şeye) çok fazla (bir şey) yüklemek load (something) with (something) v.
(içine/içeri) yüklemek load in v.
üstüne yüklemek load on v.
'-e bindirmek/yüklemek load on v.
(bir şeyi) aşırı dozda vermek/yüklemek overdose with (something) v.
(bir şeyi) fazla miktarda vermek/yüklemek overdose with (something) v.
(bilinç altındaki bir şeyi birine/bir şeye) yüklemek/bağlamak/yansıtmak project on (someone or something) v.
(bilinç altındaki bir şeyi birine/bir şeye) yüklemek/bağlamak/yansıtmak project onto (someone or something) v.
(birine birini/bir şeyi) yüklemek/yük etmek saddle (one) with (someone or something) v.
(birinin) sırtına (birini/bir şeyi) yüklemek saddle (one) with (someone or something) v.
ile yüklemek saddle someone with v.
-i birinin sırtına yüklemek saddle someone with v.
birine görev vermek/yüklemek saddle someone with v.
ile yüklemek saddle with v.
-i sırtına yüklemek saddle with v.
görev vermek/yüklemek saddle with v.
tekrar (birinin) omzuna yüklemek throw back at v.
'-e yüklemek ascribe to V.
Colloquial
son dakikada iş yüklemek/kitlemek fire drill n.
işi başkasına yüklemek pass the baby v.
suç yüklemek throw the book of rules at someone v.
sorumluluk yüklemek throw the book of rules at someone v.
sermayeyi kediye yüklemek go bankrupt v.
sorumluluğu bir başkasına yüklemek pass the baby v.
üstüne yüklemek put it to v.
fazla/yapabileceğinden fazla görev yüklemek put it to v.
suçu yüklemek/yıkmak put it to v.
(birinin) üstüne yüklemek put it to (someone) v.
(birine) fazla/yapabileceğinden fazla görev yüklemek put it to (someone) v.
suçu (birine) yüklemek/yıkmak put it to (someone) v.
(bir şeye) gereğinden fazla anlam yüklemek put too much on (something) v.
hoşa gitmeyen bir şeyi yüklemek lumber [uk] v.
can sıkıcı görev yüklemek lumber [uk] v.
sırtına yüklemek stick v.
mesuliyet yüklemek stick v.
sorumluluk yüklemek stick v.
Idioms
(bir şeyi birine) yük etmek/yüklemek burden someone or something with someone or something v.
işi başkalarına yüklemek farm out v.
kabahati başkasına yüklemek lay the blame at someone's door v.
kabahati yüklemek lay the blame at one's door v.
sorumluluğu/suçu başkasına yüklemek have something on someone's shoulders v.
sorumluluğunu başkasına yüklemek pass the buck v.
sorumluluk yüklemek farm out v.
sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek carry something on someone's shoulders v.
sorumluluk yüklemek throw the book at v.
sorumluluğu/suçu başkasına yüklemek put something on someone's shoulders v.
sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek have something on someone's shoulders v.
sorumluluğu/suçu başkasının omzuna yüklemek put something on someone's shoulders v.
suç yüklemek throw the book at v.
sermayeyi kediye yüklemek go bust v.
sermayeyi kediye yüklemek put all one's eggs in one basket v.
sorumluluğu/suçu başkasına yüklemek carry something on someone's shoulders v.
suçu başkalarının üzerine yüklemek/atmak offload the blame v.
bir işi birinin başına yıkmak/sırtına yüklemek drop (something) in (someone's) lap v.
sorumluluğu başkasına yüklemek drop/dump something in somebody’s ˈlap v.
birine bir konuda bilgi yüklemek drop someone some knowledge v.
(bir şeyi birinin) sırtına yüklemek dump (something) in (someone's) lap v.
bir şeyi birinin sırtına yüklemek dump something in somebody's lap v.
bir şeyi birinin sırtına yüklemek drop something in somebody's lap v.
sermayeyi kediye yüklemek have all (one's) eggs in one basket v.
suçu/sorumluluğu (birine) yüklemek throw (one) under the bus v.
suçu yüklemek bring home to v.
'-e yüklemek lay at door v.
(bir masrafı birine) yüklemek put (one) to the expense of (doing) (something) v.
suçu (birine/bir şeye) yüklemek put the blame on (someone or something) v.
Trade/Economic
borç yüklemek burden with debt v.
çok yüklemek overcharge v.
güverteye yüklemek ship on deck v.
kurumlar vergisi yüklemek charge corporation tax v.
yeniden yüklemek reload v.
Law
vecibe yüklemek bind v.
Politics
suç yüklemek charge offense v.
Technical
ana motora yüklemek için buhar dağıtımını otomatik olarak ayarlayan küçük yedek motor relay cylinder n.
vagonlara tomruk yüklemek için kullanılan makine logger n.
kömür yüklemek recoal v.
aşırı yüklemek surcharge v.
aşırı yüklemek overload v.
geri yüklemek restore v.
fazla yüklemek overload v.
karşıdan yüklemek download v.
yeniden yüklemek reinstall v.
yüklemek (enerji vb) charge v.
yeniden yüklemek restore v.
vinçle yüklemek derrick v.
Computer
yazılım uygulamasını yüklemek için kullanılan yardımcı yazılım install n.
aşağı yüklemek download v.
aşağı yüklemek downstream load v.
bilgisayara işletim sistemi yüklemek boot v.
dokümanları bilgisayara yüklemek loading documents v.
işletim sistemini yeniden yüklemek boot v.
karşıya yüklemek upload v.
önceden yüklemek preinstall v.
karşıdan yüklemek download v.
sistemi yeniden yüklemek reboot v.
tekrar yüklemek reinstall v.
yukarı yüklemek upload v.
yeniden yüklemek restore v.
uzak bilgisayara yüklemek upload v.
uzaktan yüklemek download v.
bilgisayara diskten program yüklemek bootstrap v.
(sistemi) yeniden yüklemek bring up v.
önceden yüklemek preload v.
önden yüklemek preload v.
bilgisayara önceden yüklemek preprogram v.
(elektronik cihaza) korsan yazılım yüklemek rootkit v.
sürücüyü karşıdan yüklemek için click here expr.
yüklemek için lütfen 39 dakika bekleyiniz please wait 39 minutes to download expr.
yüklemek için tıklayın click to install expr.
Informatics
geri yüklemek restore v.
önceki değeri yüklemek restore v.
tekrar yüklemek reload v.
yeniden yüklemek reload v.
Telecom
myspace'in internet sitesine metin, müzik, video gibi içerik yüklemek myspace v.
Mechanic
fazla yüklemek overcharge v.
yük kaldırma halatı ile yüklemek parbuckle v.
Automotive
ön yüklemek preload v.
Transportation
gemilere yükleri yüklemek veya boşaltmak için dahili vinci olmayan, liman vinci veya harici vinç hizmeti gerektiren türden konteyner non-self-sustaining containership n.
gemileri yüklemek ve boşaltmakla görevli kimse alongshoreman n.
gemiye/uçağa yeniden yüklemek reembark v.
gemiye/uçağa yeniden yüklemek re-embark v.
(araca veya konteynere) yüklemek onload v.
(kömürü) gemiye yüklemek fitt v.
(gemiye) kömür yüklemek fitt v.
Aeronautic
uçağa yüklemek enplane v.
Marine
haddinden fazla yüklemek overlade v.
gemi yüklemek lade v.
fazla yüklemek overload v.
gemiye yüklemek ship v.
kömür yüklemek coal v.
tekrar yüklemek reship v.
(gemiye) yüklemek lade v.
yeniden yüklemek reship v.
Mining
madende kömür yüklemek için kullanılan şovel duckbill n.
Geography
kıyıdaki bir geminin kereste yüklemek için demir attığı ufak koy doghole [dialect] n.
Military
mühimmat yüklemek ammunition v.
(gemiyi) muharebe ekipman ve malzemelerini diğerlerinden daha kolay boşaltılabilecek şekilde yüklemek combat load v.
Archaic
yeniden gemiye yüklemek reimbark v.
varsayımsal güçle yüklemek odize v.
varsayımsal kuvvetle yüklemek odize v.
fazla yüklemek overburthen v.
taşıyabileceğinden çok yüklemek overburthen v.
fazla sorumluluk yüklemek overburthen v.
ağırlık yüklemek overlay v.
sorumluluk yüklemek impose v.
Slang
çok iş yüklemek break (someone's) balls v.
çok iş yüklemek break (someone's) stones v.
çok iş yüklemek bust (someone's) balls v.
çok iş yüklemek bust (someone's) stones v.
çok iş yüklemek break someone’s balls v.
suçu birine yüklemek hang the blame on me v.
suçu bir kimseye yüklemek drop the bucket on [australia] v.
tamamını yüklemek snarf v.