yakın zamanda - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yakın zamanda



Sens de "yakın zamanda" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

Turc Anglais
General
yakın zamanda soon adv.
yakın zamanda in the near future adv.
yakın zamanda recently adv.
yakın zamanda of late adv.
yakın zamanda in the not too distant past adv.
yakın zamanda more recently adv.
yakın zamanda anytime soon adv.

Sens de "yakın zamanda" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 39 résultat(s)

Turc Anglais
General
yakın zamanda olma recency n.
yakın zamanda yapılmış bir araştırma a recent study n.
yakın zamanda yapılan araştırmalar recent searches n.
yakın zamanda olma recentness n.
yakın zamanda ortaya çıkmış new-sprung n.
yakın zamanda var olmuş new-sprung n.
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay epilog n.
yakın zamanda bitmiş bir anlaşmazlık veya mücadeleyi anlamlı bir şekilde yansıtan olay epilogue n.
yakın zamanda sütten kesilmiş çocuk weanel [dialect] n.
yakın zamanda vefat etmiş kimse loved one n.
yakın zamanda ünlenmiş emerging adj.
yakın zamanda başarılı olmuş emerging adj.
yakın zamanda ortaya çıkmış emerging adj.
yakın zamanda olan late adj.
yakın zamanda ortaya çıkmış oncoming adj.
en yakın zamanda in the soonest time adv.
en yakın zamanda in the earliest time adv.
çok yakın zamanda anytime soon adv.
Phrases
mümkün olduğu kadar yakın bir zamanda at your convenience expr.
yakın bir zamanda in the not-too-distant future expr.
Proverb
sabaha yakın görülen rüya tez zamanda çıkar morning dreams come true
Colloquial
şükran gününe yakın bir zamanda arkadaşlarla toplanılarak yapılan kutlama friendsgiving n.
çok yakın bir zamanda any second now expr.
yakın bir zamanda in the not too distant future expr.
Idioms
(birinin) yakın zamanda bitirmesi gereken işlerin planı (one's) plate n.
Speaking
eminim çok yakın bir zamanda görüşeceğiz I'm sure we'll be seeing each other real soon expr.
yakın bir zamanda olacak gibi it appears to be imminent expr.
Politics
yakın zamanda bağımsızlığa kavuşmuş (millet) emergent adj.
Mining
madenin yakın zamanda hazırlanıp çalışmaya açılmış kısmı winning n.
Medical
yakın zamanda kortikosteroid kullanımı recent use of corticosteroids n.
Optics
iki farklı ancak ilişkili uyarıcının uzay ve/veya zamanda birbirine yakın bir şekilde gösterildiğinde gerçekte olduklarından daha farklı algılanmaları contrast n.
Agriculture
yakın zamanda tarım yapılmış (arazi) fresh adj.
Breeding
yakın zamanda sütten kesilen weanling adj.
Geology
metamorfik kayaçta çevresindeki kayadan daha yakın zamanda oluşmuş kristalimsi yapı neoblast n.
yakın zamanda atmosferden kaynaklanan yeraltı suyu meteoric water n.
Military
yakın zamanda orduya yazılmış asker military recruit n.
Hunting
avın yakın zamanda geçmiş olabileceği bölgede av köpeğine iz sürdürme casting n.
Ornithology
fil kuşları familyasına ait, yakın zamanda nesli tükenmiş dev bir kuş epiornis n.
Slang
yakın zamanda yenenler cookies n.