baskı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

baskı



"baskı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 100 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
baskı oppression i.
baskı printing i.
baskı print i.
baskı press i.
baskı pressure i.
baskı constraint i.
baskı restraint i.
General
baskı compulsion i.
baskı thrust i.
baskı discipline i.
baskı screw i.
baskı mailed fist i.
baskı typography i.
baskı leverage i.
baskı mail i.
baskı restraint i.
baskı influence i.
baskı squeeze i.
baskı crackdown i.
baskı force i.
baskı coaction i.
baskı heat i.
baskı imprint i.
baskı probe i.
baskı impression i.
baskı the press i.
baskı urgency i.
baskı heavy hand i.
baskı strong hand i.
baskı strain i.
baskı suppression i.
baskı edition i.
baskı constraint i.
baskı duress i.
baskı impressure i.
baskı repression i.
baskı arm-twisting i.
baskı issue i.
baskı coercion i.
baskı stress i.
baskı transfer i.
baskı impressum i.
baskı aggrievance i.
baskı the heat i.
baskı muzzle i.
baskı gripe i.
baskı oppressure i.
baskı distress [obsolete] i.
baskı containment i.
baskı innitency [obsolete] i.
baskı innixion [obsolete] i.
baskı pend [dialect] [uk] i.
baskı cohibition i.
baskı preace i.
baskı prees i.
baskı publication i.
baskı screw i.
baskı sign [obsolete] i.
baskı pression i.
baskı pressurage i.
baskı strangle hold i.
baskı typographic s.
Colloquial
baskı the squeeze i.
baskı squeeze play i.
Trade/Economic
baskı depression i.
baskı press i.
baskı constraint i.
baskı coercion i.
baskı printed publication i.
Law
baskı compulsion i.
baskı suppression i.
baskı edition i.
Politics
baskı repression i.
Media
baskı edition i.
Technical
baskı strike off i.
baskı clutch i.
baskı processing i.
baskı stress i.
baskı crush i.
baskı thrust i.
baskı swage block i.
Computer
baskı printout i.
baskı print i.
baskı version i.
Textile
baskı hem i.
Automotive
baskı thrust i.
Psychology
baskı pressure i.
Printing
baskı ptg (printing) i.
baskı presswork i.
Sport
baskı press i.
baskı marking i.
Printery
baskı edition i.
baskı printing i.
baskı print i.
baskı revise i.
baskı hit i.
baskı imprimery [obsolete] i.
Archaic
baskı thrall i.
baskı prease i.
baskı publishment i.

"baskı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
baskı yapmak force f.
baskı yapmak press f.
General
baskı altında kalma smother i.
baskı kalitesi letter quality i.
baskı makinesi press i.
en ağır kısım (saldırı/azarlama/baskı vb'nin) brunt i.
baskı kalıbı punch i.
yeni baskı reissue i.
baskı silindiri roller i.
taş baskı litho i.
özel baskı excerpt i.
tahta baskı kalıbı woodcut i.
ilk baskı first edition i.
dubleks baskı duplex printing i.
sosyal baskı grupları pressure groups i.
baskı hatası typo i.
yeni baskı reprint i.
baskı sayısı circulation i.
baskı hafızası print buffer i.
dubleks baskı makinesi duplex printing machine i.
özel baskı extra i.
baskı kalıbı die for printing a book cover i.
psikolojik baskı repression i.
pigment baskı pigment print i.
baskı hızı printing speed i.
son baskı final i.
ozalit baskı blueprint i.
manyetik baskı magnetic printing i.
baskı resim printmaking i.
baskı hatası typographic error i.
değişik sayılardan derlenmiş baskı variorum i.
baskı duygusu pressure sensation i.
baskı mürekkebi printer's ink i.
baskı hatası typographical error i.
ekonomik baskı economic pressure i.
baskı grubu pressure group i.
baskı resim makinesi lithograph machine i.
baskı hatası literal error i.
baskı kalıbı printing block i.
baskı yapma suppresion i.
taş baskı lithograph i.
baskı kalıbı plate i.
baskı idaresi despotism i.
alt baskı bottom printing i.
dijital baskı digital printing i.
baskı bilgisi colophon i.
baskı silindiri presser i.
baskı resim lithograph i.
baskı altında tutma repression i.
en şiddetli kısım (saldırı/azarlama/baskı vb'nin) brunt i.
alt baskı first print i.
baskı yönetimi despotism i.
baskı (dergi, kitap vb) edition i.
baskı (manevi) pressure i.
tahta baskı woodprint i.
özel baskı special edition i.
tipo baskı letterpress i.
baskı hatası printer's error i.
sınırlı baskı limited edition i.
taş baskı sanatı lithography i.
özel baskı special i.
baskı levhası platen i.
ışıklı baskı heliotype i.
baskı altında olma tensity i.
ayrı baskı offprint i.
kitap baskı özelliklerini açıklayan yazı colophon i.
baskı sayısı printing i.
yukarıya doğru baskı upward pressure i.
baskı uygulama tensity i.
baskı mumlu bezi tympan i.
baskı öncesi prepress i.
patates baskı potato print i.
renkli baskı color printing i.
kumaş baskı textile printing i.
baskı unsuru element of oppression i.
baskı teknolojisi printing technology i.
yeni baskı new edition i.
ofset baskı makinesi offset printing machine i.
kombine baskı combination printing i.
baskı çıtası cover i.
baskı astarı back cloth i.
bronz baskı bronze printing i.
askeri baskı military pressure i.
rezerve baskı reserve printing i.
yeni baskı re-edition i.
baskı hatası misprint i.
üst baskı overprint i.
(baskı makinesi) merdane platen i.
ön baskı preprint i.
toplumsal baskı social pressure i.
toplumsal baskı neighborhood pressure i.
dış baskı external pressure i.
cinsel baskı sexual oppression i.
ikinci baskı second edition i.
ideolojik baskı ideological pressure i.
tekrar baskı reprint i.
özdeş baskı reproduction i.
dış kenar baskı border break i.
baskı için hazırlanan klişe engraving i.
baskı sanatları printing arts i.
baskı sanatı print art i.
taş baskı lithography i.
üst baskı overprinting i.
ücretsiz yayın/baskı free edition i.
baskı gücü leverage i.
artan baskı increasing pressure i.
artan baskı mounting pressure i.
(son) prova baskı page proof i.
(son) prova baskı galley proof i.
baskı tekniği autography i.
renkli baskı color print i.
baskı hataları corrigenda i.
baskı hatası corrigendum i.
baskı şirketi printing company i.
edebi baskı literary edition i.
baskı altında soğukkanlılık assuredness i.
baskı altında soğukkanlılık cool i.
baskı altında soğukkanlılık poise i.
baskı altında soğukkanlılık aplomb i.
baskı altında soğukkanlılık sang froid i.
gerçek baskı real pressure i.
son baskı last edition i.
son baskı latest edition i.
üçüncü baskı third edition i.
baskı uygulama putting pressure i.
baskı endüstrisi print i.
islami baskı islamic oppression i.
baskı dükkanı printing shop i.
fiziksel veya ahlaki açıdan baskı altında olma necessity i.
baskı (iş, okul gibi stres kaynaklı) throng [scottish] i.
baskı, resmiyet, utanç ya da hantallıktan kurtulma easiness i.
baskı altında bozulmama unbreakableness i.
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı matter i.
gravürcülerin bir gravür tabanının yüzeyini pürüzlü hale getirmek veya çıplak bakır üzerinde baskı sonrası noktalı desene benzer bir etki yaratmak için kullandığı kaba bir baskı kalıbı mattoir i.
ayurveda tıbbına göre vücutta 107 adet bulunan marma noktalarına baskı uygulayarak yapılan bir masaj türü marma massage i.
etkili baskı whammy i.
kötü kimseleri uzaklaştırmak veya baskı altında tutmak için linç kanunu yöntemlerini kullanan kanun dışı bir teşkilat white cap i.
rölyef baskı plakasının yerleştirildiği ahşap veya metal plaka block i.
el baskısı için çok büyük bir baskı block i.
ilaç vererek, işkence yaparak veya psikolojik baskı uygulayarak bir kimsenin inanç ve tutumlarını sistematik olarak değiştirme menticide i.
küçük baskı harfi minum [obsolete] i.
hatalı baskı misedition [obsolete] i.
baskı makinesinin içinde kağıt yokken bıraktığı iz miss i.
harf yüksekliğini artırmak için üzerine baskı plakası yerleştirilen altlık mount i.
baskı altına alınabilir olma repressibility i.
baskı yanlısı repressionist i.
g harfi şeklinde baskı kalıbı g i.
boyuna baskı uygulanan tutuş choke hold i.
baskı makinesi malzeme yükleme levhası deck i.
resim, baskı, oyma resim toplayan kimse iconophilist i.
(resim, baskı, oyma resim toplayan) koleksiyoner iconophilist i.
baskı gören insanlar oppressed i.
aşırı baskı kuran şey oppression i.
aşırı baskı overpress i.
fazla baskı overpressure i.
ilave baskı overrun i.
baskı yapma impressment i.
acele ettirilip baskı altında olma drive i.
yirmi veya daha büyük puntolu baskı harfi ölçüsü paragon i.
(saçılan, karıştırılan veya yanlış dağılan) baskı karakteri pi i.
el matbaasında baskı mumlu bezinin kalkık konumdayken durduğu dayanak gallows i.
ücretsiz baskı free edition i.
baskı yapan kimse constrainer i.
iç baskı intropression i.
yaşıtlarca uygulanan sosyal baskı peer pressure i.
gravürlü plakalarla baskı yapan kimse plate printer i.
madeni para üzerindeki baskı coin [obsolete] i.
baskı aleti coin [obsolete] i.
küçük puntolu baskı fine print i.
baskı malzemesi kat yerini geçmeyecek şekilde katlanmış olan basılı sirküler fold i.
asıl baskı original i.
ilk baskı fotoğraftakiler original i.
asıl baskı olan posta pulu original i.
dışa doğru olan baskı outthrust i.
kağıt topunda baskı hatalarına karşı fazladan sayfalar over [uk] i.
çift silindirli baskı makinesi perfecter i.
kabartma baskı print i.
baskı uygulanan kumaş print i.
baskı deseni print i.
baskı veya grafiklerin satıldığı dükkan print shop i.
baskı yapan kimse printmaker i.
baskı dükkanı printshop i.
siyasi baskı yapma ve rakipleri sindirme faaliyetleri yürüten zorba çete üyesi plug-ugly i.
(eskrimde) saldırılacak bir boşluk yaratmak amacıyla rakibin kılıcına baskı uygulama press i.
baskı yapılan yer press i.
baskı tesisi press i.
baskı tarihi publication date i.
baskı yapan kimse publiciser i.
seebeck tarafından kişisel kazanç amacıyla basılan yeni baskı pullar seebeck i.
parmaklarla hafif baskı uygulayarak yapılan bir aküpresür türü shen tao i.
baskı yapan kimse shutting i.
baskı uygulama pression i.
cilde uygulanan hafif baskı pressure i.
(akupunktur uygulamalarda) vücutta tedavi amaçlı baskı uygulanan nokta pressure point i.
(yalnızca fırça darbesi ile yazılmış) gravür veya baskı provası skeleton proof i.
(toplama kampındaki mahkumlar gibi) baskı veya tehdit altında çalışan insan grubu slave labor i.
örnek baskı kalıbı standards i.
(sütunda) iki inçlik yer kaplayan baskı harfi stick i.
iki inçlik baskı harfi ile yazılmış nüsha stick i.
baskı yapan şey stick i.
baskı harfi büyüklüğü stickful i.
baskı harfi ile aynı ebat stickful i.
baskı uygulanma durumu superincumbence i.
baskı yapma superordination i.
baskı uygulayan kimse suppresser i.
baskı altına alınan şey suppression i.
baskı yüzeyi surface i.
üst baskı yapılan şey surprint i.
tahta baskı woodcut i.
baskı yapmak press f.
baskı yapmak force f.
topluma baskı yapmak tyrannize over the society f.
baskı yapmak impress f.
baskı altında tutmak restrain f.
baskı altında olmak be under pressure f.
baskı altına almak suppress f.
baskı yapmak keep down f.
baskı yapmak (dergi vb) print f.
baskı yapmak bear against f.
baskı altında tutmak repress f.
baskı yapmak pressurize f.
baskı yapmak constrain f.
baskı altında tutmak keep down f.
için baskı yapmak press for f.
birine bir şey yapması için baskı yapmak press someone to f.
baskı yapmak pressure f.
baskı yapmak put the bite on somebody f.
baskı yapmak tyrannize f.
baskı yapmak squeeze f.
baskı yapmak (birine) pressurize f.
baskı yapmak put leverage on somebody f.
baskı yapmak use force f.
baskı yapmak constrict f.
baskı yapmak (birine) pressure f.
yakasını kurtarmak (denetim/baskı vb'nden) cut loose from f.
birine baskı yapmak put pressure on f.
baskı yapmak press for f.
baskı yapmak push f.
manevi baskı altında olmak be under pressure f.
baskı yapmak stress f.
baskı yapmak lean on f.
baskı altında tutmak concuss f.
baskı altında tutmak press somebody close f.
baskı yapmak urge f.
yakasını sıyırmak (denetim/baskı vb'nden) cut loose from f.
baskı yapmak (birisine) tyrannize over f.
baskı yapmak oppress f.
baskı altında tutmak coerce f.
baskı yapmak put pressure f.
baskı yapmak sit upon f.
baskı yapmak coerce f.
baskı yapmak apply pressure f.
baskı resim yapmak lithograph f.
baskı altında tutmak contain f.
baskı yapmak tyrannise f.
baskı yapmak subdue f.
baskı yapmak domineer f.
psikolojik baskı altında olmak be under psychological pressure f.
baskı altında hissetmek feel under pressure f.
baskı altında kalmak be under pressure f.
baskı yaşamak face oppression f.
baskı altında kalmak remain under pressure f.
baskı yaşamak suffer oppression f.
baskı uygulamak oppress f.
baskı yapmak bring something to bear f.
baskı altına almak domineer f.
baskı altında tutmak hold down f.
birine baskı yapmak put pressure on someone f.
birine baskı yapmak exert pressure on someone f.
baskı uygulamak apply pressure f.
üzerinde baskı kurmak exercise power over f.
üzerinde baskı kurmak exercise influence over f.
üzerinde baskı kurmak exercise control over f.
birisine baskı yapmak press on someone f.
birisine baskı yapmak press upon someone f.
çok baskı altında kalmak be under a lot of pressure f.
çok baskı altında olmak be under a lot of pressure f.
işte baskı altında olmak be under pressure at work f.
büyük baskı altında olmak be under a lot of pressure f.
otograf baskı yapmak autograph f.
baskı yapmak (birine) pressurise f.
baskı yapmak pressurise f.
baskı oluşturmak generate/create pressure f.
baskı oluşturmak cause pressure f.
baskı görmek suffer oppression f.
baskı oluşturmak create pressure f.
baskı yaratmak create pressure f.
baskı yaratmak cause pressure f.
harekete geçmeye mecbur kalacak şekilde baskı altında kalmak be pressed up to the point of action f.
baskı ile yaptırmak influence f.
baskı yapmak adaunt [obsolete] f.
bir şeyi baskı altına almak place something under pressure f.
kabul ettirmek için baskı yapmak threap [obsolete] f.
baskı için hazır hale getirmek make ready f.
baskı altından çıkarmak unconfine f.
baskı altında tutmak hold [scottish] f.
eklemlerle baskı yapmak knuckle f.
baskı yapmak kvetch f.
tehdit veya baskı yoluyla zorlamak blackjack f.
baskı yapmak mash (on) f.
(kırbaçlayarak) baskı yapmak whip (on) f.
(kırbaçlayarak) baskı yapmak whip (out) f.
(kırbaçlayarak) baskı yapmak whip (off) f.
(kağıt) sıcaklık ve baskı ile birbirine yapışmak block f.
tehdit ederek baskı yapmak harass f.
(kocayı) dırdırla baskı altına almaya çalışmak henpeck f.
(birini) dır dır ederek baskı altına almak henpeck f.
(kocayı) dır dır ederek baskı altına almaya çalışmak hen-peck f.
(baskı altındaki yapı) dışarı doğru bükülmek bulge f.
baskı yapmak ride f.
(baskı yüzeyine) mürekkep sürmek dab f.
(baskı yüzeyine) mürekkep uygulamak dab f.
kuvvetlice baskı yapmak dint f.
baskı yüzeyindeki bir bölümü oyarak silmek grave f.
baskı makinesinin üzerindeki ambalajlama kısmına daha güçlü baskı elde etmek için eklenen malzemeyi hazırlamak overlay f.
baskı yapmak overlead f.
baskı yapmak overlord f.
baskı yapmak overpress [obsolete] f.
aşırı baskı yaratmak overpressure f.
baskı yaratmak overpressure f.
baskı yapmak overquell f.
fazla baskı yapmak overrun f.
baskı yapmak overrun f.
baskı uygulamak overstress f.
fazla baskı yapmak overurge f.
baskı yapmak overweigh f.
baskı uygulamak overweigh f.
baskı silindiri ile mürekkep uygulamak roll f.
baskı yapmak run off f.
baskı ile elde etmek impel f.
baskı uygulayarak yaratmak impel f.
baskı yapmak importune f.
baskı uygulamak impress (on) f.
baskı kurmak own f.
multigraf makinesi ile baskı yapmak multigraph f.
(bilgiyi) baskı altında açığa çıkarmak disgorge f.
baskı yapmak ingeminate [rare] f.
baskı yapmak instance [obsolete] f.
baskı yapmak distrain (on) f.
baskı yapmak distrain (upon) f.
baskı yapmak distress f.
toplumsal baskı veya misilleme korkusundan boyun eğmek goose-step f.
baskı yapmak coact f.
(baskı altında) verimini kaybedip dağılmak crack (up) f.
(bir şeye) karşı kuvvetle baskı uygulamak drive f.
(siyasi, ekonomik) baskı nedeniyle gitmeye zorlamak drive f.
baskı sonucu değişmek drive f.
baskı altına alınmak down f.
(baskı bloğunu) saçmak pie f.
(baskı bloğu) saçılmak pie f.
baskı oluşturmak weigh f.
baskı yapmak consist [obsolete] f.
karşı baskı olmadan baskı uygulayarak eğeleme yapmak cross-file f.
ısrarcı davranarak üzerinde baskı kurmak crowd f.
(bir yanı baskılı kağıdın) arka tarafına baskı yapmak perfect f.
(baskı harfini) hazır tutmak phat f.
baskı yapmak pheese f.
baskı ile işaretlemek print f.
baskı uygulamak pregravate [obsolete] f.
(kağıdı, kitapları) baskı makinesinde sıkıştırmak press f.
baskı ile ittirmek press f.
baskı uygulamak screw f.
baskı yapmak shotgun f.
baskı uygulamak sink f.
baskı yapmak press-gang f.
birine tehditlerle baskı yapmak pressure f.
baskı uygulamak smother f.
baskı altına almak smother f.
(baskı ile) şekle getirmek squeeze f.
baskı yapmak stretch f.
baskı yapmak strike f.
(kitaba, baskı metnine) alt başlık eklemek subhead f.
(pula) üst baskı eklemek surcharge f.
baskı uygulayan repressive s.
baskı altında captive s.
baskı altında under pressure s.
baskı azaltıcı decompressive s.
baskı yapan repressive s.
baskı yapan domineering s.
baskı gören oppressed s.
baskı uygulayıcı repressive s.
baskı altında tutulan inhibitory s.
baskı mühürlü hard-stamped s.
baskı için düzenlenmiş/redakte edilmiş redacted s.
baskı/yazıcı ile ilgili print-related s.
baskı yapmayan uncoercive s.
baskı altında hareket etmeyen uncompelled s.
baskı yapılamaz unconstrainable s.
baskı yapılmamış undamped s.
baskı yapmayan unoppressive s.
baskı yapılmayan (kimse) unpressurized s.
baskı altında olmayan (kimse) unpressurized s.
baskı yapılmayan (kimse) unpressurised s.
baskı altında olmayan (kimse) unpressurised s.
baskı altında tutulmamış unrepressed s.
üstünde baskı olmayan large s.
baskı uygulayan jackbooted s.
baskı altına alınmamış unstifled s.
baskı yapılamaz unsubduable s.
baskı yapılmamış unsubdued s.
baskı yapılmamış unurged s.
baskı yapmayan low-pressure s.
baskı altına alınabilir repressible s.
baskı altında olan hard-set s.
bir döner presin silindirinin etrafına sarılan (esnek baskı yüzeyi) wraparound s.
(duygusal baskı altında) duraksayarak konuşan broken s.
kullanışsız baskı işlemi ile ilgili horsey s.
kullanışsız baskı işlemi ile ilgili horsy s.
baskı altında yapılan hurried s.
baskı altında çalışan hurried s.
baskı gören ridden s.
baskı altında hard-pressed s.
çok baskı altında hard-pushed s.
baskı yaratan clamant s.
gravür, litografi, fotografi, serigrafi veya ağaç baskı metotlarına ait veya ilişkin graphical s.
gravür, litografi, fotografi, serigrafi veya ağaç baskı metotlarını içeren graphical s.
baskı işlemi tamamlanmış olan off s.
baskı gören overborne s.
baskı yapan overriding s.
(ahlaki baskı ile) bir şeyi yapmaya zorlanan impelled s.
baskı altına alınanlardan oluşan conscript s.
baskı hisseden distressful s.
baskı altında olan distressful s.
baskı altına alan dominating s.
baskı altına alan dominative s.
baskı altında olan coiled s.
baskı ile ilgili prelal [obsolete] s.
(baskı metnini) otomatik olarak ayarlayan self-justifying s.
(baskı metnini) otomatik olarak sığdıran self-justifying s.
(silah ile) baskı yapan shotgun s.
baskı ve strese maruz kalmış (kimse) pressured s.
baskı altında tutulmuş stifled s.
baskı yapan superincumbent s.
baskı yaratan superincumbent s.
baskı altında tutan suppressive s.
ofset (baskı) offset s.
baskı altında pressurized s.
baskı veya kontrol altında on a string zf.
baskı yaparak constrictingly zf.
baskı altında under compulsion zf.
sermayesiz olarak baskı veya kontrol altında on a string zf.
baskı altında under duress zf.
baskı yapmadan mecbur etmeden uncoercively zf.
baskı altına alınabilir şekilde repressibly zf.
ertelenmemesi veya yadsınmaması gereken bir ihtiyacın baskı ve sorumluluğuyla desperately zf.
baskı yaparak shrilly zf.
baskı yaparak crushingly zf.
baskı yaparak pressingly zf.
baskı yaparak surly zf.
baskı anlamı veren ön ek bar- ök.
Phrasals
baskı fiyatını belirlemek için (metnin) uzunluğunu ölçmek cast up f.
baskı için düzenlemek lay out f.
baskı yapmak preach down f.
baskı yapmak work into f.
şiddet uygulayarak baskı yapmak screw up f.
(kağıtları) baskı makinesine yerleştirmek lay on f.
baskı altında tutmak choke off f.
bir şeyden basarak/baskı uygulayarak bir şey çıkarmak press something out f.
baskı altında tutmak choke back f.
baskı altında tutmak choke down f.
bir şeyden basarak/baskı uygulayarak bir şey çıkarmak press something out of something f.
kabul ettirmek için ikna etmek veya baskı yapmak urge upon f.
(ağır bir yükün altında) bocalamak/yalpalamak/baskı altında olmak stagger under something f.
(bir şey için) birine baskı yapmak pressure someone into something f.
(birini) baskı altında bırakmak put (one) under the cosh f.
(birini veya bir şeyi) baskı altına almak crush down f.
eriyip gitmek (duygusal baskı altında) melt down f.
duygusal baskı altında ezilmek melt down f.
baskı yapmak ram (something) down f.
birine baskı yaparak konuşturmak wring from f.
birini veya bir şeyi baskı altına almak crush someone or something down f.
'-e baskı yapmak impress on f.
'-e baskı yapmak impress upon f.
birine/bir şeye baskı yapmak press against someone or something f.
'-e baskı yapmak press on f.
bir şeyi baskı uygulayarak bir araya getirmek press something together f.
sürekli baskı uygulamak push up against f.
bilgi almak için baskı yapmak squeeze out (of something) f.
konusunda baskı yapmak push toward f.
birine para veya bilgi vermesi için baskı yapmak milk someone for something f.
daha az baskı uygulamak let up f.
basılı malzemeyi üstüne daha kalın baskı yaparak iptal etmek block out f.
baskı yüzeyine yükselmek work up f.
(birine/bir şeye) baskı uygulamak clamp down on (someone or something) f.
(biri/bir şey) üzerinde baskı uygulamak clamp down on (someone or something) f.
(birine bir şey) için baskı yapmak cow (someone) into (something) f.
için baskı yapmak cow into f.
(biri) üzerinde baskı oluşturmak crowd (one) f.
(birine bir şey) için baskı yapmak dragoon (someone) into (something) f.
bir şey için baskı yapmak dragoon into f.
baskı yapmak clamp (on) f.
baskı kurmak clamp (on) f.
baskı yapmak clamp (upon) f.
baskı kurmak clamp (upon) f.
birine baskı yapmak get on someone f.
(birine) devam etmesi için baskı yapmak goad (someone) on f.
(birine) baskı yapmak lean on (someone) f.
(birine bir şey yapması) için baskı yapmak pester (one) into (doing) (something) f.
(birine bir şey) için baskı yapmak pester (someone) for (something) f.
için baskı yapmak pester into f.