bel - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bel



"bel" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 8 sonuç

İngilizce Türkçe
General
bel kısalt. altında
Technical
bel i. bel
bel i. güç düzeyi farkı birimi
Electric
bel i. bel
Physics
bel i. on desibel
Botanic
bel i. bel ağacının yenebilen kokulu meyvesi
Religious
bel i. bel ve ejderha öyküleri
Mythology
bel i. (babil ve asur mitolojisinde) toprak tanrısı

"bel" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 32 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bel waist i.
General
bel loins i.
bel mountain pass i.
bel grubber i.
bel sperm i.
bel reins i.
bel middle of the back i.
bel digging fork i.
bel girth i.
bel waistline i.
bel paddle i.
bel loin i.
bel middle i.
bel girdlestead i.
Colloquial
bel semen i.
Law
bel absorption i.
Technical
bel bel i.
bel waist i.
bel lumbar support i.
Computer
bel doc i.
Electric
bel bel i.
Textile
bel waist i.
Medical
bel semens i.
Anatomy
bel waist i.
Gastronomy
bel belly i.
Marine Biology
bel back net i.
Agriculture
bel spade i.
bel gardener's fork i.
bel digging fork i.
bel fork i.
Mythology
bel enlil i.
Archaic
bel reins i.

"bel" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 448 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bel bağlayan reliant s.
General
bel romatizması backache i.
bel yeri waistline i.
bel verme sag i.
bel kısmı waistline i.
bel ölçüsü girth i.
bel genişliği waistline i.
ince bel wasp waist i.
bel kısmı waistband i.
bel ağrısı backache i.
bel (etek/pantolon vb'nde) waistband i.
bel çantası fanny pack i.
bel (lumbus) loin i.
bel verme bulge i.
bel kemiği chine i.
bel verme sagging i.
uzun saplı bel paddle i.
bel verme bending i.
bel verme deflection i.
-e bel bağlama reliance i.
bel ölçüsü waistline i.
bel altı esprileri/şakaları dirty jokes i.
bel altı şakaları/esprileri adult jokes i.
(vücutta) bel lower back i.
bel altı underbelly i.
bel çekim middle shot i.
bel çantası waist pack i.
bel çantası waist bag i.
bel çantası belt bag i.
bel bölgesi waist region i.
vücudun bel bölgesiyle çevrilerek oynanan plastik oyun halkası hula hoop i.
ince bel slim waist i.
ince bel/bel hattı trim waistline i.
bel gamzesi back dimples i.
bel gamzesi butt dimples i.
bel gamzesi pilonidal dimple i.
bel gamzesi sacral dimple i.
bel çantası bum bag (uk/canada) i.
bel çantası man bag i.
bel çantası belly bag (us) i.
bel çantası belt pack (us) i.
bel çantası buffalo pouch (us) i.
bel çantası fanny pack (us/canada) i.
bel çantası hip sack (us) i.
bel çantası hip pack (uk) i.
bel çantası moon bag (south africa) i.
bel çantası joe bag i.
bel sorunu bad back i.
bel verme deflexion i.
bel simidi love handles i.
bel bağı waist belt i.
bel kemeri waist belt i.
yüksek bel high waist i.
bel kalça oranı waist–hip ratio i.
bel kalça oranı waist-to-hip ratio i.
düşük bel low rise i.
bel çantası bumbag i.
bel desteği lumbar support i.
bel ağrısı backache i.
bel koşum waist harness i.
bel kemeri waist harness i.
bel bağlayan kimse relier i.
bel çantası belly pack i.
bel hattı belt line i.
bel çantası man-bag i.
kadında göğüs, bel ve kalça ölçüleri measurement i.
bel bölgesinde bulunan fazla yağ love handle i.
bel veren şey bulger i.
eteklerin arkasında bel hizasının altında bulunan fiyonk, fırfır gibi süsleme bustle i.
bel çevresi garth i.
arkasında gözü olan bel çantası butt pack i.
(erkekte) göğüs ile bel ölçüsü arasındaki fark drop i.
dikiş yeri bel yerine kalçada olan kadın elbisesi drop waist i.
bel çantası fanny bag i.
bel altı vuran yorum outfling i.
bel kısmı büzgülü eteksiz erkek gömleği shirtwaist i.
bel kısmı büzgülü eteksiz erkek gömleği shirtwaisted dress i.
bel kısmı büzgülü eteksiz erkek gömleği shirtwaister [uk] i.
cepli bel kemeri shot belt i.
bel (etek/pantolon vb'nde) waistline i.
genellikle bel kısmında pli bulunan ve hafif bol kesimli olan gündelik pantolon slack i.
bel çevresi waistline i.
(giyside) bel kısmı waistline i.
bel kısmı midriff i.
giyside bel bölgesi midriff i.
bel vermek bulge f.
bel bağlamak reckon upon f.
bel bağlamak trust to f.
bel bağlamak look to f.
bel bağlamak rely upon f.
bel bağlamak reckon on f.
bel vermek yield f.
bel bağlamak place reliance on f.
bel bağlamak build f.
bel bağlamak go on f.
bel bağlamak bank on f.
bel bağlamak count on f.
bel bağlamak rely on f.
bel bağlamak base oneself on f.
bel bağlamak bargain on f.
bel bağlamak place reliance in f.
bel bağlamak repose in f.
bel vermek give f.
bel vermek sag f.
bel bağlamak give faith something f.
bel bağlamak depend on f.
bel bağlamak place dependence on somebody's words f.
bel bağlamak trust f.
bel bağlamak be contingent upon f.
bel bağlamak place dependence on f.
bel bağlamak place reliance f.
bel bağlamak count upon f.
bel bağlamak depend f.
-e bel bağlamak bank on f.
-e bel bağlamak rely on f.
bel bağlamak lay hopes on f.
çıkacak yasaya bel bağlamak rely on the law to be enacted f.
bel ağrısı çekmek suffer from low back pain f.
birinin sözüne/vaadine güvenmek/bel bağlamak place dependence on somebody's words f.
bel bağlamak zorunda kalmak throw back f.
bel bağlamak lite [dialect] f.
tekniğe ve mekaniğe aşırı şekilde bel bağlayarak planlamak veya oluşturmak mechanize f.
tekniğe ve mekaniğe aşırı şekilde bel bağlayarak planlamak veya oluşturmak mechanise f.
bel vermek yeve f.
aşırı bel bağlamak overplay f.
şansa bel bağlamak crowd f.
bel kemiği olmayan spineless s.
bel vermiş sprung s.
bel vermiş saggy s.
bel altı espriler yapan scatological s.
omuz ve bel arası kısa olan short-waisted s.
bel vermiş sagged s.
yüksek bel high-waisted s.
bel altı bedroom s.
bel büken breakback s.
aşırı bel bağlayan overreliant s.
bel altı cloacal s.
bel kemiği olmadan spinelessly zf.
bel yüksekliğinde waist-deep zf.
bel boyunda up to the waist zf.
bel boyunda waist-high zf.
bel yüksekliğinde waist-high zf.
bel yüksekliğinde up to the waist zf.
bel boyunda waist-deep zf.
bel bağlayarak dependably zf.
Phrasals
bel bağlamak trust in f.
bel bağlamak lot on [dialect] f.
bel bağlamak lot upon [dialect] f.
bel bağlamak bank on f.
bir şeye bel bağlamak bank on something f.
birine bel bağlamak rely on someone f.
birine bel bağlamak count on someone f.
bel bağlamak count upon f.
bel bağlamak count on f.
(bir şey) için (birine/bir şeye) bel bağlamak look to (someone or something) for (something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak repose on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak repose upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak repose in (someone or something) f.
bel bağlamak build on f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak count on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak count upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak depend upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak depend on (someone or something) f.
(yedekte tutulan birine/bir şeye) bel bağlamak fall back on (someone or something) f.
(yedekte tutulan birine/bir şeye) bel bağlamak fall back upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak figure on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak look to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak reckon on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak reckon upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak rely upon (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak trust in (someone or something) f.
bel bağlamak count upon f.
(desteğe veya yardıma) bel bağlamak figure on f.
Proverb
başkalarının tavsiyelerine bel bağlama a fool may give a wise man counsel
Colloquial
bel etrafındaki yağlanma love handles i.
bel altı mizah locker-room humor i.
çoğunlukla orta yaşlı annelerin giydiği yüksek bel, rahat kesim kot pantolon mom jeans i.
kadının göğüs, bel ve kalça ölçüleri dimensions i.
imkansız veya mantıksız görünmesine rağmen bel bağlanan şey skyhook i.
bel kısmı sarkan bir pantolon giymek sag f.
bel soğukluğu bulaştırmak clap (up) f.
bel altında below the belt zf.
Idioms
bel tutulması a crick in one's back i.
bel altı espri/şaka below the belt jokes i.
(erkek erkeğe yapılan) bel altı şakalar locker-room jokes i.
bel altı vuran yorum cutting remark i.
bel tutulması crick in one's back i.
bel tutulması crick in back i.
bel simitleri love handles i.
(birine/bir şeye) bel bağlama reliance on (someone or something) i.
tek bir şeye bel bağlamak put all your eggs in one basket f.
bel bağlamak rely heavily on f.
birine bel bağlamak pin one's hope upon someone f.
bel altı vurmak hit below the belt f.
bel bağlamak place one's hopes on f.
birine bel bağlamak pin one's hope on someone f.
bel bağlamak place one's hope in f.
bel altına vurmak hit someone below the belt f.
bel bağlamak place one's confidence in f.
bir şeye bel bağlamak hang one's hat on something f.
bel bağlamak pin one's hopes on f.
bel altı vurmak aim below the belt f.
bel altı olmak be near the knuckle f.
bel bağlamak pin one's faith on f.
birine bel bağlamak pin one's faith upon someone f.
yanlış kişiye güvenmek/bel bağlamak put trust in the wrong person f.
yanlış kişiye güvenmek/bel bağlamak misplace one's trust in someone f.
(bir kendini kandırma yolu olarak) yabancıların nezaketine bel bağlamak depend on the kindness of strangers f.
bel hizasında beşlik çakmak low five f.
kafası bel altı şeylere çalışmak have a dirty mind f.
bel altı vuruş yapmak be below the belt f.
basınçla bel vermek give a little f.
biraz bel vermek give a little f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak hitch (one's) wagon to (someone or something) f.
bel altı vurmak hit below the belt f.
bir şeyin bel kemiğini kırmak break the back of something f.
dışarıdan/başkalarından gelecek yardıma bel bağlamak depend on the kindness of strangers f.
bel altı konuşmak have mind in the gutter f.
aklı fikri bel altı şeylerde olmak have mind in the gutter f.
aklı bel altı şeylere çalışmak have mind in the gutter f.
(birini) bel altı vurmak hit (one) below the belt f.
birine/bir şeye bel bağlamak hitch your wagon to someone/something f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak pin (one's) faith on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak pin (one's) hopes on (someone or something) f.
-e bel bağlamak pin faith on f.
birine/bir şeye bel bağlamak pin your faith on somebody/something f.
birine/bir şeye bel bağlamak pin your hopes on somebody/something f.
tek bir şeye bel bağlamak put all your eggs into one basket f.
(birine/bir şeye) bel bağlamak set (one's) hopes on (someone or something) f.
bel altı near the knuckle expr.
Speaking
bana bel bağlama don't count on me expr.
Trade/Economic
borca bel bağlama reliance on debt i.
Politics
bel yüksekliği height at withers i.
Tourism
bel kaptan bell captain i.
Technical
bel verme (rotorlarda) sagging i.
bel verme (rotorlarda) deflexion i.
bel destek ayarı lumber support adjustment i.
bel verme sagging i.
bel verme (rotorlarda) deflection i.
bel verme sinking i.
bel çıtası waist moulding i.
bel kirişi gibbet i.
bel verme inflection i.
emniyet bel kemeri safety belt i.
rotorun bel vermesi rotor sagging i.
rotorun bel vermesi rotor deflection i.
rotorun bel vermesi rotor bending i.
şaftın bel vermesi shaft bending i.
şaftın bel vermesi shaft sag i.
bel kazması grub ax i.
bel ile kazmak spade f.
bel bağlamak bank on f.
bel vermek buckle f.
bel vermek sag f.
bel vermek yield f.
bel vermiş sagged s.
Textile
bel pensi veya bel kısmı olmayan bol elbise tent i.
arkadan bel uzunluğu back waist length i.
ayarlanabilen bel bandı adjustable waistband i.
ayarlanabilen bel bandı adjustable waist band i.
bel yüksekliği waist height i.
bel pensi waist dart i.
bel korsesi underbust i.
bel pilesi waist pleat i.
bel uzunluğu waist length i.
bel genişliği waist girth i.
bel robası waist yoke i.
bel bordürü waist border i.
bel kuşağı belly band i.
bel dikişi waist seam i.
bel yeri çizgisi waistline i.
düşük bel low-slung i.
düşük bel low waist i.
standart kesim (bel) regular fit i.
yüksek bel pantolon high-waisted trousers i.
yüksek bel şort high-waisted shorts i.
yüksek bel etek high-waisted skirt i.
bel hattı beltline i.
(16. yüzyılda erkeklerin giydiği) bel bölgesine uzanan dolgulu bir tür karın yastığı peascod i.
(16. yüzyılda erkeklerin giydiği) bel bölgesine uzanan dolgulu bir tür karın yastığı peasecod i.
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi pareo i.
bel ve kalça etrafına örtülerek bağlanan bir kumaş giysi pareu i.
(kıyafet) arka bel bölümünden omza doğru geniş pilili olan bi-swing s.
Automotive
bel çizgisi belt line i.
bel desteği ayar tekerleği seat lumbar control knob i.
bel yüksekliği belt height i.
elektrik kumandalı koltuk bel desteği electrically operated lumbar support i.
koltuk bel desteği seat lumbar support i.
ön koltuk bel destek kompresör motoru front seat lumbar support compressor motor i.
Railway
kemerin bel vermesi sagging of arch i.
Medical
bel ağrısı lumbar pain i.
bel fıtığı herniated nucleus pulposus i.
bel omurları lumbar vertebra i.
bel bölgesi region of the loin i.
bel ağrısı sendromu low back pain syndrome i.
başarısız bel ameliyatı sendromu fail back surgery sydrome i.
bel ağrısı lumbago i.
bel soğukluğu blennorrhagia i.
bel ağrısı low back pain i.
bel fıtığı prolapsed disk i.
bel fıtığı slipped disk i.
bel cerrahisi back surgery i.
bel omuru lumbar spine i.
bel desteği lumbar support i.
bel ponksiyonu lumbar puncture i.
bel omuru lumbar vertebra i.
bel kemiği backbone i.
bel fıtığı herniated disk i.
bel çevresi waist circumference i.
bel soğukluğu gonorrhea i.
bel bölgesi lumbar region i.
bel omurları lumbar vertebrae i.
bel fıtığı ameliyatı herniated disk surgery i.
bel fıtığı herniated disc i.
bel çevresi eylem düzeyleri waist circumference action levels i.
bel fıtığı slipped disc i.
bel fıtığı ruptured intervertebral disk i.
bel fıtığı spinal disc herniation i.
bel soğukluğu clap i.
bel fıtığı hernia of the loins i.
bel soğukluğu mikrobu neisseria gonorrhoea i.
başarısız bel cerrahisi sendromu failed back surgery syndrome i.
bel soğukluğu gonorrhoea i.
bel kemiğinin yan kıvrımı scoliosis i.
geniş bel çevresi large waist circumference i.
kronik bel ağrısı chronic low back pain i.
orta şiddetli bel ve bacak ağrısı mild low-back and leg pain i.
omurga bel kemiği spinal column i.
sırt ve bel ağrılarsı back and waist pains i.
sağrı kemiği ile beşinci bel omuru kaynaşması sacralization i.
şiddetli bel ağrısı severe low back pain i.
bel fıtığı ruptured intervertebral disc i.
bel fıtığı olmak herniate f.
bel ile ilgili lumbar s.
bel soğukluğu olan gonorrheal s.
bel soğukluğu olan gonorrhoeal s.
bel ağrısından muzdarip olan lumbaginous s.
bel ağrısı ile ilgili lumbaginous s.
Anatomy
bel kemiğinden ve beyinden sinirlerin geçtiği yol nerve tract i.
bel omurgası lower spine i.
bel kemiği vertebral column i.
bel omurgası spine i.
bel omurgası lumbar spine i.
bel omurları lumbar vertebra i.
sağrı bel eklemi lumbo-sacral articulation i.
sağrı bel kası sacrolumber muscle i.
birçok bel omurunda bulunan ilave çıkıntı anapophysis i.
sol taraftaki yükselen bel toplardamarının devamı vena hemizygos i.
sol taraftaki yükselen bel toplardamarının devamı hemizygous vein i.
sol taraftaki yükselen bel toplardamarının devamı hemizygos vein i.
bel omurlarının formanlerinden geçen bir toplardamar vena vertebralis i.
bel omurlarının formanlerinden geçen bir toplardamar vertebral vein i.
vertebral toplardamara eşlik edip yedinci bel omurunun forameninden geçerek brakiyosefalik toplardamara boşalan bir toplardamar vena vertebralis accessoria i.
bel bölgesindeki omurun ön eklem uzantısından çıkıntı yapan tüberkül metapophysis i.
bel arteri lumbar i.
bel siniri lumbar i.
bel omurları lumbar i.
bel bölümü lumbar i.
bel arteri lumbar artery i.
bel bölgesinde yer alan atardamarlardan biri lumbar artery i.
bel siniri lumbar nerve i.
omuriliğin bel bölümünden başlayan beş omurilik sinirinden biri lumbar nerve i.
bel sinir ağı lumbar plexus i.
bel sinir ağı plexus lumbalis i.
bel kemiği ridgebone i.
bel gamzesi dimples of venus i.
(dört ayaklı memelilerde) son bel omuru ile sakrum arasındaki eklem ve destekleyici yapıları coupling i.
4. ve 5. bel sinirleri ile 1., 2. ve 3. kuyruk sokumu sinirlerinden oluşan bir sinir ağı plexus sacralis i.
diyaframın bel omur bölümlerine tendinöz bağlanması crus i.
spinal kolonun göğüs ve bel bölümlerine ait thoracolumbar s.
spinal kolonun göğüs ve bel bölümleri ile ilgili thoracolumbar s.
göğüs ve bel sinirlerine ait thoracolumbar s.
göğüs ve bel sinirleriyle ilgili thoracolumbar s.
göğüs ve bel bölgelerinde ortaya çıkan thoracicolumbar s.
göğüs ve bel bölgelerine ait thoracicolumbar s.
göğüs ve bel bölgeleriyle ilgili thoracicolumbar s.
göğüs ve bel bölgelerinde ortaya çıkan thoracolumbar s.
göğüs ve bel bölgelerine ait thoracolumbar s.
göğüs ve bel bölgeleriyle ilgili thoracolumbar s.
omurga bel kemiği veya omuriliğin göğüs kısmı ile ilgili thoracispinal s.
omurga bel kemiği veya omuriliğin göğüs kısmına ait thoracispinal s.
bel omurunda bulunan ilave çıkıntıya ait veya ilgili anapophysial s.
omuz ve bel arasındaki mesafe normalden uzun olan long-waisted s.
bel kemiğinin altında bulunan infraspinal s.
bel kemiğinin altında bulunan infraspinate s.
sırt ve bel ile ilgili dorsolateral s.
sırtın bel bölgesine ait dorsolumbar s.
sırtın bel bölgesi ile ilgili dorsolumbar s.
sırtın bel bölgesini etkileyen dorsolumbar s.
bel kemiğinin yanında yer alan paraspinal s.
bel kemiğinin yanında olan paravertebral s.
bel kemiğinin dibinde olan paravertebral s.
ön bel bölgesinin hemen altında yer alan prelumbar s.
bel bölgesinin altında yer alan sublumbar s.
Pathology
bel bölgesinde meydana gelen yırtık laparocele i.
bel fıtığı laparocele i.
kronik bel soğukluğu gleet i.
Veterinary
atın bel kemiğinin üstünde, eyerin arkasında çıkan yara navel gall i.
Gastronomy
bel kemiği backbone i.
domuzun yağsız bel parçası griskin i.
Physics
bel verme buckling i.
Biology
bel bölgesi lumbar region i.
Zoology
çukur bel saddleback i.
bel kemiği ridge i.
Botanic
bel ağacı bel (aegle marmelos) i.
bel ağacının yenebilen kokulu meyvesi bel i.
bel ağacının yenebilen kokulu meyvesi bengal quince i.
bel ağacının yenebilen kokulu meyvesi golden apple i.
Agriculture
bel kazması grub hoe i.
bel çapası grubbing hoe i.
bel kazması grubbing hoe i.
bel yapmak plow with fork f.
Breeding
(inek bel kemiği) iki kürek kemiği arasının hemen arkasında bulunan crop i.
Religious
bel ve ejderha öyküleri bel i.
bel ve ejderha öyküleri bel and the dragon i.
Environment
bel verme noktası yield point i.
Military
bel kemeri lap belt i.
cinsel yolla bulaşan hastalıklara (özellikle bel soğukluğuna) yönelik askerlere toplu olarak yapılan genital bölge muayenesi short arms inspection [obsolete] i.
bel altını koruyan zırh plakası skirt of tasses i.
Sport
bel altı (fairplay dışı) hareket cheap shot i.
bel altı (fairplay dışı) hareket cheapshot i.
bel kündesi wrestling hold i.
bel bölgesi lumbar region i.
Football
defansın bel kemiği the backbone of the defense i.
Boxing
rakibin bel kısmına atılan kural dışı yumruk kidney punch i.
rakibin bel kısmına kural dışı yumruk atmak kidney punch f.
bel altında belt zf.
bel altında below the belt zf.
Music
telli müzik aletinin bel bölümü bout i.
Painting
bel üstü kısmı görünen portre three-quarter i.
bel üstü kısmı görünen portre three-quarter length i.
Cinema
bel çekimi medium close shot i.
Archaic
bel ağrısı boneshaw i.
bel ağrısı boneshave i.
Ornithology
bel kemiğinin kuyruk ve kuyruk sokumu kısmına ait veya ilgili urosacral s.
Slang
bel düşmanı koltuk kidney-buster i.
bel suyu come i.
bel suyu cum i.
bel altı konuşma/sohbet locker room talk i.
bel altı mizah/espri locker-room talk i.
bel altı/müstehcen konuşan kimse sewer mouth i.
bel altı/müstehcen konuşan kimse sewermouth i.
bel altı/müstehcen konuşan kimse toilet mouth i.
bel altı olmak be off-color f.
British Slang
bel bölgesinde pantolondan dışarı sarkan yağlar muffin tops i.
bel simitleri muffin tops i.
Modern Slang
tek bir şeye bel bağlamış all eggs in one basket s.
tek bir şeye bel bağlama all of your eggs in one basket expr.