bir ara - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir ara



"bir ara" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir ara sometime zf.
bir ara for a moment zf.
bir ara some time zf.
bir ara incidentally zf.
bir ara somewhen zf.
Colloquial
bir ara at one stage i.
Idioms
bir ara in my copious free time expr.

"bir ara" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 140 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yol üzerinde bir ara noktada konaklamaya ve başka tarifelerle birleştirilmeye imkan tanımayan tarife point-to-point air fare i.
bir aylık ara a month-long recess i.
kısa bir ara a short break i.
ara sıra olan bir şey occasional i.
(ara yüz tasarımı) bir ürünü sahibi için vazgeçilmez hale getiren özgün niteliklerin sunumu stickiness i.
bir ara gerçekleşmiş one s.
bir yarışmacının diğerine açık ara üstün olması ile nitelenen one-sided s.
aralıksız bir hamlede ara vermeden at a stretch zf.
bir hafta ara a week off zf.
geçen hafta bir ara some time last week zf.
hidratlı ara form olduğu varsayılan inorganik asit anlamını veren bir ön ek mes- ök.
hidratlı ara form olduğu varsayılan inorganik asit anlamını veren bir ön ek meso- ök.
Phrasals
başka bir yere geçmek için ara vermek/yarıda kesmek adjourn to (some place) f.
(bir şey için) bir şeye ara vermek break for something f.
(bir şeye) ara verdikten sonra tekrar devam etmek return from (something or some place) f.
(bir şeye) ara vermeksizin çalışmak labor away (at something) f.
(bir şey yapması için) işine ara verdirmek call away f.
(bir ara) uğramak drop around (sometime) f.
(bir şey yapmaya) ara verip dinlenmek rest from (doing) (something) f.
(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak romp all over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) açık ara önünde olmak romp on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) açık ara yenmek stomp on (someone or something) f.
birini/bir şeyi açık ara yenmek take someone or something apart f.
(birini/bir şeyi) açık ara yenmek tear into (someone or something) f.
Phrases
geçen sene bir zaman/ara sometime last year i.
ara ara (bir şeye) göz atarak with one eye on (something) expr.
ara ara bir şeye göz atarak with one eye on expr.
sabah bir ara/öğleden sonra bir ara/akşam bir ara of a morning/afternoon/evening expr.
açık ara en iyi (bir şey) far and away the best (something) expr.
Colloquial
kısa bir ara (mahkeme) a short recess i.
bir fincan kahve/çay ve bazen de atıştırmalıktan oluşan ara öğün mug–up i.
bir şeye ara vermek give it a rest f.
(bir şeyde) birinden/bir şeyden açık ara üstün olmak have it (all) over someone or something (in something) f.
(bir ara) buluşmalıyız/buluşalım we should get together (sometime) expr.
(bir ara) görüşmeliyiz/görüşelim we should get together (sometime) expr.
(bir ara) buluşup beraber bir şeyler yapmalıyız/yapalım we should get together (sometime) expr.
(bir ara) bir araya gelmeliyiz/gelelim we should get together (sometime) expr.
bir ara bir öğle yemeği yiyelim let's do the lunch thing expr.
bir ara öğlen yemeğinde buluşalım let's do the lunch thing expr.
bir ara mutlaka görüşelim we must do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka birlikte bir öğlen yemeği yiyelim we must do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka buluşalım we must do lunch sometime expr.
bir ara bir öğle yemeği yiyelim we have to do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka görüşelim we have to do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka birlikte bir öğlen yemeği yiyelim we have to do lunch sometime expr.
bir ara mutlaka buluşalım we have to do lunch sometime expr.
Idioms
açık ara bir numara number one with a bullet i.
(bir şeye) geçici olarak ara verilmesi a freeze on (something) i.
bir ara yol bulmak steer a middle course f.
bir yıl ara vermek take a year off f.
(bir şeyi yapmaya) ara vermek make a break in f.
(birini/bir şeyi) açık ara farkla yenmek knock the bejesus out of (someone or something) f.
bir konuyu tartışmaya/konuşmaya ara vermek put a pin in it f.
bir konuyu tartışmaya/konuşmaya ara vermek stick a pin in it f.
(belli bir yetenek ya da bir alanda) birine açık ara fark atmak have (got) it all over f.
(belli bir yetenek ya da bir alanda) birine açık ara fark atmak have it all over (someone) f.
(birini/bir şeyi) ara ara dinlemek listen (to someone or something) with half an ear f.
(bir tarafından) açık ara yenilmek be taken to the cleaners (by someone) f.
bir şeyi açık ara farkla kazanmak win something hands down f.
bir şeyde açık ara farkla galip gelmek win something hands down f.
bir şeyde açık ara farkla galip gelmek win something hands down f.
birinden/bir şeyden açık ara daha iyi olmak beat somebody/something hollow f.
birinden/bir şeyden açık ara önde olmak beat somebody/something hollow f.
(birini/bir şeyi) açık ara/farklı yenmek blow (someone or something) out of the water f.
(birini/bir şeyi) açık ara yenmek/mağlup etmek give (someone or something) a shellacking f.
(bir şeye) ara vermek give (something) a rest f.
bir şeye ara vermek give something a rest f.
(bir şeye) ara verdikten sonra tekrar başlamak pick up the threads (of something) f.
(bir şeye) ara vermek put (something) on hold f.
birinden/bir şeyden açık ara önde olmak show someone or something a clean pair of heels f.
(bir şeyi) açık ara farkla kazanmak win (something) in a walk f.
sabah bir ara of a morning zf.
öğle bir ara of a afternoon zf.
akşam bir ara of a evening zf.
bir ara (bakarız) in my copious free time expr.
bir ara ver take a beat expr.
(bir daha şehre) geldiğinde/uğradığında beni ara look me up when you're in town expr.
bir ara bir öğle yemeği yiyelim let's do lunch expr.
ara ara (bir şeye) göz atan one eye on expr.
ara ara (bir şeye) göz atan one eye on (someone or something) expr.
Speaking
bir ara birlikteydik we hooked up expr.
beni ankesörlü bir telefondan ara call me from a payphone expr.
bir ara görüşelim we should catch up sometime expr.
bir ara bir araya gelelim let's get together sometime expr.
bir ara görüşelim (mi?) let's get together sometime expr.
bir ara bir öğle yemeği yiyelim let's do lunch sometime expr.
bir şeye ihtiyacın olursa beni ara call me if you need anything expr.
bir ara öğle yemeğine gel come by for lunch sometime expr.
bir ara öğle yemeği yiyelim I think that we should get lunch sometime expr.
bir ara seni görmeye gelebilir miyim? could I come see you sometime? expr.
bir şey olursa beni ara if anything happens, give me a ring expr.
bir şey olursa beni ara if anything happens, give me a call expr.
bu numarayı bir ara bana da öğretmelisin you have to teach me that trick sometime expr.
bir ara bir öğle yemeği yiyelim we'll have to do lunch sometime expr.
bir ara görüşelim let's meet up sometime expr.
hadi bir ara verelim let's take a break expr.
seni (bir ara) arayabilir miyim? can I call you?
(bir ara) seni arasam olur mu? can I call you?
Trade/Economic
bir ana yol üzerinde veya ara sokakta bulunan bağımsız bir perakende satış dükkanı isolated store i.
bir malı tüketenler veya onu ara malı olarak talep edenler users i.
Law
bir fiilin gerçekleştirilmesi için izin verilen bir yıl bir günlük yasal ara year and a day i.
Tourism
hava yolculuğuna 72 saatten fazla ara veren yolcunun bir sonraki rezervasyonunu kullanma niyetini havayolu şirketine bildirmesini gerekli kılan kural reconfirmation i.
Technical
borunun her bir ara bölümünün kıvrımlarla diğer uca bağlandığı bir tür sıcak su bobini trombone coil i.
giromanyetik bir düzende üretilen ara modülasyon ürünleri intermodulation products generated in a gyromagnetic system i.
vızıldayarak havada zıplayan ve ara ara patlayan bir çeşit havai fişek whizz-bang i.
vızıldayarak havada zıplayan ve ara ara patlayan bir çeşit havai fişek whiz-bang i.
at arabalarının aksının üstünde bulunup ön tekerleklerin dönmesi için yeterli mesafeyi sağlayan küçük bir ara parça bolster i.
bir fiber optik ve ara bağlantı ekipmanı üreticisi ofs® i.
Computer
kullanıcıyı farklı bir url’ye yönlendiren ara websitesi redirect i.
bağlantı ara birimleri için kabul edilen uluslararası bir standart firewire® i.
bir programlama ara yüzü parlay i.
Electric
fiberoptik kabloların sonlarındırılmasında kullanılan bir tür ara fiber kablo fiber pigtail i.
Mining
turba kömürü ve bitümlü kömür arası bir ara madde wood coal i.
Medical
ara sıra ortaya çıkan bir rahatsızlık occasional annoyance i.
Physiology
albüminli maddenin midede sindiriminde oluşan bir ara ürün metapeptone i.
Parasitology
halkalı solucanların mensup olduğu bir ara takım terricolae i.
Printing
ara vermeden veya yeni bir paragrafa başlamadan devam etmek run on f.
Math
ara değer bulmada kullanılan bir fonksiyon spline function i.
Chemistry
neoflavondan türetilen bir flavonoid bitki ara ürünü neoflavone i.
floresan-kristalimsi görüntüsü olan, tiyonol ve tiyonin arasında kalan bir ara madde thionoline i.
fotoğrafçılıkta ve boya yapımında ara madde olarak kullanılan bir organik bileşik grubu aminophenol i.
sakkarik asit ile mannitolün ara formu olan, mannitolün kısmi oksidasyonu ile elde dilen beyaz amorf bir madde mannitic acid i.
palmitik asit ile stearik asidin ara formu olan, kristalli sentetik bir yağ asidi margaric acid i.
palmitik asit ile stearik asidin ara formu olan, kristalli sentetik bir yağ asidi heptadecanoic acid i.
sakkarik asit ile mannitolün ara formu olan, mannitolün kısmi oksidasyonu ile elde dilen beyaz amorf bir madde mannitic s.
Biology
bir dizi ara tipi aşırı uçlara bağlayan varyasyon continuous variation i.
Astronomy
samanyolu'nun lupus ve ara bölgelerine yakın, güney yarımküre'de yer alan bir takımyıldız norma i.
Zoology
asya'ya özgü karaciğer parazitine neden olan ara konakçı bir salyangoz cinsi alocinma i.
köpek ve ayı arasında ara form olan soyu tükenmiş bir cins amphicyon i.
Education
eğitimine bir yıl ara vermiş öğrenci gap-year student i.
bir yıllık ara veren kimse gapper [uk] i.
öğrenime bir yıl ara verme gapping i.
Geology
amerikan paleozoik sisteminde silüryen ve devoniyen dönemler arasında ara veya geçiş özelliği gösteren bir dönem oriskany period i.
Military
amerikan deniz harp akademisi' nde bir ara rütbe cadet midshipman [formerly] i.
Card
bezik gibi kart oyunlarında açık ara farkla özel bir tür kazanma durumu rubicon i.
Music
viyola ve viyolonsel arasında kalan herhangi bir ara enstrüman tenor violin i.
Theatre
ara gösterilerin derlenmesiyle oluşturulan bir tür komedi interlude i.
16 ve 17. yüzyıllarda fransız tiyatro ve opera oyunlarının perdeleri arasında sergilenen bir ara gösteri intermede i.
Slang
beni bir ara ara hit me up sometime expr.
Modern Slang
geçmişte kullanılan ve vücut yağında depolanan lsd'nin etkisinin bir süre sonra/ara ara tekrar yaşanması acid flashback i.