Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
broken
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"broken"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 79 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
broken
s.
arızalı
2
Yaygın Kullanım
broken
s.
kırılmış
3
Yaygın Kullanım
broken
s.
kırık
4
Yaygın Kullanım
broken
s.
bozuk
General
5
Genel
broken
s.
eksik
6
Genel
broken
s.
parçalanmış
7
Genel
broken
s.
beli bükük
8
Genel
broken
s.
çökmüş
9
Genel
broken
s.
dilbilgisi kurallarına uymayan (bir yabancının konuşması)
10
Genel
broken
s.
yıkılmış
11
Genel
broken
s.
haleldar
12
Genel
broken
s.
kesik
13
Genel
broken
s.
bozulmuş
14
Genel
broken
s.
engebeli
15
Genel
broken
s.
umudunu yitirmiş (kötü bir olaydan sonra)
16
Genel
broken
s.
kırık dökük
17
Genel
broken
s.
yarık
18
Genel
broken
s.
çiğnenmiş
19
Genel
broken
s.
bozuk
20
Genel
broken
s.
taşlı
21
Genel
broken
s.
ihlal edilmiş
22
Genel
broken
s.
yıkılan
23
Genel
broken
s.
çakaralmaz
24
Genel
broken
s.
ezgin
25
Genel
broken
s.
düzensiz
26
Genel
broken
s.
dağınık
27
Genel
broken
s.
karmaşık
28
Genel
broken
s.
tamamen bastırılmış
29
Genel
broken
s.
aşağılanmış
30
Genel
broken
s.
zayıflamış ve hasta
31
Genel
broken
s.
kederden altüst olmuş
32
Genel
broken
s.
(boşanma nedeniyle) yıkılmış
33
Genel
broken
s.
(boşanma nedeniyle) dağılmış
34
Genel
broken
s.
(güven, söz, sözleşme) ihlal edilmiş
35
Genel
broken
s.
açılmış
36
Genel
broken
s.
yarılmış
37
Genel
broken
s.
(yüzeye boya damlatmada olduğu gibi) çok renkli bir dekoratif etkiye sahip olan
38
Genel
broken
s.
aniden yön değiştiren
39
Genel
broken
s.
(duygusal baskı altında) duraksayarak konuşan
40
Genel
broken
s.
(arazi) düzensiz
41
Genel
broken
s.
zikzaklı
42
Genel
broken
s.
rütbesi düşürülmüş
43
Genel
broken
s.
rütbesi sökülmüş
44
Genel
broken
s.
meslek hayatı mahvolmuş
45
Genel
broken
s.
mesleki olarak bitmiş
46
Genel
broken
s.
(çizgi) kesikli
47
Genel
broken
s.
(uyku) bölünen
48
Genel
broken
s.
(uyku) kesikli
Irregular Verb
49
Irregular Verb
broken
f.
break - broken
Trade/Economic
50
Ticaret/Ekonomi
broken
s.
iflas etmiş
51
Ticaret/Ekonomi
broken
s.
kırılmış
52
Ticaret/Ekonomi
broken
s.
kesilen
53
Ticaret/Ekonomi
broken
s.
kesilmiş
54
Ticaret/Ekonomi
broken
s.
müflis
Technical
55
Teknik
broken
i.
kopuk
Textile
56
Tekstil
broken
s.
(dokuma kumaş) zikzaklı
Dyeing
57
Boyacılık
broken
s.
(renk) matlaşmış
58
Boyacılık
broken
s.
koyultulmuş
59
Boyacılık
broken
s.
ana renklerin karışımıyla oluşturulmuş
60
Boyacılık
broken
s.
(boyada renk efekti) uzaktan bakılınca karışmış gibi duracak şekilde renkler yan yana getirilerek oluşturulmuş
Food Engineering
61
Gıda
broken
s.
(krema) kesik
Zoology
62
Zooloji
broken
s.
(hayvan kürkü) tüy döken
63
Zooloji
broken
s.
(hayvan gözü ve kürkü) genellikle iki farklı renkten oluşan
Linguistics
64
Dilbilim
broken
s.
aksamalı
65
Dilbilim
broken
s.
bozuk
66
Dilbilim
broken
s.
(sesli harf) diftonize edilmiş
67
Dilbilim
broken
s.
(arapçada çoğul isim) tekil halinden ünlü seslerindeki farklılıkla ayırt edilen
Meteorology
68
Meteoroloji
broken
s.
(hava) karışık
69
Meteoroloji
broken
s.
(bulut) çok yaygın olup gökyüzünün tamamını kaplamayan
Sport
70
Spor
broken
s.
(oyun taktiği) çok güçlü
71
Spor
broken
s.
fazla güçlü
Music
72
Müzik
broken
s.
(ses perdesi) yönü veya şiddeti değişkenlik gösteren
Printery
73
Matbaa
broken
i.
defolu kağıt
74
Matbaa
broken
i.
500 veya 1000 yapraktan az sayıda kağıt
75
Matbaa
broken
s.
standart sayının altında
76
Matbaa
broken
s.
(kağıt) tutarsız kalitede
Archaic
77
Eski Kullanım
broken
s.
(kırık) kalıntı oluşturan
78
Eski Kullanım
broken
s.
(kırık) kalıntılardan oluşan
Slang
79
Argo
broken
i.
sorres boğazı kreolü
"broken"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 274 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
be broken
f.
kırılmak
2
Yaygın Kullanım
broken down
s.
çökük
General
3
Genel
being broken
i.
parçalanma
4
Genel
being broken down
i.
bozukluk
5
Genel
broken health
i.
sağlığı bozuk
6
Genel
broken line
i.
kırık çizgi
7
Genel
being broken down
i.
düşkünlük
8
Genel
broken stone
i.
kırmataş
9
Genel
broken into pieces
i.
un ufak olmuş
10
Genel
broken arch
i.
kırıkkemer
11
Genel
broken heart
i.
kırık kalp
12
Genel
broken glass
i.
kırık cam
13
Genel
broken glass
i.
cam kırıntısı
14
Genel
a broken reed
i.
güvenilmez kimse
15
Genel
broken white
i.
kirli beyaz
16
Genel
broken glass
i.
kırıntı cam
17
Genel
a broken piece of glass
i.
cam kırığı
18
Genel
a piece of broken glass
i.
cam kırığı
19
Genel
a broken down car
i.
bozuk araba
20
Genel
broken tooth
i.
kırık diş
21
Genel
broken wings
i.
kırık kanatlar
22
Genel
broken hearts
i.
kırık kalpler
23
Genel
broken promises
i.
tutulmayan/yerine getirilmeyen sözler
24
Genel
broken dreams
i.
yıkılmış/sönmüş hayaller
25
Genel
broken window
i.
kırık pencere
26
Genel
children/kids from broken homes
i.
boşanmış aile çocukları
27
Genel
piece of broken glass
i.
kırık bardak parçası
28
Genel
broken arm
i.
kırık kol
29
Genel
broken leg
i.
kırık bacak
30
Genel
a broken handcuff
i.
kırık bir kelepçe
31
Genel
broken sword
i.
kırık kılıç
32
Genel
broken pieces of glass
i.
cam kırıkları
33
Genel
broken number
i.
kesir
34
Genel
broken glass pieces
i.
cam kırıkları
35
Genel
broken arrow
i.
kırık ok
36
Genel
broken family
i.
parçalanmış aile
37
Genel
broken condom
i.
yırtık prezervatif
38
Genel
boulevard of broken dreams
i.
kırık düşler bulvarı
39
Genel
broken ribs
i.
kaburgaların kırılması
40
Genel
broken ribs
i.
kırık kaburgalar
41
Genel
broken foot
i.
kırık ayak
42
Genel
broken table
i.
kırık masa
43
Genel
broken mirror
i.
kırık ayna
44
Genel
broken frame
i.
kırık çerçeve
45
Genel
be broken to pieces
f.
paramparça olmak
46
Genel
be broken to pieces
f.
parça parça olmak
47
Genel
be broken to smithereens
f.
paramparça olmak
48
Genel
be broken into pieces
f.
un ufak olmak
49
Genel
be broken into small pieces
f.
ufalanmak
50
Genel
be broken
f.
(cam vb) (başkası tarafından) kırılmak
51
Genel
(one's heart) be broken
f.
kalbi kırılmak
52
Genel
(the ice) be broken
f.
buzlar çözülmek
53
Genel
die of a broken heart
f.
kahrından ölmek
54
Genel
be all broken up over
f.
-den çok üzgün olmak
55
Genel
leg/foot be broken
f.
ayağı kırılmak
56
Genel
be taken to hospital with suspected broken leg/arm
f.
kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak
57
Genel
leg/foot be broken
f.
bacağı kırılmak
58
Genel
be taken to hospital suffering a suspected broken leg/arm
f.
kırık şüphesiyle hastaneye kaldırılmak
59
Genel
be broken at the tip
f.
ucundan kırılmak
60
Genel
speak broken english
f.
çat pat ingilizce konuşmak
61
Genel
speak broken english
f.
çat pat ingilizce bilmek
62
Genel
speak broken english
f.
ingilizce'yi çat pat konuşmak
63
Genel
broken down
s.
bitkin
64
Genel
broken down
s.
yıkık
65
Genel
broken down
s.
çökmüş
66
Genel
broken down
s.
bozulmuş
67
Genel
broken down
s.
yıkılmış
68
Genel
broken down
s.
düşkün
69
Genel
broken down
s.
bozuk
70
Genel
broken off
s.
kopuk
71
Genel
like a broken record
s.
bozuk plak gibi
72
Genel
broken-hearted
s.
kederli
73
Genel
broken-down
s.
arızalı
74
Genel
broken-down
s.
işi bitmiş
75
Genel
broken-down
s.
harap
76
Genel
broken-hearted
s.
kalbi kırık
77
Genel
broken-down
s.
bitik
78
Genel
broken-down
s.
yıkık dökük
79
Genel
house-broken
s.
tuvaletini dışarıda yapmaya alıştırılmış hayvan
80
Genel
wind-broken
s.
nefes zorluğu çeken (atlar için)
81
Genel
broken-armed
s.
kolu kırık
82
Genel
broken-down
s.
köhnemiş
83
Genel
broken-in
s.
ehlileştirilmiş
84
Genel
broken-in
s.
disipline edilmiş
85
Genel
broken [obsolete]
s.
(kumaş) yırtık
86
Genel
broken [obsolete]
s.
(kumaş) sökük
87
Genel
broken [scotland]
s.
kanun kaçağı ilan edilmiş
88
Genel
broken in
s.
ehlileştirilmiş
89
Genel
broken in
s.
itaat etmek üzere eğitilmiş
90
Genel
broken-backed
s.
omurgası hasar görmüş
91
Genel
broken-backed
s.
beli kırık
92
Genel
broken-backed
s.
(at) sırt kemikleri kemik büyümesi ile birleşmiş
93
Genel
broken-bellied
s.
karnı yırtılmış
94
Genel
broken-winded
s.
(at) nefesi kesilmiş
95
Genel
broken-winded
s.
(at) düzensiz nefes alan
96
Genel
pock-broken
s.
(çiçek hastalığı kaynaklı) kabarcıklı
97
Genel
pock-broken
s.
çiçek hastalıklı
98
Genel
pock-broken
s.
çiçek hastalığı geçirmiş
99
Genel
pock-broken
s.
iz kalmış
100
Genel
the lock is broken
expr.
kilit açılmıyor
101
Genel
the meter is broken
expr.
taksimetre bozuk
102
Genel
the parking meter is broken
expr.
parkmetre çalışmıyor
Phrases
103
İfadeler
this is broken
expr.
(bu) çalışmıyor
104
İfadeler
this is broken
expr.
(bu) bozuk
105
İfadeler
even a broken watch is right twice a day
expr.
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
106
İfadeler
even a broken watch is right twice a day
expr.
bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir
107
İfadeler
the spell is broken
expr.
büyü bozuldu
108
İfadeler
even a broken watch is right twice a day
expr.
bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir
109
İfadeler
rules are made to be broken
expr.
kurallar çiğnenmek içindir
110
İfadeler
rules are meant to be broken
expr.
kurallar çiğnenmek içindir
111
İfadeler
rules are made to be broken
expr.
yasaklar çiğnenmek içindir
Proverb
112
Atasözü
a worthless vessel does not get broken
acı patlıcanı kırağı çalmaz
113
Atasözü
promises are like piecrust made to be broken
söz/sözler dönülmek için verilir
114
Atasözü
even a stopped/broken clock is right twice a day
bozuk saat bile günde iki defa doğruyu gösterir
Colloquial
115
Konuşma Dili
broken english
i.
bozuk ingilizce
116
Konuşma Dili
broken english
i.
çat pat ingilizce
117
Konuşma Dili
broken english
i.
çatpat ingilizce
118
Konuşma Dili
broken home
i.
dağılmış aile
119
Konuşma Dili
broken home
i.
parçalanmış aile
120
Konuşma Dili
broken english
i.
tarzanca ingilizce
121
Konuşma Dili
broken home
i.
yıkılmış yuva
122
Konuşma Dili
broken marriage
i.
yıpranmış/bozulmuş evlilik
123
Konuşma Dili
broken [south africa]
s.
sarhoş
124
Konuşma Dili
broken [south africa]
s.
ayyaş
125
Konuşma Dili
broken [us]
s.
(durum) istendiği gibi gitmeyen
126
Konuşma Dili
broken [us]
s.
üzücü
127
Konuşma Dili
rules are made to be broken
expr.
kurallar yıkılmak/çiğnenmek içindir
128
Konuşma Dili
if it ain't broken, don't fix it
expr.
bozuk değilse kurcalama
129
Konuşma Dili
if it ain't broken, don't fix it
expr.
çalışıyorsa kurcalama
Idioms
130
Deyim
broken vessel
i.
tutunacak bir dalı olmayan kimse
131
Deyim
broken vessel
i.
çökmüş kimse
132
Deyim
broken vessel
i.
içi boşalmış gibi hisseden kişi
133
Deyim
broken vessel
i.
kimsesiz kişi
134
Deyim
broken reed
i.
güven vermeyen kimse
135
Deyim
broken reed
i.
ipi ile kuyuya inilmez kişi
136
Deyim
broken record
i.
bozuk plak
137
Deyim
broken record
i.
kendini tekrar eden kimse/şey
138
Deyim
sound like a broken record
f.
bozuk plak gibi hep aynı şeyleri tekrarlamak
139
Deyim
die of a broken heart
f.
kederinden ölmek
140
Deyim
mend a broken heart
f.
kırık bir kalbi onarmak
141
Deyim
fix a broken heart
f.
kırık bir kalbi onarmak
142
Deyim
sound like a broken record
f.
papağan gibi tekrarlayıp durmak
143
Deyim
die of a broken heart
f.
üzüntüsünden ölmek
144
Deyim
fix a broken heart
f.
gönlünü almak
145
Deyim
promises are like pie crust: easily made, easily broken
expr.
söz/sözler dönülmek için verilir
146
Deyim
promises are like pie crust: easily made, easily broken
expr.
söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
147
Deyim
promises are like pie crust: easily made, easily broken
expr.
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
148
Deyim
promises are like pie crusts: easily made, easily broken
expr.
söz/sözler dönülmek için verilir
149
Deyim
promises are like pie crusts: easily made, easily broken
expr.
söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
150
Deyim
promises are like pie crusts: easily made, easily broken
expr.
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
151
Deyim
promises are like pie crusts: easily broken
expr.
söz/sözler dönülmek için verilir
152
Deyim
promises are like pie crusts: easily broken
expr.
söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
153
Deyim
promises are like pie crusts: easily broken
expr.
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
154
Deyim
promises are like pie crust: easily broken
expr.
söz/sözler dönülmek için verilir
155
Deyim
promises are like pie crust: easily broken
expr.
söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
156
Deyim
promises are like pie crust: easily broken
expr.
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
157
Deyim
promises are like pie crusts: they are made to be broken
expr.
söz/sözler dönülmek için verilir
158
Deyim
promises are like pie crusts: they are made to be broken
expr.
söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
159
Deyim
promises are like pie crusts: they are made to be broken
expr.
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
160
Deyim
promises are like pie crust: they are made to be broken
expr.
söz/sözler dönülmek için verilir
161
Deyim
promises are like pie crust: they are made to be broken
expr.
söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
162
Deyim
promises are like pie crust: they are made to be broken
expr.
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
163
Deyim
promises are like pie crusts: made to be broken
expr.
söz/sözler dönülmek için verilir
164
Deyim
promises are like pie crusts: made to be broken
expr.
söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
165
Deyim
promises are like pie crusts: made to be broken
expr.
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
166
Deyim
promises are like pie crust: made to be broken
expr.
söz/sözler dönülmek için verilir
167
Deyim
promises are like pie crust: made to be broken
expr.
söz vermek de sözünden dönmek de kolaydır
168
Deyim
promises are like pie crust: made to be broken
expr.
söz vermek ne kadar kolaysa sözünden dönmek de o kadar kolaydır
Speaking
169
Konuşma
he has a broken rib
expr.
bir kaburgası kırılmış
170
Konuşma
my concentration was broken
expr.
dikkatim dağıldı
171
Konuşma
I don't want him to have his heart broken
expr.
onun kalbinin kırılmasını istemem
172
Konuşma
my arm is broken
expr.
kolum kırık
173
Konuşma
my arm is broken
expr.
kolum kırıldı
174
Konuşma
you've broken the law
expr.
kanunu çiğnedin
175
Konuşma
my phone is broken
expr.
telefonum bozuldu
176
Konuşma
my phone is broken
expr.
telefonum bozuk
Trade/Economic
177
Ticaret/Ekonomi
broken cross rates
i.
bozuk çapraz kurlar
178
Ticaret/Ekonomi
exchange broken
i.
kambiyo acentesi ya da simsarı
179
Ticaret/Ekonomi
broken account
i.
kapatılmış hesap
180
Ticaret/Ekonomi
broken lot
i.
lot altı hisse senetleri
181
Ticaret/Ekonomi
broken account
i.
kesilen hesap
182
Ticaret/Ekonomi
broken number
i.
kesirli sayı
Technical
183
Teknik
percentage of crushed and broken surfaces
i.
ezilmiş ve kırılmış yüzeylerin yüzdesi
184
Teknik
broken stowage
i.
istif harcı
185
Teknik
broken stowage
i.
istif boşluğu
186
Teknik
broken sliding surface
i.
kırıklı kayma sathı
187
Teknik
broken rule
i.
kırık çizgi
188
Teknik
broken stone
i.
kırma taş kırılmış taş
189
Teknik
broken section
i.
kırık kesit
190
Teknik
broken coke
i.
kırılmış kok
191
Teknik
broken coke
i.
kırma kok
192
Teknik
broken ground
i.
kırıklı formasyon
193
Teknik
broken back transition
i.
kırık düzlemli tranzisyon
194
Teknik
broken stone
i.
kırmataş
195
Teknik
layer of broken stone
i.
kırmataş tabaka
196
Teknik
stretch-broken man-made fibres
i.
koparılmış yapay lifler
197
Teknik
broken wire
i.
kopuk tel
198
Teknik
broken blister
i.
patlak uzun kabarcık
199
Teknik
broken seed
i.
patlak küçük kabarcık
200
Teknik
broken in lehr
i.
soğutma kırığı
201
Teknik
broken joint
i.
taşkesmesi derz
Computer
202
Bilgisayar
broken hyperlink
i.
bozuk hyperlink
203
Bilgisayar
link broken
i.
bozuk bağlantı
204
Bilgisayar
broken word
i.
bölünmüş sözcük
205
Bilgisayar
link broken
i.
kırık link
206
Bilgisayar
link broken
i.
ölü link
207
Bilgisayar
page is broken
expr.
sayfa kesilmiş
208
Bilgisayar
fix broken text
expr.
yazı tipi hatalarını düzelt
Informatics
209
Bilişim
broken word
i.
bölünmüş sözcük
Construction
210
İnşaat
broken roof
i.
çatı katı
211
İnşaat
broken arch
i.
kırık kemer
212
İnşaat
broken pediment
i.
kesik alınlık
213
İnşaat
broken pediment
i.
kırık alınlık
214
İnşaat
broken pediment
i.
kırma alınlık
215
İnşaat
broken stones (for road making)
i.
kırma taş
216
İnşaat
broken stones
i.
kırma taş
Automotive
217
Otomotiv
broken in
i.
açılmış motor
218
Otomotiv
broken white line
i.
kesik beyaz çizgi
219
Otomotiv
broken stud remover
i.
kırık saplama çektirme aleti
220
Otomotiv
broken line
i.
kesik yol çizgisi
221
Otomotiv
the exhaust is broken
expr.
egzoz bozulmuş
222
Otomotiv
the gearbox is broken
expr.
şanzıman bozulmuş
223
Otomotiv
the transmission is broken
expr.
vites geçmiyor
224
Otomotiv
the windscreen is broken
expr.
arabanın camı kırılmış
225
Otomotiv
the windshield is broken
expr.
arabanın camı kırılmış
Traffic
226
Trafik
broken yellow line
i.
kesik sarı çizgi
227
Trafik
double broken yellow line
i.
kesik çift sarı çizgi
Marine
228
Denizcilik
broken stowage
i.
istif aralığı
229
Denizcilik
broken stowage
i.
istif harcı
230
Denizcilik
broken stowage
i.
istif boşluğu
231
Denizcilik
broken stone
i.
kırma taş
232
Denizcilik
broken stowage
i.
yükleme sonrası gemideki boş kalan yerler
233
Denizcilik
broken-backed
s.
başı ve kıçı düşmüş (gemi)
Medical
234
Medikal
broken bone
i.
kırılan kemik
235
Medikal
broken leg
i.
kırık bacak
236
Medikal
broken arm
i.
kol kırılması
237
Medikal
the water has broken
i.
suyun gelmesi (doğumun başlangıcı)
238
Medikal
broken heart
i.
kalp kasının yırtılması
239
Medikal
set the broken bone
f.
kırılan kemiği alçıya almak
240
Medikal
set and bind up a broken bone
f.
kırık sarmak
241
Medikal
broken-down
s.
hasta
242
Medikal
broken-down
s.
ruhen çökmüş
243
Medikal
broken-down
s.
perişan
Psychology
244
Psikoloji
broken heart syndrome
i.
kırık kalp sendromu
Pathology
245
Patoloji
broken breast
i.
meme bezinin olmaması
Veterinary
246
Veterinerlik
broken wind
i.
atlara özgü bir solunum yolu hastalığı
Gastronomy
247
Mutfak
broken meat
i.
et parçaları
Math
248
Matematik
broken line graph
i.
kırık çizgi grafiği
249
Matematik
broken line graph
i.
kırık çizgi çizeneği
250
Matematik
broken line
i.
kırık çizgi
Marine Biology
251
Deniz Biyolojisi
broken ice
i.
gezgin buzlu
Agriculture
252
Tarım
broken ginger
i.
parça zencefil
Geography
253
Coğrafya
broken arrow
i.
oklahoma eyaletinde şehir
254
Coğrafya
broken bow
i.
oklahoma eyaletinde şehir
255
Coğrafya
broken bow
i.
nebraska eyaletinde şehir
256
Coğrafya
broken hill
i.
avustralya'nın new south wales eyaletinde şehir
257
Coğrafya
broken hill
i.
zambiya'nın kabwe şehrinin eski adı
Meteorology
258
Meteoroloji
broken sky
i.
parçalı gökyüzü
259
Meteoroloji
broken cloud
i.
yer yer açık bulut
260
Meteoroloji
broken weather
i.
karışık hava
Military
261
Askeri
broken terrain
i.
engebeli arazi
Football
262
Futbol
broken-field
s.
top taşıyıcının sahaya yayılmış savunma oyuncularına karşı koştuğu
Music
263
Müzik
broken cadence
i.
kırık durgu
264
Müzik
broken chord
i.
kırık akor
265
Müzik
broken consort
i.
farklı ailelerden enstrümanlar çalan grup
Modern Slang
266
Modern Argo
all hell has broken loose
expr.
kıyamet kopmuş
267
Modern Argo
all hell has broken loose
expr.
çarşı pazar karışmış
268
Modern Argo
all hell has broken loose
expr.
ortalık birbirine girmiş
269
Modern Argo
all hell has broken loose
expr.
işler/durum kontrolden çıkmış
Star Wars
270
Star Wars
broken horn syndicate
i.
kırık boynuz çetesi
271
Star Wars
broken valley
i.
kırılmış vadi
272
Star Wars
broken wing (location)
i.
kırılmış kanat (konum)
273
Star Wars
forest of broken glass
i.
kırık cam ormanı
274
Star Wars
the broken laser bit
i.
kırık lazer parçası
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of broken
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy