child - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

child

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"child" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 35 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
child i. evlat
child i. çocuk
General
child i. ürün
child i. seyahatte, tam tarifeye tabi olmayan yaşça küçük kişi
child i. yavru
child i. bala
child i. mecazi anlamda, yetişkinlere yakışmayacak davranışlarda bulunan kimse
child i. soy bakımından oğul veya kız
child i. küçük yaştaki oğlan veya kız
child i. tıfıl
child i. velet
child i. ufaklık
child i. bızdık
child i. bebeklik çağı ile ergenlik çağı arasındaki gelişme döneminde bulunan insan
child i. küçük
child i. şopar
child i. çocuk
child i. çabanın meyvesi
child i. netice
child i. oğul
child i. kız
child i. bebek
child i. yenidoğan
child i. insan fetüsü
child i. doğmamış bebek
child i. kabile üyesi
child i. torun
child i. alt soy
child i. bir şey veya yere ait kimse
child i. (bir yere) gönülden bağlı kimse
child f. doğum yapmak
Law
child i. on dört yaş altındaki kimse
Computer
child s. ast
child s. alt
Archaic
child i. asil genç

"child" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
adopted child i. evlatlık
foster child i. evlatlık
child marriage i. çocuk evliliği
have a child f. çocuğu olmak
raise a child f. çocuk yetiştirmek
General
child prodigy i. dahi çocuk
missing child i. lakit
vacation for child care i. çocuk bakımı izni
only child i. dikme
brain child i. buluş
man child i. erkek çocuk
educable child i. eğitilebilir çocuk
parent and child i. ebeveyn ve çocuk
poor child i. yoksul çocuk
withdrawn child i. çekingen çocuk
salary for child care i. çocuk bakımı parası
child abuse i. çocuğa kötü muamele
foster child i. bakılan çocuk
child allowance i. çocuk zammı
heavy with child i. hamile
child sexual abuse i. çocuk cinsel istismarı
average age of women who bear their first child i. çocuk doğurma ortalama yaşı
dutiful child i. hayırlı evlat
foster child i. büyütme
flower child i. çiçek çocuk
motherless child i. öksüz
abused child i. istismar edilen çocuk
child benefit i. çocuk parası
child prostitution i. çocuk fuhuşu
problem child i. problemli çocuk
child development i. çocuk gelişimi
child above 7 but not of full age i. mümeyyiz
fatherless child i. yetim
adopted child i. manevi evlat
female child i. kız çocuk
big with child i. gebe
weak child i. cırboğa
brain child i. parlak fikir
foster child i. sütevlat
child molesting i. çocuk tecavüzü
heavy with child i. ağırayak
salary for child care i. çocuk eğitimi parası
exceptional child i. ayrıcalıklı çocuk
naughty child i. bacaksız
child prodigy i. harika çocuk
child rights i. çocuk hakları
missing child i. buluntu çocuk
problem child i. ele avuca sığmaz çocuk
foster child i. üvey evlat
mother and child i. anne ve çocuk
naughty child i. yumurcak
male child i. erkek çocuk
child advocacy i. çocuğun savunulması
illegitimate child i. piç
child marriage i. beşik kertiği
spoilt child i. ana kuzusu
wonder child i. harika çocuk
abused child i. suistimale uğramış çocuk
natural child i. evlilikdışı çocuk
child care i. çocuk bakımı
adopted child i. evlat edinilmiş çocuk
first child i. ilk göz ağrısı
abused child i. suistimale uğrayan çocuk
latchkey child i. anne ve babası çalışan çocuk
child marriage i. beşik kertme
child as laborer i. işçi çocuk
newborn child i. yenidoğan
spoiled child i. şımarık çocuk
middle child i. ortanca
child rearing i. çocuk yetiştirme
missing child i. terk çocuk
bastard child i. haramzade
child abuse i. çocuk suistimali
foster child i. sütçocuk
child abuse syndrome i. çocuk suistimali sendromu
dependent child i. bağımlı çocuk
illegitimate child i. evlilik dışı çocuk
step child i. üvey çocuk
heavy with child i. gebe
big with child i. hamile
father and child i. baba ve çocuk
the father of one child i. bir çocuk babası
illegitimate child i. gayrimeşru çocuk
natural child i. gayri meşru çocuk
child welfare i. çocuk koruma
child welfare i. çocuk esirgeme
child allowance i. çocuk yardımı
child welfare i. çocuk bakımı
a lovely child i. nur topu
mischievous child i. yaramaz çocuk
undutiful child i. hayırsız evlat
child psychology i. çocuk psikolojisi
child mortality i. çocuk ölüm oranı
naughty child i. yaramaz çocuk
problem child i. yaramaz çocuk
fractious child i. yaramaz çocuk
sulky child i. yaramaz çocuk
wilful child i. yaramaz çocuk
wayward child i. yaramaz çocuk
unruly child i. yaramaz çocuk
social services and child protection agency i. sosyal yardımlaşma ve çocuk esirgeme kurumu
child labor i. çocuk işçiliği
child labor i. çocuk işgücü
child labour i. çocuk işçiliği
child labour i. çocuk işgücü
lucky child i. şanslı çocuk
adopted child i. manevi çocuk
adoptive child i. manevi çocuk
hospitalized child i. hastaneye yatırılan çocuk
stillborn child i. ölü doğan çocuk
child and family court i. çocuk ve aile mahkemesi
man-child i. erkek çocuk
the father-in-law or mother-in-law of one's child i. dünür
single-child family i. tek çocuklu aile
mother-child relationship i. anne ve çocuk ilişkileri
multi-child family i. çok çocuklu aile
methods of child care-education i. çocuk yetiştirme yolları
well-behaved child i. uslu çocuk
woman with child i. gebe kadın
child in common i. müşterek çocuk
street child i. sokak çocuğu
unborn child i. doğmamış bebek
first-born child i. ilk doğan çocuk
child care room i. çocuk bakım odası
child death i. çocuk ölümü
the birth of a child i. bebeğin dünyaya gelmesi
the birth of a child i. bebeğin doğumu
the grief of losing a child i. evlat acısı
feisty child i. alıngan/hassas çocuk
newborn child i. yenidoğan bebek
child born out of wedlock i. evlilik dışı dünyaya gelmiş çocuk
peasant child i. köylü çocuğu
feral child i. vahşi/yabani çocuk
wild child i. vahşi/yabani çocuk
the father of the child i. çocuğun babası
child use and care articles i. çocuk kullanım ve bakım eşyaları
child molesters i. çocuk tacizcileri
having a child i. çocuk sahibi olma
first-born child i. ilk doğan/doğmuş çocuk
illegitimate child i. haramzade
an only child i. tek çocuk
small child i. küçük çocuk
missing child i. kayıp çocuk
the smallest child in the family i. ailenin en küçük çocuğu
the youngest child in the family i. ailenin en küçük çocuğu
well-raised/cared/nourished child i. iyi bakılmış çocuk
weak child i. zayıf çocuk
the world of the child i. çocuğun dünyası
child soldier i. çocuk asker
child dictionary i. çocuk sözlüğü
biological child i. öz çocuk
child through birth i. öz evlat
biological child i. öz evlat
one's own child i. öz evlat
child through birth i. öz çocuk
one's own child i. öz çocuk
christ child i. bebek/çocuk isa
child jesus (divine infant) i. bebek/çocuk isa
child care provider i. dadı
child care provider i. çocuğun bakımında anneye yardımcı olan kimse
poor child i. çocukcağız
family with child i. çocuklu aile
child marriage i. çocuk yaşta evlilik
child theme i. alt tema
only child i. tek çocuk
terrible child i. korkunç çocuk
man child i. ruhen olgunlaşmamış yetişkin erkek
young child i. küçük çocuk
child lock i. çocuk kilidi
privileged child i. ayrıcalıklı çocuk
middle child of a family of 5 i. 5 kişilik bir ailenin ortanca çocuğu
two-child family i. iki çocuklu aile
child minder [uk] i. çocuk bakıcısı
child study i. çocuk çalışması
child-bearing i. (çocuk) doğurma
child-bearing i. doğurganlık
knave child i. erkek çocuk
knave child i. oğlan
man-child i. ruhen olgunlaşmamış yetişkin erkek
man-child i. çocuk ruhlu erkek
child star i. çocuk yıldız
child star i. çocuk ünlü
love child i. (iki kişinin) aşklarının meyvesi olan çocuk
average age of women who bear their first child i. ilk çocuğun doğurulduğu ortalama yaş
average age of women who bear their first child i. ortalama ilk çocuğu doğurma yaşı
poster child i. yardım toplama amaçlı ilanlara yüzü basılan hasta çocuk
foster child i. (fakir bir ülkede yaşayan) bakıma muhtaç çocuk
foster-child i. (fakir bir ülkede yaşayan) bakıma muhtaç çocuk
deliver a child f. doğurtmak
exert one's strength when bearing a child or defecating f. ıkınmak
give birth to a child f. çocuk doğurmak
be a child f. çocuk olmak
have one's child aborted f. çocuk aldırmak
be expecting a child f. çocuk beklemek
have a child illegitimately f. peydahlamak
have a child f. çocuk yapmak
bring a child into the world f. doğurmak
bring a child into the world f. doğurtmak
adopt a child f. evlatlığa kabul etmek
look after a child f. dadılık etmek
have a child f. çocuk sahibi olmak
hold a child back a year f. çocuğa okulda aynı sınıfı tekrarlatmak
raise a child f. çocuk büyütmek
bring up a child f. çocuk büyütmek
bear a child f. doğum yapmak
expect a child f. çocuk beklemek
bear a child f. karnında çocuk taşımak
bear a child f. çocuk dünyaya getirmek
register one's child for school f. çocuğu okula yazdırmak
register one's child for school f. çocuğu okula kaydettirmek
register one's child for school f. çocuğunu okula yazdırmak
register one's child for school f. çocuğunu okula kaydettirmek
enrol/enroll one's child in a school f. çocuğunu okula yazdırmak
enrol/enroll one's child in a school f. çocuğunu okula kaydettirmek
register one's child for school f. okulla yazdırmak
enrol/enroll one's child in a school f. okula yazdırmak
enrol/enroll one's child in a school f. çocuğu okula yazdırmak
enrol/enroll one's child in a school f. çocuğu okula kaydettirmek
enrol/enroll one's child in a school f. okula kaydettirmek
register one's child for school f. okula kaydettirmek
see one's child grow up and get married f. mürüvvetini görmek
give birth to her second child f. ikinci çocuğunu dünyaya getirmek
treat like a step-child f. üvey evlat gibi tutmak
bring up a child f. çocuk yetiştirmek
give birth to her second child f. ikinci çocuğunu doğurmak
treat like a step-child f. üvey evlat muamelesi yapmak
treat like a step-child f. üvey evlat gibi saymak
give one's child up for adoption f. evlatlık vermek
give one's child up for adoption f. çocuğunu evlatlık vermek
give one's child up for adoption f. çocuklarını evlatlık vermek
give birth to a child f. bebek doğurmak
adopt a child f. evlatlık almak
let (a child) run loose f. başı boş bırakmak
treat someone like a child f. birisine çocukmuş gibi davranmak
endanger the life of the child f. çocuğun hayatını tehlikeye atmak
beat a child f. bir çocuğu dövmek
molest a child f. bir çocuğu taciz etmek
not get enough love as a child f. çocukken sevgiden yoksun büyümek
not get enough love as a child f. çocukken yeterli sevgiyi almamak/görmemek
punch a little child f. küçük bir çocuğa yumruk atmak
be pregnant with her first/second child/baby f. birinci/ikinci çocuğuna/bebeğine hamile olmak
have the intelligence of a three year old child f. 3 yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
have the intelligence of a three year old child f. üç yaşında bir çocuğun zekasına sahip olmak
conceive a child f. hamile kalmak
have a child out of wedlock f. evlilik dışı çocuk sahibi olmak
conceive a child out of wedlock f. evlilik dışı hamile kalmak
pick up one's child from school f. çocuğu okuldan almak
remove child from school f. (salgından vb dolayı) çocuğu okuldan almak
give all her love to her child f. tüm sevgisini çocuğuna vermek
remove the child from his/her mother f. çocuğu annesinden almak/ayırmak
be an only child f. ailenin tek çocuğu olmak
be an only child f. tek çocuk olmak
send one's child to school f. çocuğunu okula göndermek
feel like a child f. çocuk gibi hissetmek
with child s. gebe
with child s. hamile
mere slip of a (child) s. parmak kadar
child-centred s. çocuk merkezli
child-centered s. çocuk merkezli
child-bearing s. doğurgan
child-bearing s. doğurmaya müsait
child-free s. çocuksuz
child-free s. çocuğu olmayan
child-free s. çocuk yapmamış
child-proof s. çocukların zarar görmeyeceği şekilde tasarlanmış
child-proof s. çocuğa zarar vermeyen
child-proof s. çocuklar için tehlikeli olmayan
with child s. hamileliğin ileri evresinde olan (kadın)
from a child zf. küçüklükten beri
from a child zf. çocukluktan beri
the child is on this passport expr. çocuk bu pasaporta kayıtlı
cpag (child poverty action group) kısalt. çocuk yoksulluğu eylem grubu
spuc (society for the protection of the unborn child) kısalt. (birleşik krallık) doğmamış çocukları koruma derneği
Phrases
every child is special expr. her çocuk özeldir
Proverb
spare the rod and spoil the child kızını dövmeyen dizini döver
a burnt child dreads the fire sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer
spare rod and spoil the child kızını dövmeyen dizini döver
the child is father of the man bireyin kişiliği çocukluğunda şekillenir
the child is father of the man insan yedisinde neyse yetmişinde de odur
child is father to the man bireyin kişiliği çocukluğunda şekillenir
child is father of the man bireyin kişiliği çocukluğunda şekillenir
monday's child is fair of face pazartesi doğan çocuk güzel olur
child is father of the man insan yedisinde neyse yetmişinde de odur
a burnt child dreads the fire sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş
child is father to the man insan yedisinde neyse yetmişinde de odur
child of a frog is a frog armut dibine düşer
spare the rod and spoil the child dayak cennetten çıkmadır
it is a wise child that knows its own father babanın kim olduğundan asla emin olamazsın
it is a wise child that knows its own father çocuğun akıllısı tanır babasını
it takes a village to raise a child bir çocuk yetiştirmek için bir köy gerekir
it takes a village to raise a child bir çocuğun yetiştirilmesi pek çok kişini yardımını ve desteğini gerektirir
tuesday's child is full of grace (monday's child adlı ninniden hareketle) salı günü doğan çocuklar nurludur
tuesday's child is full of grace (monday's child adlı ninniden hareketle) salı günü doğan çocuk nazik, zarif, ince ve sevimli olur
it is a wise child that knows its own father kişinin gerçek babasını kesin olarak bilmesi zordur
It is a wise child that knows its own father asla gerçek babanın kim olduğunu kesin olarak bilemezsin
Colloquial
bonus child i. üvey evlat
bonus child i. bonus çocuk
boomerang child i. özellikle mali sıkıntılarından ötürü tekrardan ailesiyle yaşamaya başlayan çocuk
boomerang child i. bumerang çocuğu
a four-year-old child i. dört yaşında bir çocuk
child inside of us i. içimizdeki çocuk
moon child i. aşırı soluk tenli kimse
moon child i. albino
moon child i. hippi
step-child i. üvey evlat
step-child i. üvey çocuk
big with child s. karnı burnunda
another child went missing expr. bir çocuk daha kayboldu
Idioms
bonus child i. üvey evlat
bonus child i. bonus çocuk
boomerang child i. bumerang çocuk
boomerang child i. tekrardan ailesiyle yaşamaya başlayan yetişkin
problem child i. sorunlu iş kolu
problem child i. beklenen kadar başarılı olmayan müessese
problem child i. aksak giden iş/müessese
problem child i. sorunlu ürün
problem child i. çürük yumurta
a latchkey child i. annesi ve babası çalıştığından dolayı sürekli evde yalnız kalan çocuk
a latchkey child i. çalışan ailelerin çocukları için kullanılan bir terim
the inner child i. içimizdeki çocuk
poster child for something i. poster çocuğu
poster child for something i. simgesi
poster child for something i. tipik bir örneği
poster child for something i. timsali
a poster child for something [us] i. bir şeyin simgesi
a poster child for something [us] i. bir şey timsali
a poster child for something [us] i. bir şeyin tipik bir örneği
a poster child for something [us] i. bir şeyin iyi bir örneği
poster child i. timsali
poster child i. simgesi
poster child i. tipik bir örneği
have neither chick nor child f. çocuksuz olmak
have neither chick nor child f. çocuğu olmamak
have neither chick nor child f. hiç çocuğu olmamak
have neither chick nor child f. çocuk sahibi olmamak
neither chick nor child [us] f. çocuksuz olma
neither chick nor child [us] f. çocuğu olmama
neither chick nor child [us] f. hiç çocuğu olmama
neither chick nor child [us] f. çocuk sahibi olmama
have neither chick nor child f. çocuksuz olmak
have neither chick nor child f. çocuğu olmamak
have neither chick nor child f. hiç çocuğu olmamak
have neither chick nor child f. çocuk sahibi olmama
have neither chick nor child f. ne tavuğu ne çocuğu olmak
be expecting a child f. bebek beklemek
be like a child in a sweetshop f. darı ambarına düşmüş tavuk gibi olmak
bring a child into the world f. çocuğu dünyaya getirmek
be with child f. hamile olmak
be like a child in a sweetshop f. etekleri zil çalmak
be like a child in a sweetshop f. şekerci dükkanındaki çocuk gibi olmak
be like a child in a sweetshop f. sevinçten çılgına dönmek
be expecting a child f. çocuk beklemek
be expecting a child f. bebek beklemek
great with child s. hamileliğin ileri safhalarında
great with child s. karnı burnunda
great with child s. görünür biçimde hamile
the child is father to the man expr. insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur
the child is father to the man expr. yedisinde neyse yetmişinde de odur
like a child in a sweet shop [uk] expr. darı ambarına düşmüş tavuk gibi
like a child in a sweet shop [uk] expr. etekleri zil çalan
like a child in a sweet shop [uk] expr. şekerci dükkanındaki çocuk gibi
like a child in a sweet shop [uk] expr. sevinçten çılgına dönmüş
like a child in a sweetshop [uk] expr. darı ambarına düşmüş tavuk gibi
like a child in a sweetshop [uk] expr. etekleri zil çalan
like a child in a sweetshop [uk] expr. şekerci dükkanındaki çocuk gibi
like a child in a sweetshop [uk] expr. sevinçten çılgına dönmüş
Speaking
child killings i. çocuk cinayetleri
child murders i. çocuk cinayetleri
I'm not a child anymore expr. artık çocuk değilim
I am not a child anymore expr. artık çocuk değilim
you're not a child anymore expr. artık çocuk değilsin
you are not a child anymore expr. artık çocuk değilsin
I am the second child of my parents expr. ben ailemin ikinci çocuğuyum
I can't raise this child by myself expr. bu çocuğu tek başıma yetiştiremem
it's always so tragic when one loses a child expr. birinin çocuğunu kaybetmesi her zaman trajik olmuştur
when I was a child expr. ben çocukken
the mother isn't the only one who's responsible for the child expr. çocuk üzerinde sorumluluğu olan tek kişi anne değildir
I used to cry very much when I was a child expr. çocukken çok ağlardım
I know what it feels like to lose a child expr. çocuğunu kaybetmenin nasıl olduğunu bilirim
since I was a child expr. çocukluğumdan beri
I know what it feels like to lose a child expr. çocuğunu kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu bilirim
what did you have for breakfast when you were a child? expr. çocukken kahvaltıda ne yerdin?
it's no place for a child at night expr. geceleri burası bir çocuğa göre değil
the child within us expr. içimizdeki çocuk
that's the father of my child expr. işte oğlumun babası
she is just a child expr. o daha bir çocuk
he is just a child expr. o daha bir çocuk
that man killed a child expr. o adam bir çocuk öldürdü
she's just a child expr. o daha bir çocuk
Trade/Economic
child labour i. çocukların çalıştırılması
child labour i. çocuk işçiliği
child raising allowance i. çocuk yetiştirme yardımı
child employment i. çocuk istihdamı
child labour i. çocukların işçi olarak çalıştırılması
use of child labour i. çocuk emeğinin kullanımı
child allowance i. çocuk ödeneği
child tax credit i. çocuk vergi indirimi
child death rate i. çocuk ölüm oranı
child labour i. çocuk işçi tarafından yapılan iş
child employment i. çocuk işçi çalıştırma
child deduction i. çocuk kesintisi
child labour i. çocuk işçiliği
spouse and child allowance i. eş ve çocuk zammı
spouse and child support/allowance i. eş ve çocuk yardımı
child relief i. vergiye tabi gelirden yapılan çocuk indirimi
child benefit i. çocuk yardımı
child endowment i. çocuk yardımı
Law
family and child welfare i. aile ve çocuğun refahı
separated child i. ailesinden ayrı düşmüş çocuk
dependent child i. bakmakla yükümlü olunan çocuk
posthumous child i. babasının ölümünden sonra doğan çocuk
child neglect i. çocuk ihmali
return of child i. çocuğun iadesi
rights of the child i. çocuk hakları
child abuse i. çocuk istismarı
child labour i. çocuk işçiliği
child abduction i. çocuk kaçırma
child and woman abuse studies unit i. çocuk ve kadın tacizi araştırmaları birimi
child molestation i. çocuklara cinsel taciz
child sexual abuse i. çocuk tacizi
child battering i. çocuğa karşı şiddet
the best interests of the child i. çocuğun yüksek menfaati
child support i. çocuk nafakası
child molester i. çocuk tacizcisi
child sexual abuser i. çocuk tacizcisi
acknowledgement of child i. çocuğun kendinden olduğunun kabul edilmesi
child grooming i. cinsel temas amacıyla çocukları kandırmaya yönelik planlı eylemler
child abduction i. çocuk kaçırma
acknowledgement of child i. çocuğun tanınması
child abuse i. çocuk istismarı
the best interests of the child i. çocuğun yüksek yararı
child worker i. çocuk işçi
child custody i. çocuk velayeti
natural child i. gayrimeşru çocuk
adopted child i. evlat edinilmiş çocuk
natural child i. evlilik dışı doğan çocuk
foster child i. evlatlık
illegitimate child i. gayrimeşru çocuk
child adoption i. evlat edinme
adopted child i. evlatlık
illegitimate child i. evlilik dışı doğan
no child left behind act i. hiçbir çocuk geride kalmasın yasası
child maintenance i. iştirak nafakası
child support i. iştirak nafakası
destitute child i. kimsesiz çocuk
foster child i. manevi evlat
abuse of female child i. küçük kız çocuğunun ırzına geçme
legitimate child i. meşru çocuk
joint child custody i. müşterek çocuk velayeti
child support payment i. nafaka
child support payments i. nafaka
illegitimate child i. nesebi sahih olmayan çocuk
an illegitimate child i. nesebi gayri sahih
joint child custody i. ortak velayet
legitimate child i. nesebi meşru çocuk
illegitimate child i. piç
natural child i. piç
legitimate child i. sahih çocuk
child victims of crime i. suç mağduru çocuklar
child victim of crime i. suç mağduru çocuk
law on social services and child protection institution i. sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu kanunu
delinquent child i. suçlu çocuk
international child abduction database i. uluslararası çocuk kaçırma veritabanı
international child abduction statistical database i. uluslararası çocuk kaçırma istatistiksel veritabanı
child abuser i. çocuk tacizcisi
child neglect i. çocuk ihmalkarlığı
child pornography i. çocuk pornosu
child pornography i. çocuk pornosu
child pornography i. çocukların pornografik fotoğraf veya filmlerde yasadışı kullanımı
child-abuse register i. (ingiltere'de) çocuk istismar sicili
child born out of wedlock i. evlilik dışı doğan çocuk
child sexual abuse material (csam) i. çocuk cinsel istismar materyali
child predator i. sübyancı
child predator i. pedofil
parent has custody of child expr. çocuğun velayeti ebeveyninde
Politics
un committee on the rights of the child i. birleşmiş milletler çocuk hakları komitesi
un committee on the rights of the child i. bm çocuk hakları komitesi
the united nations convention of the rights of the child (uncrc) i. birleşmiş milletler çocuk hakları konvansiyonu
child abuse i. çocukların istismar edilmesi
child welfare systems i. çocuk esirgeme/koruma sistemleri
declaration of the rights of the child i. çocuk hakları beyannamesi
child tax credit i. çocuk vergi kredisi
convention on the rights of the child i. çocuk hakları sözleşmesi
child benefits i. çocuk yardımı
china's one-child policy i. Çin'in tek çocuk politikası
child care benefit i. çocuk bakım yardımı
international day of the girl child i. dünya kız çocukları günü
refugee child i. mülteci çocuk
international day of the girl child i. uluslararası kız çocukları günü
cyf (child, youth, and family) kısalt. (sosyal kalkınma bakanlığı birimi) çocuk, genç ve aile departmanı
Institutes
mother child education foundation i. anne çocuk eğitim vakfı (açev)
international programme on the elimination of child labour i. çocuk işçilerin işgücü piyasasından çıkarılmasına ilişkin uluslararası program
directorate general of child services i. çocuk hizmetleri genel müdürlüğü
social services and child protection agency i. sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu
social services and child protection institution i. sosyal yardımlaşma ve çocuk esirgeme kurumu
child welfare agency i. çocuk esirgeme kurumu
child welfare service i. çocuk esirgeme kurumu
Tourism
child fare i. çocuk tarifesi
Technical
child graph i. alt çizgi
child node i. alt düğüm