closet - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

closet

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"closet" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 29 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
closet i. elbise dolabı
General
closet i. hücre
closet i. gömme dolap
closet i. bölme
closet i. gömme dolap (gardırop işlevi gören sandık odası gibi)
closet i. dolap
closet i. tuvalet
closet i. gizli oda
closet i. helataşı
closet i. küçük oda
closet i. yüklük
closet i. alafranga helataşı
closet i. oda
closet i. mahremiyet
closet i. ihtiyatlı gizlilik
closet i. (hanedan armalarında) genişliğinin yarısı kadar küçültülmüş şerit
closet f. odaya kapatmak
closet f. bir odada özel görüşmek
closet f. saklamak
closet f. gizlemek
closet s. şahsi
closet s. mahrem
closet s. gizli
closet s. özel
closet s. kişisel
closet s. gizli bir çalışma içinde olan
closet s. spekülatif
closet s. kullanışsız
Technical
closet i. gömme dolap

"closet" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 153 sonuç

İngilizce Türkçe
General
skeleton in the closet i. utanılacak bir sır
water closet i. kısaca wc
large closet for bedding i. yüklük
water closet i. kabine
water closet i. sifon ve suya sahip tuvalet
water closet i. tuvalet
water closet i. hela
water closet i. yüznumara
linen closet i. çamaşır dolabı
closet communist i. gizli komünist
china closet i. tabak dolabı
water closet i. klozet
water closet i. abdesthane
pan closet i. alaturka helataşı
coat closet i. elbise dolabı
coat closet i. gardırop
walk-in closet i. geniş gömme dolap
walk-in closet i. büyük gömme dolap
walk-in closet i. gardrop olarak kullanılan gömme dolap
walk-in closet i. gardrop olarak kullanılan oda
walk-in closet i. elbise odası
water-closet i. abdesthane
kitchen closet i. mutfak dolabı
water-closet i. hela
water closet i. wc
water-closet i. tuvalet
water closet i. ayakyolu
washing closet i. tuvalet
washing closet i. klozet
earth-closet i. eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet
closet racist i. gizli ırkçı
closet racism i. gizli ırkçılık
broom closet i. temizlik odası
closet auger i. klozet açıcı tel
closet sin i. gizli günah
clothes closet i. giysi odası
supply closet i. kiler dolabı
supply closet i. depolama dolabı
supply closet i. tedarik saklama amaçlı kullanılan dolap
Phrasals
closet with f. ile aynı yere kapatmak
closet with f. iki grubu aynı yerde bırakmak
closet with f. uzlaşmalarını sağlamak için iki tarafı bir araya getirmek
closet with f. ile baş başa bırakmak
closet with f. sorunlarını çözmeleri için iki tarafı bir araya getirmek
Colloquial
fibber mcgee's closet i. çorba olmuş durum
fibber mcgee's closet i. karman çorman durum
fibber mcgee's closet i. arapsaçına dönmüş şey
fibber mcgee's closet i. karmakarışık şey
Idioms
broom closet i. puta tapanların veya modern büyücülüğe inananların ayinlerinde kullandıkları eşyaları sakladıkları dolap
broom closet i. eşcinsellerin cinsel kimliklerini açıklamadan önce yaşadıkları mecazi yer
fibber mcgee's closet i. karman çorman durum
fibber mcgee's closet i. hercümerç
fibber mcgee's closet i. darmadağın bir ortam/oda
fibber mcgee's closet i. iğne atsan yere düşmeyecek kadar dağınıklık
rain closet i. duş
rain closet i. duş alınan bölme
rain closet i. duş alanı
rain closet i. duş bölmesi
a skeleton in the closet i. ailenin gizlediği utanç kaynağı olan bir sır
one's skeletons in the closet i. birinin kirli çamaşırları
closet macho i. gizli maço
skeletons in the closet i. kirli çamaşırlar
skeleton in the closet i. şaşırtıcı sır
skeleton in the closet i. şok edici sır
skeletons in the closet i. şaşırtıcı sır
skeletons in the closet i. şok edici sır
skeletons in the closet i. utanılacak bir sır
a skeleton in one's closet i. utanç verici sır
a skeleton in one's closet i. utanılacak sır
a skeleton in the closet i. utanılacak sır
a skeleton in the closet i. utanç verici sır
skeleton in the closet i. utanılacak bir sır
a skeleton in the closet i. aile sırrı
a skeleton in the closet i. utanılacak bir sır
a skeleton in the closet i. utanç verici bir sır
a skeleton in the closet i. ailenin gizlediği utanç kaynağı olan bir sır
skeleton in (one's) closet i. utanılacak sır
skeleton in (one's) closet i. utanç verici sır
skeleton in (one's) closet i. rezillik
have a skeleton in the closet f. utanılacak bir sırrı olmak
have skeleton in the closet f. utanılacak bir sırrı olmak
have a skeleton in one's closet f. utanılacak bir sırrı olmak
have skeleton in one's closet f. utanılacak bir sırrı olmak
have skeletons in one's closet f. utanılacak bir sırrı olmak
have skeletons in the closet f. utanılacak bir sırrı olmak
closet oneself with someone f. (kendini başkasıyla) aynı yere kapatmak
closet someone with someone f. iki grubu aynı yerde bırakmak
closet someone with someone f. uzlaşmalarını sağlamak için iki tarafı bir araya getirmek
closet someone with someone f. iki grubu aynı yerde bırakmak
closet someone with someone f. uzlaşmalarını sağlamak için iki tarafı bir araya getirmek
closet someone with someone f. birini biriyle baş başa bırakmak
closet someone with someone f. sorunlarını çözmeleri için iki kişiyi bir araya getirmek
closet someone with someone f. uzlaşsınlar diye kişileri aynı odaya kapatmak
come out of the closet f. eşsincel olduğunu belirtmek/bildirmek
come out of the closet f. eşcinsel olduğunu söylemek
come out of the closet f. itiraf veya ifşa etmek
get out of the closet f. itiraf veya ifşa etmek
get out of the closet f. sırrını açığa vurmak
come out of the closet f. sırrını açığa vurmak
get out of the closet f. utançtan/mahcubiyetten dolayı bir sırrını gizlemekten vazgeçerek ifşa etmek
come out of the closet f. utançtan/mahcubiyetten dolayı bir sırrını gizlemekten vazgeçerek ifşa etmek
closet (someone/oneself) with (someone) f. (birini biriyle) özel olarak görüştürmek
closet (someone/oneself) with (someone) f. (birini biriyle) uzlaşması için bir araya getirmek
closet (someone/oneself) with (someone) f. (birini biriyle) baş başa bırakmak
closet (someone/oneself) with (someone) f. (biriyle) özel olarak görüşmek
closet (someone/oneself) with (someone) f. (biriyle) uzlaşmak için bir araya gelmek
have a skeleton in one's closet f. utanılacak bir sırrı olmak
have a skeleton in one's closet f. kirli çamaşırları olmak
have a skeleton in one's closet f. gizlediği bir suçu olmak
have a skeleton in the closet f. utanılacak bir sırrı olmak
have a skeleton in the closet f. kirli çamaşırları olmak
have a skeleton in the closet f. gizlediği bir suçu olmak
have skeletons in one's closet f. utanılacak sırları olmak
have skeletons in one's closet f. kirli çamaşırları olmak
have skeletons in one's closet f. gizlediği suçları olmak
have skeletons in the closet f. utanılacak sırları olmak
have skeletons in the closet f. kirli çamaşırları olmak
have skeletons in the closet f. gizlediği suçları olmak
out of the closet expr. sır olmaktan çıkmış
out of the closet expr. ifşa olmuş
out of the closet expr. açığa vurulmuş
out of the closet expr. eşcinsel olduğunu saklamayan
out of the closet expr. eşcinsel olduğunu söyleyen/açıklayan
Technical
chemical closet [brit] i. kimyasal tuvalet
chemical closet [brit] i. su ve gider bağlantısı olmayan, içerisinde yalnızca atık maddeyi kimyasal olarak etkisizleştirmek üzere sıvı dezenfektan bulunan klozet
washout water closet i. dolu helataşı
washout closet i. dolu helataşı
chemical closet i. kimyevi klozet
wash-down closet i. rezervuarlı helataşı
Telecom
wiring closet i. kablolama panosu
telecommunications closet i. telekomünikasyon dolabı
Construction
built-in closet i. gömme dolap
water-closet pan i. hela küveti
closet valve i. küvet tuvalet musluğu
hopper closet i. su depolu tuvalet
Furniture
hall closet i. antre gömme dolabı
freestanding closet i. bağımsız gardırop
clothes closet i. giysi dolabı
Psychology
in the closet zf. tuvalette
Social Sciences
in the closet s. açılmamış
in the closet s. açık olmayan
in the closet s. kendisini lgbti çatısı altında tanımlayıp şu ya da bu sebepten açılmamış veya açılmayan
History
earth closet i. toprak tuvalet
earth closet i. dışkıyı kapatmak için toprak kullanılan bir tuvalet
Art
closet drama i. okuma tiyatrosu
Theatre
closet drama i. okuma oyunu
Slang
closet queen i. cinsel tercihini belli etmeyen eşcinsel erkek
closet queen i. eşcinsel erkek
closet homosexual i. gizli homoseksüel
closet queen i. homoseksüel
closet queen i. klozet kraliçesi
closet queen i. tuvalet kraliçesi
be in the closet f. cinsel eğilimini sır olarak saklamak