Geçmiş

deliver

"deliver" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 65 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	deliver f.	teslim etmek
General
2	Genel	deliver f.	yapmak (konuşma)
3	Genel	deliver f.	yapıştırmak
4	Genel	deliver f.	göndermek
5	Genel	deliver f.	kurtarmak
6	Genel	deliver f.	serbest bırakmak
7	Genel	deliver f.	doğurtmak
8	Genel	deliver f.	dağıtmak (gazete, mektup vb'ni)
9	Genel	deliver f.	vermek (söylev)
10	Genel	deliver f.	söylemek
11	Genel	deliver f.	yapmak
12	Genel	deliver f.	mektup dağıtmak
13	Genel	deliver f.	bırakmak
14	Genel	deliver f.	indirmek (yumruk/darbe)
15	Genel	deliver f.	atmak
16	Genel	deliver f.	vermek (hüküm)
17	Genel	deliver f.	doğum yaptırmak
18	Genel	deliver f.	iletmek
19	Genel	deliver f.	devretmek
20	Genel	deliver f.	vermek
21	Genel	deliver f.	yerine ulaştırmak
22	Genel	deliver f.	teslim etmek
23	Genel	deliver f.	sağlamak
24	Genel	deliver f.	korumak
25	Genel	deliver f.	temin etmek
26	Genel	deliver f.	götürmek
27	Genel	deliver f.	dağıtmak
28	Genel	deliver f.	bildirmek
29	Genel	deliver f.	(bebek) doğurmak
30	Genel	deliver f.	iblağ etmek
31	Genel	deliver f.	yerine getirmek
32	Genel	deliver f.	teslim etmek/vermek
33	Genel	deliver f.	doğurmak
34	Genel	deliver f.	ortaya koymak
35	Genel	deliver f.	üretmek
36	Genel	deliver f.	ortaya çıkarmak
37	Genel	deliver f.	yaratmak
38	Genel	deliver f.	oluşturmak
39	Genel	deliver f.	(oy) vermek
40	Genel	deliver f.	(oy ile) destek getirmek
41	Genel	deliver f.	düşüncelerden arınmak
42	Genel	deliver f.	kendini rahatlatmak
43	Genel	deliver f.	içini dökmek
44	Genel	deliver f.	(hizmet vb.) vermek
45	Genel	deliver f.	darbe indirmek
46	Genel	deliver f.	(kişi) teslim etmek
47	Genel	deliver f.	(oy) almak
Trade/Economic
48	Ticaret/Ekonomi	deliver f.	teslimat gerçekleştirmek
49	Ticaret/Ekonomi	deliver f.	teslimatı gerçekleştirmek
50	Ticaret/Ekonomi	deliver f.	teslimat yapmak
51	Ticaret/Ekonomi	deliver f.	teslim etmek
Law
52	Hukuk	deliver f.	teslim etmek
Technical
53	Teknik	deliver f.	dağıtmak
54	Teknik	deliver f.	götürmek
55	Teknik	deliver f.	teslim etmek
Computer
56	Bilgisayar	deliver expr.	teslim et
Automotive
57	Otomotiv	deliver f.	teslim etmek
Military
58	Askeri	deliver f.	atmak
Archaic
59	Eski Kullanım	deliver f.	yük indirmek
60	Eski Kullanım	deliver f.	yük boşaltmak
61	Eski Kullanım	deliver s.	çevik
62	Eski Kullanım	deliver s.	çabuk
63	Eski Kullanım	deliver s.	aktif
64	Eski Kullanım	deliver s.	atik
65	Eski Kullanım	deliver s.	canlı

"deliver" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 119 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	deliver oneself of f.	belirtmek
2	Genel	deliver oneself of f.	açıklamak
3	Genel	deliver up f.	teslim etmek
4	Genel	deliver something by hand f.	elden vermek
5	Genel	deliver by hand f.	elden teslim etmek
6	Genel	deliver a speech f.	nutuk çekmek
7	Genel	deliver a speech f.	söylev vermek
8	Genel	deliver from f.	kurtarmak
9	Genel	deliver a child f.	doğurtmak
10	Genel	deliver up f.	vermek
11	Genel	deliver in due time f.	zamanında teslim etmek
12	Genel	deliver on time f.	zamanında teslim etmek
13	Genel	deliver great performance f.	yüksek performans sağlamak
14	Genel	deliver performance f.	performans ortaya koymak
15	Genel	deliver performance f.	performans sergilemek
16	Genel	deliver a speech f.	sunum yapmak
17	Genel	deliver an outstanding performance f.	üstün performans göstermek
18	Genel	deliver major blow f.	ağır darbe indirmek
19	Genel	deliver big blow f.	ağır darbe indirmek
20	Genel	deliver great blow f.	ağır darbe indirmek
21	Genel	deliver underhand and seal f.	(bir anlaşmayı) resmi olarak karşı tarafa teslim edip yasallaştırmak
22	Genel	deliver a message f.	mesajı iletmek
23	Genel	deliver a message f.	mesaj iletmek
24	Genel	deliver a baby f.	bebek doğurmak
25	Genel	deliver the materials f.	malzeme teslimi yapmak
26	Genel	deliver the materials f.	malzemeleri teslim etmek
27	Genel	deliver on one's promise f.	sözünü tutmak
28	Genel	deliver on one's promise f.	sözünde durmak
29	Genel	deliver a baby f.	bebek doğurtmak
30	Genel	deliver/give a lecture f.	ders anlatmak
31	Genel	bring/deliver order f.	sipariş getirmek
32	Genel	deliver the order f.	siparişi getirmek
33	Genel	deliver commitments f.	taahhütlerini yerine getirmek
34	Genel	deliver solution f.	çözüm üretmek
35	Genel	deliver solution f.	çözüm getirmek
36	Genel	deliver the service f.	hizmet sunmak
37	Genel	deliver newspapers f.	gazete dağıtmak
38	Genel	deliver a course f.	Kurs vermek
39	Genel	deliver a course f.	ders vermek
Phrasals
40	Öbek Fiiller	deliver someone from somewhere f.	birini bir yerden kurtarmak
41	Öbek Fiiller	deliver someone of something f.	birini bir sorundan/yükten kurtarmak
42	Öbek Fiiller	deliver something up to someone f.	bir şeyi birine ulaştırmak
43	Öbek Fiiller	deliver something up to someone f.	bir şeyi birine teslim etmek
44	Öbek Fiiller	deliver something up to someone f.	bir şeyi birine vermek
45	Öbek Fiiller	deliver (someone or oneself) of (something) f.	(birini/kendini bir şeyden) kurtarmak
46	Öbek Fiiller	deliver (someone or oneself) of (something) f.	(birini/kendini bir şeyle) açıklamak
47	Öbek Fiiller	deliver (someone or oneself) of (something) f.	(birini/kendini bir şeyle) betimlemek
48	Öbek Fiiller	deliver (someone or oneself) of (something) f.	(birini/kendini bir şeyle) anlatmak
49	Öbek Fiiller	deliver (someone or something) to (someone or something) f.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) aktarmak
50	Öbek Fiiller	deliver (someone or something) to (someone or something) f.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) teslim etmek
51	Öbek Fiiller	deliver (someone or something) to (someone or something) f.	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) vermek
52	Öbek Fiiller	deliver (someone) from (someone or something) f.	(birini birinden/bir şeyden) kurtarmak
53	Öbek Fiiller	deliver (something) up to (one) f.	(bir şeyi birine) ulaştırmak
54	Öbek Fiiller	deliver (something) up to (one) f.	(bir şeyi birine) teslim etmek
55	Öbek Fiiller	deliver (something) up to (one) f.	(bir şeyi birine) vermek
56	Öbek Fiiller	deliver of f.	ile açıklamak
57	Öbek Fiiller	deliver of f.	ile betimlemek
58	Öbek Fiiller	deliver of f.	-den kurtarmak
59	Öbek Fiiller	deliver on f.	bekleneni yapmak/yerine getirmek
60	Öbek Fiiller	deliver on f.	sözünü tutmak
61	Öbek Fiiller	deliver on f.	sözünde durmak
62	Öbek Fiiller	deliver on f.	dediğini yapmak
63	Öbek Fiiller	deliver on f.	sözünü/söylediklerini yerine getirmek
64	Öbek Fiiller	deliver on (something) f.	(beklen bir şeyi) yapmak/yerine getirmek
65	Öbek Fiiller	deliver on (something) f.	(bir şeyi) yapmak
66	Öbek Fiiller	deliver on (something) f.	sözünde durmak
67	Öbek Fiiller	deliver on (something) f.	(dediği bir şeyi) yapmak
68	Öbek Fiiller	deliver on (something) f.	(sözünü verdiği/söylediği bir şeyi) yerine getirmek
69	Öbek Fiiller	deliver up to f.	-e teslim etmek
70	Öbek Fiiller	deliver up to f.	-e vermek
71	Öbek Fiiller	deliver up to f.	-e ulaştırmak
Phrases
72	İfadeler	don't promise what you can't deliver expr.	tutamayacağın sözleri verme
Colloquial
73	Konuşma Dili	deliver the goods f.	bekleneni yapmak
74	Konuşma Dili	deliver the goods f.	üzerine düşeni yapmak
75	Konuşma Dili	deliver the goods expr.	üzerine düşeni yap
76	Konuşma Dili	deliver the goods expr.	senden bekleneni yap
77	Konuşma Dili	deliver the goods expr.	senden isteneni yap
Idioms
78	Deyim	come up with (or deliver or produce) the goods f.	bekleneni ya da vaat edileni yapmak
79	Deyim	come up with (or deliver or produce) the goods f.	istenen şeyi gerçekleştirmek
80	Deyim	come up with (or deliver or produce) the goods f.	yüzünü kara çıkarmamak
81	Deyim	deliver someone from something f.	birini bir yükten kurtarmak
82	Deyim	deliver someone of something f.	birini bir yükten kurtarmak
83	Deyim	deliver the goods f.	kendinden umulanı/bekleneni yapmak
84	Deyim	deliver the message to garcia f.	zorluklar karşısında gereken inisiyatifi almak
85	Deyim	stand and deliver f.	sağlam durup gereken her şeyi yapmak
86	Deyim	stand and deliver f.	elinden geleni yapmak
87	Deyim	deliver the goods f.	verdiği sözü tutmak/yerine getirmek
88	Deyim	deliver the goods f.	dediğini yapmak
89	Deyim	deliver the goods f.	sözünün arkasında durmak
90	Deyim	deliver the goods f.	üzerine düşeni yapmak
91	Deyim	deliver the goods f.	bekleneni yapmak
92	Deyim	deliver the goods f.	isteneni yerine getirmek
93	Deyim	deliver the goods f.	üzerine düşeni yapmak
94	Deyim	deliver the goods f.	bekleneni yapmak
95	Deyim	deliver the goods f.	isteneni yapmak
96	Deyim	deliver the goods f.	isteneni yerine getirmek
97	Deyim	deliver the goods f.	sözünü tutmak
98	Deyim	deliver the goods f.	verdiği sözü yerine getirmek
99	Deyim	deliver the goods f.	dediğini yapmak
100	Deyim	deliver the goods f.	sözünün arkasında durmak
Formal
101	Resmi	deliver rebuke f.	sertçe eleştirmek
Speaking
102	Konuşma	can you deliver on a deadline? expr.	gününde iş yetiştirebilir misiniz?
103	Konuşma	do you deliver? expr.	evlere servis yapıyor musunuz?
104	Konuşma	do you deliver? expr.	evlere servisiniz var mı?
105	Konuşma	I can't promise them anything I can't deliver expr.	onlara tutamayacağım bir söz veremem
106	Konuşma	do you deliver? expr.	paket servisiniz var mı?
107	Konuşma	stand and deliver expr.	ya paranı ya canını
Trade/Economic
108	Ticaret/Ekonomi	deliver goods on sale or return i.	muhayyer satış
109	Ticaret/Ekonomi	goods sold forward to deliver i.	sevkedilecek vadeli satılan mallar
110	Ticaret/Ekonomi	execute and deliver f.	akdetmek ve tevdi etmek
111	Ticaret/Ekonomi	deliver a receipt f.	makbuz tanzim etmek
112	Ticaret/Ekonomi	deliver a receipt f.	makbuz vermek
113	Ticaret/Ekonomi	deliver goods on board f.	malları güvertede teslim etmek
114	Ticaret/Ekonomi	deliver the order f.	siparişi teslim etmek
Law
115	Hukuk	deliver a judgment f.	hüküm vermek
116	Hukuk	deliver a judgment f.	karar vermek
Politics
117	Siyasal	deliver an opinion f.	görüş bildirmek
Computer
118	Bilgisayar	deliver to expr.	teslim adresi
Star Wars
119	Star Wars	deliver us from jedi evil expr.	bizi jedi belasından kurtar