extremely - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

extremely

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"extremely" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 15 sonuç

İngilizce Türkçe
General
extremely zf. gayetle
extremely zf. feci
extremely zf. aşırı
extremely zf. aşırı boyutta
extremely zf. aşırı miktarda
extremely zf. çok
extremely zf. son derece
extremely zf. aşırı derecede
extremely zf. fazlasıyla
extremely zf. fazlaca
extremely zf. had safhada
extremely zf. yoğun olarak
extremely zf. yoğun ölçüde
extremely zf. ziyadesiyle
Politics
extremely zf. uç noktada

"extremely" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 86 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
extremely white s. bembeyaz
General
extremely sick i. ağır hasta
extremely cold climates i. çok soğuk iklimler
(of food or drink) extremely palatable f. tadı damağında kalmak
achieve an extremely difficult goal f. zoru başarmak
harden extremely f. abanoz kesilmek
achieve an extremely difficult objective f. zoru başarmak
be extremely scared f. bembeyaz kesilmek
be extremely shocked f. bembeyaz kesilmek
be extremely poor f. acından ölmek
be extremely happy f. etekleri zil çalmak
be extremely pleased (about something) f. etekleri zil çalmak
be extremely glad f. etekleri zil çalmak
feel extremely happy f. aşırı sevinmek
be extremely surprised f. donakalmak
be extremely surprised f. kala kalmak
be extremely surprised f. kal gelmek
be extremely surprised f. donup kalmak
be extremely surprised f. kalakalmak
be extremely tired f. kolunu kaldıracak hali olmamak
be extremely tired f. hali olmamak
find it very/extremely important f. son derece önemli bulmak
be extremely boring f. aşırı sıkıcı olmak
be extremely boring f. son derece sıkıcı olmak
ask an extremely/immensely difficult question f. ahiret suali sormak
ask an extremely/immensely difficult question f. ahiret sorusu sormak
be extremely thirsty or dry f. içi yanmak
extremely obstinate s. inadı inat
extremely hard s. aşırı sert
extremely low s. aşırı düşük
extremely sick s. çok hasta
extremely drunk s. aşırı alkollü
extremely lucky s. çok şanslı
extremely romantic s. aşırı romantik
extremely valuable s. aşırı değerli
extremely optimistic s. aşırı iyimser
extremely rare s. son derece nadir
extremely important s. son derece önemli
extremely busy s. aşırı/son derece meşgul veya yoğun
extremely/strongly curious s. kırkmerak
extremely popular s. son derece popüler
extremely good s. son derece iyi
extremely costly s. son derece pahalı
extremely costly s. oldukça pahalı
extremely hot s. aşırı sıcak
ext (extremely) kısalt. çok
ext (extremely) kısalt. aşırı derecede
ext (extremely) kısalt. fazlasıyla
Trade/Economic
extremely dangerous goods i. olağanüstü tehlikeli mal
extremely cheap s. çok ucuz
Politics
these possibilities and circumstances may turn out to be extremely unfavourable expr. bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir
Technical
extremely high frequency i. aşırı yüksek frekans
extremely low frequency i. aşırı alçak frekans
extremely low frequency i. çok alçak frekans
extremely high frequency i. çok yüksek frekans
ehf (extremely high frequency) i. aşırı yüksek frekans
ehf (extremely high frequency) i. çok yüksek frekans
elf (extremely low frequency) i. çok alçak frekans
elf (extremely low frequency) i. aşırı alçak frekans
extremely high frequency s. çok yüksek frekanslı
Computer
extremely low on memory expr. bellekteki boş yer çok az
Telecom
extremely high frequency i. son derece yüksek frekans
Electric
extremely high frequency i. çok yüksek frekans
extremely low frequency i. çok alçak frekans
Automotive
extremely hazardous substance i. çok tehlikeli madde
Aeronautic
extremely high frequencies i. çok yüksek frekanslar
Medical
extremely challenging s. çok zor
Pathology
xdr-tb (extremely drug resistant tuberculosis) i. ilaca dirençli tüberküloz
Math
extremely disconnected set i. aşırı bağlantısız küme
Environment
extremely polluted marine environments i. aşırı şekilde kirlenmiş deniz ortamları
extremely large volcanic eruption i. aşırı volkan püskürmesi
Slang
cobweb cunt [extremely offensive] i. bacak arası örümcek ağı bağlamış kadın
cobweb cunt [extremely offensive] i. kukusu örümcek ağı bağlamış kadın
cobweb cunt [extremely offensive] i. sekse soğuk bakan kadın
cobweb cunt [extremely offensive] i. seks yapmayı sevmeyen kadın
cobweb cunt [extremely offensive] i. uzun süredir seks yapmamış kadın
cobweb cunt [extremely offensive] i. örümcek ağı bağlamış kuku
farm nigger [extremely offensive] i. çiftlikten çıkma zenci
farm nigger [extremely offensive] i. ancak çiftlikte çalışabilecek zenci
farm nigger [extremely offensive] i. kölelikten başka şeye yaramayan/kafası basmayan zenci
farm nigger [extremely offensive] i. aptal zenci
farm nigger [extremely offensive] i. çiftlikten çıkamamış zenci
farm nigger [extremely offensive] i. zenci köle
be extremely happy in someone's company f. aynı frekansta olmak
be extremely happy in someone's company f. birinin arkadaşlığından çok hoşnut olmak
be extremely happy in someone's company f. çok iyi anlaşmak