fry - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

fry

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"fry" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 17 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
fry f. yağda kızartmak
fry f. kızartmak
General
fry i. çoluk çocuk
fry i. önemsiz şey
fry i. yavru balık
fry i. solda sıfır
fry i. kızartılmış yiyecek
fry i. kızartma
fry f. elektrikli sandalyede idam etmek
fry f. kavurmak
fry f. kızarmak
Technical
fry i. balık larvası
Gastronomy
fry f. kızarmak
fry f. tavada kızarmak
fry f. tavada kızartmak
fry f. tava yapmak
Marine Biology
fry i. yeni doğmuş veya yumurtadan yeni çıkmış yavru balık

"fry" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 161 sonuç

İngilizce Türkçe
General
wild fry i. yabani yavru balık
fish fry i. yavru balık
fish fry i. kızarmış balık
fry fishing i. yavru balık avcılığı
fry-pan i. tava
fry-up i. ingiliz usulü kahvaltı
fish fry i. taze balık yakalanıp pişirilen piknik
have other fish to fry f. başka bir işi olmak
fry potato f. patates kızartmak
fry meat f. et kızartmak
french-fry f. bol yağda kızartmak
french-fry f. fritözde pişirmek
french-fry f. yağda kızartmak
fry something up f. bir şey kızartmak
fry the onions until pink in colour f. soğanları pembeleşinceye kadar kızartmak
fry the onions until they turn golden brown f. soğanları pembeleşinceye kadar kızartmak
fry the onions until they turn golden brown f. soğanları pembeleşinceye kadar kavurmak
fry the onions until pink in colour f. soğanları pembeleşinceye kadar kavurmak
flash-fry f. tavaya koyup yüksek ateşte hızlıca kızartmak
Phrasals
fry up f. kızartmak
fry up f. yağda kızartmak
Phrases
fry the onions until they turn golden brown expr. soğanları pembeleşinceye kadar kızartın
fry the onions until they turn golden brown expr. soğanları pembeleşinceye kadar kavurun
Colloquial
home fry i. dost
home fry i. kanka
fry the fat out of f. zorla parasını elinden almak
fry the fat out of f. parasını gasp etmek
fry the fat out of f. parasını şantajla/zorbalıkla almak
fry the fat out of f. şiddet uygulayarak parasını almak
fry the fat out of f. döve döve parasını almak
fry the fat out of f. parasını söke söke almak
home fry ünl. arkadaş
go fry an egg! expr. defol git!
go fry an egg! expr. git başımdan!
Idioms
better fish to fry i. başka/daha önemli iş/işler
better fish to fry i. yapacak/uğraşacak başka/daha önemli iş/işler
better fish to fry i. başka/daha önemli işlerle (meşgul olma)
language that would fry bacon i. ağza alınmayacak söz/küfür
the small fry i. çocuk çoluk
the small fry i. çocuk sürüsü
the small fry i. çocuk
the small fry i. çer çöp
small fry i. çocuklar
the small fry i. değersiz
language that would fry bacon i. kaba söz
language that would fry bacon i. kavgada bile söylenmeyecek söz
small fry i. önemsiz kimseler
the small fry i. önemsiz kişi
the small fry i. velet
the small fry i. ufaklık
small fry i. ufaklıklar
small fry i. yavru/küçük balık
fry sauce i. kızartma sosu
fry sauce i. ketçap ve mayonezi karıştırarak yapılan patates kızartması sosu
vocal fry i. boğuk ses
vocal fry i. boğuk sesle konuşma
vocal fry i. pes sesle konuşma
vocal fry i. düşük ses perdesinden konuşma
vocal fry i. derinden gelen bir sesle konuşma
vocal fry i. iç gıcıklayıcı bir sesle konuşma
bigger fish to fry i. yapacak daha önemli işler
bigger fish to fry i. yapacak daha önemli bir iş
bigger fish to fry i. ilgilenmesi gereken daha önemli meseleler/bir mesele
bigger fish to fry i. yapacak daha ilginç şeyler
fish to fry i. yapacak iş
fish to fry i. ilgilenecek konu/mesele
other fish to fry i. yapacak daha önemli işler
other fish to fry i. yapacak başka işler
other fish to fry i. yapacak daha önemli bir iş
other fish to fry i. yapacak daha ilginç şeyler
other fish to fry i. yapacak daha iyi bir iş
other fish to fry i. ilgilenecek daha önemli bir konu
language that could fry bacon i. ağza alınmayacak söz/küfür
language that could fry bacon i. kaba söz
language that could fry bacon i. kavgada bile söylenmeyecek söz
language that could fry bacon i. terbiyesiz dil
language that could fry bacon i. kaba dil
language that could fry bacon i. saldırgan dil
language that could fry bacon i. saygısız bir dil
language that would fry bacon i. ağza alınmayacak söz/küfür
language that would fry bacon i. kaba söz
language that would fry bacon i. kavgada bile söylenmeyecek söz
language that would fry bacon i. terbiyesiz dil
language that would fry bacon i. kaba dil
language that would fry bacon i. saldırgan dil
language that would fry bacon i. saygısız bir dil
have other fish to fry f. aklında başka bir şey olmak
have other fish to fry f. daha önemli bir işi olmak
have other fish to fry f. yapacak daha ilginç şeyleri olmak
have other fish to fry f. yapacak başka işleri olmak
have more important fish to fry f. yapacak daha önemli işleri olmak
have bigger fish to fry f. yapacak daha ilginç şeyleri olmak
have other fish to fry f. yapacak daha iyi kazançlı bir işi olmak
have bigger fish to fry f. yapacak daha önemli bir işi olmak
have more important fish to fry f. yapacak başka işleri olmak
have other fish to fry f. yapacak daha önemli işleri olmak
have bigger fish to fry f. yapacak başka işleri olmak
have more important fish to fry f. yapacak daha ilginç şeyleri olmak
have other fish to fry f. yapacak daha önemli bir işi olmak
have more important fish to fry f. yapacak daha önemli bir işi olmak
have bigger fish to fry f. yapacak daha önemli işleri olmak
have better/bigger/other fish to fry f. yapacak daha önemli işleri olmak
have better/bigger/other fish to fry f. yapacak başka işleri olmak
have better/bigger/other fish to fry f. yapacak daha önemli bir işi olmak
have better/bigger/other fish to fry f. yapacak daha ilginç şeyleri olmak
have better/bigger/other fish to fry f. yapacak daha iyi bir işi olmak
have better/bigger/other fish to fry f. ilgilenecek daha önemli bir konusu olmak
have better fish to fry f. yapacak daha önemli işleri olmak
have better fish to fry f. yapacak başka işleri olmak
have better fish to fry f. yapacak daha önemli bir işi olmak
have better fish to fry f. yapacak daha ilginç şeyleri olmak
have better fish to fry f. yapacak daha iyi bir işi olmak
have better fish to fry f. ilgilenecek daha önemli bir konusu olmak
the small fry expr. gençler
Speaking
fry the onions until pink in colour expr. soğanları pembeleşinceye kadar kızartın
fry the onions until pink in colour expr. soğanları pembeleşinceye kadar kavurun
fry with oil expr. yağ ile birlikte kavurun
Trade/Economic
small fry i. önemsiz masraf
small fry i. ufak tefek masraf
Gastronomy
lamb's fry i. (ingiltere'de) kuzu billuru
lamb's fry i. (avustralya ve yeni zelanda'da) kuzu ciğerinden yapılan yemek
leftover fry oil i. artan kızartma yağı
stir fry i. az yağ ile yüksek ateşte karıştırarak pişirme
tofu stir-fry i. az yağ ile yüksek ateşte kızartılmış tofu
pig's fry i. kızartılmış domuz iç organları
fish fry i. ana malzemesi kızarmış balık olan yemek
fish fry i. balıklı akşam yemeği
french fry i. bol yağda kızartılmış ince patates dilimi
french-fry i. bol yağda kızartılmış ince patates dilimi
fry bread i. genellikle açık ateşte pişirilen bir ekmek çeşidi
fry bread i. jambonlu mısır ekmeği
fry bread i. soda ekmeği
stir-fry i. yüksek ateşte pişmiş yemek
shallow fry f. az yağda kızarmak
shallow fry f. az yağda kızartmak
pan fry f. az yağda pişirmek
deep fat fry f. bol kızgın yağda kızartmak
deep-fry f. bol yağda kızartmak
deep fry f. fritözde pişirmek
deep fry f. kızartmak
stir fry f. vogda kızartmak
deep fry f. yağda kızartmak
stir fry f. wok’ta karıştırarak kızartmak
pan-fry f. kızartma tavasında pişirmek
pan-fry f. tavada kızartmak
french fry f. (patates şeritlerini) kahverengileşene kadar bol yağda kızartmak
french fry f. kahverengileşene kadar kızartarak pişirmek
french-fry f. (patates dilimlerini) kahverengileşene kadar bol yağda kızartmak
stir-fry f. yüksek ateşte pişirmek
stir-fry f. yemeği yüksek ateşte hazırlamak
stir-fry f. yemeği yüksek ateşte çevirerek hazırlamak
stir-fry s. yüksek ateşte pişmiş
stir-fry s. yüksek ateşte çevrilmiş
Marine Biology
first fry pond i. ilk yavru havuzu
autumn fry i. sonbahar yavrusu
fish barrier for fry i. tangab
Linguistics
vocal fry i. pes perdeden ötümsüz ünlü harf
Slang
one fry short of a happy neal expr. aptal
one fry short of a happy neal expr. bir tahtası eksik
one fry short of a happy neal expr. mal
one fry short of a happy neal expr. mankafa