Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
go on
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"go on"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 37 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
go on
f.
devam etmek
General
2
Genel
go on
f.
davranmaya devam etmek (belirli bir şekilde)
3
Genel
go on
f.
gitmek
4
Genel
go on
f.
dayanmak
5
Genel
go on
f.
yanmak
6
Genel
go on
f.
harcanmak
7
Genel
go on
f.
devam etmek
8
Genel
go on
f.
zaman geçmek
9
Genel
go on
f.
güvenmek
10
Genel
go on
f.
konuşmaya devam etmek
11
Genel
go on
f.
çalışmaya başlamak
12
Genel
go on
f.
ileri gitmek
13
Genel
go on
f.
ilerlemek
14
Genel
go on
f.
olmak
15
Genel
go on
f.
geçmek (zaman)
16
Genel
go on
f.
yerine geçmek
17
Genel
go on
f.
sürmek
18
Genel
go on
f.
gitmek (para)
19
Genel
go on
f.
olagelmek
20
Genel
go on
f.
süregitmek
21
Genel
go on
f.
çalışmaya başlamak (aygıt)
22
Genel
go on
f.
bel bağlamak
23
Genel
go on
f.
yanmaya başlamak (ışıklar/kalorifer)
24
Genel
go on
f.
yer almak
25
Genel
go on
f.
sürdürmek
26
Genel
go on
f.
dayanmak (bir işi sürdürebilmek için bir söze/kanıta)
27
Genel
go on
ünl.
haydaa
28
Genel
go on
ünl.
ya yürü git
29
Genel
go on
ünl.
yok ya
30
Genel
go on
ünl.
hadi ya
Phrasals
31
Öbek Fiiller
go on
f.
hareket etmek
32
Öbek Fiiller
go on
f.
davranmak
33
Öbek Fiiller
go on
f.
giyilebilir olmak
34
Öbek Fiiller
go on
f.
bağırıp çağırmak
35
Öbek Fiiller
go on
f.
kıyameti koparmak
36
Öbek Fiiller
go on
f.
sahneye çıkmak
37
Öbek Fiiller
go on
f.
krikette topu yuvarlamaya başlamak
"go on"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
go on a walk
f.
yürüyüşe çıkmak
General
2
Genel
go bad cop on someone
i.
kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği
3
Genel
go on to claim
f.
söylecek denli ileri gitmek
4
Genel
go on foot
f.
yayan gitmek
5
Genel
go on sale
f.
ucuzlamak
6
Genel
go on to the finals
f.
finale kalmak
7
Genel
go down on one's knees to
f.
ayaklarına kapanmak
8
Genel
go on the dole
f.
işsizlik yardımı almak
9
Genel
go on a walk
f.
yürüyüş yapmak
10
Genel
go on tour
f.
turneye çıkmak
11
Genel
go on a bat
f.
kafayı çekmek
12
Genel
go on strike
f.
greve gitmek
13
Genel
go on a visit to
f.
misafirliğe gitmek
14
Genel
go on the booze
f.
alem yapmak
15
Genel
go on incessantly
f.
ardı arkası kesilmemek
16
Genel
go on a course
f.
staj görmek
17
Genel
go back on one's word
f.
sözünden dönmek
18
Genel
go down on one's knees to somebody
f.
ayaklarına kapanmak
19
Genel
go on a spree
f.
alem yapmak
20
Genel
go on foot
f.
tabanvayla gitmek
21
Genel
go on strike
f.
grev yapmak
22
Genel
increasingly go on
f.
artarak devam etmek
23
Genel
go on a holiday
f.
tatile çıkmak
24
Genel
go on the lam
f.
sıvışmak
25
Genel
go on the stump
f.
seçim propagandası yapmak
26
Genel
go halves on
f.
yarı yarıya paylaşmak
27
Genel
go on foot
f.
yürüyerek gitmek
28
Genel
go on a hunger strike
f.
açlık grevine başlamak
29
Genel
go back on
f.
dönmek
30
Genel
go on at
f.
azarlamak
31
Genel
go on the loose
f.
çapkınlık yapmak
32
Genel
go on shank's mare
f.
tabanvayla gitmek
33
Genel
go down on one's knees to
f.
diz çökmek
34
Genel
go on the road
f.
tiyatro topluluğu turneye çıkmak
35
Genel
go on a diet
f.
perhize başlamak
36
Genel
go on the stage
f.
tiyatro oyuncusu olmak
37
Genel
go back on
f.
caymak
38
Genel
go on a jaunt
f.
gezmeye gitmek
39
Genel
be too tired to go on
f.
şişmek
40
Genel
go on a jaunt
f.
gezinti yapmak
41
Genel
go on attack
f.
atağa kalkmak
42
Genel
go on trial
f.
hakim karşısına çıkmak
43
Genel
go on the rampage
f.
kıyameti koparmak
44
Genel
go on the booze
f.
içki içmek
45
Genel
go on shank's pony
f.
yürüyerek gitmek
46
Genel
go on trial
f.
mahkemelik olmak
47
Genel
go on at
f.
başının etini yemek
48
Genel
go on a pilgrimage to mecca
f.
hacca gitmek
49
Genel
go on an outing
f.
gezintiye çıkmak
50
Genel
go on the stage
f.
oyuncu olmak
51
Genel
go on a holiday
f.
tatile gitmek
52
Genel
go in with someone on
f.
bir şeyde biriyle ortak olmak
53
Genel
go to school on foot
f.
okula yürüyerek gitmek
54
Genel
go on the black market
f.
karaborsaya düşmek
55
Genel
go back on someone
f.
birine ihanet etmek
56
Genel
go on a honeymoon
f.
balayına çıkmak
57
Genel
go back on one's promise
f.
sözünden dönmek
58
Genel
go on shanks's pony
f.
tabanvayla gitmek
59
Genel
go back on
f.
inkar etmek
60
Genel
go on for
f.
yaklaşmak
61
Genel
go on a jaunt
f.
dolaşmak
62
Genel
go on a trip
f.
geziye çıkmak
63
Genel
go on a diet
f.
rejim yapmak
64
Genel
go on about
f.
fazlasıyla konuşmak (hakkında)
65
Genel
go easy on
f.
kıyak geçmek
66
Genel
go on the rampage
f.
kasıp kavurmak
67
Genel
go on a spree
f.
felekten bir gün çalmak
68
Genel
go on the stage
f.
tiyatrocu olmak
69
Genel
go on foot
f.
yaya gitmek
70
Genel
go on a training course
f.
staj görmek
71
Genel
go on about
f.
bıktıracak kadar konuşmak
72
Genel
go on holiday
f.
tatile çıkmak
73
Genel
go on an excursion
f.
gezintiye çıkmak
74
Genel
go on an outing
f.
gezmeye çıkmak
75
Genel
go on a trip
f.
gezintiye çıkmak
76
Genel
go on an excursion
f.
tura çıkmak
77
Genel
go on a journey
f.
yolculuğa çıkmak
78
Genel
go on a guided tour
f.
rehber eşliğinde geziye çıkmak
79
Genel
go back on the contract
f.
sözleşmeye sadık kalmamak
80
Genel
go back on the agreement
f.
anlaşmaya sadık kalmamak
81
Genel
go back on the contract
f.
sözleşmeyi ihlal etmek
82
Genel
go back on the agreement
f.
anlaşmayı ihlal etmek
83
Genel
go out on a limb
f.
birisi için riske girmek
84
Genel
go back on the agreement
f.
anlaşma bozmak
85
Genel
go on board the ship
f.
gemiye çıkmak
86
Genel
go on a diet
f.
rejime başlamak
87
Genel
go on a diet
f.
diyete başlamak
88
Genel
go on a diet
f.
diete girmek
89
Genel
go on board the ship
f.
gemiye binmek
90
Genel
go on the internet
f.
internete girmek
91
Genel
go on strike
f.
grev kararı almak
92
Genel
go on a tour
f.
geziye gitmek
93
Genel
go on a trip
f.
geziye gitmek
94
Genel
go back on the agreement
f.
anlaşmaya uymamak
95
Genel
go on the razzle-dazzle
f.
alem yapmak
96
Genel
go on with
f.
-e devam etmek
97
Genel
go on a cruise
f.
vapurla geziye çıkmak
98
Genel
go on to the next level
f.
kademe atlamak
99
Genel
go on to the next stage
f.
kademe atlamak
100
Genel
go on pilgrimage
f.
hacı olmak
101
Genel
go on pilgrimage
f.
hac ziyareti gerçekleştirmek
102
Genel
go on pilgrimage
f.
hacca gitmek
103
Genel
go on television
f.
televizyona çıkmak
104
Genel
go on an election tour
f.
seçim gezisine çıkmak
105
Genel
go on an election tour
f.
seçim turuna çıkmak
106
Genel
go on a diet
f.
rejime girmek
107
Genel
go on a diet
f.
perhize girmek
108
Genel
go on a date
f.
birisiyle çıkmak
109
Genel
go on a hike
f.
(arazide vb) yürüyüşe çıkmak
110
Genel
go on a date
f.
biriyle çıkmak
111
Genel
go to someone's house on the pretense of buying their car
f.
arabasına müşteriymişim gibi evine gitmek
112
Genel
go on with his/her life
f.
yaşamını sürdürmek
113
Genel
go on the left side of something
f.
bir şeyin solundan gitmek
114
Genel
go on a media blitz
f.
yoğun bir tanıtım kampanyası başlatmak
115
Genel
go on to claim that
f.
...diyecek/iddia edecek kadar ileriye gitmek
116
Genel
can't go on
f.
devam edememek
117
Genel
not able to go on
f.
devam edememek
118
Genel
go out on patrol
f.
devriyeye çıkmak
119
Genel
go away on its own
f.
(acı/ağrı) kendiliğinden geçmek
120
Genel
go away on its own
f.
(acı/ağrı) kendi kendine geçmek
121
Genel
go on full alert
f.
tam alarma geçmek
122
Genel
be/go out on the town
f.
şehre eğlenmeye gitmek
123
Genel
go on the roller coaster
f.
(lunapark) hız trenine/eğlence trenine binmek
124
Genel
went on (go on)
f.
devam etmek
125
Genel
go a little heavy on the eye makeup
f.
göz makyajını biraz abartmak
126
Genel
go on leave
f.
izne çıkmak
127
Genel
go on leave
f.
izne ayrılmak
128
Genel
go to school on time
f.
okula zamanında gitmek
129
Genel
go on a school trip
f.
okul gezisine çıkmak
130
Genel
go on an adventure
f.
maceraya atılmak
131
Genel
go on a picnic
f.
pikniğe gitmek
132
Genel
go on lunch break
f.
öğle tatiline girmek
133
Genel
go on lunch break
f.
öğle arasına girmek
134
Genel
go on a sightseeing tour
f.
şehir turuna çıkmak
135
Genel
go away on holiday
f.
tatile gitmek
136
Genel
go away on holiday
f.
tatile çıkmak
137
Genel
go to bed on time
f.
zamanında uyumak
138
Genel
go on a nature walk
f.
doğaya yürüyüşe çıkmak
139
Genel
go on a nature walk
f.
doğa yürüyüşüne çıkmak
140
Genel
go on a diet
f.
diyete girmek
141
Genel
go on a diet
f.
diyete girmek
142
Genel
go out on the balcony
f.
balkona çıkmak
143
Genel
go one on one
f.
teke tek mücadele etmek
144
Genel
go back on
f.
terk etmek
145
Genel
be on the go
f.
birtakım işlerle meşgul olmak
146
Genel
on the go
s.
faal
147
Genel
on the go
s.
gittikçe kötüleşmekte
148
Genel
on-the-go
s.
çok meşgul
149
Genel
on-the-go
s.
hareket halinde
150
Genel
on the go
zf.
faaliyette
151
Genel
on the go
zf.
iş başında
152
Genel
on the go
zf.
harekette
153
Genel
on the go
zf.
gittikçe
154
Genel
go on!
ünl.
hadi
Phrasals
155
Öbek Fiiller
go back on
f.
bir sözü tutamamak
156
Öbek Fiiller
go back on
f.
caymak
157
Öbek Fiiller
go on to
f.
(site vb) girmek
158
Öbek Fiiller
go back on
f.
(sözü yerine getirmekten) geri kalmak
159
Öbek Fiiller
go on to
f.
... yaparak devam etmek
160
Öbek Fiiller
go back on
f.
vazgeçmek
161
Öbek Fiiller
go off on
f.
sazı eline almak
162
Öbek Fiiller
go off on
f.
uzun uzun konuşmak/anlatmak
163
Öbek Fiiller
go off on
f.
uzun uzadıya anlatmak
164
Öbek Fiiller
go off on
f.
birine patlamak
165
Öbek Fiiller
go off on
f.
birini haşlamak
166
Öbek Fiiller
go off on
f.
birine fırça atmak
167
Öbek Fiiller
go off on
f.
birini azarlamak
168
Öbek Fiiller
go off on
f.
birini paylamak
169
Öbek Fiiller
go off on
f.
bir anda birine çok sinirlenmek
170
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkındaki konuyu) uzattıkça uzatmak
171
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) konuştukça konuşmak
172
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşmak
173
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkındaki konuyu) sündürdükçe sündürmek
174
Öbek Fiiller
go on (and on) (about someone or something)
f.
(biri/bir şey hakkında) bıktırana kadar konuşmak
175
Öbek Fiiller
go on (at someone)
f.
(birine) çıkışmak
176
Öbek Fiiller
go on (at someone)
f.
(birini) azarlamak
177
Öbek Fiiller
go on (at someone)
f.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
178
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir şeye başlamak
179
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir şey olmak
180
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir bilgiyle harekete geçmek
181
Öbek Fiiller
go back (on)
f.
fikrini değiştirmek
182
Öbek Fiiller
go back (on)
f.
söylediklerini veya yaptıklarını inkar etmek
183
Öbek Fiiller
go back on
f.
yetersiz kalmak
184
Öbek Fiiller
go back on
f.
başarısız olmak
185
Öbek Fiiller
go back on (something)
f.
(bir şeyden) dönmek
186
Öbek Fiiller
go back on (something)
f.
(verdiği bir sözden) dönmek
187
Öbek Fiiller
go back on (something)
f.
(bir şeyden) caymak
188
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeyi) paylaşmak
189
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeye/şeyde) ortak olmak
190
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
191
Öbek Fiiller
go in on (something)
f.
(bir şeye) ortak girişmek
192
Öbek Fiiller
go in with someone (on something)
f.
(biriyle bir şeyde) ortak olmak
193
Öbek Fiiller
go in with someone (on something)
f.
(biriyle bir şeyi) ortaklaşa almak/yapmak
194
Öbek Fiiller
go in with someone (on something)
f.
(biriyle bir şeye) ortaklaşa girişmek/girmek
195
Öbek Fiiller
go off on (something)
f.
(bir konuda) sazı eline almak
196
Öbek Fiiller
go off on (something)
f.
(bir konuda) uzun uzun konuşmak/anlatmak
197
Öbek Fiiller
go off on (something)
f.
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak
198
Öbek Fiiller
go off on (something)
f.
(bir konuda) hararetli bir şekilde konuşmak
199
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir şeye girmek/başlamak
200
Öbek Fiiller
go on something
f.
bir şey üzerinden aksiyon almak/harekete geçmek
201
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
(bir şey yapmakta) ısrar etmek
202
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
(bir şey yapmakta) inat etmek
203
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
inatla/ısrarla (bir şey yapmayı) sürdürmek
204
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
(bir şey yapmaya) devam etmek
205
Öbek Fiiller
go on (doing something)
f.
(bir şey yapmayı) sürdürmek
206
Öbek Fiiller
go on about someone/something
f.
birini/bir şeyi göklere çıkartmak
207
Öbek Fiiller
go on about someone/something
f.
birini/bir şeyi övdükçe övmek
208
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birinin) kafasını ütülemek
209
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birinin) başının etini yemek
210
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birine) söylenip durmak
211
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birine) çıkışmak
212
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birini) azarlamak
213
Öbek Fiiller
go on at (one)
f.
(birinin) üstüne varmak/gitmek
214
Öbek Fiiller
go on before
f.
önünde gitmek
215
Öbek Fiiller
go on before
f.
önünden gitmek
216
Öbek Fiiller
go on before
f.
önde/önden gitmek
217
Öbek Fiiller
go on before (someone)
f.
(birinden) önce ölmek
218
Öbek Fiiller
go on before (someone)
f.
(birinden) önce gitmek(ölmek)
219
Öbek Fiiller
go on to (something)
f.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) ilerlemek
220
Öbek Fiiller
go on to (something)
f.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) doğru devam etmek/ilerlemek
221
Öbek Fiiller
go on to (something)
f.
(daha iyi bir şeye/seviyeye) ulaşmak
222
Öbek Fiiller
go on to (something)
f.
(daha iyi bir seviyeye) gelmek
223
Öbek Fiiller
go on with (something)
f.
(bir şeye) devam etmek
224
Öbek Fiiller
go on with (something)
f.
(bir şeyi) sürdürmek
Phrases
225
İfadeler
go easy on yourself
expr.
kendine yüklenme
Proverb
226
Atasözü
do not let the sun go down on your anger
öfkeni yarına taşıma
227
Atasözü
do not let the sun go down on your wrath
öfkeni yarına taşıma
228
Atasözü
do not let the sun go down on your anger
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
229
Atasözü
do not let the sun go down on your wrath
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
230
Atasözü
let not the sun go down on your wrath
öfkeni yarına taşıma
231
Atasözü
let not the sun go down on your wrath
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
232
Atasözü
never let the sun go down on your anger
öfkeni yarına taşıma
233
Atasözü
never let the sun go down on your anger
gün bitmeden öfkeni unutmuş ol
234
Atasözü
never let the sun go down on your anger
yatağa öfkeli/küs girme
235
Atasözü
never let the sun go down on your anger
öfkeyle/küs uyuma
Colloquial
236
Konuşma Dili
go a bundle on
f.
bayılmak
237
Konuşma Dili
go a bundle on
f.
çok beğenmek
238
Konuşma Dili
go on a kill-crazy rampage
f.
katliam yapmak
239
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir şeyi) uzattıkça uzatmak
240
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir şey) hakkında konuştukça konuşmak
241
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir şey) hakkında uzun uzadıya konuşmak
242
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir konuyu) sündürdükçe sündürmek
243
Konuşma Dili
go on (and on) about (something)
f.
(bir şey) hakkında bıktırana kadar konuşmak
244
Konuşma Dili
go on (and on) about someone/something
f.
birini/bir şeyi göklere çıkartmak
245
Konuşma Dili
go on (and on) about someone/something
f.
birini/bir şeyi övdükçe övmek
246
Konuşma Dili
go on and on
f.
sürekli devam etmek
247
Konuşma Dili
go on and on
f.
durmadan konuşmak
248
Konuşma Dili
go on and on
f.
konuştukça konuşmak
249
Konuşma Dili
go on and on
f.
devam ettikçe etmek
250
Konuşma Dili
go on and on
f.
uzadıkça uzamak
251
Konuşma Dili
go on and on
f.
uzattıkça uzatmak
252
Konuşma Dili
go on and on
f.
bıktırana kadar sürmek/konuşmak
253
Konuşma Dili
go on and on
f.
bitmek bilmemek
254
Konuşma Dili
go on and on
f.
çok uzun sürmek
255
Konuşma Dili
go on and on
f.
sürdükçe sürmek
256
Konuşma Dili
go on and on
f.
sonsuza kadar sürdürmek
257
Konuşma Dili
go on and on
f.
hiç bitmeyecekmiş gibi olmak
258
Konuşma Dili
go on and on
f.
durmaksızın devam etmek
259
Konuşma Dili
go on about something
f.
lafı uzatmak
260
Konuşma Dili
go on about something
f.
lafı sündürmek
261
Konuşma Dili
go on about something
f.
kafa şişirmek
262
Konuşma Dili
go on about something
f.
kafa ütülemek
263
Konuşma Dili
go on about something
f.
kafa açmak
264
Konuşma Dili
go on about something
f.
bıktırana kadar konuşmak/anlatmak
265
Konuşma Dili
go on at somebody
f.
birinin üstüne varmak
266
Konuşma Dili
go on at somebody
f.
birinin üstüne gitmek
267
Konuşma Dili
go on at somebody
f.
başının etini yemek
268
Konuşma Dili
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin üstüne varmak/gitmek
269
Konuşma Dili
go easy on someone
f.
birine hoşgörülü olmak
270
Konuşma Dili
go easy on someone
f.
birine yumuşak davranmak
271
Konuşma Dili
go easy on someone
f.
birine nazik davranmak
272
Konuşma Dili
go easy on something
f.
bir şeyi az miktarda kullanmak
273
Konuşma Dili
go easy on something
f.
bir şeyi abartmamak
274
Konuşma Dili
go slow (on something)
f.
(bir şeyi) ağırdan almak
275
Konuşma Dili
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
276
Konuşma Dili
unable to go on
s.
devam edemeyecek/edemez durumda
277
Konuşma Dili
unable to go on
s.
sürdüremeyecek/sürdüremez durumda
278
Konuşma Dili
go straight on
expr.
bu yoldan dümdüz git
279
Konuşma Dili
go on!
expr.
devam!
280
Konuşma Dili
on your mark-get set-go!
expr.
hazır ol . . . başla!
281
Konuşma Dili
on the go
expr.
koşturmaca içinde
282
Konuşma Dili
go there and see what's going on
expr.
oraya gidip ne olup bittiğine bak
283
Konuşma Dili
on your mark-get set-go
expr.
yerlerinize . . . hazır . . . başla!
284
Konuşma Dili
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) bütün gün konuşabilir
285
Konuşma Dili
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşabilir
286
Konuşma Dili
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) durmadan konuşabilir
287
Konuşma Dili
(one) could go (on) all day (about something)
expr.
(biri bir şey hakkında) sonsuza kadar konuşabilir
288
Konuşma Dili
go on then
expr.
olur
289
Konuşma Dili
go on then
expr.
tabii
290
Konuşma Dili
go on then
expr.
kabul
291
Konuşma Dili
go on then
expr.
tamam o zaman
292
Konuşma Dili
go on then
expr.
olur o zaman
293
Konuşma Dili
go on then
expr.
devam et
294
Konuşma Dili
go on then
expr.
devam et o zaman
295
Konuşma Dili
on your marks, get ˌset, go!
expr.
yerlerinize . . . hazır . . . başla!
296
Konuşma Dili
on your marks, get ˌset, go!
expr.
hazır ol . . . başla!
297
Konuşma Dili
go on!
exclam.
hadi oradan!
298
Konuşma Dili
go on!
exclam.
hadi canım!
299
Konuşma Dili
go on!
exclam.
yok canım!
Idioms
300
Deyim
go on the stage
f.
oyunculuk kariyerine başlamak
301
Deyim
go on the stage
f.
sahneye çıkmak
302
Deyim
go light on
f.
aşırıya kaçmadan kullanmak
303
Deyim
go back on
f.
geri dönmek
304
Deyim
go back on
f.
bırakmak
305
Deyim
go back on
f.
ihanet etmek
306
Deyim
have a light bulb go on in (one's) brain
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
307
Deyim
have a light bulb go on in (one's) brain
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
308
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
309
Deyim
have a light bulb go on (in (one's) head)
f.
beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
310
Deyim
go on line [us]
f.
devreye girmek
311
Deyim
go on line [us]
f.
faaliyet göstermeye başlamak
312
Deyim
go on line [us]
f.
çalışır hale gelmek
313
Deyim
go on line [us]
f.
işlemek
314
Deyim
go on line [us]
f.
kullanılmaya başlamak
315
Deyim
go on line [us]
f.
faaliyet göstermek
316
Deyim
go on line [us]
f.
tam kapasiteyle çalışmaya başlamak
317
Deyim
go on line [us]
f.
kullanıma hazır olmak
318
Deyim
go on line [us]
f.
piyasaya sürülmek
319
Deyim
go on about something
f.
lafı uzatmak
320
Deyim
go on about something
f.
kafa şişirmek
321
Deyim
go on about something
f.
kafa ütülemek
322
Deyim
go on about something
f.
baş şişirmek/kafa açmak
323
Deyim
go on about something
f.
vır vır etmek
324
Deyim
go on the block
f.
açık artırmaya çıkmak
325
Deyim
go out on the razzle
f.
alem yapmak
326
Deyim
go out on the town
f.
alem yapmak
327
Deyim
go out on a spree
f.
alem yapmak
328
Deyim
go on a bender
f.
alem yapmaya gitmek
329
Deyim
go out on the tiles
f.
alemlere/ortamlara akmak
330
Deyim
go back on the deal
f.
anlaşmada geri adım atmak
331
Deyim
go back on the deal
f.
anlaşmadan caymak
332
Deyim
go on a binge
f.
aşırıya kaçmak
333
Deyim
go light on
f.
aşırıya kaçmamak
334
Deyim
go on an errand
f.
ayak işi yapmak
335
Deyim
go down on someone's knees
f.
ayaklarına kapanmak
336
Deyim
go easy on
f.
birisini yatıştırmak
337
Deyim
go on before someone
f.
birisinin önünde gitmek
338
Deyim
go on a binge
f.
bokunu çıkarmak
339
Deyim
go easy on
f.
birisini yumuşatmak
340
Deyim
go off on a sidetrack
f.
bambaşka bir alana geçmek
341
Deyim
go off on a sidetr
f.
bambaşka bir alana geçmek
342
Deyim
go out on a limb
f.
başını derde sokmak
343
Deyim
go on a bat
f.
bütün gece içmek
344
Deyim
not go a bundle on something
f.
beğenmemek
345
Deyim
go on before someone
f.
birisinden daha önce ölmek
346
Deyim
go out on a high note
f.
başarıyla bitirmek
347
Deyim
go to town on something
f.
bir şeyi tüm enerjisiyle yapmak
348
Deyim
go on the rampage
f.
dağıtmak
349
Deyim
go on the rampage
f.
çığırından çıkmak
350
Deyim
go down on one's knees
f.
dizleri üzerine çökmek
351
Deyim
go down on one's knees
f.
diz çökmek
352
Deyim
go on for ages
f.
çok uzun sürmek
353
Deyim
go on the rampage
f.
cinleri tepesinde olmak
354
Deyim
go on a rampage
f.
dinden imandan çıkmak
355
Deyim
go on a rampage
f.
çileden çıkmak
356
Deyim
go on for an age
f.
çok uzun sürmek
357
Deyim
go cold on
f.
hevesini almak
358
Deyim
go out on the town
f.
felekten bir gece çalmak
359
Deyim
go cold on
f.
hevesini yitirmek
360
Deyim
go out on a spree
f.
felekten bir gece çalmak
361
Deyim
go cold on
f.
hevesini kaybetmek
362
Deyim
go on a fool's errand
f.
gereksiz/boş bir işe girmek/girişmek
363
Deyim
go on the offensive
f.
hücuma geçmek
364
Deyim
go out on strike
f.
grev yapmak
365
Deyim
go easy on
f.
huyuna gitmek
366
Deyim
go out on strike
f.
greve gitmek
367
Deyim
go on a bat
f.
feneri söndürmek
368
Deyim
not go a bundle on something
f.
hoşlanmamak
369
Deyim
go out on the town
f.
içip eğlenmek
370
Deyim
go out on a high note
f.
iyi biçimde bitirmek
371
Deyim
go light on
f.
ılımlı davranmak
372
Deyim
go out on a spree
f.
içip eğlenmek
373
Deyim
go cold on
f.
isteğini yitirmek
374
Deyim
go light on
f.
idareli kullanmak
375
Deyim
go easy on
f.
kullanırken dikkatli olmak
376
Deyim
go off on a tangent
f.
konuyu saptırmak
377
Deyim
go out on a limb
f.
kolu kanadı kırılmak
378
Deyim
go on a pub crawl
f.
o bar senin bu bar benim gezmek
379
Deyim
go easy on
f.
kullanırken ölçülü olmak
380
Deyim
go out on a high note
f.
layıkıyla bitirmek
381
Deyim
go on a rampage
f.
oraya buraya saldırmak
382
Deyim
go on the rampage
f.
kıyameti koparmak
383
Deyim
go on to a better land
f.
ölmek
384
Deyim
go on a bat
f.
kafayı çekmek
385
Deyim
go off on a tangent
f.
konudan sapmak
386
Deyim
go on the block
f.
müzayedeye çıkmak
387
Deyim
go off on a sidetr
f.
konudan sapmak
388
Deyim
go off on a sidetrack
f.
konudan sapmak
389
Deyim
go out on a limb
f.
riske girmek
390
Deyim
go on the rampage
f.
siniri tepesinde olmak
391
Deyim
go on record
f.
resmi olarak beyan etmek/açıklamak
392
Deyim
go back on one's word
f.
sözünde durmamak
393
Deyim
go light on
f.
sert davranmamak
394
Deyim
go back on one's word
f.
sözünden dönmek
395
Deyim
go back on one's promise
f.
sözünden dönmek
396
Deyim
go back on one's word
f.
sözünü tutmamak
397
Deyim
go on the defensive
f.
savunmaya çekilmek
398
Deyim
go out on a limb
f.
riski göze almak
399
Deyim
go back on one's pledge
f.
sözünden dönmek
400
Deyim
go on a rampage
f.
tepesi atmak
401
Deyim
go on for an age
f.
(neredeyse) bir asır/asırlarca sürmek
402
Deyim
go on for ages
f.
(neredeyse) bir asır/asırlarca sürmek
403
Deyim
go light on
f.
üstüne fazla gitmemek
404
Deyim
go on the rampage
f.
zıvanadan çıkmak
405
Deyim
be on the go
f.
(bir) koşturmaca/hay huy içinde olmak/geçmek
406
Deyim
go on a rampage
f.
zıvanadan çıkmak
407
Deyim
go on the blink
f.
(makine vb) bozulmak
408
Deyim
go to the wall on something
f.
(sonu ne olursa olsun) her türlü riski alarak sonuna kadar götürmek
409
Deyim
go on the blink
f.
(makine vb) arıza yapmak
410
Deyim
go to town on something
f.
(bir şeye) tüm enerjisini vermek
411
Deyim
go on hiatus
f.
(dizi/program yayını) tatile girmek
412
Deyim
go green on someone
f.
birine sırtını dönmek
413
Deyim
go green on someone
f.
birine düşman olmak
414
Deyim
go green on someone
f.
birinden uzaklaşmak
415
Deyim
go green on someone
f.
birine karşı olmak
416
Deyim
go green on someone
f.
birine sinirlenmek
417
Deyim
go green on someone
f.
birine kızmak
418
Deyim
go off on a tangent
f.
konunun dışına çıkmak
419
Deyim
go off on a tangent
f.
konuyu alakasız bir yere getirmek
420
Deyim
go on relief
f.
(mali) yardım almak
421
Deyim
go on relief
f.
bir kurumdan ihtiyaç yardımı almak
422
Deyim
go on relief
f.
bir kurumdan yoksulluk yardımı almak
423
Deyim
go on the prowl
f.
(özellikle seks için bir partner) arayışında olmak
424
Deyim
go on the prowl
f.
yatağa atacak birini aramak
425
Deyim
go on the prowl
f.
birini düşürmeye çalışmak (bardan kadın/adam düşürmek)
426
Deyim
go on the prowl
f.
bir şeyi/birini aramaya başlamak
427
Deyim
go on the prowl
f.
bir şeyin/birinin arayışına girmek
428
Deyim
be/go on the prowl
f.
sinsice yiyecek avına çıkmak (hayvan)
429
Deyim
be/go on the prowl
f.
ava çıkmak
430
Deyim
be/go on the prowl
f.
sinsice dolaşmak
431
Deyim
be/go on the prowl
f.
sinsi sinsi dolaşmak
432
Deyim
be/go on the prowl
f.
kol gezmek
433
Deyim
go on the rocks
f.
maddi zorluğa düşmek
434
Deyim
go on the rocks
f.
maddi durumu birden bozulmak
435
Deyim
go on the rocks
f.
geçim sıkıntısına düşmek
436
Deyim
go on the rocks
f.
dara düşmek
437
Deyim
go on the sick list
f.
hastalanmak
438
Deyim
go on the sick list
f.
sağlığı bozulmak
439
Deyim
go on the sick list
f.
rahatsızlanmak
440
Deyim
go on tick [uk]
f.
krediyle almak
441
Deyim
go on tick [uk]
f.
borçla almak
442
Deyim
go on tick [uk]
f.
veresiye almak
443
Deyim
go on welfare
f.
(mali) yardım almak
444
Deyim
go on welfare
f.
bir kurumdan ihtiyaç yardımı almak
445
Deyim
go on welfare
f.
bir kurumdan yoksulluk yardımı almak
446
Deyim
go one-on-one with (someone)
f.
(biriyle) teke tek karşılaşmak
447
Deyim
go one-on-one with (someone)
f.
(biriyle) bire bir karşılaşmak
448
Deyim
go soft on (someone)
f.
(birine) yumuşak davranmak
449
Deyim
go soft on (someone)
f.
(birine) nazik davranmak
450
Deyim
go soft on (someone)
f.
(birinin) üstüne fazla gitmemek
451
Deyim
go soft on (someone)
f.
(birini) alttan almak
452
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
yapım aşamasında olan bir şeyi olmak
453
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
yapımı devam eden bir şeyi olmak
454
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
devam etmekte olan bir şeyi olmak
455
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
sürmekte olan bir şeyi olmak
456
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
üzerinde çalışılmaya devam edilen bir şeyi olmak
457
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
üzerinde uğraşmaya devam edilen bir şeyi olmak
458
Deyim
have something on the go [uk/australia]
f.
halen/şu an devam etmekte olan bir şeyi olmak
459
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
tasvip etmemek
460
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
desteklememek
461
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
onaylamamak
462
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
uygun bulmamak
463
Deyim
not go nap on [obsolete] [australia]
f.
hoşlanmamak
464
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek meraklı olmamak
465
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek düşkün olmamak
466
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek önem vermemek
467
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek aldırmamak
468
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek umursamamak
469
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek beğenmemek
470
Deyim
not go nap on [australia]
f.
pek ilgilenmemek
471
Deyim
go on the block
f.
satışa çıkmak
472
Deyim
go on the warpath
f.
burnundan solumak
473
Deyim
go on the warpath
f.
küplere binmek
474
Deyim
go on the warpath
f.
patlamaya hazır olmak
475
Deyim
go on the warpath
f.
cinleri/heyheyleri tepesinde olmak
476
Deyim
go on the warpath
f.
savaş riskine sahip olmak
477
Deyim
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin üstüne gitmek/varmak
478
Deyim
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birini eleştirmek
479
Deyim
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birini üstelemek
480
Deyim
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin ensesinde boza pişirmek
481
Deyim
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birini sıkboğaz etmek
482
Deyim
go on at somebody (to do something)
f.
(bir şey yapması için) birinin başının etini yemek
483
Deyim
go on the scrounge (for something)
f.
karşılıksız (bir şey) istemek
484
Deyim
go on the scrounge (for something)
f.
karşılıksız (bir şey) arayışında olmak
485
Deyim
go on the scrounge (for something)
f.
karşılıksız para, yiyecek istemek
486
Deyim
go on the scrounge (for something)
f.
(bir şey) otlanmak
487
Deyim
go on the scrounge (for something)
f.
(bir şeye) ortakçılık yapmak
488
Deyim
go on stream [uk]
f.
hizmete girmek
489
Deyim
go on stream [uk]
f.
işletmeye açılmak
490
Deyim
go on stream [uk]
f.
çalışmaya başlamak
491
Deyim
be/go on record
f.
resmi olarak açıklamak
492
Deyim
be/go on record
f.
yazılı olarak açıklamak
493
Deyim
be/go on record
f.
resmi olarak yayınlamak
494
Deyim
be/go on record
f.
resmi/yazılı olarak beyan etmek
495
Deyim
be/go on the rampage
f.
ortalığı kasıp kavurmak
496
Deyim
be/go on the rampage
f.
zıvanadan çıkmak
497
Deyim
be/go on the rampage
f.
etrafa zarar vermek
498
Deyim
be/go on the rampage
f.
sokaklarda sağa sola saldırmak
499
Deyim
be/go on the rampage
f.
etrafı yağmalamak
500
Deyim
be/go on the rampage
f.
çığırından çıkmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of go on
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy