kötü durum - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kötü durum



"kötü durum" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 12 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kötü durum plight i.
General
kötü durum bad condition i.
kötü durum predicament i.
kötü durum dust i.
Colloquial
kötü durum hornets' nest i.
kötü durum a hornet's nest i.
Idioms
kötü durum the fat is in the fire i.
kötü durum train wreck i.
kötü durum kettle of fish i.
kötü durum a hornets' nest i.
Military
kötü durum plight i.
British Slang
kötü durum mare i.

"kötü durum" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çok kötü durum ruin i.
çok kötü bir durum misery i.
en kötü durum senaryosu worst-case scenario i.
her şeyin kötü olduğu durum dystopia i.
kötü bir durum karşısında espri/mizah yapabilme wry humour i.
yaşanılmayacak kötü bir yer veya durum the pits i.
en kötü nitelik veya durum (at) worst i.
aşırı boyutlara varmak (kötü bir durum) run rampant f.
ile karşılaşmak (kötü bir durum) meet with f.
kötü bir durum karşısında idare etmeye çalışmak make the best of a bad situation f.
(birini) kötü durum veya alışkanlıktan kurtarmak cure f.
Phrasals
(kötü bir durum) yaşamak fall on f.
(kötü bir durum) görmek fall on f.
(kötü bir durum) geçirmek fall on f.
(kötü bir durum) başına gelmek fall on f.
(kötü bir durum) yaşamak fall upon f.
(kötü bir durum) görmek fall upon f.
(kötü bir durum) geçirmek fall upon f.
(kötü bir durum) başına gelmek fall upon f.
Phrases
ya çok iyi ya da çok kötü sonuçlanan durum boom or bust expr.
oldukça (olumsuz, kötü, sıkıntılı bir durum) a bit of a... expr.
epey (olumsuz, kötü, sıkıntılı bir durum) a bit of a... expr.
Colloquial
yaşanılmayacak kötü bir yer veya durum a living hell i.
Idioms
en kötü durum senaryosu the nightmare-case scenario i.
en kötü durum senaryosu the worst-case scenario i.
kıl payı kurtuluş (felaket/kötü durum) disaster averted i.
nahoş/kötü bir durum fine how do you do i.
yaşanılmayacak kötü bir yer veya durum hell on earth i.
genel olarak kötü fakat bazı iyi tarafları da olan durum horse and rabbit stew i.
kötü planlanmış durum disaster area i.
hem iyi hem kötü tarafı olan durum a double-edged sword i.
hem iyi hem kötü tarafı olan durum a double-edged weapon i.
çok kötü/tatsız bir durum/yer a hell on earth i.
hem iyi hem kötü bir durum a mixed blessing i.
aynı anda iyi/olumlu ve kötü/olumsuz sonuçları olan bir durum a mixed blessing i.
en kötü durum senaryosu worst-case scenario i.
kötü biri veya durum tarafından bozulmamış/kirlenmemiş hava breath of fresh air i.
kötü bir şey/durum tears before bedtime i.
(birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum open season (on someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum open season on f.
durum o kadar da/sanıldığı kadar kötü değil the glass is half full expr.
durum algılandığından daha kötü/olumsuz the glass is half empty expr.
Speaking
işler/durum/gidişat kötü/vahim görünüyor/iyi görünmüyor things seem dire expr.
(zaten kötü olan bu durum) daha da kötüleşiyor/daha da kötü oldu this is going from bad to worse expr.
Medical
en kötü durum worst case i.
kötü tıbbi durum event i.
Slang
kötü durum/şey bad shit i.
Modern Slang
kötü bir durum değil mi? ain't that a bite expr.