Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
lay
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"lay"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 156 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
lay
f.
sermek
General
2
Genel
lay
i.
vaziyet
3
Genel
lay
i.
ezgi
4
Genel
lay
i.
konum
5
Genel
lay
i.
yatış
6
Genel
lay
i.
nağme
7
Genel
lay
i.
meslek
8
Genel
lay
i.
arazi yapısı
9
Genel
lay
i.
şiir
10
Genel
lay
i.
mürit
11
Genel
lay
i.
sevişme
12
Genel
lay
i.
durum
13
Genel
lay
i.
duruş
14
Genel
lay
i.
mevki
15
Genel
lay
i.
şarkı
16
Genel
lay
i.
hal
17
Genel
lay
i.
şarkı sözü
18
Genel
lay
i.
hisse
19
Genel
lay
i.
kar
20
Genel
lay
i.
hasılat
21
Genel
lay
i.
tabaka
22
Genel
lay
i.
katman
23
Genel
lay
i.
bahis
24
Genel
lay
i.
şans
25
Genel
lay
i.
risk
26
Genel
lay
i.
yerel yönetim vergisi
27
Genel
lay
i.
saklanılan yer
28
Genel
lay
i.
plan
29
Genel
lay
i.
ücret
30
Genel
lay
i.
kumaş katı
31
Genel
lay
i.
topografik özellik
32
Genel
lay
i.
yumurtlama
33
Genel
lay
i.
dokuma tahtası
34
Genel
lay
i.
dokuma takozu
35
Genel
lay
i.
bükme derecesine göre lif halat kalitesi
36
Genel
lay
i.
kumaş katları
37
Genel
lay
i.
düzen
38
Genel
lay
i.
yerleşim
39
Genel
lay
i.
alaka
40
Genel
lay
i.
ayarlama
41
Genel
lay
i.
göl
42
Genel
lay
f.
kurmak
43
Genel
lay
f.
sermek
44
Genel
lay
f.
dizmek
45
Genel
lay
f.
emretmek
46
Genel
lay
f.
sunmak (teklif)
47
Genel
lay
f.
açılmak
48
Genel
lay
f.
düdüklemek
49
Genel
lay
f.
hamletmek
50
Genel
lay
f.
sunmak
51
Genel
lay
f.
bahse girmek
52
Genel
lay
f.
yatıştırmak
53
Genel
lay
f.
becermek
54
Genel
lay
f.
toplamak
55
Genel
lay
f.
yerleştirmek
56
Genel
lay
f.
kaymak
57
Genel
lay
f.
örmek (tuğla)
58
Genel
lay
f.
tasarlamak
59
Genel
lay
f.
kurmak (sofra)
60
Genel
lay
f.
yüklemek (suç)
61
Genel
lay
f.
saldırmak
62
Genel
lay
f.
yüklenmek
63
Genel
lay
f.
hazırlamak
64
Genel
lay
f.
ileri sürmek
65
Genel
lay
f.
devirmek
66
Genel
lay
f.
yumurtlamak (yumurta)
67
Genel
lay
f.
döşemek (halı)
68
Genel
lay
f.
harcamak
69
Genel
lay
f.
yüklemek
70
Genel
lay
f.
ayırmak
71
Genel
lay
f.
yumurtlamak
72
Genel
lay
f.
dinmek
73
Genel
lay
f.
sevişmek
74
Genel
lay
f.
sergilemek
75
Genel
lay
f.
koymak (dikkatle)
76
Genel
lay
f.
bulunmak (iddiada)
77
Genel
lay
f.
kurmak (plan, tuzak vb'ni)
78
Genel
lay
f.
yakalamak
79
Genel
lay
f.
koymak
80
Genel
lay
f.
yaymak
81
Genel
lay
f.
döşemek
82
Genel
lay
f.
(tuğla) örmek
83
Genel
lay
f.
(ceza) vermek
84
Genel
lay
f.
(üzerine) yıkmak
85
Genel
lay
f.
açmak
86
Genel
lay
f.
atfetmek
87
Genel
lay
f.
bırakmak
88
Genel
lay
f.
bükmek
89
Genel
lay
f.
defnetmek
90
Genel
lay
f.
düzgünleştirmek
91
Genel
lay
f.
getirmek
92
Genel
lay
f.
gidermek
93
Genel
lay
f.
nişan almak
94
Genel
lay
f.
önüne getirmek
95
Genel
lay
f.
sakinleştirmek
96
Genel
lay
f.
sermek
97
Genel
lay
f.
takdim etmek
98
Genel
lay
f.
tesis etmek
99
Genel
lay
f.
teskin etmek
100
Genel
lay
f.
toprağa vermek
101
Genel
lay
f.
yöneltmek
102
Genel
lay
f.
(kimyasal/krem) sürmek
103
Genel
lay
f.
(probleme/sıkıntıya) sürüklemek
104
Genel
lay
f.
bahse girmek
105
Genel
lay
f.
çöktürmek
106
Genel
lay
f.
düzeltmek
107
Genel
lay
f.
gömmek
108
Genel
lay
f.
yönelmek
109
Genel
lay
f.
cezalandırmak için (sopa, kamçı ile) vurmak
110
Genel
lay
f.
iplikleri bükerek halat haline getirmek
111
Genel
lay
f.
(deniz taşıtını) belirli bir yöne çevirmek
112
Genel
lay
f.
(köpeklere) iz sürdürmek
113
Genel
lay
f.
azalmak
114
Genel
lay
f.
hafiflemek
115
Genel
lay
f.
(masa) hazırlamak
116
Genel
lay
f.
uzanmak
117
Genel
lay
f.
(bahis) yatırmak
118
Genel
lay
s.
ruhani sınıftan olmayan
119
Genel
lay
s.
alaylı
120
Genel
lay
s.
belirli meslekten olmayan
121
Genel
lay
s.
laik
122
Genel
lay
s.
halka ait
123
Genel
lay
s.
mesleği olmayan
124
Genel
lay
s.
papaz sınıfına ait olmayan
125
Genel
lay
s.
profesyonel olmayan
126
Genel
lay
s.
uzman olmayan
127
Genel
lay
s.
sıradan
128
Genel
lay
s.
alelade
Irregular Verb
129
Irregular Verb
lay
f.
laid - laid
Trade/Economic
130
Ticaret/Ekonomi
lay
i.
yükleme ve boşaltma süresi
Politics
131
Siyasal
lay
f.
açığa almak
132
Siyasal
lay
f.
açığa çıkarmak
133
Siyasal
lay
f.
işten çıkarmak
Technical
134
Teknik
lay
i.
büküm
135
Teknik
lay
i.
duruş yönü
136
Teknik
lay
f.
koymak
137
Teknik
lay
f.
yaymak
138
Teknik
lay
f.
yatırmak
Marine
139
Denizcilik
lay
i.
halatın bükümü sırasında uygulanan kuvvet
140
Denizcilik
lay
i.
halatın bükümü
141
Denizcilik
lay
i.
halatın bükümü yönü
142
Denizcilik
lay
f.
bir yöne gitmek
143
Denizcilik
lay
f.
gitmek
144
Denizcilik
lay
f.
gitmek (bir yöne)
145
Denizcilik
lay
f.
rota tutturmak
Botanic
146
Botanik
lay
i.
çayır
147
Botanik
lay
i.
mera
148
Botanik
lay
i.
otlak
Fishery
149
Balıkçılık
lay
i.
balık avında tayfaya düşen pay
Geography
150
Coğrafya
lay
i.
batı fransa'da yer alan bir nehir
Printery
151
Matbaa
lay
f.
(yeni basım harfini) düzgünce hazneye yerleştirmek
Archaic
152
Eski Kullanım
lay
f.
yatıştırmak
153
Eski Kullanım
lay
f.
hafifletmek
154
Eski Kullanım
lay
f.
dindirmek
Slang
155
Argo
lay
f.
düzüşmek
156
Argo
lay
f.
sevişmek
"lay"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
lay-by
i.
cep
2
Genel
lay figure
i.
önemsiz kimse
3
Genel
lay reader
i.
şiir okuyucu
4
Genel
pipe lay vessel
i.
boru döşeme gemisi
5
Genel
lay figure
i.
model
6
Genel
lay brother
i.
keşiş olmayıp, manastırda çalışan kimse
7
Genel
lay brother
i.
gönüllü çalışan rahip
8
Genel
lay-by
i.
park yeri
9
Genel
lay-by
i.
konaklama tesisi
10
Genel
lay-down
i.
şekerleme
11
Genel
lay-down
i.
uyuklama
12
Genel
lay-flat hose
i.
yassı hortum
13
Genel
lay-down
i.
kestirme
14
Genel
lay-by
i.
anayolun kenarında araçların geçici olarak konaklamaları için yapılmış yol
15
Genel
lay-by
i.
arabaların kısa süreli duraklama yapabilecekleri cep
16
Genel
lay-by
i.
araba durağı
17
Genel
lay-by
i.
durak
18
Genel
lay-by
i.
son işlem olarak tarlayı sürüp ekme
19
Genel
lay terminology
i.
herkesin anlayacağı şekle uyarlanmış terminoloji
20
Genel
lay terminology
i.
gündelik dil
21
Genel
lay terminology
i.
halk ağzında söyleniş
22
Genel
lay figure
i.
mağaza mankeni
23
Genel
lay figure
i.
giysi mankeni
24
Genel
lay audience
i.
vasıfsız kitle
25
Genel
lay down area
i.
stok/depolama alanı
26
Genel
lay member
i.
bir kurulda halkı temsil eden görevli
27
Genel
lay interpreter
i.
iki dilde de yeterli olup gönüllü tercumanlık yapan alaylı kimse
28
Genel
lay scholar
i.
eğitim almadan bir bilim alanında uzmanlaşmış kimse
29
Genel
lay teacher
i.
katolik okullarında görev yapan, inançlı fakat rahibeler gibi dini kurumlara ve evlenmeme kuralı gibi kurallara bağlı olmayan kiliseye mensup öğretmen
30
Genel
lay scholar
i.
alaylı bilgin
31
Genel
lay person
i.
ruhban sınıfından olmayan kimse
32
Genel
lay person
i.
meslekten olmayan kimse
33
Genel
lay-by
i.
nehir veya kanallarda teknelerin durduğu veya geçtiği genişletilmiş kısım
34
Genel
lay-by
i.
(madencilik) boş vagonların park yeri
35
Genel
lay-by
i.
araba park yeri
36
Genel
lay-off
i.
mola
37
Genel
ordinary lay
i.
ipliklerin telin tersi yönünde döndüğü bir çelik halat tipi
38
Genel
lay in
f.
depolamak
39
Genel
lay the groundwork for
f.
bir iş için ön hazırlık yapmak
40
Genel
lay to
f.
vurmak
41
Genel
lay hands on
f.
el atmak
42
Genel
lay out
f.
ölüyü gömülmeye hazırlamak
43
Genel
lay one's hands on
f.
bulmak
44
Genel
lay off
f.
ara vermek
45
Genel
lay the cards on the table
f.
dürüst ve açık olmak
46
Genel
lay low
f.
mahvetmek
47
Genel
lay bare
f.
açıkça ortaya koymak
48
Genel
lay out
f.
vurmak
49
Genel
lay out
f.
planlamak
50
Genel
lay down
f.
bir şeyi bir yere koymak
51
Genel
lay down the law
f.
direktif vermek
52
Genel
lay it on thickly
f.
yağ çekmek
53
Genel
lay on
f.
yüklemek
54
Genel
lay out
f.
sergilemek
55
Genel
lay eyes on
f.
süzmek
56
Genel
lay up brick
f.
tuğla örmek
57
Genel
lay hands on
f.
ele geçirmek
58
Genel
lay a cable
f.
kablo döşemek
59
Genel
lay it on with a trowel
f.
pohpohlamak
60
Genel
lay bare
f.
açığa çıkarmak
61
Genel
lay something at one's door
f.
üstüne yıkmak
62
Genel
lay mines
f.
mayınlamak
63
Genel
lay down one's arms
f.
silahlarını bırakmak
64
Genel
lay bare
f.
açmak
65
Genel
lay on
f.
koymak
66
Genel
lay something up
f.
depo etmek
67
Genel
lay over
f.
sonraya bırakmak
68
Genel
lay hold of
f.
ele geçirmek
69
Genel
lay out
f.
tasarlamak
70
Genel
lay open
f.
açıklamak
71
Genel
lay siege to
f.
bir yeri kuşatma altına almak
72
Genel
lay the cards on the table
f.
fikirlerini açıkça söylemek
73
Genel
lay out
f.
yere sermek
74
Genel
lay a foundation
f.
temel atmak
75
Genel
lay somebody out
f.
yere sermek
76
Genel
lay at someone's door
f.
bir suçu birine yüklemek
77
Genel
lay stress on
f.
üzerinde durmak
78
Genel
lay up
f.
depolamak
79
Genel
lay out
f.
sermek
80
Genel
lay hands on
f.
yakalamak
81
Genel
lay hands on
f.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için)
82
Genel
lay down as a condition
f.
şart koşmak
83
Genel
lay to rest
f.
gömmek
84
Genel
lay one's hands on
f.
ele geçirmek
85
Genel
lay away
f.
ayırmak
86
Genel
lay on
f.
ayarlamak
87
Genel
lay off
f.
bırakmak
88
Genel
lay waste to
f.
yerle bir etmek
89
Genel
lay aside
f.
biriktirmek
90
Genel
lay stress on
f.
vurgulamak
91
Genel
lay in ruins
f.
mahvetmek
92
Genel
lay waste
f.
tahrip etmek
93
Genel
lay off
f.
geçici olarak yol vermek (işçiye)
94
Genel
lay the foundations of
f.
temelini atmak
95
Genel
lay on
f.
saldırmak
96
Genel
lay about one
f.
sağına soluna vurmak
97
Genel
lay the blame on
f.
üstüne atmak
98
Genel
lay by
f.
biriktirmek
99
Genel
lay down one's arms
f.
teslim olmak
100
Genel
lay a bridge
f.
köprü kurmak
101
Genel
lay on
f.
üzerine atılmak
102
Genel
lay a trap
f.
tuzak kurmak
103
Genel
lay into
f.
haşlamak
104
Genel
lay out
f.
hazırlamak
105
Genel
lay by
f.
yığmak
106
Genel
lay up
f.
biriktirmek
107
Genel
lay oneself down
f.
yatmak
108
Genel
lay store by
f.
önem vermek
109
Genel
lay down arms
f.
teslim olmak
110
Genel
lay down
f.
saklamak
111
Genel
lay in
f.
stoklamak
112
Genel
lay open
f.
kesip içini açmak
113
Genel
lay something to rest
f.
nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
114
Genel
lay down arms
f.
silahları bırakmak
115
Genel
lay hold of
f.
yakasına yapışmak
116
Genel
lay hands on
f.
zor kullanmak
117
Genel
lay down the law
f.
zart zurt etmek
118
Genel
lay something up
f.
depolamak
119
Genel
lay down
f.
koymak
120
Genel
lay a plot
f.
komplo kurmak
121
Genel
lay off
f.
bitmek
122
Genel
lay something at one's door
f.
üzerine atmak
123
Genel
lay off
f.
işten çıkarmak
124
Genel
lay flat
f.
sermek
125
Genel
lay up
f.
saklamak
126
Genel
lay the blame on
f.
suçu başkasının üzerine atmak
127
Genel
lay aside
f.
vazgeçmek
128
Genel
lay siege to
f.
ikna etmeye çalışmak
129
Genel
lay one's hands on
f.
elde etmek
130
Genel
lay into
f.
dayak atmak
131
Genel
lay in
f.
biriktirmek
132
Genel
lay over
f.
kaplamak
133
Genel
lay a trap for
f.
tuzak kurmak
134
Genel
lay up
f.
stok etmek
135
Genel
lay on
f.
halletmek
136
Genel
lay siege to
f.
kuşatmak
137
Genel
not to lay a finger on someone
f.
kılına dokunmamak
138
Genel
lay down
f.
döşemek
139
Genel
lay off
f.
kesmek
140
Genel
lay up
f.
toplamak
141
Genel
lay one's hands on
f.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için)
142
Genel
lay on
f.
üstüne sürmek
143
Genel
lay eggs
f.
yumurtlamak
144
Genel
lay hands on something
f.
bir şeye el atmak
145
Genel
lay somebody up
f.
yatağa düşürmek
146
Genel
lay bare
f.
ortaya çıkarmak
147
Genel
lay one's hands on
f.
sahip olmak
148
Genel
lay down as a condition
f.
şart koymak
149
Genel
lay open
f.
açmak
150
Genel
lay on
f.
yüklenmek
151
Genel
lay up
f.
yığmak
152
Genel
lay the cards on the table
f.
kartlarını açmak
153
Genel
lay down
f.
şart koşmak
154
Genel
lay out
f.
düzenlemek
155
Genel
lay at someone's door
f.
suçu birinin üstüne atmak
156
Genel
lay to rest
f.
örtbas etmek
157
Genel
lay down
f.
başlamak
158
Genel
lay something at somebody's door
f.
suçu üzerine atmak
159
Genel
lay flagstones
f.
taş döşemek
160
Genel
lay it on with a trowel
f.
abartmak
161
Genel
lay someone to rest
f.
cenazeyi toprağa vermek
162
Genel
lay something at one's door
f.
yüklemek
163
Genel
lay bare
f.
açığa vurmak
164
Genel
lay claim to
f.
sahip çıkmak
165
Genel
lay the blame on somebody
f.
kabahati birinin üzerine atmak
166
Genel
lay an ambush
f.
pusu kurmak
167
Genel
lay in
f.
dayak atmak
168
Genel
lay aside
f.
rafa kaldırmak
169
Genel
lay into
f.
azarlamak
170
Genel
lay away
f.
bir yana koymak
171
Genel
lay off from a job
f.
açığa almak
172
Genel
lay store by
f.
önemsemek
173
Genel
lay one's hand on
f.
bulmak
174
Genel
lay for
f.
pusuda beklemek
175
Genel
lay stress
f.
vurgulamak
176
Genel
lay awake
f.
gözüne uyku girmemek
177
Genel
lay for
f.
pusu kurmak
178
Genel
lay waste to
f.
yakıp yıkmak
179
Genel
lay on
f.
sürmek
180
Genel
lay at one's door
f.
üstüne atmak
181
Genel
lay aside
f.
bir yana koymak
182
Genel
lay something down
f.
yatırmak
183
Genel
lay low
f.
yatırmak
184
Genel
lay mines
f.
mayın döşemek
185
Genel
lay a plot
f.
tuzak kurmak
186
Genel
lay on
f.
sağlamak
187
Genel
lay into
f.
pataklamak
188
Genel
lay out
f.
harcamak
189
Genel
lay about
f.
saldırmak
190
Genel
lay away
f.
saklamak
191
Genel
lay down
f.
bırakmak
192
Genel
lay low
f.
yatağa düşürmek
193
Genel
lay low
f.
yere sermek
194
Genel
lay it on
f.
abartmak
195
Genel
lay down one's life
f.
canını feda etmek
196
Genel
lay it on
f.
pohpohlamak
197
Genel
not to lay oneself open to criticism
f.
açık vermemek
198
Genel
lay down one's arms
f.
savaşmaktan vazgeçmek
199
Genel
lay it on thick
f.
çok pohpohlamak
200
Genel
lay down
f.
yatırmak
201
Genel
lay eyes on
f.
bakmak
202
Genel
lay on the stocks
f.
kızağa çekmek
203
Genel
lay hands on
f.
bulmak
204
Genel
lay in
f.
sağlamak
205
Genel
lay flat
f.
yere sermek
206
Genel
lay aside
f.
terketmek
207
Genel
lay over
f.
ara vermek
208
Genel
lay the table
f.
sofrayı kurmak
209
Genel
lay low
f.
indirmek
210
Genel
lay mines
f.
mayın dökmek
211
Genel
lay it on with a trowel
f.
methetmek
212
Genel
lay down
f.
kural koymak
213
Genel
lay off
f.
kovmak
214
Genel
lay off
f.
ertelemek
215
Genel
lay out
f.
sarf etmek
216
Genel
lay a tax on
f.
vergi koymak
217
Genel
lay somebody low
f.
yere sermek
218
Genel
lay into
f.
girişmek (kavga)
219
Genel
lay it on
f.
göklere çıkartmak
220
Genel
lay the base
f.
temel atmak
221
Genel
lay the foundation
f.
temel atmak
222
Genel
lay in
f.
ev donatmak
223
Genel
lay on party
f.
parti düzenlemek
224
Genel
lay on entertainment
f.
eğlence tertip etmek
225
Genel
lay on entertainment
f.
eğlence düzenlemek
226
Genel
lay on party
f.
parti tertip etmek
227
Genel
lay the foundations
f.
temellerini atmak
228
Genel
lay mine
f.
mayın döşemek
229
Genel
lay down a condition
f.
koşul öne sürmek
230
Genel
lay place
f.
yer ayırmak
231
Genel
lay out a garden
f.
bahçe kurmak
232
Genel
lay a foundation
f.
zemin yaratmak
233
Genel
lay brick
f.
tuğla örmek
234
Genel
lay impose conditions
f.
şart getirmek
235
Genel
lay/impose conditions
f.
şart koşmak
236
Genel
lay down conditions
f.
şart getirmek
237
Genel
lay down conditions
f.
şart koşmak
238
Genel
lay down criterion
f.
kıstas koymak
239
Genel
lay table
f.
masa hazırlamak
240
Genel
lay wreath
f.
çelenk koymak
241
Genel
lay a table
f.
masa kurmak
242
Genel
lay siege to
f.
kuşatma altına almak
243
Genel
lay a table
f.
sofra kurmak
244
Genel
lay the groundwork
f.
zemin hazırlamak
245
Genel
lay a table
f.
masa açmak
246
Genel
lay emphasis on
f.
üzerinde durmak
247
Genel
lay emphasis on
f.
vurgulamak
248
Genel
lay weight on
f.
üzerinde durmak
249
Genel
lay weight on
f.
vurgulamak
250
Genel
lay brick
f.
tuğla döşemek
251
Genel
lay (something) down as a condition
f.
şart getirmek
252
Genel
lay (something) down as a condition
f.
şart koymak
253
Genel
lay (something) down as a condition
f.
şart koşmak
254
Genel
lay the foundation of the building
f.
binanın temelini atmak
255
Genel
lay hands on
f.
-e el sürmek
256
Genel
lay at one's door
f.
-e yüklemek
257
Genel
lay hands on
f.
-e dokunmak
258
Genel
lay low an empire
f.
bir imparatorluğu yıkmak
259
Genel
lay a foundation
f.
temelini atmak
260
Genel
lay the foundations of
f.
temellerini atmak
261
Genel
lay up
f.
(hastalık) yatağa düşürmek
262
Genel
lay aside
f.
bir kenara koymak
263
Genel
lay on
f.
temin etmek
264
Genel
lay off
f.
vazgeçmek
265
Genel
lay waste
f.
yakıp yıkmak
266
Genel
lay waste
f.
harap etmek
267
Genel
lay claim to
f.
hak talebinde bulunmak
268
Genel
lay aside by
f.
(sonradan kullanmak için) bir tarafa koymak
269
Genel
lay an ambush
f.
pusuya düşürmek
270
Genel
lay a bed
f.
yatak yapmak
271
Genel
lay down the law
f.
ukalalık etmek
272
Genel
lay aside by
f.
saklamak
273
Genel
lay before
f.
resmi makamlara sunmak
274
Genel
lay an ambush
f.
tuzağa düşürmek
275
Genel
lay bare
f.
üzerindekileri çıkartmak
276
Genel
lay before
f.
gündeme sunmak
277
Genel
lay to one's charge
f.
(suç vb) birisinin üzerine yüklemek
278
Genel
lay a bed
f.
yatak sermek
279
Genel
lay a burden on
f.
birine sorumluluk yüklemek
280
Genel
lay bare
f.
soymak
281
Genel
lay aside
f.
bir kenara atmak (para vb)
282
Genel
lay a snare under someone
f.
ardından kuyu kazmak
283
Genel
lay down the law
f.
ahkam kesmek
284
Genel
lay a burden on
f.
birine yük yüklemek
285
Genel
lay a burden on
f.
yükü birinin sırtına yüklemek
286
Genel
lay hopes on
f.
bel bağlamak
287
Genel
lay hopes on
f.
umudunu bağlamak
288
Genel
lay weight on
f.
önemine vurgu yapmak
289
Genel
lay emphasis on
f.
altını çizerek belirtmek
290
Genel
lay weight on
f.
önemini vurgulamak
291
Genel
lay stress on
f.
altını çizerek belirtmek
292
Genel
lay stress on
f.
önemini vurgulamak
293
Genel
lay emphasis on
f.
önemini belirtmek
294
Genel
lay emphasis on
f.
önemine vurgu yapmak
295
Genel
lay emphasis on
f.
önemini vurgulamak
296
Genel
lay weight on
f.
önemini belirtmek
297
Genel
lay stress on
f.
önemine vurgu yapmak
298
Genel
lay stress on
f.
önemini belirtmek
299
Genel
lay weight on
f.
altını çizerek belirtmek
300
Genel
lay down to work
f.
işe gömülmek
301
Genel
lay claim to
f.
hak iddia etmek
302
Genel
lay claim to
f.
talep etmek
303
Genel
lay eyes on someone
f.
birisini gözüne kestirmek
304
Genel
lay eyes on someone
f.
birini gözüne kestirmek
305
Genel
lay eyes on someone
f.
gözüne birini kestirmek
306
Genel
lay too much stress on
f.
üzerinde önemle durmak
307
Genel
lay too much stress on
f.
önemle üzerinde durmak
308
Genel
lay marble
f.
mermer döşemek
309
Genel
lay off staff
f.
eleman çıkarmak
310
Genel
lay something before someone
f.
birisine bir şey sunmak
311
Genel
lay something before someone
f.
takdirine/kararına sunmak
312
Genel
lay in the sun
f.
güneşte uzanmak
313
Genel
lay claims to
f.
sahiplenmek
314
Genel
lay things out straight
f.
olanları açıklığa kavuşturmak
315
Genel
lay great stress on something
f.
bir şeyin üzerinde ısrarla durmak
316
Genel
lay something at someone's feet
f.
(birinin ayaklarının ucuna) bir şey koymak
317
Genel
lay the problem to the inadequacy of training
f.
sorunu antrenman eksikliğine bağlamak
318
Genel
lay down under a tree
f.
bir ağacın altına/altında uzanmak
319
Genel
lay spread-eagle on the floor
f.
kol ve bacaklar yanlara açılmış olarak yatmak
320
Genel
lay low
f.
(mec.) geriye çekilmek
321
Genel
lay a claim
f.
üzerinde hak iddia etmek
322
Genel
lay the table
f.
masayı kurmak
323
Genel
re-lay
f.
yeniden sermek
324
Genel
re-lay
f.
yeniden kurmak
325
Genel
re-lay
f.
yeniden dizmek
326
Genel
re-lay
f.
yeniden toplamak
327
Genel
re-lay
f.
yeniden yerleştirmek
328
Genel
lay against the field
f.
tüm yarışmacılara karşı (at, vb. üzerine) bahse girmek
329
Genel
lay in balance
f.
rehin olarak bırakmak
330
Genel
lay in lavender
f.
saklamak
331
Genel
lay on one's oars
f.
(kürek) çekmeyi kesmek
332
Genel
lay on the oars
f.
(kürek) çekmeyi kesmek
333
Genel
lay stress upon
f.
altını çizerek belirtmek
334
Genel
lay wait
f.
tuzak kurmak
335
Genel
lay in lavender
f.
bir yana ayırmak
336
Genel
lay in balance
f.
ipotek etmek
337
Genel
lay stress upon
f.
önemine vurgu yapmak
338
Genel
lay in lavender
f.
riske atmak
339
Genel
lay in lavender
f.
rehin bırakmak
340
Genel
lay up
f.
biriktirmek
341
Genel
without wishing to lay down the law
zf.
haddim olmayarak
Phrasals
342
Öbek Fiiller
lay about
f.
her yönden şiddetle saldırmak
343
Öbek Fiiller
lay at [dialect]
f.
vurmak
344
Öbek Fiiller
lay in for
f.
razı olduğunu belli etmek
345
Öbek Fiiller
lay on
f.
vurmak
346
Öbek Fiiller
lay out
f.
boylu boyunca uzatmak
347
Öbek Fiiller
lay out [dialect]
f.
izinsiz gelmemek
348
Öbek Fiiller
lay out
f.
baskı için düzenlemek
349
Öbek Fiiller
lay out [dialect]
f.
devamsızlık yapmak
350
Öbek Fiiller
lay on
f.
dövmek
351
Öbek Fiiller
lay in for
f.
güvenceye almak
352
Öbek Fiiller
lay about
f.
rastgele vurmak
353
Öbek Fiiller
lay at [dialect]
f.
saldırmak
354
Öbek Fiiller
lay out
f.
dizayn etmek
355
Öbek Fiiller
lay about
f.
hazırlık için adımlar atmak
356
Öbek Fiiller
lay on
f.
saldırmak
357
Öbek Fiiller
lay about
f.
işe koyulmak
358
Öbek Fiiller
lay out
f.
niyet etmek
359
Öbek Fiiller
lay on
f.
suç atmak
360
Öbek Fiiller
lay on
f.
itham etmek
361
Öbek Fiiller
lay out
f.
önermek
362
Öbek Fiiller
lay on
f.
yüzeye uygulamak
363
Öbek Fiiller
lay on
f.
(kilo) almak
364
Öbek Fiiller
lay on
f.
(su, gaz vb.) dolum yapmak
365
Öbek Fiiller
lay on
f.
düzenleme yapmak
366
Öbek Fiiller
lay on
f.
(etkinlik) ayarlamak
367
Öbek Fiiller
lay on
f.
(kağıtları) baskı makinesine yerleştirmek
368
Öbek Fiiller
lay on
f.
bırakmak
369
Öbek Fiiller
lay on
f.
kaplamak
370
Öbek Fiiller
lay down something
f.
açık ve net söylemek
371
Öbek Fiiller
lay something down
f.
açık ve net söylemek
372
Öbek Fiiller
lay under
f.
altına koymak
373
Öbek Fiiller
lay under
f.
altına yerleştirmek
374
Öbek Fiiller
lay something aside for someone
f.
birisi için bir şey ayırmak
375
Öbek Fiiller
lay out (money) for something
f.
bir şey için ödeme yapmak
376
Öbek Fiiller
lay out (money) for something
f.
bir şey için harcama yapmak
377
Öbek Fiiller
lay something out
f.
bir şeyi açıklamak
378
Öbek Fiiller
lay something by
f.
bir kenara ayırmak
379
Öbek Fiiller
lay something against something
f.
bir şeyi bir şeye yaslamak/dayamak
380
Öbek Fiiller
lay something on someone
f.
birinin üstüne bir şey (battaniye/örtü) sermek
381
Öbek Fiiller
lay someone away
f.
birisini gömmek
382
Öbek Fiiller
lay something out for something
f.
birisinin yerine ödemek
383
Öbek Fiiller
lay away
f.
birisini gömmek
384
Öbek Fiiller
lay off
f.
bir şeyi yapmaya son vermek
385
Öbek Fiiller
lay off
f.
bir şeyi yapmayı bırakmak
386
Öbek Fiiller
lay over in some place
f.
bir yerde duraklamak/durmak
387
Öbek Fiiller
lay down
f.
bırakmak
388
Öbek Fiiller
lay on
f.
donatmak
389
Öbek Fiiller
lay into
f.
çatmak
390
Öbek Fiiller
lay on
f.
döşemek
391
Öbek Fiiller
lay hold on
f.
ele geçirmek
392
Öbek Fiiller
lay in
f.
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak
393
Öbek Fiiller
lay in
f.
gelecek için saklamak
394
Öbek Fiiller
lay in
f.
ileride kullanmak için saklamak
395
Öbek Fiiller
lay in
f.
ileride kullanmak üzere bir kenara koymak
396
Öbek Fiiller
lay something down
f.
kesin olarak ifade etmek
397
Öbek Fiiller
lay down something
f.
kesin olarak ifade etmek
398
Öbek Fiiller
lay up
f.
kullanımdan kaldırmak
399
Öbek Fiiller
lay into
f.
kafa göz dalmak
400
Öbek Fiiller
lay it off on someone
f.
suçu birinin üzerine atmak
401
Öbek Fiiller
lay into
f.
saldırmak
402
Öbek Fiiller
lay something for someone
f.
sofra/yemek/öğün hazırlamak
403
Öbek Fiiller
lay up
f.
tedavülden kaldırmak
404
Öbek Fiiller
lay hold on
f.
tutmak
405
Öbek Fiiller
lay someone down
f.
(hastayı/bebeği) yatırmak
406
Öbek Fiiller
lay something alongside (of something)
f.
(bir şeyi bir şeyin) yanına koymak
407
Öbek Fiiller
lay around
f.
yan gelip yatmak
408
Öbek Fiiller
lay something over someone
f.
(birinin üzerine) (örtü/battaniye) sermek/örtmek
409
Öbek Fiiller
lay about
f.
yan gelip yatmak
410
Öbek Fiiller
lay down
f.
vazgeçmek
411
Öbek Fiiller
lay hold on
f.
yakalamak
412
Öbek Fiiller
lay together
f.
yan yana sıralamak
413
Öbek Fiiller
lay in
f.
zulada saklamak
414
Öbek Fiiller
lay together
f.
yan yana dizmek
415
Öbek Fiiller
lay something out
f.
(bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak
416
Öbek Fiiller
lay together
f.
yan yana yatırmak
417
Öbek Fiiller
lay together
f.
yan yana yerleştirmek
418
Öbek Fiiller
lay away
f.
tabaklama sırasında derileri düz bir şekilde yaymak
419
Öbek Fiiller
lay away
f.
cribbage oyununda belirli kartları kutuya koymak
420
Öbek Fiiller
lay away
f.
cribbage oyununda belirli kartları yüz üstü yatırmak
421
Öbek Fiiller
lay (something) on (someone or something)
f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne koymak
422
Öbek Fiiller
lay (something) on (someone or something)
f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bırakmak
423
Öbek Fiiller
lay (something) on (someone or something)
f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne sermek
424
Öbek Fiiller
lay (something) on (someone or something)
f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak
425
Öbek Fiiller
lay (something) on (someone or something)
f.
(bir şeyi birine/bir şeye) dayatmak/zorla benimsetmek
426
Öbek Fiiller
lay into (something)
f.
bir şeyi (bir şeyin) içine sokmak
427
Öbek Fiiller
lay into (something)
f.
(bir şeye/işe) girişmek
428
Öbek Fiiller
lay into (something)
f.
(bir şeyi) yapmaya azimle/kararlılıkla başlamak
429
Öbek Fiiller
lay into (something)
f.
(bir şeye/işe) gömülmek
430
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birine) sözlü saldırıda bulunmak
431
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birini) azarlamak
432
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birini) haşlamak
433
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birine) fiziksel olarak saldırmak
434
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birini) pataklamak
435
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birine) dayak atmak
436
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birine) girişmek
437
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birine) kafa göz dalmak
438
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birine) saldırmak
439
Öbek Fiiller
lay into (someone)
f.
(birini) dövmek
440
Öbek Fiiller
lay into
f.
yerleştirmek
441
Öbek Fiiller
lay into
f.
içine oturtmak
442
Öbek Fiiller
lay into
f.
içine sokmak
443
Öbek Fiiller
lay into
f.
toprağa gömmek
444
Öbek Fiiller
lay into
f.
toprağın altına yerleştirmek/koymak
445
Öbek Fiiller
lay into
f.
içine girmek
446
Öbek Fiiller
lay into
f.
içine gömülmek
447
Öbek Fiiller
lay into
f.
girişmek
448
Öbek Fiiller
lay into
f.
başlamak
449
Öbek Fiiller
lay together
f.
yan yana yatmak/uzanmak
450
Öbek Fiiller
lay out
f.
dışarı yatmak
451
Öbek Fiiller
lay out
f.
dışarı uzanmak
452
Öbek Fiiller
lay out
f.
açık havada yatmak/uzanmak
453
Öbek Fiiller
lay out
f.
yaymak
454
Öbek Fiiller
lay out
f.
açıklamak
455
Öbek Fiiller
lay out
f.
detaylıca anlatmak
456
Öbek Fiiller
lay out
f.
açık bir şekilde anlatmak
457
Öbek Fiiller
lay out
f.
(para) yatırmak
458
Öbek Fiiller
lay out
f.
azarlamak
459
Öbek Fiiller
lay out
f.
çıkışmak
460
Öbek Fiiller
lay out
f.
paylamak
461
Öbek Fiiller
lay out
f.
haşlamak
462
Öbek Fiiller
lay out
f.
fırça atmak
463
Öbek Fiiller
lay out
f.
yerden yere vurmak
464
Öbek Fiiller
lay out
f.
dövmek
465
Öbek Fiiller
lay out
f.
naaşı cenazeye/gömülmeye hazırlamak
466
Öbek Fiiller
lay someone out
f.
birinin naaşını cenazeye/gömülmeye hazırlamak
467
Öbek Fiiller
lay out
f.
detaylı plan/tasarım yapmak
468
Öbek Fiiller
lay out
f.
detaylı açıklama yapmak
469
Öbek Fiiller
lay out
f.
sarf etmek
470
Öbek Fiiller
lay out
f.
açıklığa kavuşturmak
471
Öbek Fiiller
lay out
f.
açıkça belirtmek
472
Öbek Fiiller
lay someone or something into something
f.
birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak
473
Öbek Fiiller
lay someone or something into something
f.
birini/bir şeyi bir şeyin içine yatırmak
474
Öbek Fiiller
lay someone or something in something
f.
birini/bir şeyi bir şeyin içine koymak
475
Öbek Fiiller
lay someone or something in something
f.
birini/bir şeyi bir şeyin içine yatırmak
476
Öbek Fiiller
lay to
f.
işe koyulmak
477
Öbek Fiiller
lay to
f.
işe girişmek
478
Öbek Fiiller
lay to
f.
hemen/derhal başlamak
479
Öbek Fiiller
lay to
f.
işe, yemeğe gömülmek
480
Öbek Fiiller
lay to
f.
işe, yemeğe saldırmak
481
Öbek Fiiller
lay something to something
f.
bir şeyi bir şeye bağlamak
482
Öbek Fiiller
lay something to something
f.
bir şeyi bir şeye dayandırmak
483
Öbek Fiiller
lay something to something
f.
bir şeyi bir şeye yormak
484
Öbek Fiiller
lay something to something
f.
bir şeyi bir şeye vermek
485
Öbek Fiiller
lay to
f.
başlamak
486
Öbek Fiiller
lay to
f.
girişmek
487
Öbek Fiiller
lay to
f.
gömülmek
488
Öbek Fiiller
lay to
f.
saldırmak
489
Öbek Fiiller
lay about
f.
etrafındakilere saldırmak
490
Öbek Fiiller
lay about
f.
her açıdan işe saldırmak
491
Öbek Fiiller
lay about
f.
her şeyiyle işe girişmek
492
Öbek Fiiller
lay about
f.
amacı uğruna çok çalışmak
493
Öbek Fiiller
lay about
f.
tembellik etmek
494
Öbek Fiiller
lay about
f.
kaytarmak
495
Öbek Fiiller
lay about
f.
avarelik etmek
496
Öbek Fiiller
lay about
f.
aylaklık etmek
497
Öbek Fiiller
lay about
f.
boşa vakit geçirmek
498
Öbek Fiiller
lay about
f.
vakit geçirmek
499
Öbek Fiiller
lay about
f.
ulu orta bırakılmak
500
Öbek Fiiller
lay about
f.
açıkta bırakılmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of lay
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy