Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
particular
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"particular"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 61 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
particular
s.
özel
2
Yaygın Kullanım
particular
s.
belirli
General
3
Genel
particular
i.
madde
4
Genel
particular
i.
nokta
5
Genel
particular
i.
özellik
6
Genel
particular
i.
ayrıntı
7
Genel
particular
i.
husus
8
Genel
particular
i.
sınıftan ayrışan bireysel şey
9
Genel
particular
s.
etraflı
10
Genel
particular
s.
titiz
11
Genel
particular
s.
değişik
12
Genel
particular
s.
meraklı
13
Genel
particular
s.
özgü
14
Genel
particular
s.
ayrıntılı
15
Genel
particular
s.
tikel
16
Genel
particular
s.
mahalli
17
Genel
particular
s.
mahsus
18
Genel
particular
s.
müşkülpesent
19
Genel
particular
s.
farklı
20
Genel
particular
s.
belli
21
Genel
particular
s.
istisnai
22
Genel
particular
s.
tekil
23
Genel
particular
s.
dikkate değer
24
Genel
particular
s.
detaylı
25
Genel
particular
s.
teferruatlı
26
Genel
particular
s.
has
27
Genel
particular
s.
hususi
28
Genel
particular
s.
dikkatli
29
Genel
particular
s.
muayyen
30
Genel
particular
s.
belirli
31
Genel
particular
s.
-e özgü
32
Genel
particular
s.
diğerlerinden farklı
33
Genel
particular
s.
tam
34
Genel
particular
s.
olağandışı
35
Genel
particular
s.
tek
36
Genel
particular
s.
şahsi
37
Genel
particular
s.
bireysel
38
Genel
particular
s.
özel sektörden olan
39
Genel
particular
s.
yakın davranan
40
Genel
particular
s.
tadı hoş olan
41
Genel
particular
s.
zor beğenen
42
Genel
particular
s.
zahmetli
43
Genel
particular
s.
kılı kırk yaran
44
Genel
particular
s.
mızmız
45
Genel
particular
s.
özellikle
Law
46
Hukuk
particular
s.
mülkün nihai sahibine aktarılmasından önceki durumuna ilişkin
Technical
47
Teknik
particular
s.
tikel
Math
48
Matematik
particular
s.
genel denklemdeki keyfi sabitlere belirli değerler verilerek elde edilen (diferansiyel denklem çözümü)
Logic
49
Mantık
particular
i.
tekil unsur
50
Mantık
particular
i.
tekil alt sınıf
51
Mantık
particular
i.
çekirdek önermenin öznesi olabilecek şey
52
Mantık
particular
i.
tikel önerme
Archaic
53
Eski Kullanım
particular
i.
bütünün ayrışabilen parçası
54
Eski Kullanım
particular
i.
öğe
55
Eski Kullanım
particular
i.
kişisel vaka
56
Eski Kullanım
particular
i.
kişisel iş
57
Eski Kullanım
particular
i.
kişisel çıkar
58
Eski Kullanım
particular
i.
özel ilgi
59
Eski Kullanım
particular
i.
özel durum
60
Eski Kullanım
particular
s.
özenli
61
Eski Kullanım
particular
s.
samimi
"particular"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 154 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
a particular importance
i.
ayrı bir önem
2
Genel
particular attention
i.
özel dikkat
3
Genel
particular interest
i.
özel ilgi
4
Genel
particular customs
i.
özel örf ve adet kuralları
5
Genel
particular situation
i.
özel durum
6
Genel
particular situation
i.
özel mevki
7
Genel
a particular product
i.
belirli bir ürün
8
Genel
particular person
i.
belirli kişi
9
Genel
particular case
i.
özel durum
10
Genel
particular way
i.
belli bir yol/biçim
11
Genel
a particular development stage
i.
belli bir gelişim evresi
12
Genel
particular will
i.
cüzi irade
13
Genel
particular [obsolete]
i.
kişisel çıkar
14
Genel
particular [obsolete]
i.
kişisel fayda
15
Genel
particular [obsolete]
i.
özel menfaat
16
Genel
particular [obsolete]
i.
birey
17
Genel
particular [obsolete]
i.
kamusal yaşamdan ayrışan birey
18
Genel
particular date
i.
belirlenmiş zaman dilimi
19
Genel
particular redemption
i.
günahlardan arınıp kurtuluşa ermenin sınırlı sayıda insana bahşedileceği öğretisi
20
Genel
adopt a particular attitude
f.
tavır almak
21
Genel
act in a particular manner
f.
davranış sergilemek
22
Genel
be too particular
f.
ince eleyip sık dokumak
23
Genel
be particular about
f.
seçmek
24
Genel
pay particular attention to
f.
tüm dikkatini vermek
25
Genel
give particular importance to something
f.
çok önem vermek
26
Genel
give particular importance to something
f.
ön planda tutmak
27
Genel
give particular importance to something
f.
özel önem vermek
28
Genel
place a particular importance
f.
ayrı bir önem vermek
29
Genel
be particular about
f.
titizlik göstermek
30
Genel
be a particular concern to
f.
yakından ilgilendirmek
31
Genel
be of particular concern to
f.
yakından ilgilendirmek
32
Genel
put particular emphasis on
f.
üzerinde özellikle durmak
33
Genel
attach particular importance to
f.
aşırı önem vermek
34
Genel
attach particular importance to
f.
çok önem vermek
35
Genel
be of particular importance
f.
özel öneme sahibi olmak
36
Genel
pay particular attention on something
f.
özel önem vermek
37
Genel
attach particular importance to
f.
özel (ayrı bir) önem vermek
38
Genel
particular to
s.
-e özgü
39
Genel
in particular
zf.
bilhassa
40
Genel
in particular
zf.
özellikle
41
Genel
in this particular
zf.
bu konuda
42
Genel
in particular/certain points
zf.
belli noktalarda
43
Genel
in a particular area
zf.
belirli bir alan içinde
44
Genel
in a particular way
zf.
belli bir şekilde
45
Genel
in a particular way
zf.
belli bir biçimde
46
Genel
in particular [obsolete]
zf.
tek tek
47
Genel
in particular [obsolete]
zf.
detaylı bir şekilde
48
Genel
in particular [obsolete]
zf.
ayrı ayrı
49
Genel
spa ( subject to particular average)
kısalt.
özel avaryaya tabi
Phrasals
50
Öbek Fiiller
chortle with (a particular quality)
f.
(belli bir duyguyla) gülmek
51
Öbek Fiiller
chortle with (a particular quality)
f.
(belli bir duyguyla) kıkırdamak
52
Öbek Fiiller
chortle with (a particular quality)
f.
(belli bir duyguyla) kıkır kıkır gülmek
53
Öbek Fiiller
chuckle with (a particular quality)
f.
(belli bir duyguyla) gülmek
54
Öbek Fiiller
chuckle with (a particular quality)
f.
(belli bir duyguyla) kıkırdamak
55
Öbek Fiiller
chuckle with (a particular quality)
f.
(belli bir duyguyla) kıkır kıkır gülmek
56
Öbek Fiiller
chuckle with (a particular quality)
f.
(belli bir duyguyla) kıkır kıkır gülmek
57
Öbek Fiiller
chuckle with (a particular quality)
f.
(belli bir duyguyla) kıkırdamak
58
Öbek Fiiller
get something together (for a particular time)
f.
(belirli bir zamanda) bir şey ayarlamak/organize etmek
Phrases
59
İfadeler
within (that) particular time/period
expr.
bu zaman zarfında
60
İfadeler
at a particular time
expr.
belirlenen zamanda
61
İfadeler
more in particular
expr.
bilhassa
62
İfadeler
at a particular time
expr.
kararlaştırılan zamanda
63
İfadeler
nothing particular
expr.
özel bir şey yok
64
İfadeler
more in particular
expr.
özellikle
Colloquial
65
Konuşma Dili
in particular
zf.
özellikle
66
Konuşma Dili
I ain't particular
expr.
benim için fark etmez
67
Konuşma Dili
some time later for no particular reason
expr.
bir süre sonra hiçbir neden yokken
68
Konuşma Dili
ain't particular!
expr.
fark etmez!
69
Konuşma Dili
ain't particular
expr.
önemli değil!
70
Konuşma Dili
for no particular reason at all
expr.
ortada hiçbir neden yokken
71
Konuşma Dili
(one) ain't particular
expr.
(biri) için fark etmez
72
Konuşma Dili
(one) ain't particular
expr.
(biri) her şeye uyar
73
Konuşma Dili
(one) ain't particular
expr.
(birinin) belirli bir tercihi yok
74
Konuşma Dili
are you doing anything (on a particular day)?
expr.
(belirtilen günde) bir şey yapıyor musun/yapacak mısın?
75
Konuşma Dili
are you doing anything (on a particular day)?
expr.
(belirtilen günde) bir işin/planın var mı?
76
Konuşma Dili
are you doing anything (on a particular day)?
expr.
(belirtilen günde) meşgul müsün/müsait misin?
Idioms
77
Deyim
a london particular [dated]
i.
koyu bir sis
78
Deyim
a london particular [dated]
i.
kirli hava
79
Deyim
a london particular [dated]
i.
zehirli hava/zehirli sis
80
Deyim
a london particular [dated]
i.
kömür dumanı
81
Deyim
wear (one's particular profession's) hat
f.
(mesleğinin) şapkasını/gömleğini/cübbesini giyerek hareket etmek/davranmak
82
Deyim
wear (one's particular profession's) hat
f.
(mesleği) kimliğiyle hareket etmek/davranmak
83
Deyim
wear (one's particular profession's) hat
f.
mesleğini işi dışında (da) uygulamak
84
Deyim
wear (one's particular profession's) hat
f.
iş yeri dışında mesleği ile ilgili bir şey yapmak/görüş bildirmek
85
Deyim
wear (one's particular profession's) hat
f.
mesleğinden gelen alışkanlıkla hareket etmek
86
Deyim
wear (one's particular profession's) hat
f.
mesleğinden getirdiği bilgiyle görüş bildirmek
87
Deyim
place particular focus on
f.
ayrı bir parantez açmak
88
Deyim
well-heeled for (a particular type of person)
s.
(belli özellikte, konumda biri) için bayağı zengin
89
Deyim
well-heeled for (a particular type of person)
s.
(belli özellikte, konumda birine) göre bayağı varlıklı
90
Deyim
well-heeled for (a particular type of person)
s.
(belli özellikte, konumda biri) için oldukça hali vakti yerinde
Speaking
91
Konuşma
I would like to express my gratitude to everyone and in particular to xxx
expr.
başta xxx olmak üzere herkese teşekkür ederim
92
Konuşma
I would like to express my gratitude to everyone to xxx in particular
expr.
başta xxx olmak üzere herkese teşekkür ederim
Trade/Economic
93
Ticaret/Ekonomi
particular power
i.
hususi vekaletname
94
Ticaret/Ekonomi
particular agency
i.
hususi acentalık
95
Ticaret/Ekonomi
particular agent
i.
hususi mümessil
96
Ticaret/Ekonomi
petty particular average
i.
küçük özel avarya
97
Ticaret/Ekonomi
particular average
i.
küçük avarya
98
Ticaret/Ekonomi
particular lien
i.
özel hak
99
Ticaret/Ekonomi
particular charges
i.
özel masraflar
100
Ticaret/Ekonomi
with particular average
i.
özel avarya dahil
101
Ticaret/Ekonomi
particular agent
i.
özel temsilci
102
Ticaret/Ekonomi
particular equilibrium
i.
özel muvazene
103
Ticaret/Ekonomi
particular fund
i.
özel fon
104
Ticaret/Ekonomi
particular power
i.
özel vekaletname
105
Ticaret/Ekonomi
particular agent
i.
özel mümessil
106
Ticaret/Ekonomi
particular partnership
i.
özel şirket
107
Ticaret/Ekonomi
particular agency
i.
özel acentelik
108
Ticaret/Ekonomi
particular average
i.
özel avarya
109
Ticaret/Ekonomi
free of particular average (f.p.a)
i.
özel avarya franko şartı
110
Ticaret/Ekonomi
particular equilibrium
i.
özel denge
111
Ticaret/Ekonomi
particular average
i.
özel küçük avarya
112
Ticaret/Ekonomi
particular average loss
i.
özel avarya kaybı
113
Ticaret/Ekonomi
particular average
i.
yolculuğun normal sonucu olmayan hasar veya zarar
114
Ticaret/Ekonomi
in a particular embodiment of the invention
expr.
buluşun özel bir uygulamasında
115
Ticaret/Ekonomi
warrant free from particular average
expr.
özel avarya hariç
116
Ticaret/Ekonomi
free of particular average
expr.
özel avarya hariç
Law
117
Hukuk
particular lien
i.
belirli bir eşya üzerindeki geçici haciz
118
Hukuk
particular lien
i.
belirli bir eşya üzerindeki ihtiyati haciz
119
Hukuk
particular average
i.
hususi avarya
120
Hukuk
particular customs
i.
özel örf ve adetler
121
Hukuk
particular lien
i.
bir borcun ödenmesini veya bir yükümlülüğün yerine getirilmesini garantiye almak üzere borç veya yükümlülüğün kapsadığı mülk üzerine konan ipotek
122
Hukuk
in particular
expr.
hususi olarak
Politics
123
Siyasal
particular international law
i.
kısmi devletler hukuku
124
Siyasal
european convention on spectator violence and misbehaviour at sports events and in particular at football matches
i.
sportif karşılaşmalarda ve özellikle futbol maçlarında seyircilerin şiddet gösterilerine ve taşkınlıklarına dair avrupa sözleşmesi
125
Siyasal
in particular articles thereof
expr.
özellikle buradaki maddelerle ilgili olarak
Insurance
126
Sigortacılık
particular charges
i.
hususi masraflar
127
Sigortacılık
particular average
i.
hususi avarya
128
Sigortacılık
particular average
i.
küçük avarya
129
Sigortacılık
particular average
i.
müşterek avaryadan olmayan zarar ziyan
130
Sigortacılık
particular average loss
i.
özel avarya kaybı
131
Sigortacılık
particular conditions
i.
özel şartlar
132
Sigortacılık
free of particular average
i.
özel avarya hariç koşulu
133
Sigortacılık
particular charges
i.
özel masraflar
134
Sigortacılık
particular average
i.
özel avarya
135
Sigortacılık
free of particular average
expr.
hususi avarya hariç
Technical
136
Teknik
particular requirements for the application of en iso 9003
i.
en iso 9003 standardının uygulanması için özel şartlar
137
Teknik
particular end-use
i.
özel son kullanım
Computer
138
Bilgisayar
particular solution
i.
özel çözüm
Informatics
139
Bilişim
particular solution
i.
özel çözüm
Marine
140
Denizcilik
particular average
i.
küçük avarya
141
Denizcilik
particular purpose quay
i.
özel amaçlı rıhtım
142
Denizcilik
particular purpose anchorage
i.
özel amaçlı demirleme
143
Denizcilik
particular average
i.
özel avarya
Psychology
144
Psikoloji
particular complex
i.
özel kompleks
Food Engineering
145
Gıda
foodstuffs intended for particular nutritional uses
i.
özel beslenme amaçlı gıdalar
Math
146
Matematik
particular order
i.
özel sıra
147
Matematik
particular integral
i.
özel integral
148
Matematik
particular integral
i.
özel tümlev
149
Matematik
particular solution
i.
özel çözüm
150
Matematik
particular theorem
i.
kısmi büyüklüğü kapsayan teorem
Logic
151
Mantık
particular proposition
i.
sınıfın yalnızca bir kısmını konu alan önerme
152
Mantık
particular proposition
i.
tikel önerme
Literature
153
Edebiyat
lpm (long particular meter)
kısalt.
iambik şiir ölçüsü
Religious
154
Dini
particular baptist
i.
john calvin'in öğretilerine inanan baptist grup
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of particular
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy