Geçmiş

plenty

"plenty" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 17 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	plenty zf.	bol bol
2	Yaygın Kullanım	plenty s.	bol
General
3	Genel	plenty i.	bolluk
4	Genel	plenty i.	bereket
5	Genel	plenty i.	mebzuliyet
6	Genel	plenty i.	ganilik
7	Genel	plenty i.	çokluk
8	Genel	plenty s.	pek çok
9	Genel	plenty s.	bereketli
10	Genel	plenty s.	bir yığın
11	Genel	plenty s.	(pek) bol
12	Genel	plenty s.	(pek) çok
13	Genel	plenty zf.	tamamen
14	Genel	plenty zf.	gayet
15	Genel	plenty zf.	çok bol
Technical
16	Teknik	plenty i.	çokluk
17	Teknik	plenty zf.	çok

"plenty" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 86 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	horn of plenty i.	bolluk
2	Genel	horn of plenty i.	bereket boynuzu
3	Genel	plenty of time i.	bir hayli zaman
4	Genel	plenty of time i.	çok zaman
5	Genel	plenty of times i.	çok kereler
6	Genel	plenty of time i.	yeterli zaman
7	Genel	plenty of time i.	fazla zaman
8	Genel	plenty of water i.	bol miktar su
9	Genel	plenty of water i.	bol su
10	Genel	plenty of water i.	bol miktarda su
11	Genel	plenty of time i.	bol zaman
12	Genel	plenty of evidence i.	birçok delil
13	Genel	land of plenty i.	bolluk ülkesi
14	Genel	world of plenty i.	bolluk dünyası
15	Genel	get plenty of rest f.	bol bol dinlenmek
16	Genel	get plenty of rest f.	bir hayli dinlenmek
17	Genel	wash with plenty of water f.	bol su ile yıkamak
18	Genel	wash with plenty of water f.	bol suyla yıkamak
19	Genel	drink plenty of water f.	bol su içmek
20	Genel	plenty of s.	yığınla
21	Genel	plenty of s.	bir dolu
22	Genel	plenty of s.	bol miktarda
23	Genel	plenty of s.	bolca
24	Genel	plenty of s.	hayli
25	Genel	plenty of s.	çok
26	Genel	plenty of s.	bol
27	Genel	plenty of s.	pek çok
Phrases
28	İfadeler	hunger amidst plenty i.	bolluk içinde yokluk
29	İfadeler	rinse immediately with plenty of water expr.	derhal bol su ile durulayınız
30	İfadeler	plenty of time expr.	çok fazla zaman
31	İfadeler	hunger amidst plenty expr.	varlık içinde yokluk
Proverb
32	Atasözü	there are plenty more pebbles on the beach	denizde daha bir sürü balık var
33	Atasözü	there are plenty more pebbles on the beach	elini sallasa ellisi
34	Atasözü	there are plenty more pebbles on the beach	elini sallasa ellisi başını sallasa tellisi
35	Atasözü	there are plenty more pebbles on the beach	aman sana iş mi/adam mı yok
36	Atasözü	there are plenty of (other) pebbles on the beach	denizde daha bir sürü balık var
37	Atasözü	there are plenty of (other) pebbles on the beach	elini sallasa ellisi
38	Atasözü	there are plenty of (other) pebbles on the beach	elini sallasa ellisi başını sallasa tellisi
39	Atasözü	there are plenty of (other) pebbles on the beach	aman sana iş mi/adam mı yok
Colloquial
40	Konuşma Dili	have plenty of time f.	bolca vakti olmak
41	Konuşma Dili	plenty of (something) s.	bol miktarda (bir şey)
42	Konuşma Dili	plenty of (something) s.	bolca (bir şey)
43	Konuşma Dili	plenty of (something) s.	hayli (bir şey)
44	Konuşma Dili	plenty of (something) s.	çok (bir şey)
45	Konuşma Dili	plenty of (something) s.	yığınla (bir şey)
46	Konuşma Dili	plenty of (something) s.	bir dolu (bir şey)
47	Konuşma Dili	plenty of (something) s.	pek çok (bir şey)
48	Konuşma Dili	plenty of (something) s.	bir sürü (bir şey)
Idioms
49	Deyim	a gracious plenty i.	yeterli miktarda (yiyecek)
50	Deyim	plenty rugged s.	çok pürüzlü
51	Deyim	plenty rugged s.	çok engebeli
52	Deyim	plenty rugged s.	çok taşlık
53	Deyim	plenty rugged s.	çok sarp
54	Deyim	plenty rugged s.	çok dik
55	Deyim	plenty rugged s.	çetin
56	Deyim	plenty rugged s.	zorlu
57	Deyim	plenty rugged s.	çok sağlam
58	Deyim	plenty rugged s.	çok dayanıklı
59	Deyim	plenty rugged s.	çok güçlü
60	Deyim	plenty rugged s.	çok kuvvetli
61	Deyim	gracious plenty s.	yeterli miktarda (yiyecek)
62	Deyim	there are plenty more fish in the sea expr.	denizde daha çok balık var
63	Deyim	there are plenty of other fish in the sea expr.	elini sallasan ellisi
64	Deyim	there are plenty more fish in the sea expr.	elini sallasan ellisi
65	Deyim	there are plenty more fish in the sea expr.	sana göre eş mi yok
66	Deyim	there are plenty of other fish in the sea expr.	sana göre eş mi yok
67	Deyim	give someone plenty of rope expr.	bırak kendi kuyusunu kazsın
68	Deyim	give someone plenty of rope expr.	sen eline ipi ver o kendini asar
69	Deyim	there are plenty more where he/she/they came from expr.	geldiği yerde bundan daha çok var
70	Deyim	there are plenty/lots more fish in the sea expr.	denizde daha çok balık var
71	Deyim	there are plenty/lots more fish in the sea expr.	elini sallasa ellisi
72	Deyim	there are plenty/lots more fish in the sea expr.	(birine) göre iş, eş mi yok
73	Deyim	there's (plenty) more where that came from expr.	daha (çok) var
74	Deyim	there's (plenty) more where that came from expr.	daha gerisi var
Speaking
75	Konuşma	we have plenty of space expr.	bir hayli bol/boş yerimiz var
76	Konuşma	there are plenty more where they came from expr.	geldiği yerde bundan daha çok var
77	Konuşma	there will be plenty more where that came from expr.	geldiği yerde bundan bir sürü daha var
78	Konuşma	there are plenty of fish in the sea expr.	elini sallasan ellisi
79	Konuşma	there are plenty of fish in the sea expr.	sana göre eş mi yok
80	Konuşma	luckily there were plenty of buses expr.	şansıma bir sürü otobüs vardı
81	Konuşma	I got plenty of time expr.	zamanım bol
Trade/Economic
82	Ticaret/Ekonomi	paradox of plenty i.	bolluk paradoksu/ikilemi
83	Ticaret/Ekonomi	paradox of plenty i.	kaynakların laneti
84	Ticaret/Ekonomi	paradox of plenty i.	kaynak laneti
Architecture
85	Mimarlık	horn of plenty i.	bereket boyunuzu
Botanic
86	Botanik	horn of plenty i.	karaborazan mantarı