privilege - Türkçe İngilizce Sözlük

privilege

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"privilege" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 32 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
privilege i. ayrıcalık
It is a privilege to have the opportunity of taking part in this debate.
Bu tartışmada yer alma fırsatına sahip olmak bir ayrıcalıktır.

More Sentences
General
privilege i. dokunulmazlık
In such cases, there is a risk that immunity becomes a privilege.
Bu gibi durumlarda, dokunulmazlığın bir ayrıcalığa dönüşme riski vardır.

More Sentences
privilege i. ayrıcalık
It was a privilege to be able to work with Anna.
Anna ile çalışabilmek benim için bir ayrıcalıktı.

More Sentences
privilege f. ayrıcalık tanımak
We give foreign tourists the privilege of tax exemption.
Yabancı turistlere vergi muafiyeti ayrıcalığı tanıyoruz.

More Sentences
Trade/Economic
privilege i. ayrıcalık
I had the privilege to participate in many discussions with the Members of the Senate and the US Congress in this field.
Bu alanda Senato ve ABD Kongresi Üyeleri ile birçok görüşmeye katılma ayrıcalığına sahip oldum.

More Sentences
Law
privilege i. ayrıcalık
In this regard, I have had the privilege of chairing the Convention group on defence.
Bu bağlamda, Konvansiyon'un savunmaya ilişkin grubuna başkanlık etme ayrıcalığına sahip oldum.

More Sentences
Politics
privilege i. ayrıcalık
It has been a great privilege to be part of that.
Bunun bir parçası olmak büyük bir ayrıcalıktı.

More Sentences
Common Usage
privilege i. imtiyaz
General
privilege i. hak
privilege i. ruhsat
privilege i. müsaade
privilege i. şeref
privilege i. rüçhan hakkı
privilege i. öncelik hakkı
privilege i. nasip
privilege i. özel hak
privilege f. muaf tutmak
privilege f. imtiyaz vermek
privilege f. ayrıcalıklı kılmak
Trade/Economic
privilege i. bağışıklık
privilege i. imtiyaz
privilege i. muafiyet
privilege i. öncelik
privilege i. özel hak
privilege i. rüçhan
Law
privilege i. dokunulmazlık
privilege i. hak
privilege i. istisnai hak
privilege i. imtiyaz
privilege i. mazhariyet
privilege i. muafiyet
privilege i. rüçhan hakkı

"privilege" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 84 sonuç

İngilizce Türkçe
General
informer's privilege i. (hükümete ait) ihbarcının kimliğini gizli tutma hakkı
bestow a privilege upon f. birine ayrıcalık tanımak
bestow a privilege on f. birine ayrıcalık tanımak
bestow a privilege upon f. iltimas geçmek
bestow a privilege on f. birini kayırmak
bestow a privilege upon f. birini kayırmak
bestow a privilege on f. iltimas geçmek
grant privilege f. ayrıcalıklı kılmak
exercise a privilege f. hakkı kullanmak
enjoy a privilege f. bir ayrıcalıktan yararlanmak
exercise a privilege f. imtiyazı kullanmak
Idioms
male privilege i. erkek üstünlüğü
Trade/Economic
note issuing privilege i. banknot basma yetkisi
privilege tax i. belirli meslek mensuplarından alınan vergi
call privilege i. emisyonu yapan kuruluşun menkul kıymeti geri satın alma ayrıcalığı
economic privilege i. ekonomik ayrıcalık
economic privilege i. iktisadi ayrıcalık
privilege tax i. imtiyaz vergisi
affiliation privilege i. iştirak kazançları istisnası
corporate tax privilege i. kurumlar vergisi muafiyeti
financial privilege i. mali ayrıcalık
special privilege monopoly i. özel imtiyazlara dayanan tekel
prepayment privilege i. önceden ödeme hakkı
franking privilege i. posta ücreti muafiyeti
purchasing privilege i. satın alma yetkisi
purchase privilege i. satın alma imtiyazı
subscription privilege i. rüçhan hakkı
purchase privilege i. satın alma ayrıcalığı
purchase privilege i. satın alma önceliği
tax privilege i. vergi istisnası
tax privilege i. vergi imtiyazı
exercise a privilege f. ayrıcalık kullanmak
to enjoy a privilege f. ayrıcalıktan istifade etmek
Law
legal professional privilege i. avukatın müvekkili ile olan mesleki ilişkisinden kaynaklanan bilgi ve belgelerin gizliliği ilkesi
breach of privilege i. ayrıcalığın kötüye kullanılması
attorney-client privilege i. avukat müvekkil gizliliği
legal professional privilege i. avukat-müvekkil gizliliği
breach of privilege i. dokunulmazlığın kötüye kullanılması
breach of privilege i. dokunulmazlığın suistimalı
granting privilege i. imtiyaz tanıma
privilege against self-incrimination i. kendi kendini itham etmeme ayrıcalığı (susma hakkı)
privilege against self-incrimination i. kendi aleyhine tanıklık etmeme muafiyeti (susma hakkı)
privilege against self-incrimination i. kendi aleyhine tanıklık etmeyi reddetme hakkı
complete privilege i. kesin dokunulmazlık
abusing privilege i. özel hak ihlali
qualified privilege i. sınırlı dokunulmazlık
privilege from arrest i. tutuklanmama imtiyazı
privilege from arrest i. tutuklanma dokunulmazlığı
breach of privilege i. yasama organı haklarının ihlali suçu
marital communications privilege i. evlilik sırasında taraflardan ikisinin de eşi ile sahip olduğu gizli içerikli iletişimi saklı tutma hakkı
question of privilege i. (iç tüzükte) ayrıcalık sorusu
writ of privilege i. dava sonucu tutuklanmış imtiyazlı bir kişiyi hapisten çıkarmak için verilen mahkeme emri
husband-wife privilege i. karı koca imtiyazı
husband-wife privilege i. karı koca gizliliği
husband-wife privilege i. eşlerin birbirlerine karşı ifade vermeye zorlanamaması
priest-penitent privilege i. din adamının günah çıkarma sırasında öğrendiği mahrem bilgileri gizli tutma hakkı
Politics
diplomatic privilege i. diplomatik dokunulmazlık
diplomatic privilege i. diplomatik imtiyaz
diplomatic privilege i. diplomatik ayrıcalık
absolute privilege i. kesin dokunulmazlık
parliamentary privilege i. milletvekilliği dokunulmazlığı
parliamentary privilege i. parlamenter ayrıcalığı
have diplomatic privilege f. diplomatik imtiyazı olmak
have diplomatic privilege f. diplomatik dokunulmazlığı olmak
Media
journalist's privilege i. basın dokunulmazlığı
Computer
privilege escalation i. ayrıcalığın yükseltilmesi
privilege level i. ayrıcalık düzeyi
sufficient privilege i. yeterli ayrıcalık
sufficient privilege i. yeterli hak/izin
insufficient privilege i. yetersiz öncelik
Informatics
least privilege i. en düşük erişim hakkı
Telecom
access privilege i. erişim önceliği
access privilege i. erişim ayrıcalığı
Railway
privilege ticket i. görev bileti
Medical
physician-patient privilege i. doktor-hasta gizliliği
therapeutic privilege i. tedavide ayrıcalık
therapeutic privilege i. tedavi ayrıcalığı
Social Sciences
cisgender privilege i. cis ayrıcalığı
male privilege i. erkek ayrıcalığı
Linguistics
privilege of occurrence i. bulunma ayrıcalığı
Military
driving privilege i. araç kullanma hakkı
Slang
check your privilege f. ayrıcalıklarını göz önünde bulundurmak
check your privilege f. ayrıcalıklarına bakmak
check your privilege f. ayrıcalıklarını düşünmek