run - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

run

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"run" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
run i. koşu
run f. işletmek
run f. çalıştırmak
run f. koşmak
General
run i. kaçık (çorapta)
run i. süre
run i. sürü
run i. gezinti
run i. maden damarı
run i. dere
run i. gösterim
run i. uzantı
run i. tekrar
run i. kümes bahçesi
run i. seğirtme
run i. gidişat
run i. rota
run i. yol
run i. parti
run i. balık akını
run i. çoğunluk
run i. seyir
run i. yarış
run i. verim
run i. devam süresi
run i. akış
run i. koşma
run i. hücum
run i. eğilim
run i. çay
run i. otlak
run i. sefer
run i. koşuş
run i. gezi
run i. sayı
run i. furya
run i. kaçamak
run i. kaçık
run i. balık sürüsü
run i. akın
run i. kaçak
run i. kayma
run i. çorap kaçığı
run i. damar
run i. akma
run i. mera
run i. uzunluk
run i. çıkış (itfaiyede)
run i. dörtnal
run i. süratli gel-git akıntısı
run i. suyun kabarması
run i. dalgalı su yüzeyi
run i. devam eden şey
run i. akıp giden şey
run i. ardışık ölçüm
run i. ardışık okuma
run i. ardışık gözlem
run i. harf baskısı talebi
run i. punto talebi
run i. normal tür
run i. normal özellik
run i. olağan grup
run i. kat edilen mesafe
run i. güzergah uzunluğu
run i. yolculuk mesafesi
run i. sefer uzunluğu
run i. seyahat
run i. gezi
run i. yalnız seyahat
run i. dolaşım hakkı
run i. ulaşım hakkı
run i. rampa
run i. silsile
run i. almaya gitme
run i. tur atma
run i. kümes
run i. pist
run i. adaylık
run i. ezgi
run i. (iskambil) dizi
run f. sürmek
run f. kaçakçılığını yapmak
run f. otlatmak
run f. tekrarlamak
run f. artırmak
run f. adaylığını koymak
run f. irin akmak (yaradan)
run f. akmak (makyaj)
run f. tükenmek
run f. kaçakçılığı yapmak
run f. götürmek
run f. geçmek
run f. erimek
run f. geçerli olmak
run f. sızmak
run f. uzanmak
run f. kaçırtmak
run f. yayınlamak
run f. gitmek (gemi)
run f. çekip çevirmek
run f. gidip gelmek
run f. ilerlemek
run f. idare etmek
run f. aday göstermek
run f. erimek (yağ)
run f. döndürmek
run f. yayılmak
run f. seğirtmek
run f. meyletmek
run f. yürürlükte olmak
run f. bitmek
run f. kaçmak
run f. çevirmek
run f. akın etmek (balık)
run f. oynatmak
run f. tabanları yağlamak
run f. yarışa katılmak
run f. çorap kaçmak
run f. dökmek
run f. ezmek
run f. koşturmak
run f. burnu akmak
run f. yönelmek
run f. nakletmek
run f. kalkmak
run f. saplamak
run f. taşımak
run f. sürü halinde gitmek
run f. akmak (renk)
run f. uğramak
run f. akmak
run f. kötülemek
run f. yarıştırmak
run f. bitiştirmek
run f. kullanmak
run f. çiğnemek
run f. anlatılmak
run f. akıtmak
run f. koşarak geçmek
run f. çalışmak (makine vb)
run f. göstermek (film)
run f. çarpmak
run f. dökülmek
run f. yarışmak
run f. kaçmak (çorap)
run f. gidip gelmek (arasında)
run f. gitmek
run f. geçip gitmek
run f. yönetmek
run f. kaçırmak
run f. coşmak
run f. sahibi veya yöneticisi olmak
run f. çalışmak
run f. işlemek
run f. koşmak
run f. tedvir etmek
run f. sıvışmak
run f. -e yönelmek
run f. çorabı kaçmak
run f. seyirtmek
run f. aday olmak
run f. yapmak
run f. düzenlemek
run f. sefer yapmak
run f. (arabayla) bırakmak
run f. gezdirmek
run f. açmak
run f. (bir sayıda/oranda) seyretmek
run f. geçerliliğini korumak
run f. (at) dört nala koşmak
run f. serbestçe gitmek
run f. engelsizce hareket etmek
run f. eşlik etmek
run f. dolanmak
run f. dolaşmak
run f. gezinmek
run f. acele etmek
run f. telaşla hareket etmek
run f. endişelendirmek
run f. yoluna gitmek
run f. sık sık uğraşmak
run f. kısa ziyaret gerçekleştirmek
run f. kısa seyahat yapmak
run f. kaymak
run f. tekerlek ile hareket etmek
run f. yuvarlanmak
run f. kopup gitmek
run f. yürürlükte kalmak
run f. uygulamaya devam etmek
run f. (hak veya yükümlülük) beraberinde gelmek
run f. hal değiştirmek
run f. bir durumdan diğerine geçmek
run f. akıp gitmek
run f. belirli bir niteliğe sahip olmak
run f. belirli bir nitelik yaratmak
run f. belirli bir özellik ile çalışmak
run f. uzatmak
run f. geri dönmek
run f. ulaşmak
run f. varmak
run f. belirli bir biçimde olmak
run f. belirli bir sırada olmak
run f. yeniden olmak
run f. nüksetmek
run f. devam etmek
run f. sürdürmek
run f. özelliğini devam ettirmek
run f. belirli bir hızda gitmek
run f. değerini korumak
run f. hızını korumak
run f. devam etmek
run f. farklı aralıklarda sürdürmek
run f. sürekli olmak
run f. atlamak
run f. zıplamak
run f. sıçramak
run f. bir noktadan diğerine hızlıca geçmek
run f. güncelliğini korumak
run f. yaymak
run f. kulaktan kulağa yaymak
run f. belirli bir hale getirmek
run f. (hayvan) sürmek
run f. (hayvan) binmek
run f. (hayvan) belirli bir hızda gitmesini sağlamak
run f. avlamak
run f. kovalamak
run f. peşinden koşmak
run f. izini sürmek
run f. takip etmek
run f. (yarışmacı olarak) yarışa katılmak
run f. (yarışmacı olarak) yarışa girmek
run f. zikzak çizerek gitmek
run f. bir yandan öbür yana gitmek
run f. öbür tarafa geçmek
run f. telaşla yapmak
run f. aceleyle gerçekleştirmek
run f. hücum etmek
run f. öncülük etmek
run f. liderlik etmek
run f. birbirine girmek
run f. üzerinden geçmek
run f. ıslatılmak
run f. akışında olmak
run f. içermek
run f. analiz etmek
run f. ayarlamak
run f. (belirli bir yönde) akmasını sağlamak
run f. (üst üste dizerek) açmak
run f. (kitap yaprağı) üst üste istiflemek
run f. yükümlü olmak
run f. üstlenmek
run f. sınırlarını çizmek
run f. ayrılmak
run f. planını yapmak
run f. topuklamak
run f. hesap yapmak
run f. muhasebe yapmak
run f. tanınmak
run f. ünlenmek
run f. şöhret kazanmak
run f. teslim etmek
run f. belirli bir ifadeye bürünmek
run f. düzenli bir rotada seyahat etmek
run f. aynı rotada gidip gelmek
run f. dalgaya almak
run f. kızdırmak
run f. alay etmek
run f. maliyeti olmak
run f. (belirli bir miktara) mal olmak
run f. (belirli bir miktar) tutmak
run f. yardım istemek
run f. destek aramak
run f. yardım aramak
run f. (zaman) geçmek
run f. mürur etmek
run f. mesafe koşmak
run f. (müsabakada) koşmak
run f. (yarış vb.) gerçekleştirmek
run f. koşuvermek
run f. (taşıt vb.) çalışmak
run f. hizmetini vermek
run f. (kod, program) çalışmak
run f. (motor) çalışmak
run f. (kamera) çekmek
run f. (kaset) sarmak
run f. gösterilmek
run f. (araç) uçmak
run f. arabayla bırakmak
run f. usulca gezdirmek
run f. musluk
run f. (sümük) akmak
run f. devam etmek
run f. sahnelenmek
run f. (işler) yürümek
run f. (miktar) seyretmek
run f. anlatmak
run f. dolanıp durmak
run f. (kumaş) boya vermek
run f. (çorap) kaçmak
run s. erimiş
run s. eriyik
run s. kaçak
run s. kaçırılmış
run s. koşmaktan yorulmuş
run s. nefes nefese kalmış
run s. soluksuz kalmış
Irregular Verb
run f. ran - run
Trade/Economic
run i. istem
run i. rağbet
run i. sıfır veya negatif işareti taşıyan bir dizi değişme
run i. talep
run i. ödeme talebi
run i. ödeme alma isteği
run i. borç toplama
run f. akmak
run f. işletmek
run f. yönetmek
run f. vadesi geçmek
run f. (borç) birikmek
run f. (borç) artmak
run f. (ödeme, hesap, fatura) biriktirmek
Law
run f. hükmü cari olmak
run f. (bildirge) yürürlüğe girmek
run f. uyuşmak
run f. mutabık olmak
run f. mutabakat sağlamak
Media
run i. muhabirin haber bölgesi
run i. (muhabirin) görev yeri
Technical
run i. çorap kaçığı
run i. pasaj
run i. dik üçgenin taban uzunluğu
run i. basamak eni
run i. basamak serisine ait yatay mesafe
run i. yatay ölçüm
run i. lineer ölçüm
run i. suyun gittiği mesafe
run i. yatkınlık
run i. eğim
run i. yön
run i. seri üretilen kağıt
run i. (belirli bir maddenin) tekli distilasyon
run i. tek aşamalı damıtım
run i. hortum akışı
run i. üretim süreci
run i. su buharı üretim aşaması
run i. deneme aşaması
run i. deneme süresi
run i. (hortum gibi) akış desteği
run i. geçiş yolu
run i. çamur sandığı
run i. hafif bombeli süzgeç
run i. bombeli ilistir
run i. elek
run i. (aşırı boya çıkması sonucu oluşan) boyama kusuru
run i. bir çift değirmen taşı
run i. açı mesafesi
run i. (ölçüm aygıtları) kavisli bölüm mesafesi
run i. açı saniye
run i. yay saniye değeri
run i. mayın tarama gemisinin geçişi
run f. çalıştırmak
run f. çalışmak
run f. geçirmek
run f. işlemek
run f. işletmek
run f. koşmak
run f. yürütmek
run f. (testere kesiği) sapmak
run f. (reçineyi) yağda çözmek
run f. işlem uygulamak
run f. şekil vermek
run f. kalıplamak
run f. (kaldırım çatlak veya birleşim noktalarına) doldurmak
run f. sıvı şekilde uygulamak
run f. dökerek uygulamak
run f. (yüzeyi) akıtarak kaplamak
run f. alçı ile şekil vermek
run f. (sulu harcı) aktarmak
run s. eriyik maddeden üretilen
run s. dökme malzemeden yapılan
run s. kalıplanmış
run s. kalıba dökülmüş
Computer
run i. geçiş
run i. başlatma
run i. çalıştırma
run i. talimat verme
run i. oyun
run i. video oyunu
run f. yürütmek (programı)
run f. (program veya talimat) uygulamak
run f. (verileri) karşılaştırmak
run f. kaldırmak
run expr. başla
run expr. çalıştırılacak
run expr. çalıştır
Textile
run i. (1600 yardlık çileye dayalı) yün ipliği numaralandırma birimi
run i. sökük
run i. dikiş kaçığı
run f. (düz dikiş ile) dikmek
run f. dikiş atmak
run f. (dikiş) açmak
run f. (dikişi) patlatmak
run f. (elbisede veya kumaşta) dikiş bozmak
Construction
run i. basamak genişliği
run i. merdiven basamak genişliği
Woodworking
run f. ahşap işi yapmak
run f. marangozluk işi yapmak
Automotive
run i. motorun çalışması
run yol
Aeronautic
run i. rule
run i. (uçak) hızlı manevra
run i. rutin uçuş
run i. keşif uçuşu
run i. fotoğraf uçuşu
Marine
run i. geminin suyun altında kalan arka bölümü
run i. kıç
run i. karina
run f. rüzgara karşı seyretmek
Mining
run i. yarılma
run i. çatlama
run i. küçük dilinim
run i. tanecik
run i. yatay maden parçası
run i. bir sıra maden arabası
run i. maden ocağı
run i. (maden kuyusuna) işçi kafesinin inmesi
run i. madende eğimli yol
Medical
run i. deneme
Printing
run f. (basılı bir şeyin içinde) taşımak
run f. basmak
run f. baskı yapmak
run f. baskı yüzeyi olarak kullanmak
Math
run i. maksimal alt dizi
Biochemistry
run i. sürdürme
run i. yürütme
Marine Biology
run i. (balık) göç etme
run i. (balık) göçme
run i. (balık) yer değiştirme
run f. (balık) göç etmek
run f. (yumurtlamak için) nehre göç etmek
run f. akıntıyı aşarak yüzmek
run s. (balık) göç etmiş
run s. (balık) akıntı üzeri yüzen
Botanic
run f. belirli bir yönde büyümek
run f. asma biçiminde büyümek
Agriculture
run f. (toprak) çamurlaşmak
run f. (toprak) macun kıvamına gelmek
run f. (toprak) balçık olmak
Breeding
run i. hayvan geçidi
run i. hayvan güzergahı
run i. hayvanların kullandığı yol
run i. ahır
run i. ağıl
run f. (hayvan) gütmek
run f. (hayvan) yönlendirmek
run f. (hayvan) dehlemek
run f. çayıra salmak
run f. çayırda tutmak
run f. (erkek hayvanı) çiftleştirmek
Forestry
run i. kesilen kereste sayısı
Literature
run i. (kelt hikayelerinde) klişe öykü
run i. fıkra
Military
run i. bombardıman uçuşu
run i. düz bombardıman uçuşu
run i. bombardımana geçiş
run i. askeri uçağın saldırıya başlamak için doğrudan hedefe yönlendiği an
Sport
run i. koşu
run i. koşu yarışı
run i. krikette alınan sayı
run i. (beyzbol) tam tur koşarak alınan sayı
run i. koşma yetisi
run i. koşma kapasitesi
run i. koşma gücü
run i. golf topunun sıçrama mesafesi
run i. top atan oyuncunun faul çizgisinin gerisinde sahip olduğu net boşluk
run i. eğimli yol
run i. rampalı güzergah
run i. kayma yokuşu
run f. koşmak
run f. (golf topu) yere değdikten sonra sıçramak
run f. (golf topunu) öne doğru fırlatmak
run f. atış yapmak
run f. (kroket) topu kaleden geçirmek
run f. (spor müsabakasını) belirli bir sırada tamamlamak
run f. art arda başarılı vuruş yapmak
run f. top sürmek
run f. top ile hücum yapmak
run f. (bilardoda) ardışık sayı kazanmak
run f. (sayı kazanarak) bilardo masasında top bırakmamak
Football
run i. top sürme
run i. top taşıma
Card
run i. aynı elde bulunan ardışık güçte oyun kartları
run f. bahiste bulunmak
run f. (bir elde) kazanan kartları oynatmak
Music
run i. ölçülü pasaj
run i. hızlı ve ölçülü kısa bölüm
run i. nağme
run i. sabit tempolu, düz ve hızlı dans adımları
run f. hızlı bir şekilde söylemek
run f. (müzikal kompozisyonun bir bölümünü) hızlıca icra etmek

"run" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
run riot f. azıtmak
run an errand f. ayak işleri yapmak
run across f. rastlamak
run away f. kaçmak
General
a run of luck i. şans zinciri
pass and run i. verkaç
run around i. dolama
run a business i. bir işi yönetmek
sheep run i. otlak
run over i. çiğneme
computer run i. izlence geçişi
run around i. atlatma
machine run i. makine yürütümü
short run i. kısa dönem
long run i. uzun dönem
agricultural run-off i. tarımdan dönen sular
free state-run school i. özerk okul
free state-run school i. devlet kontrolünde olmayan okul
state-run school i. devlet okulu
run-off percentage i. akış yüzdesi
run-up i. hız kazanma
run-up i. hedefe yaklaşma
run-in i. anlaşmazlık
run-in i. çatışma
run-off i. akış
run-off analysis i. akış analizi
run-up i. hamle
ski-run i. kayak yapılmaya hazırlanmış eğimli arazi veya yokuş
ski-run i. kayak pisti
run-off election i. balotaj
run a business i. çekip çevirmek
run off i. akış
run time module i. çalıştırma birimi
run stream i. iş kuyruğu
run around i. oyalama
run off i. kayma
additional run i. ek sefer
run stocking i. kaçmış çorap
family-run business i. aile şirketi
family-run business i. aile işi
state-run hospital i. devlet hastanesi
knock door run i. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
chap door run i. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
hit-and-run accident i. arabayla çarpıp kaçma
run in place i. yerinde koşu
rat run i. ara/kısa/kese/kestirme yol
rat-run i. ara/kısa/kese/kestirme yol
run-flat tyres i. patlamış halde bile giden lastikler
run in place i. koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan koşu
chicken run i. kümes bahçesi
aids run i. aids koşusu
run-around i. dolama
run-on sentence i. bağlaçsız birleşik cümle
run chart i. çizgi grafiği
ambulance run i. ambulans çıkışı
morning run i. sabah koşusu
end-run i. tehlike veya zor durumdan kurtulmak için yapılan zekice hamle
end-run i. hızla ilerlemek
home run i. hedefine ulaşmada tamamen başarılı olan şey
home run i. etkileyici başarı
home run i. üstün başarı
home run i. yolculuğun evde biten kısmı
run-through i. pratik
run-through i. prova
run-through i. tekrar
run-through i. anket
run-through i. kısa araştırma
run-in [uk] i. yarış sonu
run-in [uk] i. av sonu
run-in [uk] i. yarışın bitişi
run-in [uk] i. avın bitişi
run-through i. üstünkörü inceleme
run-through i. göz atma
run-through i. kısa özet
run-through i. baştan savma özet
run-through i. tek prova
run-through i. tek tekrar
run-through [uk] i. izleyici çekim
run-through [uk] i. kaydırmalı çekim
run-up i. (olay veya etkinlikten önceki) zaman dilimi
run-up i. ani artış
run-up i. ani yükselme
run-down neighborhood i. yıkık mahalle
run-down neighborhood i. harap mahalle
run-in i. münakaşa
run-up i. hız alma koşusu
run away f. gazlamak
run on f. konuşmak
make one's blood run cold f. dehşete düşürmek
run counter to f. karşı çıkmak
run drugs f. esrar kaçırmak
run up f. yüklü bir hale getirmek (ödenecek bir faturayı)
run out of f. tüketmek
run a boundary f. sınırı geçmek
run against f. uğramak
run riot f. ayaklanmak
run up f. uğramak
run off f. beraberliği çözmek (yarışta/oyunda)
run counter to f. aksine gitmek
run in f. uğramak
run for something f. adaylığını koymak
run out f. kovalamak
run about f. koşuşturmak
run rampant f. azmak
run counter to f. zıt gitmek
run on f. devamlı konuşmak
run through f. çizgi çekmek
run through f. israf etmek
run over f. göçermek
run up f. bayrağı göndere çekmek
run through f. içinden geçirmek
run out f. dışarı koşmak
run away with f. kaçmak
run against f. çarpmak
run over to f. gidivermek
run a game f. bir oyun işletmek
run out of something f. bitmek
run down f. aleyhinde bulunmak
run riot f. deli gibi koşup bağırmak
run the car f. arabayı çalıştırmak
run after f. arkasından koşmak
run through f. delik açmak
run risks f. kendini tehlikeye atmak
run down f. çarpmak
run across f. koşarak geçmek
run rampant f. fışkırmak
run up f. koşturmak
run down f. durmak (saat kurgusu bittiği için)
run smoothly f. saat gibi işlemek
run against f. ile karşılaşmak
run away f. bucak bucak kaçmak
run short of something f. azalmak
run rampant f. dal budak salmak (bitki)
run a temperature f. birinin ateşi olmak
run about f. öteye beriye koşmak
run up f. çekmek (bayrak)
run off with f. kaçmak
run a risk f. riske girmek
run in f. katmak
run something in f. rodaj yapmak
run up f. dikivermek
run a company f. bir şirket yönetmek
run down f. arkasından koşup yakalamak
run across f. tesadüfen karşılaşmak
run along f. boyunca gitmek
run across f. rastlamak
run over f. ezmek
run away with f. alıp kaçmak
run a temperature f. vücut ısısı fazla olmak
run into debt f. borca batmak
run on the rocks f. kayalara oturmak (gemi)
run out f. dışarı atmak
run down f. tenkit etmek
run away with f. en çok başarı kazanan biri olmak (bir konuda)
run down f. çiğnemek
run riot f. gemi azıya almak
run over f. gözden geçirmek
run across f. rast gelmek
run into trouble f. derde çatmak
run atilt at somebody f. saldırmak
run wild f. azmak
run down f. süzülmek (gözyaşı)
run short f. azalmak
run up f. yükseltmek
run away f. firar etmek
run across f. karşılaşmak
run out f. arkası kesilmek
run amok f. insanları öldürmek amacıyla sağa sola saldırmak
run on f. devam etmek
run into f. karışmak
run out of money f. kesenin dibi görünmek
run off with f. kaçmak (aşığı ile)
run out f. çıkıntı yapmak
run dry f. kurumak
run after women f. zamparalık etmek
run from pillar to post   f. mekik dokumak  
run out of f. kovmak
run an errand f. bir iş için bir yere gitmek
run out of something f. tükenmek
run across f. tesadüf etmek
make run f. koşturmak
run idle f. avara çalışmak
run the gamut f. her türü olmak
run up f. gitmek
run off f. kaçmak
run at full speed f. alabildiğine koşmak
run short of f. malzemesi tükenmek
run to seed f. güçten düşmek
run after f. peşinde koşmak
run off with f. aşırmak
run out f. suyunu çekmek
run away in different directions f. kaçışmak
run low f. azalmak
run after women f. kadın peşinde koşmak
run along f. uzanmak
run along f. geçinmek
run away from somebody f. elinden kurtulmak
run through f. gözden geçirmek
run with a gurgling sound f. gürül gürül akmak
run down f. yermek
run a temperature f. ateşlenmek
run against f. rastlamak
run away with f. kaçmak (aşığı ile)
run the show f. işletmek
run riot f. dal budak salıp her yeri sarmak
run an eye over f. göz atmak
run the risk of f. tehlikesini göze almak
run down f. akmak
run true to form f. kendisinden beklenildiği gibi davranmak
run off with f. biriyle kaçmak
run into f. rast gelmek
run upside down f. altüst etmek
run over f. çarpıp üstünden geçmek
run up f. kısalmak
run rampant f. her tarafa yayılmak
cut and run f. bırakıp kaçmak
run riot f. azmak
run wild f. azıp çok yayılmak (bitki)
run after f. kovalamak
run up to f. erişmek
run upon f. rastlamak
run out f. beti bereketi kalmamak
run somebody clean off his feet f. iki ayağını bir pabuca sokmak
run down f. küçülmek
run up f. artırmak
run amok f. çıldırmak
run into f. ulaşmak
run out f. bitmek (süre)
run up against somebody f. karşılaşmak
run somebody close f. yetişmek
run out of time f. birinin vakti kalmamak
run errands f. ayak işlerine bakmak
run for office f. adaylık koymak
run a blockade f. ablukayı yarmak
run up f. borcun birikmesi
run over f. taşmak
run away f. kaçmak
run over f. tekrarlamak
run up against somebody f. rastlamak
run at f. saldırmak
run out f. akmak
run up f. koşuşmak
have a long run f. afişte kalmak
run short f. yeterli gelmemek
run ashore f. karaya oturmak
run for office f. adaylığını koymak
run out f. sızmak
run off f. kopya çoğaltmak
run away f. fıymak
run down f. ezmek
run out f. bitirmek
run short of f. azalmak
run into f. çarpmak
run aground f. karaya oturmak
run the show f. yönetmek
run down f. yavaşlayıp dinmek (konuşma)
run into f. karşılaşmak
run into f. denk gelmek
run wild f. taşkınca davranmak (çocuk)
run down f. arayıp bulmak
run over f. araç ile ezmek
run down f. bitmek
run a hotel f. otel işletmek
run rampant f. aşırı boyutlara varmak (kötü bir durum)
run on f. ilerlemek
run errands f. ayak işleri yapmak
run over f. araç ile çiğnemek
run down f. kuvvetten düşmek
run over f. koşarak geçmek
run out f. tüketmek
run the blockade f. ablukayı yarmak
run riot f. azmak (bitki)
run wild f. taşkınlık yapmak
run idle f. boşa dönmek
run up f. birden artmak
run down f. dökülmek
run in f. eklemek
run away f. kolay kazanmak
run into trouble f. belaya çatmak
run a temperature f. ateşi çıkmak
run out f. dibi görünmek
run off f. koşarak egzersiz yapmak
run counter to f. aykırı düşmek
run after f. peşinden koşmak
run somebody off his feet f. iki ayağını bir pabuca sokmak
run short f. tükenmek
run for one's life f. kaçıp kurtulmak
run off f. akıp gitmek
run in with f. uyuşmak
run about f. koşuşmak
run down f. çarpıp yere düşürmek
run down f. aşağılamak
run out f. geçmek
run short of f. az kalmak
have the run of f. bir yeri serbestçe kullanabilmek
run rampant f. kol gezmek
run into f. araba ile vurmak
run up f. çekmek
run together f. koşuşmak
run out on f. birini terketmek
have the run of f. bir yere rahatça girip çıkabilmek
run away f. paniklemek
run down f. kötülemek
run the gamut f. her çeşidi olmak
run away f. toz olmak
have a good run for one's money f. bir işte uzun süre başarılı olmak
run through f. çabucak gözden geçirmek
run down f. küçük düşürmek
run into the jaws of death f. eceline susamak
run short of f. tükenmek
run away f. kaçılmak
run down f. çekiştirmek
run the gauntlet f. sıra dayağı yemek
run short of f. kıtlaşmak
cause to run f. koşturmak
run amok f. zincirini koparmak
run riot f. dal budak salmak
run into f. bindirmek
have a run of bad luck f. şansı ters gitmek
run over f. çiğnemek
run hard f. hızlı koşmak
run into f. rastlamak
run on f. ilişkin olmak
let one's tongue run f. gevezelik etmek
let one's tongue run f. çenesi düşmek
run out f. bitmek
run out of f. bitmek
run out of f. bir şeyin tükenmesi
run out of f. bir şeyin bitmesi
run for cover f. içinden çıkılmaz durumlara düşmekten kaçmak
run for cover f. zor duruma düşmekten korunmaya çalışmak
run for cover f. güvenli bir yere kaçmak (kurşunlardan)
run out of patience f. sabrı kalmamak
run a risk f. tehlikeyi göze almak
be able run rings around (somebody) f. taş çıkartmak
run short of (something) f. az kalmak
run off f. arabayla uzaklaşmak
run down f. izlemek
run down f. araçla çarpmak
have a great run f. iyi bir yükseliş gerçekleştirmek (müzik listelerinde vb)
run into a contradiction f. çelişkiye düşmek
make something run f. çalışmasını sağlamak
run the show f. ipleri almak
run the show f. ipleri ele almak
run on lpg f. lpg'yle çalışmak
run on diesel f. mazotla çalışmak
(time) run out f. süre dolmak
(line) run f. hat gitmek
run into a problem f. bir problemle karşılaşmak
run to the schedule f. programa sadık kalmak
run into a difficulty f. güçlükle karşılaşmak
run out of one's excuses f. bahanaleri tükenmek
run into a difficulty f. zorlukla karşılaşmak
run into difficulty f. zorda kalmak
run into a trouble f. başı sıkışmak
run into a problem f. problemle karşılaşmak
run into a problem f. sorunla karşılaşmak
run to the schedule f. programa uymak
run out of one's excuses f. bahanelerini tüketmek
run into a problem f. bir sorunla karşılaşmak
run out of excuses f. bahaneleri tüketmek
run on lpg f. lpg ile çalışmak
(river) run f. nehir akmak
run a project f. proje yürütmek
run after f. arkasından koşuşturmak
(battery) run down f. pil bitmek
(battery) run out f. pil bitmek
run on battery f. pille çalışmak
run a contest f. yarışma düzenlemek
run into debt f. borç batağına sürüklemek
run precisely f. tıkır tıkır işlemek
run with gasoline f. benzinle çalıştırmak
run like clockwork f. tıkır tıkır işlemek
run on gasoline f. benzinle çalışmak
run in out of gear f. boşta çalıştırmak
run a campaign f. kampanya yürütmek
run ministry f. bakanlık yapmak
run in circles f. boşa uğraşmak
run around in circles f. boşa uğraşmak
run down the service f. hizmeti sonlandırmak
run down the service f. hizmeti durdurmak
run service f. hizmet yürütmek
run out of patience f. tahammülü kalmamak
run off the rails f. yolu şaşırmak
run out of patience f. sabrı tükenmek
run out of patience f. sabır kalmamak
run in full capacity f. tam kapasiteyle çalışmak
run in full capacity f. tam kapasite ile çalışmak
run candidate f. aday çıkarmak
cut and run f. sıvışmak
cut and run f. kaçmak
run off the rails f. kafayı çizmek
run off the rails f. balatayı sıyırmak
run off the rails f. kafayı yemek
run a project f. proje gerçekleştirmek
run at full gallop f. dörtnala koşmak
run at full gallop f. dört nala koşmak
run away f. sıvışmak
make someone's blood run cold f. tüylerini diken diken etmek
make someone's blood run cold f. kanını dondurmak
run into troubles f. problemlerle karşılaşmak
run into problems f. problemlerle karşılaşmak
run into troubles f. sorunlarla karşılaşmak
run into problems f. sorunlarla karşılaşmak
run to waste f. ziyan olmak
run to waste f. israf olmak
have a run-in with someone f. biriyle atışmak
give somebody the run-around f. boynuzlamak
get the run-around f. boynuzlanmak
give somebody the run-around f. başından savmak
run off with f. -i çalmak
run-up f. sancağı çekmek
run-up f. koşarak yukarı çıkmak
run against f. -e çatmak
run across f. -in bir kenarından öbür kenarına koşmak
run a car-park f. otopark işletmek
run counter to f. -e uymamak
run-up f. koşarak varmak
run-up f. (fiyat) yükseltmek
run out of f. -den dışarı atmak
run short of f. yetmemek
run oneself rugged f. kendini helak etmek
run down f. çarpıp batırmak (bir başka tekneye)
run up f. fırlamak
run short f. kafi gelmemek
run for election f. seçimler için adaylığını koymak
run for office f. seçimler için adaylığını koymak
run a risk f. rizikoya girmek
run again f. tekrar adaylığını koymak
run out f. sona ermek
run out of f. tükenmek
run into debt f. borca girmek
run into each other f. çarpışmak
run in f. (motoru) alıştırmak
run down f. (akü) boşalmak
run off f. akıtmak
run into f. -e rastlamak
run off f. sağmak
run off f. boşaltmak
run off f. rolik açmak
run away f. kaçıp gitmek
run into f. -e çarptırmak
run through f. içinden geçmek
run over f. ezmek (arabayla)
run over f. prova etmek
run into f. düşmek
run out of f. bitirmek
run in f. rodaj yapmak
run off f. basmak
run into f. -e çarpmak
run out of f. -i tüketmek
run across f. -e rastlamak
run away with f. çalmak
run across f. ile karşılaşmak
run through f. arasından geçmek
run into f. girmek
run away with f. alıp götürmek
run out f. tükenmek
run to seed f. tohuma kalkmak
run on f. sürmek
run out f. uzamak
run off f. yayınlamak
run its course f. yolunda gitmek
run its course f. doğal akışını sürdürmek
run its course f. normal seyrini izlemek (hastalık)
run a project f. projeyi yürütmek
run into debts f. borca girmek
run across f. rastlaşmak
ran into (run into) f. rastlamak
run into f. arabayla (ağaca vb) çarpmak
run into f. toslamak
run through a series of one-night stands f. bir dizi tek gecelik aşk yaşamak
run out f. son bulmak
run out f. süresi dolmak
run dry f. tıkanmak
run towards record f. rekora koşmak
run out of credits f. kontörü bitmek
run flat f. telefonunun şarjı bitmek
run out of battery f. telefonunun şarjı bitmek
be run by f. tarafından işletilmek
be run by f. tarafından çalıştırılmak
run a red light f. kırmızı ışıkta geçmek
run a relationship f. ilişki yürütmek
run a relationship f. ilişki sürdürmek
be unable to run f. koşamamak
run down f. zayıflamak
run down f. sağlığı bozulmak
can not run f. koşamamak
run down f. zayıf düşmek
run back f. koşarak geri gelmek
let (a child) run loose f. başı boş bırakmak
run an internet cafe f. internet cafe işletmek
run together f. ortak yürütmek
run together f. birlikte yürütmek
run a program f. bir programı yürütmek
run amuck f. cinnet geçirmek
run after a dream f. hayal peşinden koşmak
run out of minutes on one's cell f. kontörü azalmak
run fast f. hızlı koşmak
run late f. geç kalmak