sürdürmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sürdürmek



"sürdürmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 65 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sürdürmek maintain f.
sürdürmek pursue f.
sürdürmek retain f.
sürdürmek continue f.
sürdürmek resume f.
sürdürmek sustain f.
General
sürdürmek follow f.
sürdürmek keep it up f.
sürdürmek keep on f.
sürdürmek keep the ball rolling f.
sürdürmek perpetuate f.
sürdürmek persist f.
sürdürmek keep going f.
sürdürmek keep up f.
sürdürmek keep something up f.
sürdürmek follow up f.
sürdürmek mortgaging f.
sürdürmek remain f.
sürdürmek wage f.
sürdürmek prosecute f.
sürdürmek support f.
sürdürmek lead f.
sürdürmek go ahead with something f.
sürdürmek uphold f.
sürdürmek elongate f.
sürdürmek sustain f.
sürdürmek preserve f.
sürdürmek keep f.
sürdürmek carry on f.
sürdürmek prolong f.
sürdürmek take up f.
sürdürmek go on f.
sürdürmek hold to f.
sürdürmek hold down f.
sürdürmek carry f.
sürdürmek maintain f.
sürdürmek observe f.
sürdürmek aby [obsolete] f.
sürdürmek abye [obsolete] f.
sürdürmek lead f.
sürdürmek ensue [obsolete] f.
sürdürmek escot f.
sürdürmek upstay f.
sürdürmek wear f.
sürdürmek hang f.
sürdürmek deport f.
sürdürmek run f.
sürdürmek bear f.
sürdürmek subsist f.
sürdürmek sue [obsolete] f.
sürdürmek hold f.
Phrasals
sürdürmek carry through f.
sürdürmek carry out f.
sürdürmek set on [obsolete] f.
sürdürmek put up f.
sürdürmek forge on f.
sürdürmek hold onto f.
sürdürmek kick on f.
sürdürmek bear on f.
Colloquial
sürdürmek bash on [brit] f.
sürdürmek bash on [uk] f.
Idioms
sürdürmek hang on f.
sürdürmek bear in hand f.
Archaic
sürdürmek hold out f.
sürdürmek entertain f.

"sürdürmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 284 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir işi hevessizce sürdürmek plod away at f.
varlığını sürdürmek obtain f.
soyunu sürdürmek continue one`s bloodline f.
iyi bir işi sürdürmek keep the ball rolling f.
varlığını sürdürmek subsist f.
kan davasını sürdürmek feud f.
kan davasını sürdürmek wage a feud f.
ile ilişkiyi sürdürmek keep touch with f.
işi sürdürmek carry on f.
geçimini sürdürmek live on f.
savaşı sürdürmek wage war f.
ile teması sürdürmek be in touch with f.
ile teması sürdürmek be in contact with f.
ile teması sürdürmek keep in touch with f.
başarı ile sürdürmek carry on with success f.
bir hareketi sürdürmek keep at f.
çalışma sürdürmek carry on a work f.
çalışma sürdürmek continue a work f.
çalışma sürdürmek carry on a study f.
desteğini sürdürmek continue to give support f.
başarı ile sürdürmek carry on successfully f.
geleneği sürdürmek continue the tradition f.
geleneği sürdürmek carry on the tradition f.
varlığını sürdürmek continue one's existence f.
faaliyetlerini sürdürmek continue one's operations f.
faaliyetlerini sürdürmek continue one's activities f.
hayat sürdürmek spend life f.
yatırımı sürdürmek sustain the investment f.
yardımsız da varlığını sürdürmek get on without f.
işini sürdürmek get on with f.
doğal akışını sürdürmek run its course f.
ilişki sürdürmek maintain a relationship f.
ilişki sürdürmek continue a relationship f.
yaşamayı sürdürmek survive f.
varlığını sürdürmek carry on f.
bir memuru doğuya sürdürmek relegate an officer to a post in east f.
ilişkileri sürdürmek maintain relationships f.
şöhretini sürdürmek maintain one's reputation f.
faaliyetini sürdürmek continue one's operation f.
çalışmalarını sürdürmek carry on one's works f.
çalışmalarını sürdürmek continue one's studies f.
çalışmalarını sürdürmek carry on one's studies f.
çalışmalarını sürdürmek continue one's works f.
bir hesabı sürdürmek maintain an account f.
hayatını sürdürmek maintain one's life f.
yaşamını sürdürmek maintain one's life f.
ilişki sürdürmek handle a relationship f.
ilişki sürdürmek keep a relationship going f.
ilişki sürdürmek run a relationship f.
ilişki sürdürmek manage a relationship f.
faaliyet sürdürmek carry on the activity f.
faaliyetleri sürdürmek carry on the activities f.
faaliyetlerini sürdürmek carry on the activities f.
yaşam sürdürmek live a life f.
yaşam sürdürmek maintain life f.
yaşam sürdürmek lead a life f.
kamuoyunun hukuk sistemine olan güvenini sürdürmek maintain public confidence in the judicial system f.
öğrenimini sürdürmek continue one's education f.
eğitimini sürdürmek continue one's education f.
operasyonlarını sürdürmek carry on/continue one's operations f.
çabalarını sürdürmek continue one's efforts f.
göz temasını sürdürmek maintain eye contact f.
yaşamını sürdürmek survive f.
yaşamını sürdürmek keep living f.
yaşamını sürdürmek go on with his/her life f.
görüşmeyi sürdürmek keep/continue talking f.
evliliği sürdürmek continue the marriage f.
çalışmayı sürdürmek keep studying f.
bir geleneği sürdürmek carry on a tradition f.
geleneğini sürdürmek follow in the tradition of f.
geleneğini sürdürmek maintain the tradition of f.
geleneği sürdürmek maintain the tradition f.
geleneği sürdürmek follow in the tradition f.
geleneğini sürdürmek retain the tradition of f.
görsel bütünlüğü sürdürmek maintain the visual integrity f.
sohbet sürdürmek hold conversation f.
sorumluluğu/yükümlülüğü sürdürmek/devam etmek remain liable f.
dargınlığı sürdürmek hold onto resentment f.
düşüşünü sürdürmek be still on the decline f.
geleneği sürdürmek keep the tradition f.
sıkı ilişkileri sürdürmek retain close ties f.
disiplini sürdürmek maintain discipline f.
varlığını sürdürmek endure f.
(köpeklere) iz sürdürmek lay f.
dul olarak yaşamını sürdürmek widow [obsolete] f.
etkisini sürdürmek breathe f.
zorla işgali sürdürmek hold f.
uzun bir süre boyunca ilgi veya etkiyi sürdürmek hold up f.
şişirme üzerinde çalışmayı sürdürmek huff f.
hayatını belirli bir ortamda sürdürmek move f.
belirli çevrede yaşamını sürdürmek move f.
zorla yönetim sürdürmek ride f.
(belirli noktaya kadar) sürdürmek go f.
ülkeden sürdürmek depatriate f.
mesleki makamı sürdürmek office f.
ticari makamı sürdürmek office f.
ısrarla sürdürmek opiniate f.
inatla sürdürmek opiniatre [obsolete] f.
davranışı ısrarla sürdürmek opiniatre [obsolete] f.
farklı aralıklarda sürdürmek run f.
hareketi sürdürmek reprise f.
belirli bir durumda olmayı sürdürmek dwell f.
enerjik bir şekilde sürdürmek drive f.
kesintisiz sürdürmek continue f.
(davranış biçimini) sürdürmek press f.
tırnakları ile kazıyarak hayatını sürdürmek scratch f.
aynı tutumu sürdürmek stick f.
yaşamayı sürdürmek supervive [obsolete] f.
Phrasals
zar zor sürdürmek stumble through i.
görevini sürdürmek hold over f.
sahipliğini sürdürmek hold over f.
mevcudiyetini sürdürmek hold over f.
yaşam sürdürmek make out f.
popülerliğini sürdürmek hold up f.
bir şeyi sürdürmek stick with f.
bir görevi veya işi kararlı bir şekilde sürdürmek press ahead f.
bir şeyde çalışmayı sürdürmek progress with something f.
ile hayatta kalmak/yaşamını sürdürmek survive on f.
kararlılıkla sürdürmek press ahead/on with f.
her şeye rağmen sürdürmek go through f.
inatla bir inancı sürdürmek hunker down f.
bir şeyle hayatını sürdürmek feed off f.
bir şey yiyerek hayatını sürdürmek feed off f.
işini yapmak/sürdürmek get on f.
bir şeyi sürdürmek/devam ettirmek get on with it f.
bir şeyi devralıp onu tek başına sürdürmek run with something f.
(bir konuda) konuşmayı ısrarla sürdürmek keep on f.
(bir şeye) inancını sürdürmek stick with (something) f.
(bir şeyi) inatla sürdürmek stick with (something) f.
sonuna kadar sürdürmek last out f.
(bir şeyi) sonuna kadar sürdürmek/devam ettirmek stick through (something) f.
(bir işi, görevi, eylemi) sürdürmek keep with (something) f.
(bir işi, görevi, eylemi) sürdürmek keep with (something) f.
hayatını (bir şeyle) sürdürmek live off (of) (something) f.
… yiyerek yaşamını sürdürmek live off f.
hayatını … ile sürdürmek live off f.
bir eşyayla, bir şey yiyerek hayatını idame ettirmek/sürdürmek live out f.
bir görevi sürdürmek remain on f.
bir ilacı düzenli olarak almayı sürdürmek remain on f.
bir durumu sürdürmek remain on f.
bir durumda kalmayı sürdürmek remain on f.
bir bünyede hizmet vermeyi sürdürmek remain on f.
bir şeyde olmayı sürdürmek remain on f.
(bir şey) üzerinde çalışmayı sürdürmek bang away at (something) f.
gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek bumble along f.
düşüncesizce devam etmek/sürdürmek/hareket etmek bumble along f.
gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek bumble through f.
düşüncesizce devam etmek/sürdürmek/hareket etmek bumble through f.
(bir şeyi) sürdürmek carry on with (something) f.
(bir şeyi) söz verildiği/planlandığı/istendiği gibi sürdürmek carry through on (something) f.
bir şeyi kontrol etmek için (biriyle) iletişimi sürdürmek check back (with someone) f.
güç veya etkisini kaybetmeden işlevini sürdürmek hold up f.
'-i sürdürmek continue with f.
(bir şeyi) sürdürmek continue with (something) f.
dostane bir ilişki sürdürmek rub along f.
(bir şeyi) sürdürmek get on with (something) f.
(bir şeyi) sürdürmek go after (something) f.
'-i sürdürmek go forward with f.
inatla/ısrarla (bir şey yapmayı) sürdürmek go on (doing something) f.
(bir şey yapmayı) sürdürmek go on (doing something) f.
(bir şeyi) sürdürmek go on with (something) f.
(bir şeyi) her şeye rağmen sürdürmek/tamamlamak/yürütmek go through with (something) f.
(bir şeyi) sürdürmek hold onto (something) f.
(bir şeyi) sürdürmek/savunmak hold to (something) f.
'-i sürdürmek keep on with f.
(bir şeyi) sürdürmek keep on with (something) f.
(bir şey) yiyerek yaşamını sürdürmek live off (of) (something) f.
hayatını (bir şeyde) sürdürmek maintain (oneself or someone) in (something) f.
'-i sürdürmek maintain in f.
(biriyle/bir şeyle) işlevini sürdürmek manage with (someone or something) f.
olmadan işlevini sürdürmek manage without f.
(biri/bir şey) olmadan işlevini sürdürmek manage without (someone or something) f.
(bir şey yapmayı) sürdürmek persist in (doing something) f.
yapmayı sürdürmek persist in doing f.
(bir şeyi) sürdürmek persist with (something) f.
(bir işi) hevessizce sürdürmek plod away (at something) f.
-de çalışmayı sürdürmek progress with f.
-i sürdürmek/ilerletmek progress with f.
(bir şeyi) azimle/kararlılıkla sürdürmek push ahead (with something) f.
(biriyle) ilişkisini sürdürmek remain with (someone) f.
(birinin/bir şeyin) üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) sürdürmek retain (something) over (someone or something) f.
üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) sürdürmek retain over f.
(bir şeyi) sürdürmek stick out to (something) f.
(bir şeyi) sürdürmek stick to (something) f.
(bir şeyi) zar zor sürdürmek stumble through (something) f.
zorluklara/engellere rağmen bir şeyi devam ettirmek/sürdürmek tough something out f.
uçmayı sürdürmek fly on f.
Colloquial
bıkmadan usanmadan sürdürmek be at it f.
ısrarla/aktif bir şekilde sürdürmek be at it f.
bıkmadan usanmadan sürdürmek be at f.
ısrarla/aktif bir şekilde sürdürmek be at f.
sonsuza kadar sürdürmek go on and on f.
bir şeyi sürdürmek plug f.
Idioms
bir şeyi sürdürmek keep the pot boiling f.
yalan vaatlerle beklentiyi sürdürmek bear in hand f.
(biriyle) arkadaşlığını sürdürmek be down with (something) f.
(biriyle) arkadaşlığını sürdürmek be down with f.
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek close (one's) eyes and think of england f.
rahat bir yaşam sürdürmek have a charmed existence f.
rahat bir yaşam sürdürmek lead a charmed existence f.
rahat bir yaşam sürdürmek live a charmed existence f.
bir şeyi sürdürmek keep the kettle boiling f.
bir şeyi sürdürmek keep the pot boiling f.
biraz güçlükle yaşamını sürdürmek keep body and soul together f.
bir oyunu/yalanı/kandırmacayı sürdürmek keep an act up f.
bir oyunu/yalanı/kandırmacayı sürdürmek keep one's act up f.
doğal akışını sürdürmek take its course f.
doğal akışını sürdürmek run its course f.
duruşunu inatla sürdürmek/devam ettirmek take a firm stand on something f.
geçerliliğini sürdürmek hold good f.
savunduklarını sürdürmek stick to one's guns f.
tartışmayı/münakaşayı inatla sürdürmek argue the toss f.
tüm olumsuzluklara karşın görüşlerini ya da inançlarını savunmayı sürdürmek stick to one's guns f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live by one's wits f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live on one's wits f.
sonuna kadar sürdürmek/peşini bırakmamak stay the distance f.
yaşamını sürdürmek make it f.
(bir şeyi birinin) bıraktığı yerden devam ettirmek/sürdürmek pick (something) up where (one) left off f.
ilgisini/merakını sürdürmek stay hungry f.
biri için ön planda olmayı sürdürmek keep note f.
(birinin) önünde olmayı sürdürmek stay one jump ahead f.
bir şeyi sürdürmek keep the show on the road f.
bir şeyi sürdürmek keep this show on the road f.
bir şeyi tartışmayı/konuşmayı kaldığı yerden sürdürmek üzere bırakmak put a pin in it f.
bir şeyi tartışmayı/konuşmayı kaldığı yerden sürdürmek üzere bırakmak stick a pin in it f.
planı sürdürmek go with the plan f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek take a firm line (on or against something) f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek take a firm line/stand (on/against something) f.
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek lie back and think of england f.
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek shut (one's) eyes and think of england [uk] f.
varlığını sürdürmek be alive and well f.
görüşmek, görüşmeyi sürdürmek be in touch f.
iletişimi koparmamak, kesmemek, sürdürmek be in touch f.
görüşmek, görüşmeyi sürdürmek keep in touch f.
iletişimi koparmamak, kesmemek, sürdürmek keep in touch f.
biri/bir şey için verilen mücadeleyi sürdürmek carry the torch f.
bir şeyleri başlatmak/sürdürmek/yürütmek get/keep/set/start the ball rolling f.
umudunu sürdürmek hold (one's) thumbs [south africa] f.
için geçerliliğini sürdürmek hold good for f.
(biri/bir şey) için geçerliliğini sürdürmek hold good for (someone or something) f.
geçerliliğini sürdürmek hold good f.
geçerliliğini sürdürmek hold true f.
(bir şeye) iyi bir örnek olmayı sürdürmek hold up as (something) f.
hala iyi (bir şey) örneği olmayı sürdürmek hold up as (something) f.
başarısını/gücünü sürdürmek hold your own f.
oyunu/yalanı/kandırmacayı sürdürmek keep the act up f.
bir oyunu/yalanı/kandırmacayı sürdürmek keep up the act f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live by wits f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live by your wits f.
zekası sayesinde yaşamını sürdürmek live on your wits f.
yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek live out of one's suitcase f.
yalnızca bir çanta/bavul eşyayla hayatını sürdürmek live out of a suitcase f.
ilerlemesini/gelişimini sürdürmek not rest on (one's) laurels f.
ilerlemesini/gelişimini sürdürmek not rest on your laurels f.
işini/çalışmayı sürdürmek ply (one's) trade f.
iletişimi sürdürmek/koparmamak remain in touch f.
(biriyle) iletişimi sürdürmek/koparmamak remain in touch with (one) f.
liderliği sürdürmek için rakibe fırsat vermeden zamanı geçirmeye çalışmak run the clock out f.
planlandığı/beklendiği/istendiği gibi çalışmayı sürdürmek stay on (the right) track f.
savunduklarını sürdürmek stick to guns f.
tüm olumsuzluklara karşın görüşlerini ya da inançlarını savunmayı sürdürmek stick to guns f.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek take a firm stand (on or against something) f.
(bir konuda) duruşunu inatla sürdürmek/devam ettirmek take a stand on (something) f.
Formal
(faaliyeti) gereksiz uzunlukta sürdürmek overcarry f.
Trade/Economic
ana faaliyet alanını sürdürmek için büyük bir konglomera devralan ve iştiraklerin bazılarını devralma işlemini finanse etmek için satan kişi veya kuruluş unbundler i.
ana faaliyet alanını sürdürmek için büyük bir konglomeranın devralınması ve iştiraklerin bazılarının devralma işlemini finanse etmek için satılması unbundling i.
(özellikle bir para biriminin istikrarını sürdürmek için) piyasaya müdahale etmek intervene f.
Politics
bir etkinliğe başlamak ve sürdürmek take up an activity f.
dikkatle izlemeyi sürdürmek keep the matter under review f.
Technical
yaşamayı sürdürmek survive f.
Computer
konuşmaya benzer bir etkileşim sürdürmek converse f.
Informatics
asıl görevi veri tabanı oluşturup sürdürmek olan kurum data bank i.
Construction
-e kadar sürdürmek maintain far into f.
Chemistry
(kimyasal sistemi) kontrollü koşullar altında reaksiyon geliştirmek için sürdürmek incubate f.
Literature
diyaloğu sürdürmek dialogize f.
diyaloğu sürdürmek dialogise f.
Philosophy
bağımsız varlığını sürdürmek subsist f.
Meteorology
(gemi) rüzgar nedeniyle avantajlı durumunu sürdürmek weather gauge f.
Military
hassas bilgilere dair gizliliği sağlamak ve sürdürmek için kullanılan yöntem ve araçlar operations security measures i.
Sport
takımın top hakimiyetini sürdürmek için ya sayı yapması ya da topu en az on metre sürmesi gereken dört ardışık oyundan her biri down i.
(buz hokeyi) savunma alanında top hakimiyetini sürdürmek cycle f.
(basketbolda rakibin sayı kazanmasını önlemek için) top sahipliğini sürdürmek stall f.
Music
(notayı) belirtilen süre boyunca sürdürmek hold f.
php
birini/bir şeyi bir süre daha sürdürmek/devam ettirmek hold someone or something over f.