satış - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

satış



"satış" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
satış sales i.
satış sale i.
satış selling i.
General
satış sale i.
satış disposition i.
satış sell i.
satış disposal i.
satış selling i.
satış vendition i.
satış liquidation i.
Trade/Economic
satış ask i.
satış retail i.
satış bargain i.
satış sale i.
satış disposal i.
satış offer i.
satış vent i.
satış business i.
satış offering i.
satış distribution i.
Law
satış sale i.
Military
satış sale i.

"satış" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
perakende satış retail i.
toptan satış yeri warehouse i.
satış temsilcisi sales representative i.
General
satış idaresi sales administration i.
satış temsilcisi (gezici) traveler i.
toptan satış yeri warehouse i.
toptan satış wholesale trade i.
satış memuresi salesgirl i.
alış ve satış fiyatları arasındaki fark markup i.
satış tahmini sales forecasting i.
satış tekeli hakkı franchise i.
satış temsilcisi commercial traveller i.
zararına satış sacrifice sale i.
vadeli satış forward sale i.
satış yöntemi sell i.
dükkan (perakende satış yapılan) shop i.
satış konuşması sales talk i.
satış etkinliği testi sales effectiveness test i.
ihracat satış sözleşmesi export sales contracts i.
şarta bağlı satış conditional sale i.
veresiye satış sale on credit i.
gayrimenkul satış vergisi real estate sales tax i.
satış tahminleri sale forecast i.
satış hakları franchises i.
ev ev dolaşarak satış yapan satıcı door salesman i.
şartlı satış conditional sales i.
satış memuresi saleswoman i.
satış gelirleri return on sales i.
mecburi satış forced sale i.
konsinye satış consignment sales i.
zararına satış loss leader i.
satış müdürü director of sales i.
doğrudan satış direct sale i.
satış mühendisliği sales engineering i.
artırmalı satış auction i.
satış elemanı shopgirl i.
satış ruhsatı sales licence i.
satış işlemleri turnover i.
indirimli satış bargain sale i.
satış makinesi vending machine i.
otomatik satış makinesi vending machine i.
satış noktası selling point i.
satış yeri staple i.
satış elemanı salesperson i.
önermeli satış suggestive selling i.
satış pavyonu booth i.
satış müdürü sales executive i.
açık artırma ile satış sale i.
yeniden satış resale i.
satış yeri salesroom i.
gezici satış temsilcisi traveling salesman i.
taksitle satış instalment sale i.
satış ekibi commercial team i.
tahsisli satış placing i.
karşılıksız satış short sale i.
özel satış override i.
dükkan (perakende satış yapılan) shoppe i.
satış noktasında sergileme point of sale display i.
başlıca satış ürünleri staple commodities i.
gezici satış temsilcisi commercial traveller i.
tarım satış kooperatifleri agriculture sales cooperatives i.
satış şirketi sales company i.
satış yeri outlet i.
büyük bir satış yerinde kasa yeri cash point i.
satış elemanı commercial traveler i.
perakende satış resale i.
satış ruhsatı selling licence i.
para ile çalışan satış otomatı vending machine i.
satış kıymeti sale value i.
satış müdürü merchandising manager i.
satış yeri showroom i.
satış müdürlüğü sales management i.
benzersiz satış noktası unique selling point i.
enerji satış garantisi anlaşmaları energy sales and treasury guarantee agreements i.
gazete satış yeri newsstand i.
ürünün satış noktasındaki bulunurluğunu ve görünürlüğünü sağlamaya yönelik pazarlama çabalarının tümü merchandising i.
bilet satış ticket sales i.
indirimli satış clearance sale i.
ingiltere'de alkollü içeceklerin satış ve tüketimine tahsis edilmiş bina public house i.
toptan satış wholesale i.
garantili satış guaranteed sales i.
satış noktası store i.
satış teşvik kampanyası sales promotion campaign i.
kapı kapı dolaşarak satış yapan pazarlamacı doorstep salesman i.
kapı kapı satış işi doorstep trading i.
kapı kapı dolaşarak satış yapan kimse doorstep salesman i.
zararına satış losing bargain i.
veresiye satış sale on account i.
veresiye satış charge sale i.
tekrar satış resale i.
satış yetkilisi sales executive i.
toplam satış sum of sales i.
toplam satış total sale i.
satış temsilcisi sales rep i.
satış fiyatı sale price i.
satış miktarı sale amount i.
satış rekorları kıran blockbuster i.
satış personeli sales personnel i.
satış vergisi sales tax i.
satış yönetimi sales management i.
satış promosyonu sales promotion i.
ticari satış merchandising i.
satış gücü sale force i.
yurtiçi satış domestic sale i.
yurtiçi satış müdürü domestic sales manager i.
toptan ve perakende satış wholesale and retail sale i.
satış vaadi promise for sale i.
satış vaadi promise to sell i.
zorunlu satış compulsory sale i.
sıcak satış hot sale i.
satış analiz sorumlusu sales analysis specialist i.
direkt satış direct sales i.
satış tekniği selling technique i.
satış rakamları sales figures i.
satış deposu sales depot i.
bölge satış sorumlusu regional sales manager i.
bölge satış sorumlusu area sales representative i.
tahmini satış estimated sale i.
satış fırsatı sales opportunity i.
peşin satış fiyatı cash sale price i.
satış rakamı sales figure i.
satış sözleşmesi sales agreement i.
satış anlaşması sales agreement i.
satış teknikleri sales techniques i.
açık artırma ile satış auction i.
pazarlama ve satış marketing and sale i.
ticari satış commercial sale i.
genel satış general sale i.
dış satış foreign sale i.
satış birimi sales unit i.
satış materyalleri sales materials i.
tarım satış kooperatifleri agricultural sale-selling cooperatives i.
satış sonrası servis after-sales service i.
satış sonrası hizmeti after-sale service i.
satış noktası tabelaları point-of-purchase signs i.
satış noktası point-of-sale i.
bir tür taksitli satış never-never i.
satış teşvik kampanyası sales-promotion campaign i.
satış pazarlama sales marketing i.
zararına satış ruinous sale i.
örneğe göre alış veya satış purchase or sale by sample i.
toplam satış turnover i.
bilet satış noktası booking office i.
bilet satış noktası ticket office i.
fazla satış yapma overselling i.
satış kiti sales kit i.
satış ödülü sales prize i.
satış müdürü sales manager i.
telefonla satış bilgisayarı telemarketing computer i.
satış danışmanı sales assistant i.
ürünün satış noktasındaki bulunurluğunu ve görünürlüğünü sağlamaya yönelik pazarlama çabalarının tümü merchandizing i.
ticari satış merchandizing i.
satış temsilcisi (gezici) traveller i.
alış ve satış fiyatları arasındaki fark mark-up i.
kayıp satış lost sale i.
kaçan satış lost sale i.
gezici satış görevlisi roadman i.
internetten satış yapan mağaza online store i.
pazarlama satış direktörü marketing sales director i.
hileli satış misselling i.
satış kapama closing a sale i.
mağaza satış temsilcisi shop salesclerk i.
mağaza satış görevlisi shop salesclerk i.
mağaza satış temsilcisi shop assistant i.
mağaza satış görevlisi shop assistant i.
mağaza satış temsilcisi shop clerk i.
mağaza satış görevlisi shop clerk i.
mağaza satış temsilcisi salesperson i.
mağaza satış temsilcisi clerk. shop sales rep i.
mağaza satış görevlisi sales representative i.
mağaza satış temsilcisi sales representative i.
mağaza satış görevlisi clerk. shop sales rep i.
mağaza satış görevlisi salesperson i.
ortalamanın üstünde satış başarısı göstermesi beklenen kitapların listesi (yayıncıya ait) midlist i.
araba bagajında yapılan satış car boot sale i.
devamlı olarak seyahat ederek satış yapan kimse tranter [dialect] i.
devamlı olarak seyahat ederek satış yapan kimse traunter [obsolete] i.
zararına satış sacrifice i.
gezici satış elemanı knight of the road i.
zararına satış leader i.
satılan malın maliyeti ile net satış arasındaki fark margent i.
satış bedelinde yapılan indirim miktarı markdown i.
mesafeli satış sözleşmesi distance sales contract i.
mesafeli satış sözleşmesi distance sales agreement i.
tatillerde de açık olup geç saatlere kadar kapanmayan, acil ihtiyaç maddeleri bulunduran ve görece yüksek fiyattan satış yapan bir tür perakendeci mini-mart i.
kadın satış elemanı saleslady i.
satış bayisinin çalışanları tarafından sürülen veya test sürüşü için kullanılan yeni araba demonstration car i.
ızgaralı bilet satış penceresi grill i.
ızgaralı bilet satış penceresi grille i.
üreticilerden karmaşık ekipmanlar satın alıp bunları yeniden satış için farklı bileşenler ile değiştiren veya birleştiren firma oem i.
gümrüksüz satış mağazası in-bond shop [caribbean] i.
reklam veya satış mesajlarına maruz kalan toplam kişi sayısı circulation i.
satış koçu coach i.
deneyimsiz satış çalışanlarını eğitip yönlendiren deneyimli satışçı coach i.
gezici satış temsilcisi commercial [uk] i.
fuar satış standı crame [scotland] i.
göreve hazır yedek satış görevlisi contingent i.
satış için yapılan iş salework i.
gezici satış temsilcisi outrider [dialect] i.
satış yapılan kimse sell i.
toptan satış yeri seraglio [obsolete] i.
kadın satış elemanı shopmaid i.
(yarışma veya satış için) hayvanların sergilendiği alan showring i.
deneyimli satış görevlisi sponsor i.
tezgah açarak satış yapan kimse stallkeeper i.
tezgah açarak satış yapan kimse stallman i.
satış tezgahı stand i.
satış görevlisi assistant i.
(kısaca) satış temsilcisi rep i.
zararına satış yapmak sell at a loss f.
sergilemek (satış için) expose f.
satış gerçekleştirmek sell f.
(satış için) sergilemek expose f.
satış aşamasında evin fiyatını artırmak gazump f.
satış yapmak make sale f.
satış yapmak sell f.
satış patlamak the sales burst f.
satış patlamak the sales skyrocket f.
satış patlamak the sales rocket f.
internet sitesi üzerinden satış yapmak sell online f.
internet sitesi üzerinden satış yapmak make sales over the internet f.
internet sitesi üzerinden satış yapmak sell through a website f.
internet sitesi üzerinden satış yapmak make sales through a website f.
korsan satış yapmak pirate f.
satış olmak have the sale f.
satış amacıyla teşhir etmek expose for sale f.
satış rekoru kırmak break sales record f.
satış oluşturmak build sales f.
fazla satış yapmak oversell f.
hisse başına on dolardan satış yapmak sell for ten dollars a share f.
stand/satış pavyonu ayırmak/edinmek get a booth f.
yeni satış stratejileri geliştirmek develop new selling strategies f.
satış elde etmek/gerçekleştirmek land a sale f.
devamlı olarak seyahat ederek satış yapmak trant [dialect] f.
devamlı olarak seyahat ederek satış yapmak traunt [obsolete] f.
satış için parlatmak mangonize f.
satış için parlatmak mangonise f.
agresif bir şekilde satış yapmak huxter f.
satış yapmak huxter f.
satış veya kiralama yoluyla elden çıkarttırmak move f.
toplam satış tutarını artırmak amacıyla farklı tekliflerle müşteriyi daha çok veya daha pahalı olanı alması için yönlendirmek upsell f.
aşırı satış yapmak oversell f.
çok satış yapmak istemek oversell f.
daha çok satış yapmak outgross f.
satış sonrası destek sunmak support f.
zararına (satış) at a loss s.
satış rekorları kıran best selling s.
satış sonrası ile ilgili after-sales s.
(satış) yıldırım taktiğini kullanan blitz s.
satış rekoru kırdıran block-busting s.
internetten satış yapan (firma) dot com s.
satış işi yapan selling s.
satış işleri ile uğraşan selling s.
satış yapan selling s.
toptan satış için üretilen staple s.
Phrasals
(genelde ev için) satış ya da alış işlemini bitirmek close on f.
(genelde ev için) satış ya da alış işlemini bitirmek close on something f.
(birine/bir şeye) perakende satış yapmak retail to (someone or something) f.
doğrudan tüketiciye satış yapmak retail to (someone or something) f.
birine perakende satış yapmak retail something to someone f.
satış fiyatını artırmak için kendi mülküne fazladan fiyat teklifi sunmak bid in f.
reklama tıklayıp bir satış sitesine gitmek click through f.
-e perakende satış yapmak retail to f.
-e satış yapmak retail to f.
(bir yerde) satış/ticaret yapmak trade at (some place) f.
halka açık satış, inceleme için önerilmek come out f.
(satış veya müzayede için) sunmak set to [obsolete] f.
Phrases
ne kadar satış o kadar kazanç the more sales the more profits expr.
satış tamamlandı sale completed expr.
Colloquial
kapı kapı dolaşarak satış yapan kişi fuller brush man i.
ev ev dolaşarak satış yapan kişi fuller brush man i.
(müzik piyasasında) satış listeleri charts i.
İkinci el satış mağazası thrift store i.
İkinci el satış mağazası thrift shop i.
satış anlaşması sale deal i.
çok büyük indirim yapılan satış blowout i.
çok ucuza yapılan hızlı satış blowout sale i.
telefonla satış odası boiler room i.
telefonla arayarak satış yapan şirket boiler room i.
bayan satış görevlisi saleslady i.
buz alım-satım, saklama, satış ve teslimatı ile ilgilenen erkek ice man i.
yardım amacıyla genellikle bir hayır kurumunun yönetiminde satış yapan mağaza op-shop [australia/new zealand] i.
gümrüksüz satış mağazasında satılan mallar duty-frees [uk] i.
satış elemanına daha çok satması için ödenen ekstra para spiff i.
pazarda ruhsatsız satış yapan işportacı flypitcher i.
anlaştıktan sonra satış gerçekleşmeden fiyatı artırmak gazumph f.
fiyatta anlaşıp satış yapılmadan önce evin fiyatını artırmak gazumph f.
satış tam gerçekleşmeden önce evin üzerinde anlaşılan fiyatını artırmak gazumph f.
satış işlemleri sırasında evin fiyatını artırmak gazumph f.
fiyatında anlaştığı evin tam satış işlemlerinden önce fiyatını artırmak gazumph f.
satış yapmak close a/the sale f.
satış işlemlerini tamamlamak close a/the sale f.
(evi satan kişi) satış tamamlanmadan önce anlaşmadan çekilerek potansiyel alıcıyı sıkıntıya düşürmek gazang f.
Idioms
satış/gişe rekorları kırma smash hit i.
yumuşak satış soft sell i.
bir müşterinin bir üründen sadece bir tane almasına izin veren satış politikası one per customer i.
bir müşterinin bir üründen sadece bir tane almasına izin veren satış politikası one to a customer i.
peşin satış yapma cash on the barrel i.
agresif satış yapmaya teşvik etmek için satış elemanına ödenen ekstra ücret push money i.
basit satış tanıtımı a dog and pony show [us] i.
satış sunumu a dog and pony show [us] i.
satış/gişe rekorları kıran albüm/film/oyun a smash hit i.
fiziksel satış yeri bricks-and-mortar i.
fiziksel satış yeri brick-and-mortar i.
satış/pazarlama araması/ziyareti cold call i.
satış görevlisi floor salesman i.
satış yaparken hile yapmak chant horses f.
satış/güç/oy elde ederek başarılı olmaya başlamak make inroads on f.
altın ödül/disk almaya hak kazanacak satış miktarına ulaşmak (plak/albüm) go gold f.
platin ödül/disk almaya hak kazanacak satış miktarına ulaşmak (plak/albüm) go platinum f.
gereken/beklenen satış kotasını doldurmak make (one's) number f.
gereken/beklenen satış kotasına ulaşmak make (one's) number f.
satış kotasını doldurmak make (one's) number f.
iyi satış yapmak be doing a land-office business f.
iyi satış yapmak be doing a land-office business [us] f.
iyi satış yapmak be doing land-office business [us] f.
satış için sergilenmekte olmak be on show f.
(birine) zorla bir şey satmaya/satış yapmaya çalışmak give (one) the hard sell f.
gezici halde (satış görevlisi) on the road zf.
(bir ev/bina) için satış sözleşmesi yürürlükte under offer [uk] expr.
Speaking
ben satış müdürüyüm I'm a sales manager expr.
Trade/Economic
alivre satış time bargain i.
taksitle satış yapan dükkan tallyshop i.
spekülatörlerin hisse senedi fiyatlarını koordine satış yoluyla düşürme girişimi raid i.
posta yoluyla satış yapan yerden alışveriş yapma catalog buying i.
satış yapabilmek için gerekli üyelik zinciri sistemi chain i.
(karlı satış için fiyat yükseltmek amacıyla) malları önceden satın alan kimse regrater i.
(karlı satış için fiyatları yükseltmek amacıyla) malları önceden satın alma regratery i.
(karlı satış için fiyatları yükseltmek amacıyla) malları önceden satın alan kimse regrator i.
tele satış telephone selling i.
telefonla tanıtım ve satış yapma teleselling i.
bir kimsenin satış temsilcisi olarak sorumlu olduğu bölge territory i.
bira satış noktasının mallarını belirli bir firmadan satın alma yükümlülüğü tie [brit] i.
yalnızca bağlı satış kapsamında bulunan ürün veya satın alma hakkı tie-in i.
şirkette satış, nakliye, halkla ilişkiler veya üretim programına uyulmasını sağlayan departman traffic department i.
gezici satış temsilcisi traveling salesperson i.
gezici satış temsilcisi travelling salesman i.
satış amacıyla yetiştirilen sebzeler troke [scottish] i.
hisse senedinin alış ve satış fiyatlarının tam ortasındaki değer turn [brit] i.
alkollü içki satış ruhsatı alcoholic beverages license i.
amerikan satış fiyatı uygulaması american selling price i.
açık satış yeri open selling palace i.
alkollü içki satış ruhsatı alcohol license i.
azami satış fiyatı maximum selling price i.
alkollü içki satış ruhsatı license to sell alcoholic beverages i.
alkollü içki satış ruhsatı liquor license i.
ayakkabı satış yeri shoe store i.
ayakkabı satış yeri shoe shop i.
açığa yapılan alış satış işlemlerinin toplamı total short trades i.
açığa satış işlemleri short selling transactions i.
amortismana tabi değerlerin satış, takas, hurdaya ayırma vb yollarla hizmet dışı kalması retirement of assets i.
alivre satış anlaşması agreement to sell future goods i.
aynı hisse senedi üzerinden değişik uygulama fiyatlarıyla alış ve satış sözleşmesi edinilmesi spread options i.
aylık satış planı monthly sales plan i.
ana satış mağazası parent store i.
agresif satış taktikleri aggressive sales tactics i.
asgari satış fiyatı upset price i.
açığa satış short sale i.
açığa satış short selling i.
açığa satış yapan shortseller i.
açık artırma ile satış sales by auction i.
açık artırma ile satış sale at auction i.
açık artırma ile satış yapılan yer saleroom i.
açık artırma ile yapılan satış auction sale i.
açık artırma veya eksiltme yoluyla satış sale by auction i.
açık artırma yoluyla satış auction sale i.
açık artırmayla satış sale by auction i.
açık artırmayla satış public sale i.
açık artırmayla satış sales by auction i.
açık artırmayla zorunlu satış compulsory sale by auction i.
açık arttırma yolu ile satış sale by auction i.
açık satış voluntary auction sale i.
açık satış open sale i.
açık satış auction i.
açık satış public auction i.
açık teklifte bulunma yöntemi ile satış open bidding i.
açıktan satış selling short i.
açıktan satış open sale i.
açıktan satış short sale i.
açıktan satış yapan short seller i.
agresif satış hard sell i.
aktif satış active sales i.
aleni satış voluntary auction sale i.
aleni satış public sale i.
aleni satış over the counter i.
alıcının kabulüne bağlı satış approval sale i.
alış satış farkı spread i.
alış ve satış bordrosu bought and sold notes i.
alış-satış farkı spread i.
alivre satış time bargaining i.
alivre satış short sale i.
alivre satış time bargaining sale i.
alivre satış sale of future goods i.
alivre satış time bargain i.
alivre satış yapan short seller i.
alkollü içki satış izni license to sell alcoholic beverages i.
alkollü içki satış izni liquor license i.
alkollü içki satış izni alcoholic beverages license i.
alkollü içki satış izni alcohol license i.
antrepoda satış sale in bonded warehouse i.
aracılı satış sale on consignment i.
aracılı satış sales on consignment i.
aracısız satış direct selling i.
artırmayla satış sale by auction i.
aşağı satış down-sell i.
aylık satış grafiği monthly sales chart i.
aynı anda çeşitli kanallar kullanılarak yapılan satış range selling i.
aynı uygulama fiyatından satın alınan bir alış opsiyonu ve bir satış opsiyonu bileşimi straddle i.
az karla satış trading down i.
az sayıda mal çeşidi bulunduran fakat düşük fiyatlara önem veren bir tür perakende satış kuruluşu category killer store i.
bedelsiz satış free sale i.
bayan satış elemanı salesgirl i.
bağlı satış sözleşmesi tying contract i.
bayan satış görevlisi saleswoman i.
bağımsız aracı satış temsilcisi free-wheeling sales reps i.
bağlı satış tie in sale i.
bayan satış elemanı saleswoman i.
belli bir fiyat düzeyinde tüm masrafları karşılayacak en düşük satış hacminin belirlenmesi çalışmaları break-even analysis i.
benzersiz satış teklifi unique selling proposition i.
bağlayıcı satış anlaşması binding sale agreement i.
bağlı satış tie-in sale i.
bağlı satış tied sale i.
blok satış block selling i.
bölge satış geliştirme uzmanı regional sales development specialist i.
bir malın satış veya sürüm değeri rate i.
bölge satış temsilcisi territory sales representative i.
bölge satış müdürü district sales manager i.
bir çeşit vadeli satış usulü hedging i.
büyük perakende satış mağazası department store i.
bölge satış müdürü regional sales director i.
bölge satış koordinatörü regional sales coordinator i.
bu şekildeki satış opsiyonları covered call i.
birçok kanaldan satış range selling i.
bölge satış müdürü area sales manager i.
brüt satış karı gross sales margin i.
bir malın teslimsiz satışını temin eden satış senedi absolute bill of sale i.
bütçelenen satış tutarı ile fiili satış tutarı arasındaki fark turnover variance i.
büyük satış beklentileri big sales expectations i.
blok satış block sales i.
bireysel direkt satış individual direct sales i.
brüt satış karı veya zararı profit or loss from gross sales i.
brüt satış karı veya zararı gross profit or loss i.
bölgesel satış verisi sales territory data i.
borsanın satış eğilimine geçmesi turn bull i.
bir komisyon karşılığında başkasının adına satış yapan representative i.
borsada satış emri sell order i.
borsada blok satış block sale i.
blok satış block sale i.
brüt satış karı oranı trading margin i.
bir alış veya satış opsiyonunun uygulamaya konması exercising an option i.
borsada satış shop selling i.
bilgisayar destekli perakende satış computer-assisted retailing i.
bölgesel satış dağıtım tablosu regional sales distribution chart i.
bir ana yol üzerinde veya ara sokakta bulunan bağımsız bir perakende satış dükkanı isolated store i.
blok halinde satış block selling i.
bodrum katı satış reyonu automatic basement i.
brüt satış gross sales i.
bireysel satış temsilcisi personal sales representative i.
boşaltmada teslim şartı ile yapılan satış landed terms i.
bir piyasanın başlıca satış maddesi staple i.
cebri satış compulsory liquidation i.
çapraz satış/ticaret cross merchandising i.
çift kopyalı satış faturası duplicate sales invoice i.
cebri satış değeri forced sale value i.
çapraz satış cross-sales i.
çapraz satış cross selling i.
çapraz satış cross selling i.
çapraz satış cross-sell i.
cebri satış compulsory sale i.
çoklu satış range selling i.
canlı satış hot sale i.
çabuk veya hazır satış ready sale i.
cebri satış forced sale i.
cebri satış compulsory auction i.
deniz aşırı satış overseas sale i.
çözüm satış uzmanı solution sales specialist i.
depoda satış sales in bonded warehouse i.
diğer satış giderleri other selling expenses i.
depo satış fiyatı warehouse selling price i.
diğer pazarlama, satış ve dağıtım giderleri other marketing, sales and distribution expenses i.
diğer sunucuların benzerini gerçekleştiremedikleri satış noktası unique selling point i.
değişken satış choppy trade i.
departman satış yevmiyesi departmental sales journal i.
derhal teslim için satış sale for prompt delivery i.
diğer satış masrafları other selling expenses i.
derhal teslim şartlı satış spot sale i.
deneme şartıyla satış sale on trial i.
direkt satış örgütü direct sales organization i.
doğalgaz satış sözleşmesi natural gas sales contract/agreement i.
doğrudan satış direct sales i.
döviz veya menkul değer satıcılarının belirlemiş oldukları satış fiyatları ask price i.
düşen bir borsanın son günlerinde yaşanan büyük satış furyası selling climax i.
direkt satış direct selling i.
doğrudan satış direct sale i.
doğrudan satış direct selling i.
durgun satış dead sale i.
duran varlık satış karı capital gain i.
doğrudan doğruya satış direct selling i.
döviz satış forex selling i.
döviz satış kuru selling rate of exchange i.