|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
| General |
|
| 1 |
Genel |
set someone up on a throne f.
|
birini bir tahta geçirmek |
|
| 2 |
Genel |
set something up with someone f.
|
biriyle birlikte bir şeyler ayarlamak/planlamak |
|
| 3 |
Genel |
set someone up in f.
|
birini bir işe başlatmak |
|
| Phrasals |
|
| 4 |
Öbek Fiiller |
set someone up (with) f.
|
birini (biriyle) buluşturmak |
|
| 5 |
Öbek Fiiller |
set someone up against someone f.
|
biriyle birini eşleştirmek |
|
| 6 |
Öbek Fiiller |
set someone up against someone f.
|
birine karşı yarışacak şekilde doldurmak |
|
| 7 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini birine veya bir şeye) dayamak |
|
| 8 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
|
(birine/bir şeye/kendine birini veya bir şeyi) rakip olarak ayarlamak |
|
| 9 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini biriyle veya bir şeyle) karşılaştırmak |
|
| 10 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini biriyle veya bir şeyle) karşı karşıya bırakmak |
|
| 11 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up as (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) yapmak |
|
| 12 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up as (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) konumuna getirmek |
|
| 13 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up as (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) pozisyonuna getirmek |
|
| 14 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up as (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) yapmak için gerekli ayarlamaları yapmak |
|
| 15 |
Öbek Fiiller |
set (someone, something, or oneself) up as (someone or something) f.
|
(birini/bir şeyi/kendini biri/bir şey) konumuna getirmek için gereken düzenlemeleri yapmak |
|
| 16 |
Öbek Fiiller |
set someone or something up as something f.
|
birini/bir şeyi bir şey yapmak |
|
| 17 |
Öbek Fiiller |
set someone or something up as something f.
|
birini/bir şeyi bir şey konumuna getirmek |
|
| 18 |
Öbek Fiiller |
set someone or something up as something f.
|
birinin/bir şeyin bir şey olarak çalışmasını sağlamak |
|
|
|
| 19 |
Öbek Fiiller |
set someone or something up as something f.
|
birini/bir şeyi bir şey olmaya hazırlamak |
|
| 20 |
Öbek Fiiller |
set someone or something up as something f.
|
birini/bir şeyi bir şey yapmak için gerekli ayarlamaları yapmak |
|
| 21 |
Öbek Fiiller |
set someone or something up as something f.
|
birini/bir şeyi bir şey yapmak için gerekli düzenlemeleri yapmak |
|
| 22 |
Öbek Fiiller |
set (one) up with (someone) f.
|
(birinin biriyle) arasını yapmak |
|
| 23 |
Öbek Fiiller |
set (one) up with (someone) f.
|
(birini biriyle) bir araya getirmek/ tanıştırmak |
|
| 24 |
Öbek Fiiller |
set (someone or oneself) up for (something) f.
|
(birine/kendine bir şey) için zemin hazırlamak |
|
| 25 |
Öbek Fiiller |
set (someone or oneself) up for (something) f.
|
(birini/kendini bir duruma) sürüklemek |
|
| 26 |
Öbek Fiiller |
set (someone or oneself) up for (something) f.
|
(birine/kendine) finansal destek/kaynak sağlamak |
|
| 27 |
Öbek Fiiller |
set (someone or oneself) up for (something) f.
|
(birini/kendini) ekonomik olarak güvenceye almak |
|
| 28 |
Öbek Fiiller |
set (someone or oneself) up for (something) f.
|
(birine/kendine) hayat boyu yetecek parayı/kaynağı sağlamak |
|
| 29 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up for (something) f.
|
(birini bir süre) idare etmek/götürmek (tok tutmak) |
|
| 30 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up for (something) f.
|
(birini bir süre) için tok tutmak |
|
| 31 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up for (something) f.
|
(birine bir süre) yetmek (tok tutmak) |
|
| 32 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
(birine) tuzak kurmak |
|
| 33 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
(birine) suç atmak |
|
| 34 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
(birine) iftira atmak |
|
| 35 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
suçu (birinin) üstüne atmak |
|
| 36 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
(birine) sermaye/kaynak sağlamak |
|
| 37 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
(birini) seçmek |
|
| 38 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
(birine) yetki vermek |
|
|
|
| 39 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
(birini) bir pozisyona getirmek |
|
| 40 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
(birini) idare etmek (tok tutmak) |
|
| 41 |
Öbek Fiiller |
set (someone) up f.
|
(birini) tok tutmak |
|
| 42 |
Öbek Fiiller |
set someone up (for something) f.
|
birine (bir şey için) tuzak kurmak |
|
| 43 |
Öbek Fiiller |
set someone up (for something) f.
|
birine (bir şey için) bir düzenek kurmak |
|
| Idioms |
|
| 44 |
Deyim |
set someone up for a fall f.
|
tuzak kurmak |
|
| 45 |
Deyim |
set someone up in business f.
|
birinin iş kurmasına yardımcı olmak |
|
| 46 |
Deyim |
set (someone or something) (up) on a pedestal f.
|
(birine/bir şeye) fazla değer vermek |
|
| 47 |
Deyim |
set (someone or something) (up) on a pedestal f.
|
(birine/bir şeye) adeta tapınmak |
|
| 48 |
Deyim |
set (someone or something) (up) on a pedestal f.
|
(birini/bir şeyi) idealize etmek |
|
| 49 |
Deyim |
set (someone or something) (up) on a pedestal f.
|
(birini/bir şeyi) yere göğe sığdıramamak |
|
| 50 |
Deyim |
set (someone or something) (up) on a pedestal f.
|
(birini/bir şeyi) göklere çıkarmak |
|
