Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
squeeze
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"squeeze"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 116 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
squeeze
f.
sıkışmak
2
Yaygın Kullanım
squeeze
f.
sıkmak
General
3
Genel
squeeze
i.
izdiham
4
Genel
squeeze
i.
sıkma
5
Genel
squeeze
i.
sıkış
6
Genel
squeeze
i.
kıtlıktan ileri gelen zor durum
7
Genel
squeeze
i.
sıkıştırma
8
Genel
squeeze
i.
bir defada sıkılan miktar
9
Genel
squeeze
i.
kısıtlama
10
Genel
squeeze
i.
zorla alma
11
Genel
squeeze
i.
kucaklama
12
Genel
squeeze
i.
baskı
13
Genel
squeeze
i.
sıkım
14
Genel
squeeze
i.
sıkışma
15
Genel
squeeze
i.
kıtlık
16
Genel
squeeze
i.
kısıtlamadan ileri gelen zor durum
17
Genel
squeeze
i.
sıkışıklık
18
Genel
squeeze
i.
el kavrayarak sıkma
19
Genel
squeeze
i.
kalabalık
20
Genel
squeeze
i.
cemaat
21
Genel
squeeze
i.
ahali
22
Genel
squeeze
i.
toplanma
23
Genel
squeeze
i.
kalabalık topluluk
24
Genel
squeeze
i.
kabalık parti
25
Genel
squeeze
i.
kalabalık toplantı
26
Genel
squeeze
i.
(plastik nesnenin bir diğer nesneye bastırılması ile elde edilen) kalıp
27
Genel
squeeze
f.
zor bir duruma sokmak
28
Genel
squeeze
f.
kıstırmak
29
Genel
squeeze
f.
suyunu çıkarmak
30
Genel
squeeze
f.
sığdırmak
31
Genel
squeeze
f.
tıkmak
32
Genel
squeeze
f.
kısmak
33
Genel
squeeze
f.
sızdırmak
34
Genel
squeeze
f.
zorla almak
35
Genel
squeeze
f.
ezilmek
36
Genel
squeeze
f.
sıkmak (meyve/ıslak bez vb'ni)
37
Genel
squeeze
f.
para sızdırmak
38
Genel
squeeze
f.
tıkıştırmak
39
Genel
squeeze
f.
ezmek
40
Genel
squeeze
f.
baskı yapmak
41
Genel
squeeze
f.
sarmak
42
Genel
squeeze
f.
kucaklamak
43
Genel
squeeze
f.
(tetiği) düşürmek
44
Genel
squeeze
f.
(tetiği) parmak ile bastırarak kaldırmak
45
Genel
squeeze
f.
çabalayarak elde etmek
46
Genel
squeeze
f.
çok çalışarak kazanmak
47
Genel
squeeze
f.
dikkati ile kazanmak
48
Genel
squeeze
f.
yoğun çaba ile gerçekleştirmek
49
Genel
squeeze
f.
emek vererek sağlamak
50
Genel
squeeze
f.
zorla kazanmak
51
Genel
squeeze
f.
zorla sağlamak
52
Genel
squeeze
f.
yer açmak
53
Genel
squeeze
f.
zaman yaratmak
54
Genel
squeeze
f.
fırsat yaratmak
55
Genel
squeeze
f.
(bir şeyi) araya sıkıştırmak
56
Genel
squeeze
f.
kıl payı kazanmak
57
Genel
squeeze
f.
ucu ucuna kazanmak
58
Genel
squeeze
f.
burun farkı ile elde etmek
59
Genel
squeeze
f.
çok küçük bir fark ile elde etmek
60
Genel
squeeze
f.
(baskı ile) şekle getirmek
61
Genel
squeeze
f.
bir yerden geçmeye zorlamak
62
Genel
squeeze
f.
bir yere zorlamak
63
Genel
squeeze
f.
ucu ucuna zafer kazanmak
64
Genel
squeeze
f.
ucundan köşesinden başarı elde etmek
65
Genel
squeeze
f.
(omuz, kol) tutarak hafifçe sıkmak
66
Genel
squeeze
f.
(yakınlık göstermek için) kavramak
Trade/Economic
67
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
asyalı hizmetçinin istediği rüşvet
68
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
asyalı hizmetçi tarafından talep edilen aracılık ücreti
69
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
(bir yetkili veya komisyoncu tarafından elde edilen) gizli kar
70
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
el altından yapılan kar
71
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
rüşvet
72
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
hile hurda ile kar elde etme
73
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
zorla kazanç sağlama
74
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
haraç kesme
75
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
haraç baskısı
76
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
kısa pozisyon sıkıştırması
77
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
mali baskı
78
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
finansal baskı
79
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
finansal daralma
80
Ticaret/Ekonomi
squeeze
i.
mali bunalım
81
Ticaret/Ekonomi
squeeze
f.
ekonomik zorluk yaratmak
82
Ticaret/Ekonomi
squeeze
f.
ekonomik buhrana yol açmak
83
Ticaret/Ekonomi
squeeze
f.
ekonomik açıdan zorlamak
84
Ticaret/Ekonomi
squeeze
f.
(kar miktarını) azaltmak
85
Ticaret/Ekonomi
squeeze
f.
(karı) düşürmek
86
Ticaret/Ekonomi
squeeze
f.
ekonomik baskı yaratmak
87
Ticaret/Ekonomi
squeeze
f.
haraç kesmek
88
Ticaret/Ekonomi
squeeze
f.
baskı altında tutmak
89
Ticaret/Ekonomi
squeeze
f.
sindirmek
Technical
90
Teknik
squeeze
f.
sıkmak
91
Teknik
squeeze
f.
sıkıştırmak
Textile
92
Tekstil
squeeze
f.
toklamak
Traffic
93
Trafik
squeeze
f.
farklı bir şeride yönelmek
94
Trafik
squeeze
f.
dar şeride sıkıştırmak
Mining
95
Maden
squeeze
i.
(madende üst tabakada) kademeli kapanma
96
Maden
squeeze
i.
kademeli olarak kapatılan maden bölgesi
Medical
97
Medikal
squeeze
i.
barotravma
98
Medikal
squeeze
i.
basınç sarsısı
Printing
99
Baskı Teknikleri
squeeze
i.
kağıdın mürekkepli baskı yüzeyine bastırılması
100
Baskı Teknikleri
squeeze
i.
(vizo ile sıkıştırıldığında) baskı harflerinde daralıp şekillenme
Breeding
101
Hayvancılık
squeeze
i.
baş bölgesinin dışarıda kaldığı bir tür sığır kafesi
Baseball
102
Beysbol
squeeze
i.
köşeye sıkıştırma taktiği
103
Beysbol
squeeze
f.
(sıkışık oyun ile) sayı almak
104
Beysbol
squeeze
f.
(sıkışık oyun ile) koşucuyu üçüncü kaleden saha ortasına getirmek
Card
105
İskambil
squeeze
i.
(briçte) skuiz yapılan oyun
106
İskambil
squeeze
i.
(briçte) bir oyuncuya ait alıcı olmayan kağıdın alıcı hale geldiği durum
107
İskambil
squeeze
i.
(remi ve kanasta oyunlarında) kartı güvenli atmak için değerli bir kart kombinasyonunun bozulduğu durum
108
İskambil
squeeze
f.
(briçte bir diğer oyuncuya) skuiz yapmak
109
İskambil
squeeze
f.
(briçte bir oyuncuya ait alıcı olmayan kağıdı) alıcı hale getirmek
Slang
110
Argo
squeeze
i.
kız arkadaş
111
Argo
squeeze
i.
manita
112
Argo
squeeze
i.
manita
113
Argo
squeeze
i.
sevgili
114
Argo
squeeze
i.
yatak arkadaşı
115
Argo
squeeze
i.
gizli çarkıfelek fren cihazı
116
Argo
squeeze
i.
gizli çarkıfelek durdurma cihazı
"squeeze"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 303 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
squeeze [uk]
i.
boyun
2
Genel
squeeze [uk]
i.
ipek materyal
3
Genel
squeeze [uk]
i.
ipekten yapılmış nesne
4
Genel
squeeze [uk]
i.
ipek
5
Genel
squeeze box
i.
mağaracıların dar alanlarda sürünme alıştırması yaparken kullandığı ayarlanabilir kutu
6
Genel
squeeze box
i.
(tedavi, taşıma için) hayvan sabitleme kafesi
7
Genel
squeeze in
f.
sığışmak (bir yere)
8
Genel
squeeze into
f.
sıkıştırmak
9
Genel
squeeze in
f.
sığışmak
10
Genel
squeeze and squash
f.
mıncıklamak
11
Genel
squeeze almost to death
f.
posasını çıkarmak
12
Genel
squeeze money out of somebody
f.
para sızdırmak
13
Genel
squeeze in
f.
sıkıştırmak
14
Genel
squeeze into
f.
araya sıkışmak
15
Genel
squeeze the lemon
f.
limon sıkmak
16
Genel
squeeze lemon
f.
limon sıkmak
17
Genel
squeeze orange
f.
portakal sıkmak
18
Genel
squeeze pimples
f.
sivilce sıkmak
19
Genel
squeeze pimples
f.
sivilce patlatmak
20
Genel
squeeze for
f.
para için zorlamak
21
Genel
squeeze for
f.
bilgi almak için sıkıştırmak
22
Genel
squeeze for
f.
(birinden) haraç kesmek
23
Genel
squeeze for
f.
(birini) gasp etmek
24
Genel
squeeze in
f.
(bir şeye) zaman yaratmak
25
Genel
squeeze in
f.
(bir şey için) kaynak yaratmak
26
Genel
squeeze out
f.
fışkırtmak
27
Genel
squeeze out
f.
püskürtmek
28
Genel
squeeze out
f.
zorlu bir başarı elde etmek
29
Genel
squeeze out
f.
hak edilmiş bir zafer kazanmak
30
Genel
squeeze out
f.
kıran kırana bir galibiyet elde etmek
31
Genel
in a tight squeeze
s.
sıkışmış
32
Genel
in a tight squeeze
zf.
zor durumda
Phrasals
33
Öbek Fiiller
squeeze by
f.
yanından sıkışarak/zor bela/zar zor geçmek
34
Öbek Fiiller
squeeze by
f.
yanına sıkışarak/zor bela/zar zor girmek
35
Öbek Fiiller
squeeze by
f.
sığışmak
36
Öbek Fiiller
squeeze by
f.
(bir işi) zor bela/zar zor yapmayı başarmak
37
Öbek Fiiller
squeeze by
f.
(dersten/sınavdan/bir üst lige) zar zor geçmek/geçmeyi başarmak
38
Öbek Fiiller
squeeze by (someone or something)
f.
yanından sıkışarak/zor bela/zar zor geçmek
39
Öbek Fiiller
squeeze by (someone or something)
f.
yanına sıkışarak/zor bela/zar zor girmek
40
Öbek Fiiller
squeeze by (someone or something)
f.
sığışmak
41
Öbek Fiiller
squeeze themselves up
f.
birbirlerini sıkıştırmak
42
Öbek Fiiller
squeeze through (something)
f.
bir yerden iterek/sıkıştırarak geçirmek
43
Öbek Fiiller
squeeze themselves together
f.
birbirlerini sıkıştırmak
44
Öbek Fiiller
squeeze something into something
f.
iterek sıkışık/küçük bir yere yerleştirmek
45
Öbek Fiiller
squeeze something in
f.
iterek sıkışık/küçük bir yere yerleştirmek
46
Öbek Fiiller
squeeze something out of something
f.
sıkıp çıkarmak
47
Öbek Fiiller
squeeze something out
f.
sıkarak çıkarmak
48
Öbek Fiiller
squeeze something out of something
f.
sıkarak çıkarmak
49
Öbek Fiiller
squeeze someone up
f.
sıkış tıkış bir yere oturtmak/yerleştirmek
50
Öbek Fiiller
squeeze something out
f.
sıkıp çıkarmak
51
Öbek Fiiller
squeeze themselves up
f.
tıkış tıkış bir yere sıkışmak
52
Öbek Fiiller
squeeze something out
f.
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak
53
Öbek Fiiller
squeeze something from something
f.
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak
54
Öbek Fiiller
squeeze something out of something
f.
(tüpten vb) sıkarak çıkartmak
55
Öbek Fiiller
squeeze (something) out of (something)
f.
bir şeyi sıkıp bir şey çıkarmak
56
Öbek Fiiller
squeeze (something) out of (something)
f.
bir şeyi sıkıp içindekini çıkarmak
57
Öbek Fiiller
squeeze (something) out of (someone)
f.
(birinden bir şey) sızdırmak
58
Öbek Fiiller
squeeze (something) out of (someone)
f.
(birini bir şey) yapması/vermesi için sıkıştırmak
59
Öbek Fiiller
squeeze (something) out of (someone)
f.
(birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak
60
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
(bir şeyi) sıkıp içinden çıkarmak
61
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
(bir şeyi) sıkıp/sıkarak çıkarmak
62
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
(bir yerden/görevden) baskıyla çıkarmaya çalışmak
63
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
(bir yerden/görevden) zorla çıkarmaya çalışmak
64
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
bilgi almak için sıkıştırmak
65
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
bilgi almak için baskı yapmak
66
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
bilgi vermesi için zorlamak
67
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
zorla elde etmek
68
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
zorla/baskıyla bilgi almak
69
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
(bir şeyden/yerden/kalabalığın arasından) büzüşerek çıkmak
70
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
(bir şeyden/yerden) kıvrılarak geçmek
71
Öbek Fiiller
squeeze out (of something)
f.
(bir şeyden/dar bir yerden yerden) eğilerek çıkmak
72
Öbek Fiiller
squeeze out
f.
sıkıp çıkarmak
73
Öbek Fiiller
squeeze out
f.
sıkıp içindekini dışarı çıkarmak
74
Öbek Fiiller
squeeze out
f.
baskıyla/zorla söyletmek
75
Öbek Fiiller
squeeze out
f.
sıkıştırmak
76
Öbek Fiiller
squeeze out
f.
köşeye sıkıştırmak
77
Öbek Fiiller
squeeze out
f.
sıkıştırıp yerinden etmek
78
Öbek Fiiller
squeeze out
f.
dışarı itmek
79
Öbek Fiiller
squeeze (something) from (someone)
f.
(birini) sıkıştırıp bilgi almak
80
Öbek Fiiller
squeeze (something) from (someone)
f.
(birini) sıkıştırıp (bir şey) elde etmek
81
Öbek Fiiller
squeeze (something) from (someone)
f.
(birinden) zor kullanarak (bir şey) almak
82
Öbek Fiiller
squeeze (something) from (someone)
f.
(birinden) baskıyla/zorla bilgi almak
83
Öbek Fiiller
squeeze something from something
f.
bir şeyi sıkıp bir şey çıkartmak
84
Öbek Fiiller
squeeze something from something
f.
bir şeyi sıkıp içindeki çıkartmak
85
Öbek Fiiller
squeeze something from something
f.
bir şey sıkmak
86
Öbek Fiiller
squeeze something from something
f.
bir şeyi sıkıp bir şeyini çıkartmak
87
Öbek Fiiller
squeeze something from something
f.
bir şeyi dibine kadar kullanmak
88
Öbek Fiiller
squeeze something from something
f.
bir şeyi gittiği yere kadar kullanmak
89
Öbek Fiiller
squeeze something from something
f.
bir şeyden en azami faydayı sağlamak
90
Öbek Fiiller
squeeze off
f.
tetiğe basmak
91
Öbek Fiiller
squeeze off
f.
tetiği çekmek
92
Öbek Fiiller
squeeze off
f.
tetiği çekip silahı ateşlemek
93
Öbek Fiiller
squeeze off
f.
ateş etmek
94
Öbek Fiiller
squeeze up against someone or something
f.
birine/bir şeye doğru sıkışmak
95
Öbek Fiiller
squeeze up against someone or something
f.
birine/bir şeye sokulmak
96
Öbek Fiiller
squeeze up against someone or something
f.
birine/bir şeye dayamak
97
Öbek Fiiller
squeeze up against someone or something
f.
birine/bir şeye doğru sıkıştırmak
98
Öbek Fiiller
squeeze from
f.
-den sıkarak çıkarmak
99
Öbek Fiiller
squeeze from
f.
-i sıkıştırıp bilgi almak
100
Öbek Fiiller
squeeze from
f.
-den zor kullanarak bir şey almak
101
Öbek Fiiller
squeeze from
f.
'-den baskıyla/zorla bilgi almak
102
Öbek Fiiller
squeeze from
f.
'-i sıkıp bir şey çıkarmak
103
Öbek Fiiller
squeeze from
f.
-i gittiği yere kadar kullanmak
104
Öbek Fiiller
squeeze from
f.
-den azami faydayı sağlamak
105
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(bir şeye) sıkışmak
106
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(bir şeye) sığışmak
107
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(bir şeye) tıkışmak
108
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(bir şeye) sıkışık bir şekilde yerleşmek
109
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(bir şeye) sıkıştırmak
110
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(bir şeye) sığıştırmak
111
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(bir şeye) tıkıştırmak
112
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(bir şeye) zorla sığdırmak
113
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(bir şeye) sıkıştırıp yerleştirmek
114
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(dar bir zamana) sığdırmak
115
Öbek Fiiller
squeeze into (something)
f.
(dar bir zamana) sıkıştırmak
116
Öbek Fiiller
squeeze through
f.
-den sıkışarak geçmek
117
Öbek Fiiller
squeeze through
f.
-den sıkışıp geçmeyi başarmak
118
Öbek Fiiller
squeeze through
f.
dar bir yerden sığışıp geçmek
119
Öbek Fiiller
squeeze through
f.
-den son anda/kıl payı geçmek
120
Öbek Fiiller
squeeze through
f.
zar zor/ucu ucuna başarmak
121
Öbek Fiiller
squeeze together
f.
bir arada sığışmak
122
Öbek Fiiller
squeeze together
f.
hep birlikte sıkışmak/sığışmak
123
Öbek Fiiller
squeeze together
f.
birbirine sokulmak
124
Öbek Fiiller
squeeze together
f.
bir araya/hep birlikte sığıştırmak
125
Öbek Fiiller
squeeze together
f.
bir araya/hep birlikte sıkıştırmak
126
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
sığışmak
127
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
sıkışmak
128
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
sıkışık bir şekilde yerleşmek
129
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
tıkışmak
130
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
sığıştırmak
131
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
sıkıştırmak
132
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
sıkışık bir şekilde yerleştirmek
133
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
tıkıştırmak
134
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
buruşturmak
135
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
ezip büzmek
136
Öbek Fiiller
squeeze up
f.
ezmek
137
Öbek Fiiller
squeeze up against
f.
-e doğru sıkışmak
138
Öbek Fiiller
squeeze up against
f.
-e sokulmak
139
Öbek Fiiller
squeeze up against
f.
-e dayamak
Phrases
140
İfadeler
the juice isn't worth the squeeze
expr.
attığın taş ürküttüğün kuşa değmez
Proverb
141
Atasözü
you can't squeeze blood from a stone
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil
142
Atasözü
you can't squeeze blood from a stone
yoktan yonga çıkarılmaz
143
Atasözü
you can't squeeze blood from a stone
ölü gözünden yaş çıkarılmaz
144
Atasözü
you can't squeeze blood from a turnip
ne kadar çabalarsan çabala mümkün değil
145
Atasözü
you can't squeeze blood from a turnip
yoktan yonga çıkarılmaz
146
Atasözü
you can't squeeze blood from a turnip
ölü gözünden yaş çıkarılmaz
Colloquial
147
Konuşma Dili
the squeeze
i.
stres
148
Konuşma Dili
the squeeze
i.
baskı
149
Konuşma Dili
someone's main squeeze
i.
sevdiceği
150
Konuşma Dili
someone's main squeeze
i.
manitası
151
Konuşma Dili
someone's main squeeze
i.
sevgilisi
152
Konuşma Dili
squeeze play
i.
sıkıştırma
153
Konuşma Dili
squeeze play
i.
baskı
154
Konuşma Dili
squeeze play
i.
bastırma
155
Konuşma Dili
squeeze play
i.
karşı tarafı sıkıştırma
Idioms
156
Deyim
budget squeeze
i.
bütçe sıkışıklığı/darlığı
157
Deyim
budget squeeze
i.
bütçede sıkışıklık/darlık
158
Deyim
budget squeeze
i.
bütçe kısıtlaması
159
Deyim
budget squeeze
i.
bütçe yetersizliği
160
Deyim
budget squeeze
i.
bütçe darlığı
161
Deyim
a tight squeeze
i.
sıkışarak sığma
162
Deyim
a tight squeeze
i.
sıkışıklık
163
Deyim
a tight squeeze
i.
dar alan
164
Deyim
a tight squeeze
i.
sıkışık durum
165
Deyim
put the squeeze on (one)
f.
birini bir şey yapmaya zorlamak
166
Deyim
put the squeeze on (one)
f.
mecbur bırakmak
167
Deyim
put the squeeze on (one)
f.
birini bir şey yapması için sıkıştırmak
168
Deyim
put the squeeze on (one)
f.
birine yüklenmek
169
Deyim
put the squeeze on (one)
f.
birine sorun ya da engel oluşturmak
170
Deyim
put the squeeze on (one)
f.
zorlamak
171
Deyim
put the squeeze on someone
f.
birinden para almaya çalışmak
172
Deyim
put the squeeze on someone
f.
boğazına/ümüğüne yapışmak
173
Deyim
put the squeeze on someone
f.
sıkıştırmak
174
Deyim
put the squeeze on someone
f.
baskı yapmak
175
Deyim
put the squeeze on someone
f.
sıkıştırmak
176
Deyim
put the squeeze on someone
f.
zorlamak
177
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
birini bir şey yapmaya zorlamak
178
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
mecbur bırakmak
179
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
birini bir şey yapması için sıkıştırmak
180
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
birine yüklenmek
181
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
birinden para almaya çalışmak
182
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
boğazına/ümüğüne yapışmak
183
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
sıkıştırmak
184
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
silkelemek
185
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
birini bir şey yapmaya zorlamak
186
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
mecbur bırakmak
187
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
sıkıştırmak
188
Deyim
put the squeeze on someone/something
f.
yüklenmek
189
Deyim
put the squeeze on someone
f.
birine baskı yapmak
190
Deyim
be somebody's main squeeze
f.
birinin gözdesi, favorisi, sağ kolu olmak
191
Deyim
put the squeeze on
f.
birine baskı yapmak
192
Deyim
squeeze till the pips squeak
f.
gırtlağına çöküp para almak
193
Deyim
squeeze until the pips squeak
f.
gırtlağına çöküp para almak
194
Deyim
squeeze money out of
f.
para sızdırmak
195
Deyim
squeeze money out of someone
f.
para sızdırmak
196
Deyim
squeeze (one) dry
f.
(birini) sıkıp suyunu çıkarmak
197
Deyim
squeeze (one) dry
f.
(birini) soyup soğana çevirmek
198
Deyim
squeeze (one) dry
f.
(birinin) donuna kadar almak
199
Deyim
squeeze (one) dry
f.
(birinin) elindekini avucundakini zorla/baskıyla almak
200
Deyim
squeeze (one) dry
f.
birini sıkıştırıp her şeyi öğrenmek/bilgi almak
201
Deyim
squeeze a quart into a pint pot
f.
koca şeyi küçücük şeyin içine sığdırmaya çalışmak
202
Deyim
squeeze a quart into a pint pot
f.
küçük bir kaba/yere tıkıştırmak
203
Deyim
squeeze a quart into a pint pot
f.
küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
204
Deyim
squeeze a quart into a pint pot
f.
küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
205
Deyim
squeeze a quart into a pint pot
f.
küçük bir kaba/yere tıkmak
206
Deyim
squeeze a quart into a pint pot
f.
kabın/bir yerin alacağından fazlasını tıkıştırmak
207
Deyim
squeeze a quart into a pint pot
f.
hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
208
Deyim
squeeze a quart into a pint pot
f.
iki ayağını bir pabuca sığdırmak/sokmak
209
Deyim
squeeze a quart into a pint pot
f.
iki ayağı bir pabuca girmek
210
Deyim
squeeze an orange
f.
iliğini kemirmek
211
Deyim
squeeze an orange
f.
etinden sütünden faydalanmak
212
Deyim
squeeze an orange
f.
iliğini kemiğini sömürmek
213
Deyim
squeeze (someone) until the pips squeak [uk]
f.
(birinin) gırtlağına çökmek
214
Deyim
squeeze (someone) until the pips squeak [uk]
f.
(birinden) para, bilgi koparmak için/koparana kadar gırtlağına çökmek
215
Deyim
in a squeeze
expr.
zor durumda
Trade/Economic
216
Ticaret/Ekonomi
credit squeeze
i.
kredi sıkışıklığı
217
Ticaret/Ekonomi
credit squeeze
i.
kredi darlığı
218
Ticaret/Ekonomi
credit squeeze
i.
kredi sınırlaması
219
Ticaret/Ekonomi
liquidity squeeze
i.
likidite sıkışıklığı
220
Ticaret/Ekonomi
squeeze-out merger
i.
ortağı çıkararak birleşme
221
Ticaret/Ekonomi
squeeze out
i.
satın alma yolu ile ortağın veya ortakların ortaklıktan çıkartılması
222
Ticaret/Ekonomi
squeeze out
i.
zorunlu satın alma
223
Ticaret/Ekonomi
squeeze-out merger
i.
(satın alma yolu ile) ortağı çıkararak birleşme
224
Ticaret/Ekonomi
squeeze the shorts
f.
(kısa pozisyonları) sıkıştırmak
225
Ticaret/Ekonomi
squeeze the shorts
f.
(kısa pozisyonlarda) sıkıştırma yapmak
226
Ticaret/Ekonomi
squeeze the shorts
f.
(daha yüksek kazanç sağlamak için) çok sayıda kısa pozisyon açmak
Politics
227
Siyasal
credit squeeze
i.
kredi sıkışması
228
Siyasal
right of squeeze out
i.
ortaklıktan çıkarma hakkı
Technical
229
Teknik
rotary squeeze
i.
merdaneli ezme
230
Teknik
jolt-squeeze stripper
i.
sallar sıkıştırır sıyırıcı
231
Teknik
jolt-squeeze moulding machine
i.
sarsar-sıkıştırır kalıplama makinesi
232
Teknik
jolt-squeeze machine
i.
sallama sıkıştırma makinesi
233
Teknik
squeeze casting
i.
sıkıştırmalı döküm
234
Teknik
squeeze machine
i.
sıkıştırma makinesi
235
Teknik
test for the resistance to internal pressure after application of squeeze-off
i.
sıkıştırma işleminden sonra iç basınca mukavemet deneyi
236
Teknik
squeeze head
i.
sıkıştırma kafası (döküm)
237
Teknik
squeeze moulding
i.
sıkıştırmalı kalıplama
238
Teknik
squeeze board
i.
sıkıştırma tablası (döküm)
239
Teknik
blow squeeze casting
i.
üflemeli sıkma döküm
240
Teknik
high-pressure jolt-squeeze molding
i.
yüksek basınçlı kum kalıplama
Telecom
241
Telekom
price squeeze
i.
fiyat sıkıştırması
Construction
242
İnşaat
squeeze cementing
i.
çimento kalıbı deliklerine çimento basılması
243
İnşaat
squeeze job
i.
çimento kalıbı deliklerine çimento basılması
244
İnşaat
squeeze job
i.
pomba basıncı yardımıyla kuyu içindeki sorunlu alana çimento enjekte edilmesi
245
İnşaat
squeeze cementing
i.
pomba basıncı yardımıyla kuyu içindeki sorunlu alana çimento enjekte edilmesi
Automotive
246
Otomotiv
squeeze casting
i.
sıvı presleme ile döküm
Psychology
247
Psikoloji
marriage squeeze
i.
evlilik sıkışıklığı
248
Psikoloji
squeeze technique
i.
sıkıştırma tekniği
Dentistry
249
Diş Hekimliği
tooth squeeze
i.
diş sıkışması
Gastronomy
250
Mutfak
squeeze bottle
i.
plastik sıkma şişesi
251
Mutfak
squeeze bottle
i.
plastik sos şişesi
252
Mutfak
twist and squeeze
f.
burup sıkmak
Math
253
Matematik
squeeze theorem
i.
sıkıştırma teoremi
Military
254
Askeri
trigger squeeze
i.
tetik düşürme
Hunting
255
Silah/Atıcılık
trigger squeeze
i.
silahı ateşlemek için tetiğe uygulanan basınç
Baseball
256
Beysbol
squeeze play
i.
koşucu üçüncü kaledeyken vurucunun koşucunun kaleye ulaşmasına izin vermek için yavaş bir vuruş yaparak uyguladığı taktik
257
Beysbol
safety squeeze
i.
üçüncü kale koşucusunun sayı yapmak için vurucunun topa yavaş bir şekilde başarıyla vurmasını beklemesi
258
Beysbol
safety squeeze play
i.
üçüncü kale koşucusunun sayı yapmak için vurucunun topa yavaş bir şekilde başarıyla vurmasını beklemesi
259
Beysbol
suicide squeeze
i.
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra
260
Beysbol
suicide squeeze play
i.
üçüncü kaledeki koşucunun atış yaparken kaleye koştuğu riskli bir manevra
Card
261
İskambil
squeeze play
i.
(pokerde) eli zayıf oyuncunun bahsi artırdığı bir blöf
Music
262
Müzik
squeeze-box
i.
diatonik akordiyon
263
Müzik
squeeze box
i.
diatonik akordiyon
Slang
264
Argo
(one's) main squeeze
i.
manitası
265
Argo
the main squeeze
i.
manitası
266
Argo
(one's) main squeeze
i.
sevdiceği
267
Argo
the main squeeze
i.
sevdiceği
268
Argo
(one's) main squeeze
i.
sevgilisi
269
Argo
the main squeeze
i.
sevgilisi
270
Argo
(one's) main squeeze
i.
favorisi
271
Argo
the main squeeze
i.
favorisi
272
Argo
(one's) main squeeze
i.
gözdesi
273
Argo
the main squeeze
i.
gözdesi
274
Argo
(one's) main squeeze
i.
bir numarası
275
Argo
the main squeeze
i.
bir numarası
276
Argo
main squeeze
i.
sevdicek
277
Argo
main squeeze
i.
sevgili
278
Argo
squeeze one off
f.
boşalmak (gelmek)
279
Argo
squeeze the lemon
f.
işemek
280
Argo
put the squeeze on
f.
para istemek
281
Argo
be one's main squeeze
f.
(birinin) kız arkadaşı olmak
282
Argo
be one's main squeeze
f.
(birinin) manitası olmak
283
Argo
be one's main squeeze
f.
(birinin) sevgilisi olmak
284
Argo
be one's main squeeze
f.
en önemli kişi olmak
285
Argo
be one's main squeeze
f.
en yetkili kişi olmak
286
Argo
be one's main squeeze
f.
bir bölümün başındaki kişi olmak
287
Argo
be the main squeeze
f.
(birinin) kız arkadaşı olmak
288
Argo
be the main squeeze
f.
(birinin) manitası olmak
289
Argo
be the main squeeze
f.
(birinin) sevgilisi olmak
290
Argo
be the main squeeze
f.
en önemli kişi olmak
291
Argo
be the main squeeze
f.
en yetkili kişi olmak
292
Argo
be the main squeeze
f.
bir bölümün başındaki kişi olmak
293
Argo
be one's main squeeze
f.
(birinin) manitası olmak
294
Argo
be one's main squeeze
f.
(birinin) sevdiceği olmak
295
Argo
be one's main squeeze
f.
(birinin) sevgilisi olmak
296
Argo
be the main squeeze
f.
(birinin) gözdesi olmak
297
Argo
be the main squeeze
f.
(birinin) favorisi olmak
298
Argo
be the main squeeze
f.
(birinin) bir numarası olmak
299
Argo
be the main squeeze
f.
(bir alanda) en yetkili kişi olmak
300
Argo
be the main squeeze
f.
(bir bölümün) başındaki kişi olmak
Modern Slang
301
Modern Argo
anaconda squeeze
i.
partnerine/rakibine kollarıyla ve bacaklarıyla sarılıp sıkıştırma
302
Modern Argo
always know if the juice is worth the squeeze
expr.
çekilecek olan sıkıntının/yapılacak olan fedakarlığın alınacak olan sonuca değip değmeyeceğinden emin ol
303
Modern Argo
always know if the juice is worth the squeeze
expr.
bir şeyin yapılacak olan fedakarlıklara/katlanılacak sıkıntılara değip değmeyeceğinden emin ol
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of squeeze
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy