Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
track
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"track"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 101 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
track
i.
iz
2
Yaygın Kullanım
track
i.
yol
3
Yaygın Kullanım
track
f.
izlemek (iz vb)
4
Yaygın Kullanım
track
f.
izlemek
5
Yaygın Kullanım
track
i.
pist
General
6
Genel
track
i.
dümen suyu
7
Genel
track
i.
bant (plaktaki belirli bir)
8
Genel
track
i.
rota
9
Genel
track
i.
trak
10
Genel
track
i.
yörünge
11
Genel
track
i.
pist (yarış)
12
Genel
track
i.
tekerlek aralığı
13
Genel
track
i.
demiryolu hattı
14
Genel
track
i.
nişan
15
Genel
track
i.
kuşak
16
Genel
track
i.
eser
17
Genel
track
i.
tekerlek izi
18
Genel
track
i.
patika
19
Genel
track
i.
tırtıl (tank vb tırtıllı araçlara ait)
20
Genel
track
i.
kulvar
21
Genel
track
i.
keçiyolu
22
Genel
track
i.
hat
23
Genel
track
i.
takip edilen yol
24
Genel
track
i.
tırtıl
25
Genel
track
i.
koşma
26
Genel
track
i.
palet
27
Genel
track
i.
koşuyolu
28
Genel
track
i.
parkur
29
Genel
track
i.
yarış pisti
30
Genel
track
i.
ray
31
Genel
track
i.
düşünce silsilesi
32
Genel
track
i.
takip
33
Genel
track
i.
yöntem
34
Genel
track
i.
metot
35
Genel
track
i.
(hayvanın/fosilin) ayak izi
36
Genel
track
i.
haberdar olma
37
Genel
track
i.
kuş ayağının alt yüzeyi
38
Genel
track
f.
ray döşemek
39
Genel
track
f.
izini sürmek
40
Genel
track
f.
izlerini takip etmek
41
Genel
track
f.
takip etmek
42
Genel
track
f.
iz bırakmak
43
Genel
track
f.
izini takip etmek
44
Genel
track
f.
izini aramak
45
Genel
track
f.
ayağıyla içeri taşımak (çamur)
46
Genel
track
f.
geçmek (çöl)
47
Genel
track
f.
takip etmek (hareket eden birini/bir şeyi)
48
Genel
track
f.
geçmek
49
Genel
track
f.
gözlemlemek
50
Genel
track
f.
aynı hizada olmak
51
Genel
track
f.
(moda/akım) takipçisi olmak
52
Genel
track
f.
ayak uydurmak
53
Genel
track
f.
yürümek
54
Genel
track
f.
gezmek
55
Genel
track
f.
dolaşmak
56
Genel
track
f.
makul bir çerçevede hareket ederek ilerlemek
Technical
57
Teknik
track
i.
dozer palet takımı
58
Teknik
track
i.
hareket rotası
59
Teknik
track
i.
iz
60
Teknik
track
i.
pist
61
Teknik
track
i.
ray
62
Teknik
track
i.
sevk bandı yolu
63
Teknik
track
i.
tekerlek izi
64
Teknik
track
f.
(manyetik bant) boyunca ilerlemek
65
Teknik
track
f.
(dişli veya kesici) karşılık gelen parça ile uyuşmak
66
Teknik
track
yol
Computer
67
Bilgisayar
track
i.
optik disk üzerine kodlanmış dijital veri
68
Bilgisayar
track
i.
parça
69
Bilgisayar
track
i.
şarkı
70
Bilgisayar
track
expr.
izle
Mechanic
71
Mekanik
track
i.
tırtıllı palet
Television
72
Televizyon
track
i.
ses imi
Construction
73
İnşaat
track
i.
bant yolu
Automotive
74
Otomotiv
track
i.
iz genişliği
75
Otomotiv
track
i.
palet
76
Otomotiv
track
i.
yarış pisti
77
Otomotiv
track
f.
(tekerlek çifti) düzlükte belirli bir aralığı korumak
78
Otomotiv
track
f.
(arka tekerlek) ön tekerleği düzgün bir şekilde izlemek
79
Otomotiv
track
f.
izlemek
Railway
80
Demiryolu
track
i.
peron
81
Demiryolu
track
f.
(tekerlek çifti) raylara düzgünce oturmak
Aeronautic
82
Havacılık
track
i.
uçağın güzergahı
Marine
83
Denizcilik
track
i.
dümen suyu
84
Denizcilik
track
f.
(gemiyi) kıyıdan çekmek
Education
85
Eğitim
track
i.
(dil, matematik, eşit ağırlık, vs.) bölüm
86
Eğitim
track
i.
eğitim hayatında izlenecek yol
87
Eğitim
track
f.
(öğrenciyi) belirli bir müfredat programına yönlendirmek
Sport
88
Spor
track
i.
atletizm
89
Spor
track
i.
yarış parkurunda yapılan atletik turnuva
90
Spor
track
i.
alan
91
Spor
track
i.
pist
92
Spor
track
i.
pist (yarışların yapıldığı)
93
Spor
track
i.
saha
Music
94
Müzik
track
i.
kayıt
95
Müzik
track
f.
(pikap iğnesi) plağın dalga titreşimlerini takip etmek
Cinema
96
Sinema
track
i.
kamera kaydırmalı çekim
97
Sinema
track
i.
ses yolu
98
Sinema
track
f.
görüntüye alınan şeyle aynı hizada hareket etmek
99
Sinema
track
f.
tekerlekli mekanizma üstüne konan kamera ile izleyerek görüntü almak
Archaic
100
Eski Kullanım
track
i.
kalıntı
101
Eski Kullanım
track
i.
emare
"track"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
track suit
i.
eşofman
2
Yaygın Kullanım
on track
s.
yolunda
General
3
Genel
track event
i.
pist yarışması
4
Genel
sound track
i.
ses bandı
5
Genel
track and field
i.
atletizm
6
Genel
track event
i.
koşullardan oluşan yarışma
7
Genel
streetcar track
i.
tramvay yolu
8
Genel
double track
i.
çift yol
9
Genel
cycle track
i.
bisiklet yolu
10
Genel
track laying
i.
ray döşeme
11
Genel
track ball
i.
iztopu
12
Genel
track light
i.
raya monte edilen lamba
13
Genel
fire access track
i.
yangın erişim yolu
14
Genel
track lighting
i.
raylara monte edilen lambalarla aydınlatma
15
Genel
beaten track
i.
uğrak
16
Genel
magnetic sound track
i.
manyetik ses yolu
17
Genel
beaten track
i.
sık sık gidilen yer
18
Genel
nerve track
i.
sinirlerin geçtiği yer
19
Genel
manual track
i.
manuel tarama
20
Genel
track/sector
i.
iz/sektör
21
Genel
magnetic track
i.
manyetik rota
22
Genel
track change
i.
makas değişimi
23
Genel
railroad track
i.
ray
24
Genel
track laying
i.
hat döşeme
25
Genel
team track
i.
bağlantı hattı
26
Genel
inside track
i.
iç kulvar
27
Genel
side track
i.
yan şerit
28
Genel
side track
i.
yan kulvar
29
Genel
side track
i.
yan hat
30
Genel
inside track
i.
iç hat
31
Genel
inside track
i.
iç şerit
32
Genel
video track
i.
video yolu
33
Genel
optical sound track
i.
optik ses kuşağı
34
Genel
optical sound track
i.
optik ses yolu
35
Genel
cycle race track
i.
bisiklet pisti
36
Genel
curtain track
i.
perde rayı
37
Genel
half-track
i.
askeri araç
38
Genel
track-laying
i.
ilerledikçe kendi yolunu açan taşıt
39
Genel
walking-track
i.
yürüyüş parkuru
40
Genel
nine track tape
i.
dokuz izli şerit
41
Genel
track chamber
i.
iz odası
42
Genel
streetcar track
i.
tramvay hattı
43
Genel
storm track
i.
fırtınanın izlediği yol
44
Genel
storm track
i.
fırtına yolu
45
Genel
storm track
i.
fırtınanın izlediği rota
46
Genel
track mark
i.
iğne izi
47
Genel
the track marks
i.
iğne izleri
48
Genel
bonus track
i.
(albüm) ekstra şarkı/parça
49
Genel
bonus track
i.
bonus parça
50
Genel
ski track
i.
kayak pisti
51
Genel
ski track
i.
kayak yolu
52
Genel
trace/track management system
i.
iz yönetim sistemi
53
Genel
walking track
i.
yürüyüş parkuru
54
Genel
beaten track
i.
sıkça gidilen yer
55
Genel
beaten track
i.
uğrak yeri
56
Genel
cinder track
i.
atletizm pisti
57
Genel
track star
i.
yarış pistlerinin yıldızı
58
Genel
track star
i.
koşu yıldızı
59
Genel
tire track
i.
lastik izi
60
Genel
track suit top
i.
eşofman üstü
61
Genel
well-trodden path/track/route
i.
sık kullanılan yol
62
Genel
well-trodden path/track/route
i.
işlek yol
63
Genel
ceiling track
i.
korniş
64
Genel
cart track
i.
kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol
65
Genel
the inside track
i.
bir yarışmada diğerlerine göre avantaj sağlayan pozisyon
66
Genel
track [scottish]
i.
çarpıcı manzara
67
Genel
track [scottish]
i.
görüntü
68
Genel
track [scottish]
i.
çaydanlık
69
Genel
track [dialect]
i.
kapsam
70
Genel
track [dialect]
i.
arazinin sınırladığı alan
71
Genel
two-track
i.
atın ileriye doğru giderken boynunu veya vücudunu çevirmeden dönmesi
72
Genel
bridle track [new zealand]
i.
ata binmek için uygun yol
73
Genel
off the beaten track
i.
ücra yer
74
Genel
off the beaten track
i.
sapa yer
75
Genel
off the beaten track
i.
alışılmadık yer
76
Genel
one-track mind
i.
tek bir şeye takıntılı olma
77
Genel
one-track mind
i.
yalnızca bir konuyu düşünebilme
78
Genel
fast track
i.
hızlı ilerlemeye veya değişime sebep olan süreç
79
Genel
fast track
i.
erken değerlendirme gerektiren süreç
80
Genel
fast track
i.
erken inceleme süreci
81
Genel
track up
f.
ayak izlerini (bir yerde) bırakmak
82
Genel
transfer to another track
f.
başka yola transfer etmek
83
Genel
track down
f.
izini aramak
84
Genel
back track
f.
vazgeçmek
85
Genel
put on the right track
f.
rayına oturtmak
86
Genel
keep track of
f.
izini kaybetmemek
87
Genel
keep track of
f.
takip etmek
88
Genel
have the inside track
f.
yarış alanının en iç kısmına yakın olmak
89
Genel
jump the track
f.
tren hattan çıkmak
90
Genel
keep track of
f.
izlemek
91
Genel
jump the track
f.
tren raydan çıkmak
92
Genel
lose track of
f.
izini kaybetmek
93
Genel
track down
f.
izleyerek bulmak
94
Genel
have the inside track
f.
daha elverişli durumda olmak
95
Genel
be on the wrong track
f.
yanlış yolda olmak
96
Genel
cover one's track
f.
izini kaybettirmek
97
Genel
get one's life back on track
f.
hayatını yeniden rayına oturtmak
98
Genel
have a one-track mind
f.
bir konuyu tutturmak
99
Genel
track down
f.
-in izlerini takip edip yakalamak
100
Genel
side-track
f.
asıl amacından caydırmak
101
Genel
side-track
f.
asıl yapılması gereken şeyi ihmal edip başka şeylerle uğraşmak
102
Genel
keep track of
f.
dikkat etmek
103
Genel
lose track of
f.
dikkat etmemek
104
Genel
lose track of
f.
aklında tutmamak
105
Genel
lose track of
f.
takip etmemek
106
Genel
keep track of
f.
aklında tutmak
107
Genel
put (something) on the right track
f.
hal yoluna koymak
108
Genel
bet on horses at the race track
f.
altılı oynamak
109
Genel
bet on horses at the race track
f.
at yarışında bahse girmek
110
Genel
back to track
f.
eski seyrini kazanmak
111
Genel
back on track
f.
eski seyrini kazanmak
112
Genel
back on track
f.
yoluna girmek
113
Genel
back to track
f.
yoluna girmek
114
Genel
drive off the track
f.
pist dışına çıkmak
115
Genel
get off the track
f.
pistten çıkmak
116
Genel
get off the track
f.
pist dışına çıkmak
117
Genel
slide off the track
f.
pist dışına çıkmak
118
Genel
slide off the track
f.
pistten çıkmak
119
Genel
drive off the track
f.
pistten çıkmak
120
Genel
keep track of
f.
göz kulak olmak
121
Genel
be on the track
f.
rayına oturmak
122
Genel
be on the right track
f.
rayına oturmak
123
Genel
keep track
f.
kayıt tutmak
124
Genel
lose track of time
f.
saatin kaç olduğunu unutmak
125
Genel
lose track of time
f.
zamanın nasıl geçtiğini anlamamak
126
Genel
lose track of
f.
irtibatını kaybetmek
127
Genel
keep track of things
f.
takip etmek
128
Genel
keep track of things
f.
kaydını tutmak
129
Genel
have a proven track record of accomplishment
f.
kanıtlanmış bir başarı geçmişi olmak
130
Genel
track wild animals
f.
vahşi hayvanları izlemek
131
Genel
track wild animals
f.
vahşi hayvanları takip etmek
132
Genel
keep track of time
f.
zamanı takip etmek
133
Genel
keep track of
f.
izini tutmak
134
Genel
keep track of
f.
izini tutmak
135
Genel
take the back track
f.
geri çekilmek
136
Genel
take the back track
f.
kaçmak
137
Genel
take the back track
f.
adımlarını geriye doğru takip etmek
138
Genel
take the back track
f.
dönüş yoluna çıkmak
139
Genel
track [scottish]
f.
(çay) demleyerek hazırlamak
140
Genel
two-track
f.
(at) ileriye doğru giderken boynunu veya vücudunu çevirmeden dönmek
141
Genel
lose track
f.
güncel kalamamak
142
Genel
lose track
f.
haberdar olmamak
143
Genel
fast-track
f.
(imalatı, inşaatı, süreci) hedefe zamanında ulaşabilmek için hızlandırmak
144
Genel
off track
s.
hedeften sapmış
145
Genel
on track
s.
doğru yolda
146
Genel
off track
s.
yoldan çıkmış
147
Genel
off the track
s.
hattan çıkmış
148
Genel
on track
s.
yolunda
149
Genel
off-track
s.
yoldan çıkmış
150
Genel
single-track
s.
tek yönlü
151
Genel
one-track
s.
tek yönlü
152
Genel
off-track
s.
hatalı
153
Genel
fast-track
s.
hızlı
154
Genel
twin-track
s.
eşzamanlı iki süreç içeren
155
Genel
one-track
s.
kısıtlı dikkati yalnızca bir şeye yönlendiren
156
Genel
one-track
s.
kendini yalnızca bir şeye kaptıran
157
Genel
one-track
s.
kapsamı olmayan
158
Genel
one-track
s.
kapsamı sınırlı olan
159
Genel
one-track
s.
çeşitlilikten yoksun
160
Genel
fast-track
s.
hızlı ilerleyen
161
Genel
fast-track
s.
hızlı ilerlemeye müsait
162
Genel
fast-track
s.
tasarımı tamamlanmadan inşasına başlanan
163
Genel
single-track
s.
tek taraflı
164
Genel
single-track
s.
kısıtlı
165
Genel
single-track
s.
ufku dar
166
Genel
single-track
s.
vizyonu dar
167
Genel
single-track
s.
sabit fikirli
168
Genel
off the beaten track
zf.
uzak
169
Genel
on track
zf.
rayında
170
Genel
on the track
zf.
konuyla ilgili
171
Genel
on the right track
zf.
doğru yolda
172
Genel
off the beaten track
zf.
ücra yerlere
173
Genel
off the beaten track
zf.
sapa yerlere
174
Genel
off the beaten track
zf.
ücra bir yere
175
Genel
off the beaten track
zf.
sapa bir yere
176
Genel
on the track of
ed.
peşinde
177
Genel
on the track of
ed.
izinde
Phrasals
178
Öbek Fiiller
track something (mud etc) in
f.
bir yere çamurlu ayakkabılarıyla girmek
179
Öbek Fiiller
track something (mud etc) into some place
f.
bir yere çamurlu ayakkabılarıyla girmek
180
Öbek Fiiller
track something (all) over something
f.
(çamur vb) bulaştırmak
181
Öbek Fiiller
track up
f.
iz yapmak
182
Öbek Fiiller
track up
f.
iz bırakmak
183
Öbek Fiiller
track up
f.
bir şeyin yüzeyini iz yapmak/izlerle kaplamak
184
Öbek Fiiller
track up
f.
her tarafı iz yapmak
185
Öbek Fiiller
track up
f.
her tarafta iz bırakmak
186
Öbek Fiiller
track up
f.
kuzeye doğru ilerlemek
187
Öbek Fiiller
track up
f.
kuzeye doğru gitmek
188
Öbek Fiiller
track up
f.
kuzeye doğru hareket etmek
189
Öbek Fiiller
track (something) into (some place)
f.
(çamur, kir) bulaştırmak
190
Öbek Fiiller
track (something) into (some place)
f.
(çamur) etmek
191
Öbek Fiiller
track into some place
f.
bir yere çamurlu ayakkabılarıyla girmek
192
Öbek Fiiller
track over
f.
(çamur, kir) bulaştırmak
193
Öbek Fiiller
track over
f.
(çamur) etmek
194
Öbek Fiiller
track with (something)
f.
(bir şeyle) uymak
195
Öbek Fiiller
track with (something)
f.
(bir şeyle) uyumlu olmak
196
Öbek Fiiller
track with (something)
f.
(bir şeyi) doğrulamak/teyit etmek
Colloquial
197
Konuşma Dili
a one-track mind
i.
sabit fikirli
198
Konuşma Dili
inside track
i.
(yarışmada) avantajlı konum
199
Konuşma Dili
fast-track
f.
hızlandırmak
200
Konuşma Dili
fast-track
s.
hızlandırılmış
201
Konuşma Dili
one-track
s.
aynı anda birden fazla fikir veya konu ile baş edemeyen
202
Konuşma Dili
one-track
s.
tek bir işe odaklanmayı seven
203
Konuşma Dili
off the beaten track
expr.
sapa
204
Konuşma Dili
off the beaten track
expr.
uzak
205
Konuşma Dili
off the beaten track
expr.
ücra
206
Konuşma Dili
you're on the wrong track
expr.
yanlış yoldasın
207
Konuşma Dili
along the beaten track
expr.
genel kabul görenden şaşmayarak
Idioms
208
Deyim
mommy track
i.
anneler için esnek saatler gibi faydaları olan fakat onlara yükselmek için çok az olanak tanıyan bir çalışma planı
209
Deyim
mommy track
i.
anneler için avantaj ve dezavantajları olan bir çalışma planı
210
Deyim
mommy track
i.
çalışan anneler için çizilmiş esnek saatler gibi faydaları olan fakat onlara yükselmek için çok az olanak tanıyan bir kariyer planı
211
Deyim
a track record
i.
geçmiş itibar
212
Deyim
a track record
i.
başarı geçmişi
213
Deyim
a track record
i.
kariyer yolu
214
Deyim
a track record
i.
kariyer kaydı
215
Deyim
a track record
i.
geçmiş başarılar/başarısızlıklar
216
Deyim
a track record
i.
geçmiş performans
217
Deyim
the beaten track
i.
uğrak yer
218
Deyim
the beaten track
i.
sık sık gidilen yer
219
Deyim
the beaten track
i.
sıkça gidilen yer
220
Deyim
the beaten track
i.
genel yönelim
221
Deyim
the beaten track
i.
tipik yaklaşım
222
Deyim
the beaten track
i.
alışılmış yöntem
223
Deyim
the fast track
i.
hızlandırılmış süreç/yol
224
Deyim
the fast track
i.
başarıya/amacına hızla ulaşacağı bir yol
225
Deyim
the fast track
i.
(bir şeye) ulaşmanın en hızlı yolu
226
Deyim
go off the beaten track
f.
alışılmışın dışında bir şey yapmak
227
Deyim
be off the beaten track
f.
ayaküstü bir yerde olmamak
228
Deyim
keep someone on the right track
f.
birisinin yolunu şaşırmasına izin vermemek
229
Deyim
be on someone's track
f.
birinin izinde olmak
230
Deyim
have the inside track
f.
daha avantajlı olmak
231
Deyim
put someone off the track
f.
dikkatini başka yere çekmek
232
Deyim
be on the right track
f.
doğru yolda olmak
233
Deyim
put someone off the track
f.
dikkatini dağıtmak
234
Deyim
be hot on someone's trail track
f.
ensesine yapışmak
235
Deyim
be put on the fast track
f.
hızlandırılmak
236
Deyim
be put on the fast track
f.
hız verilmek
237
Deyim
be hard on someone's track
f.
ensesine yapışmak
238
Deyim
be off the beaten track
f.
insanlar tarafından pek bilinmemek
239
Deyim
throw someone off the track
f.
izini kaybettirmek
240
Deyim
be off the beaten track
f.
kenar köşede olmak
241
Deyim
get off the track
f.
konu dışına sapmak/saptırmak
242
Deyim
get the inside track
f.
kaleyi içinden fethetmek
243
Deyim
jump the track
f.
rayından çıkmak
244
Deyim
get something back on track
f.
rayına oturtmak
245
Deyim
have something back on track
f.
rayına oturtmak
246
Deyim
have a one-track mind
f.
sadece tek bir konuyu düşünmek
247
Deyim
be off the beaten track
f.
sapa bir yerde olmak
248
Deyim
be off the beaten track
f.
pek ziyaret edilen bir yer olmamak
249
Deyim
put something back on track
f.
rayına oturtmak
250
Deyim
stay on track
f.
tıkırında gitmek
251
Deyim
keep on track
f.
tıkırında gitmek
252
Deyim
stay on track
f.
yolunda gitmek
253
Deyim
put something on the fast track
f.
(bir süreci vb.) hızlandırmak
254
Deyim
lose track of time
f.
zaman kavramını yitirmek
255
Deyim
be off the beaten track
f.
ücra bir yerde olmak
256
Deyim
put someone off the track
f.
-den vazgeçirmek
257
Deyim
be on the right track
f.
yolunda gitmek
258
Deyim
keep it all on track
f.
yoldan sapmamak
259
Deyim
throw someone off the track
f.
yolundan saptırmak
260
Deyim
keep on track
f.
yolunda gitmek
261
Deyim
give (one) the inside track
f.
(birine) (bir şeye/birine) karşı avantaj sağlamak
262
Deyim
give (one) the inside track
f.
(birine) (bir şeye/birine) karşı üstünlük vermek
263
Deyim
give (one) the inside track
f.
(birine) kaleyi içten fethetme şansı vermek
264
Deyim
give (one) the inside track
f.
(birini) avantajlı konuma getirmek
265
Deyim
give (one) the inside track
f.
(birine) içerden bilgi vermek
266
Deyim
jump the rails (or track)
f.
raydan çıkmak
267
Deyim
jump the rails (or track)
f.
tren kontrolden çıkmak
268
Deyim
jump the rails (or track)
f.
yolundan sapmak
269
Deyim
be off the beaten track
f.
ayakaltı bir yerde olmamak
270
Deyim
be off the beaten track
f.
yol üstü bir yerde olmamak
271
Deyim
be on the right/wrong track
f.
doğru/yanlış yolda olmak
272
Deyim
be on the right/wrong track
f.
doğru/yanlış iz sürmek
273
Deyim
be on track
f.
planlandığı gibi gitmek
274
Deyim
be on track
f.
yolunda gitmek
275
Deyim
be on track
f.
beklendiği gibi gitmek
276
Deyim
be on track
f.
rayında gitmek
277
Deyim
be on track
f.
doğru yolda olmak
278
Deyim
get off track
f.
yolunu/yönünü kaybetmek
279
Deyim
get off track
f.
amacından sapmak
280
Deyim
get off track
f.
konudan sapmak
281
Deyim
get off track
f.
dikkati dağılmak
282
Deyim
jump the track
f.
yolundan/amacından sapmak
283
Deyim
jump the track
f.
başka yönlere dağılmak/sapmak
284
Deyim
jump the track
f.
bambaşka/alakasız yerlere sapmak/gitmek
285
Deyim
keep on (the right) track
f.
planlandığı/beklendiği gibi devam etmek
286
Deyim
keep on (the right) track
f.
beklenen şekilde ilerlemek
287
Deyim
keep on (the right) track
f.
doğru yolda ilerlemek/gitmek
288
Deyim
keep on (the right) track
f.
yolundan sapmamak
289
Deyim
keep on (the right) track
f.
yolunu şaşırmasına izin vermemek
290
Deyim
keep on (the right) track
f.
doğru yolda gittiğinden/ilerlediğinden emin olmak
291
Deyim
keep on (the right) track
f.
yolundan sapmasına izin vermemek
292
Deyim
keep track of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) takip etmek
293
Deyim
keep track of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) izlemek
294
Deyim
keep track of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) izini kaybetmemek
295
Deyim
keep track of (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) dikkat etmek
296
Deyim
keep track of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) aklında tutmak
297
Deyim
keep track of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) izini tutmak
298
Deyim
keep track of something/someone
f.
bir şeyi/birini takip etmek
299
Deyim
keep track of something/someone
f.
bir şeyi/birini izlemek
300
Deyim
keep track of something/someone
f.
bir şeyin/birinin izini kaybetmemek
301
Deyim
keep track of something/someone
f.
bir şeye/birine dikkat etmek
302
Deyim
keep track of something/someone
f.
bir şeyi/birini aklında tutmak
303
Deyim
keep track of something/someone
f.
bir şeyin/birinin izini tutmak
304
Deyim
lose track of (something)
f.
(bir şeyi) unutmak
305
Deyim
lose track of (something)
f.
(bir şeye) dikkat etmemek
306
Deyim
lose track of (something)
f.
(bir şey) kavramını yitirmek
307
Deyim
lose track of (someone)
f.
(birinin) izini kaybetmek
308
Deyim
lose track of (someone)
f.
(biriyle) irtibatını kaybetmek
309
Deyim
lose track of (someone)
f.
(biriyle) irtibatı kesilmek
310
Deyim
lose track of (someone)
f.
(biriyle) irtibatı kopmak
311
Deyim
lose track of something/someone
f.
bir şeyin/birinin izini kaybetmek
312
Deyim
lose track of something/someone
f.
bir şeyle/biriyle irtibatını kaybetmek
313
Deyim
lose track of something/someone
f.
bir şeyle/biriyle irtibatı kesilmek
314
Deyim
lose track of something/someone
f.
bir şeyle/biriyle irtibatı kopmak
315
Deyim
put (one) off the track
f.
(birinin) dikkatini başka yere çekmek
316
Deyim
put (one) off the track
f.
(birinin) dikkatini dağıtmak
317
Deyim
put (one) off the track
f.
(birini) bir şeyden vazgeçirmek
318
Deyim
put off the track
f.
dikkatini başka yere çekmek
319
Deyim
put off the track
f.
dikkatini dağıtmak
320
Deyim
put off the track
f.
-den vazgeçirmek
321
Deyim
take the right track
f.
doğru yöntemi, stratejiyi kullanmak
322
Deyim
take the right track
f.
doğru yolda olmak
323
Deyim
take the right track
f.
doğru yönde ilerlemek
324
Deyim
stay on (the right) track
f.
planlandığı/beklendiği/istendiği gibi ilerlemek
325
Deyim
stay on (the right) track
f.
planlandığı/beklendiği/istendiği gibi çalışmayı sürdürmek
326
Deyim
stay on (the right) track
f.
işleri, çalışmaları rayında götürmek
327
Deyim
stay on (the right) track
f.
doğru yolu bulmak
328
Deyim
stay on (the right) track
f.
doğru yolda ilerlemek
329
Deyim
stay on (the right) track
f.
meşru/temiz bir yaşam sürmek
330
Deyim
throw off the track
f.
izini kaybettirmek
331
Deyim
throw off the track
f.
yolundan saptırmak
332
Deyim
track (something) all over
f.
(çamur, kir) bulaştırmak
333
Deyim
track (something) all over
f.
(çamur) etmek
334
Deyim
hot on the track of (someone or something)
s.
(birini/bir şeyi) yakın takipte
335
Deyim
hot on the track of (someone or something)
s.
(birinin/bir şeyin) ensesinde
336
Deyim
hot on the track of (someone or something)
s.
(birinin/bir şeyin) hemen arkasında
337
Deyim
hot on the track of (someone or something)
s.
(birinin/bir şeyin) hemen ardında
338
Deyim
hot on the track of (someone or something)
s.
(birinin/bir şeyin) hemen dibinde/dibinden
339
Deyim
hot on the track of (someone or something)
s.
(birinin/bir şeyin) peşinde
340
Deyim
hot on the track of (someone or something)
s.
(birinin/bir şeyin) izinde
341
Deyim
along the beaten track
zf.
herkesin kullandığı yolda
342
Deyim
along the beaten track
zf.
herkesin kullandığı yoldan
343
Deyim
along the beaten track
zf.
herkesin kullandığı patikada/patikadan
344
Deyim
along the beaten track
zf.
açılmış yolda/yoldan
345
Deyim
along the beaten track
zf.
çoğunluğu izleyerek
346
Deyim
along the beaten track
zf.
çoğunluğu takip ederek
347
Deyim
on the beaten track
zf.
herkesin kullandığı yolda
348
Deyim
on the beaten track
zf.
herkesin kullandığı yoldan
349
Deyim
on the beaten track
zf.
herkesin kullandığı patikada/patikadan
350
Deyim
on the beaten track
zf.
açılmış yolda/yoldan
351
Deyim
on the beaten track
zf.
çoğunluğu izleyerek
352
Deyim
on the beaten track
zf.
çoğunluğu takip ederek
353
Deyim
off the beaten track
expr.
alışılmadık
354
Deyim
down the track
expr.
gelecekte
355
Deyim
down the track
expr.
ileride
356
Deyim
off the track
expr.
pistten/yoldan çıkmış
357
Deyim
off the beaten track
expr.
sapa
358
Deyim
off the beaten track
expr.
ücra
359
Deyim
off the track
expr.
(konuyla) ilgisiz/alakasız
360
Deyim
off (the) track
expr.
hatalı
361
Deyim
off (the) track
expr.
kusurlu
362
Deyim
off (the) track
expr.
ilgisiz
363
Deyim
off (the) track
expr.
konu dışı
364
Deyim
off (the) track
expr.
alakasız
365
Deyim
off (the) track
expr.
bağlantısız
366
Deyim
off (the) track
expr.
konudan sapan
367
Deyim
off (the) track
expr.
asıl konudan sapan
368
Deyim
off (the) track
expr.
amacından sapmış
369
Deyim
off (the) track
expr.
görevinden sapmış
370
Deyim
off (the) track
expr.
prensiplerinden sapmış
371
Deyim
off (the) track
expr.
amacına sadık kalmamış
372
Deyim
off the track
expr.
yoldan çıkmış
373
Deyim
off the track
expr.
yoldan çekilmiş
374
Deyim
off the track
expr.
ilgisiz
375
Deyim
off the track
expr.
alakasız
376
Deyim
off the track
expr.
konu dışı
377
Deyim
on the right track
expr.
tatmin edici bir şekilde ilerleyen
378
Deyim
on the wallaby (track)
expr.
genelde avustralya'nın kırsal kesimlerinde bir işi veya sabit bir adresi olmadan, eğlence amaçlı ya da ekonomik koşullar nedeniyle seyahat etmek
379
Deyim
on the wallaby track [australia]
expr.
işsiz ve sabit bir adresi olmayan
380
Deyim
on the wallaby track [australia]
expr.
yersiz yurtsuz
381
Deyim
on the wallaby track [australia]
expr.
yersiz yurtsuz gezen
382
Deyim
on the wallaby track [australia]
expr.
işsiz
383
Deyim
on the wallaby track [australia]
expr.
boşta gezen
384
Deyim
on the wallaby track [australia]
expr.
işsiz gezen
385
Deyim
on the wallaby track [australia]
expr.
aylak aylak gezen
386
Deyim
(off) the beaten track
expr.
uğrak (olmayan)
387
Deyim
(off) the beaten track
expr.
yol üstü (olmayan)
388
Deyim
(off) the beaten track
expr.
herkesin kullandığı yolda (olmayan)
389
Deyim
on the fast track
expr.
hızlandırılmış bir yola
390
Deyim
on the fast track
expr.
hızlandırılmış bir sürece
391
Deyim
on the fast track
expr.
başarıya/amacına hızla ulaşacağı bir yola
392
Deyim
on the track of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) izinde
393
Deyim
on the track of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) peşinde
394
Deyim
on the track of (something)
expr.
(bir şey) yolunda
395
Deyim
on the track of (something)
expr.
(bir şeye) doğru ilerleyen
396
Deyim
on the track of (something)
expr.
(bir şey) yolunda ilerleyen
Speaking
397
Konuşma
the guy had a long track record
expr.
adamın sabıkası oldukça kabarık
398
Konuşma
you're on the right track
expr.
doğru yoldasın
399
Konuşma
everything's back on track
expr.
her şey tekrar yoluna girdi
400
Konuşma
everything is right on track
expr.
her şey yolunda gidiyor
401
Konuşma
at last everything is back on track
expr.
nihayet her şey yoluna girdi
402
Konuşma
I lost track of time
expr.
zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım
403
Konuşma
we lost track of the time
expr.
zamanın nasıl geçtiğini anlamamışız
Trade/Economic
404
Ticaret/Ekonomi
mommy track
i.
bebek doğurduktan sonra işten ayrılan kadın
405
Ticaret/Ekonomi
tenure track
i.
daimi memuriyet
406
Ticaret/Ekonomi
tenure track
i.
kadrolu memur pozisyonu
407
Ticaret/Ekonomi
fast track a project
f.
bir projeyi hızlandırmak
Politics
408
Siyasal
multi-track diplomacy
i.
çok kulvarlı diplomasi
409
Siyasal
economic track record
i.
geçmişteki ekonomik performans
410
Siyasal
track-two diplomacy
i.
gayri resmi diplomasi
411
Siyasal
track two diplomacy
i.
gayriresmi diplomasi
412
Siyasal
track record
i.
geçmiş performans
413
Siyasal
fast-track resettlement
i.
hızlı yerleştirme
414
Siyasal
fast track negotiation
i.
hızlı işleyen müzakere yöntemi
415
Siyasal
fast-track procedures
i.
hızlandırılmış prosedürler
416
Siyasal
track II diplomacy
i.
ikinci kulvar diplomasisi
417
Siyasal
track one and a half diplomacy
i.
yarı-resmi diplomasi
418
Siyasal
fast-track
s.
hızlı yöntem yetkisine ait veya ilgili
419
Siyasal
fast-track
s.
abd başkanının kongreye danışmadan ticari müzakereler yapabilme yetkisi
Industry
420
Sanayi
daddy track
i.
babalara esnek çalışma saati gibi avantajlar sunarken yükselme için daha az fırsatlar sunan iş düzenlemelerinden oluşan bir kariyer yolu
Media
421
Medya
wild track
i.
senkronize edilmiş bir görüntü üzerinde ses efektleri, rastgele diyaloglar içeren bir film müziği
422
Medya
sound track [us/canada]
i.
hoparlör düzeni bulunan motorlu araç
Technical
423
Teknik
track harness
i.
iki tekerlekli araba çekilerek yapılan at yarışında kullanılan hafif koşum takımı
424
Teknik
track oven
i.
altında ateş yanan raylar üzerinden kurutma raflarının geçtiği kurutma fırını
425
Teknik
track bolt
i.
ayarlı cıvata
426
Teknik
address track
i.
adres izi
427
Teknik
track rod
i.
akupleman çubuğu
428
Teknik
nonsynchronous sound track
i.
asenkron ses yolu
429
Teknik
wear track depth
i.
aşınma iz derinliği
430
Teknik
feed track
i.
besleme bandı
431
Teknik
ballastless track
i.
balastsız ray
432
Teknik
overhead track
i.
başüstü ray
433
Teknik
byte track
i.
bayt izi
434
Teknik
track arm
i.
boyuna çekme kolu
435
Teknik
bit track
i.
bit izi
436
Teknik
defective disk track
i.
bozuk teker izi
437
Teknik
storage track
i.
biriktirme rayı
438
Teknik
two track recording
i.
çift yollu kayıt
439
Teknik
transverse track video recorder
i.
çapraz kanallı video kaydedici
440
Teknik
double track
i.
çift yol
441
Teknik
multi-track recording
i.
çoklu kanal kaydı
442
Teknik
multi-track audio system
i.
çoklu izli ses sistemi
443
Teknik
byte track
i.
çoklu izi
444
Teknik
punching track
i.
delgileme yolu
445
Teknik
head per track disk
i.
devinimsiz kafalı teker
446
Teknik
track saw
i.
dalma daire testere
447
Teknik
punching track
i.
delgileme yatağı
448
Teknik
revolver track
i.
dönüş izi
449
Teknik
nine-track tape
i.
dokuz izli şerit
450
Teknik
electrical supply track systems
i.
elektrikle beslenen raylı sistemler
451
Teknik
nonsynchronous sound track
i.
eşlemesiz ses yolu
452
Teknik
physical track
i.
fiziksel iz
453
Teknik
track made road
i.
gerçek rota
454
Teknik
fast track
i.
hızlı tren yolu
455
Teknik
fast track
i.
hızlı yarış yolu
456
Teknik
track-etched polymers
i.
iz-dağlanık çoğuzlar
457
Teknik
track labels
i.
iz etiketleri
458
Teknik
track etching
i.
iz dağlama
459
Teknik
track-etched polycarbonate membranes
i.
iz-dağlanık polikarbonat zarlar
460
Teknik
track address
i.
iz adresi
461
Teknik
track-following controller
i.
iz izleyen denetleç
462
Teknik
bit track
i.
ikil izi
463
Teknik
track idler
i.
istikamet tekeri
464
Teknik
track pitch
i.
iz aralığı
465
Teknik
door track
i.
kapı rayı
466
Teknik
card track
i.
kart yolu
467
Teknik
card track
i.
kart yatağı
468
Teknik
guide track
i.
kılavuz hat
469
Teknik
guide track
i.
kılavuz yol
470
Teknik
infrared search and track (irst)
i.
kızılötesi arama takip
471
Teknik
library track
i.
kitaplık izi
472
Teknik
roller track
i.
makara rulman yatağı
473
Teknik
identification card with magnetic track
i.
manyetik izli kimlik kartı
474
Teknik
magnetic sound track
i.
manyetik ses yolu
475
Teknik
magnetic track
i.
manyetik iz
476
Teknik
logical track
i.
mantıksal iz
477
Teknik
feed track
i.
nakil bandı
478
Teknik
read-write magnetic track
i.
okuma yazma manyetik kanalı
479
Teknik
optical sound track
i.
optik ses kuşağı
480
Teknik
optical sound track
i.
optik ses yolu
481
Teknik
repair track
i.
onarım aracı
482
Teknik
roller track
i.
palet makarası
483
Teknik
track type tracktor
i.
paletli traktör
484
Teknik
track car
i.
paletli araba
485
Teknik
track band
i.
palet bandı
486
Teknik
track bushing
i.
palet burcu
487
Teknik
track roller shaft
i.
palet makarası mili
488
Teknik
caterpillar track
i.
palet zinciri
489
Teknik
track type loader
i.
paletli yükleyici
490
Teknik
track bolt
i.
palet civatası
491
Teknik
track roller case
i.
palet makarası kovanı
492
Teknik
track pad
i.
palet pabucu
493
Teknik
track shoes
i.
palet pabucu
494
Teknik
track guide
i.
palet kılavuzu
495
Teknik
track shoe width
i.
palet pabuç genişliği
496
Teknik
track bolts
i.
palet civataları
497
Teknik
track sag
i.
palet sarkması
498
Teknik
track link
i.
palet zincir baklası
499
Teknik
track link
i.
palet pabucu baklası
500
Teknik
pin track
i.
palet pimi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of track
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy