track - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

track

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"track" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 101 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
track i. iz
track i. yol
track f. izlemek (iz vb)
track f. izlemek
track i. pist
General
track i. dümen suyu
track i. bant (plaktaki belirli bir)
track i. rota
track i. trak
track i. yörünge
track i. pist (yarış)
track i. tekerlek aralığı
track i. demiryolu hattı
track i. nişan
track i. kuşak
track i. eser
track i. tekerlek izi
track i. patika
track i. tırtıl (tank vb tırtıllı araçlara ait)
track i. kulvar
track i. keçiyolu
track i. hat
track i. takip edilen yol
track i. tırtıl
track i. koşma
track i. palet
track i. koşuyolu
track i. parkur
track i. yarış pisti
track i. ray
track i. düşünce silsilesi
track i. takip
track i. yöntem
track i. metot
track i. (hayvanın/fosilin) ayak izi
track i. haberdar olma
track i. kuş ayağının alt yüzeyi
track f. ray döşemek
track f. izini sürmek
track f. izlerini takip etmek
track f. takip etmek
track f. iz bırakmak
track f. izini takip etmek
track f. izini aramak
track f. ayağıyla içeri taşımak (çamur)
track f. geçmek (çöl)
track f. takip etmek (hareket eden birini/bir şeyi)
track f. geçmek
track f. gözlemlemek
track f. aynı hizada olmak
track f. (moda/akım) takipçisi olmak
track f. ayak uydurmak
track f. yürümek
track f. gezmek
track f. dolaşmak
track f. makul bir çerçevede hareket ederek ilerlemek
Technical
track i. dozer palet takımı
track i. hareket rotası
track i. iz
track i. pist
track i. ray
track i. sevk bandı yolu
track i. tekerlek izi
track f. (manyetik bant) boyunca ilerlemek
track f. (dişli veya kesici) karşılık gelen parça ile uyuşmak
track yol
Computer
track i. optik disk üzerine kodlanmış dijital veri
track i. parça
track i. şarkı
track expr. izle
Mechanic
track i. tırtıllı palet
Television
track i. ses imi
Construction
track i. bant yolu
Automotive
track i. iz genişliği
track i. palet
track i. yarış pisti
track f. (tekerlek çifti) düzlükte belirli bir aralığı korumak
track f. (arka tekerlek) ön tekerleği düzgün bir şekilde izlemek
track f. izlemek
Railway
track i. peron
track f. (tekerlek çifti) raylara düzgünce oturmak
Aeronautic
track i. uçağın güzergahı
Marine
track i. dümen suyu
track f. (gemiyi) kıyıdan çekmek
Education
track i. (dil, matematik, eşit ağırlık, vs.) bölüm
track i. eğitim hayatında izlenecek yol
track f. (öğrenciyi) belirli bir müfredat programına yönlendirmek
Sport
track i. atletizm
track i. yarış parkurunda yapılan atletik turnuva
track i. alan
track i. pist
track i. pist (yarışların yapıldığı)
track i. saha
Music
track i. kayıt
track f. (pikap iğnesi) plağın dalga titreşimlerini takip etmek
Cinema
track i. kamera kaydırmalı çekim
track i. ses yolu
track f. görüntüye alınan şeyle aynı hizada hareket etmek
track f. tekerlekli mekanizma üstüne konan kamera ile izleyerek görüntü almak
Archaic
track i. kalıntı
track i. emare

"track" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
track suit i. eşofman
on track s. yolunda
General
track event i. pist yarışması
sound track i. ses bandı
track and field i. atletizm
track event i. koşullardan oluşan yarışma
streetcar track i. tramvay yolu
double track i. çift yol
cycle track i. bisiklet yolu
track laying i. ray döşeme
track ball i. iztopu
track light i. raya monte edilen lamba
fire access track i. yangın erişim yolu
track lighting i. raylara monte edilen lambalarla aydınlatma
beaten track i. uğrak
magnetic sound track i. manyetik ses yolu
beaten track i. sık sık gidilen yer
nerve track i. sinirlerin geçtiği yer
manual track i. manuel tarama
track/sector i. iz/sektör
magnetic track i. manyetik rota
track change i. makas değişimi
railroad track i. ray
track laying i. hat döşeme
team track i. bağlantı hattı
inside track i. iç kulvar
side track i. yan şerit
side track i. yan kulvar
side track i. yan hat
inside track i. iç hat
inside track i. iç şerit
video track i. video yolu
optical sound track i. optik ses kuşağı
optical sound track i. optik ses yolu
cycle race track i. bisiklet pisti
curtain track i. perde rayı
half-track i. askeri araç
track-laying i. ilerledikçe kendi yolunu açan taşıt
walking-track i. yürüyüş parkuru
nine track tape i. dokuz izli şerit
track chamber i. iz odası
streetcar track i. tramvay hattı
storm track i. fırtınanın izlediği yol
storm track i. fırtına yolu
storm track i. fırtınanın izlediği rota
track mark i. iğne izi
the track marks i. iğne izleri
bonus track i. (albüm) ekstra şarkı/parça
bonus track i. bonus parça
ski track i. kayak pisti
ski track i. kayak yolu
trace/track management system i. iz yönetim sistemi
walking track i. yürüyüş parkuru
beaten track i. sıkça gidilen yer
beaten track i. uğrak yeri
cinder track i. atletizm pisti
track star i. yarış pistlerinin yıldızı
track star i. koşu yıldızı
tire track i. lastik izi
track suit top i. eşofman üstü
well-trodden path/track/route i. sık kullanılan yol
well-trodden path/track/route i. işlek yol
ceiling track i. korniş
cart track i. kırsal alanda bulunan bozuk ve engebeli yol
the inside track i. bir yarışmada diğerlerine göre avantaj sağlayan pozisyon
track [scottish] i. çarpıcı manzara
track [scottish] i. görüntü
track [scottish] i. çaydanlık
track [dialect] i. kapsam
track [dialect] i. arazinin sınırladığı alan
two-track i. atın ileriye doğru giderken boynunu veya vücudunu çevirmeden dönmesi
bridle track [new zealand] i. ata binmek için uygun yol
off the beaten track i. ücra yer
off the beaten track i. sapa yer
off the beaten track i. alışılmadık yer
one-track mind i. tek bir şeye takıntılı olma
one-track mind i. yalnızca bir konuyu düşünebilme
fast track i. hızlı ilerlemeye veya değişime sebep olan süreç
fast track i. erken değerlendirme gerektiren süreç
fast track i. erken inceleme süreci
track up f. ayak izlerini (bir yerde) bırakmak
transfer to another track f. başka yola transfer etmek
track down f. izini aramak
back track f. vazgeçmek
put on the right track f. rayına oturtmak
keep track of f. izini kaybetmemek
keep track of f. takip etmek
have the inside track f. yarış alanının en iç kısmına yakın olmak
jump the track f. tren hattan çıkmak
keep track of f. izlemek
jump the track f. tren raydan çıkmak
lose track of f. izini kaybetmek
track down f. izleyerek bulmak
have the inside track f. daha elverişli durumda olmak
be on the wrong track f. yanlış yolda olmak
cover one's track f. izini kaybettirmek
get one's life back on track f. hayatını yeniden rayına oturtmak
have a one-track mind f. bir konuyu tutturmak
track down f. -in izlerini takip edip yakalamak
side-track f. asıl amacından caydırmak
side-track f. asıl yapılması gereken şeyi ihmal edip başka şeylerle uğraşmak
keep track of f. dikkat etmek
lose track of f. dikkat etmemek
lose track of f. aklında tutmamak
lose track of f. takip etmemek
keep track of f. aklında tutmak
put (something) on the right track f. hal yoluna koymak
bet on horses at the race track f. altılı oynamak
bet on horses at the race track f. at yarışında bahse girmek
back to track f. eski seyrini kazanmak
back on track f. eski seyrini kazanmak
back on track f. yoluna girmek
back to track f. yoluna girmek
drive off the track f. pist dışına çıkmak
get off the track f. pistten çıkmak
get off the track f. pist dışına çıkmak
slide off the track f. pist dışına çıkmak
slide off the track f. pistten çıkmak
drive off the track f. pistten çıkmak
keep track of f. göz kulak olmak
be on the track f. rayına oturmak
be on the right track f. rayına oturmak
keep track f. kayıt tutmak
lose track of time f. saatin kaç olduğunu unutmak
lose track of time f. zamanın nasıl geçtiğini anlamamak
lose track of f. irtibatını kaybetmek
keep track of things f. takip etmek
keep track of things f. kaydını tutmak
have a proven track record of accomplishment f. kanıtlanmış bir başarı geçmişi olmak
track wild animals f. vahşi hayvanları izlemek
track wild animals f. vahşi hayvanları takip etmek
keep track of time f. zamanı takip etmek
keep track of f. izini tutmak
keep track of f. izini tutmak
take the back track f. geri çekilmek
take the back track f. kaçmak
take the back track f. adımlarını geriye doğru takip etmek
take the back track f. dönüş yoluna çıkmak
track [scottish] f. (çay) demleyerek hazırlamak
two-track f. (at) ileriye doğru giderken boynunu veya vücudunu çevirmeden dönmek
lose track f. güncel kalamamak
lose track f. haberdar olmamak
fast-track f. (imalatı, inşaatı, süreci) hedefe zamanında ulaşabilmek için hızlandırmak
off track s. hedeften sapmış
on track s. doğru yolda
off track s. yoldan çıkmış
off the track s. hattan çıkmış
on track s. yolunda
off-track s. yoldan çıkmış
single-track s. tek yönlü
one-track s. tek yönlü
off-track s. hatalı
fast-track s. hızlı
twin-track s. eşzamanlı iki süreç içeren
one-track s. kısıtlı dikkati yalnızca bir şeye yönlendiren
one-track s. kendini yalnızca bir şeye kaptıran
one-track s. kapsamı olmayan
one-track s. kapsamı sınırlı olan
one-track s. çeşitlilikten yoksun
fast-track s. hızlı ilerleyen
fast-track s. hızlı ilerlemeye müsait
fast-track s. tasarımı tamamlanmadan inşasına başlanan
single-track s. tek taraflı
single-track s. kısıtlı
single-track s. ufku dar
single-track s. vizyonu dar
single-track s. sabit fikirli
off the beaten track zf. uzak
on track zf. rayında
on the track zf. konuyla ilgili
on the right track zf. doğru yolda
off the beaten track zf. ücra yerlere
off the beaten track zf. sapa yerlere
off the beaten track zf. ücra bir yere
off the beaten track zf. sapa bir yere
on the track of ed. peşinde
on the track of ed. izinde
Phrasals
track something (mud etc) in f. bir yere çamurlu ayakkabılarıyla girmek
track something (mud etc) into some place f. bir yere çamurlu ayakkabılarıyla girmek
track something (all) over something f. (çamur vb) bulaştırmak
track up f. iz yapmak
track up f. iz bırakmak
track up f. bir şeyin yüzeyini iz yapmak/izlerle kaplamak
track up f. her tarafı iz yapmak
track up f. her tarafta iz bırakmak
track up f. kuzeye doğru ilerlemek
track up f. kuzeye doğru gitmek
track up f. kuzeye doğru hareket etmek
track (something) into (some place) f. (çamur, kir) bulaştırmak
track (something) into (some place) f. (çamur) etmek
track into some place f. bir yere çamurlu ayakkabılarıyla girmek
track over f. (çamur, kir) bulaştırmak
track over f. (çamur) etmek
track with (something) f. (bir şeyle) uymak
track with (something) f. (bir şeyle) uyumlu olmak
track with (something) f. (bir şeyi) doğrulamak/teyit etmek
Colloquial
a one-track mind i. sabit fikirli
inside track i. (yarışmada) avantajlı konum
fast-track f. hızlandırmak
fast-track s. hızlandırılmış
one-track s. aynı anda birden fazla fikir veya konu ile baş edemeyen
one-track s. tek bir işe odaklanmayı seven
off the beaten track expr. sapa
off the beaten track expr. uzak
off the beaten track expr. ücra
you're on the wrong track expr. yanlış yoldasın
along the beaten track expr. genel kabul görenden şaşmayarak
Idioms
mommy track i. anneler için esnek saatler gibi faydaları olan fakat onlara yükselmek için çok az olanak tanıyan bir çalışma planı
mommy track i. anneler için avantaj ve dezavantajları olan bir çalışma planı
mommy track i. çalışan anneler için çizilmiş esnek saatler gibi faydaları olan fakat onlara yükselmek için çok az olanak tanıyan bir kariyer planı
a track record i. geçmiş itibar
a track record i. başarı geçmişi
a track record i. kariyer yolu
a track record i. kariyer kaydı
a track record i. geçmiş başarılar/başarısızlıklar
a track record i. geçmiş performans
the beaten track i. uğrak yer
the beaten track i. sık sık gidilen yer
the beaten track i. sıkça gidilen yer
the beaten track i. genel yönelim
the beaten track i. tipik yaklaşım
the beaten track i. alışılmış yöntem
the fast track i. hızlandırılmış süreç/yol
the fast track i. başarıya/amacına hızla ulaşacağı bir yol
the fast track i. (bir şeye) ulaşmanın en hızlı yolu
go off the beaten track f. alışılmışın dışında bir şey yapmak
be off the beaten track f. ayaküstü bir yerde olmamak
keep someone on the right track f. birisinin yolunu şaşırmasına izin vermemek
be on someone's track f. birinin izinde olmak
have the inside track f. daha avantajlı olmak
put someone off the track f. dikkatini başka yere çekmek
be on the right track f. doğru yolda olmak
put someone off the track f. dikkatini dağıtmak
be hot on someone's trail track f. ensesine yapışmak
be put on the fast track f. hızlandırılmak
be put on the fast track f. hız verilmek
be hard on someone's track f. ensesine yapışmak
be off the beaten track f. insanlar tarafından pek bilinmemek
throw someone off the track f. izini kaybettirmek
be off the beaten track f. kenar köşede olmak
get off the track f. konu dışına sapmak/saptırmak
get the inside track f. kaleyi içinden fethetmek
jump the track f. rayından çıkmak
get something back on track f. rayına oturtmak
have something back on track f. rayına oturtmak
have a one-track mind f. sadece tek bir konuyu düşünmek
be off the beaten track f. sapa bir yerde olmak
be off the beaten track f. pek ziyaret edilen bir yer olmamak
put something back on track f. rayına oturtmak
stay on track f. tıkırında gitmek
keep on track f. tıkırında gitmek
stay on track f. yolunda gitmek
put something on the fast track f. (bir süreci vb.) hızlandırmak
lose track of time f. zaman kavramını yitirmek
be off the beaten track f. ücra bir yerde olmak
put someone off the track f. -den vazgeçirmek
be on the right track f. yolunda gitmek
keep it all on track f. yoldan sapmamak
throw someone off the track f. yolundan saptırmak
keep on track f. yolunda gitmek
give (one) the inside track f. (birine) (bir şeye/birine) karşı avantaj sağlamak
give (one) the inside track f. (birine) (bir şeye/birine) karşı üstünlük vermek
give (one) the inside track f. (birine) kaleyi içten fethetme şansı vermek
give (one) the inside track f. (birini) avantajlı konuma getirmek
give (one) the inside track f. (birine) içerden bilgi vermek
jump the rails (or track) f. raydan çıkmak
jump the rails (or track) f. tren kontrolden çıkmak
jump the rails (or track) f. yolundan sapmak
be off the beaten track f. ayakaltı bir yerde olmamak
be off the beaten track f. yol üstü bir yerde olmamak
be on the right/wrong track f. doğru/yanlış yolda olmak
be on the right/wrong track f. doğru/yanlış iz sürmek
be on track f. planlandığı gibi gitmek
be on track f. yolunda gitmek
be on track f. beklendiği gibi gitmek
be on track f. rayında gitmek
be on track f. doğru yolda olmak
get off track f. yolunu/yönünü kaybetmek
get off track f. amacından sapmak
get off track f. konudan sapmak
get off track f. dikkati dağılmak
jump the track f. yolundan/amacından sapmak
jump the track f. başka yönlere dağılmak/sapmak
jump the track f. bambaşka/alakasız yerlere sapmak/gitmek
keep on (the right) track f. planlandığı/beklendiği gibi devam etmek
keep on (the right) track f. beklenen şekilde ilerlemek
keep on (the right) track f. doğru yolda ilerlemek/gitmek
keep on (the right) track f. yolundan sapmamak
keep on (the right) track f. yolunu şaşırmasına izin vermemek
keep on (the right) track f. doğru yolda gittiğinden/ilerlediğinden emin olmak
keep on (the right) track f. yolundan sapmasına izin vermemek
keep track of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) takip etmek
keep track of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) izlemek
keep track of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) izini kaybetmemek
keep track of (someone or something) f. (birine/bir şeye) dikkat etmek
keep track of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) aklında tutmak
keep track of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) izini tutmak
keep track of something/someone f. bir şeyi/birini takip etmek
keep track of something/someone f. bir şeyi/birini izlemek
keep track of something/someone f. bir şeyin/birinin izini kaybetmemek
keep track of something/someone f. bir şeye/birine dikkat etmek
keep track of something/someone f. bir şeyi/birini aklında tutmak
keep track of something/someone f. bir şeyin/birinin izini tutmak
lose track of (something) f. (bir şeyi) unutmak
lose track of (something) f. (bir şeye) dikkat etmemek
lose track of (something) f. (bir şey) kavramını yitirmek
lose track of (someone) f. (birinin) izini kaybetmek
lose track of (someone) f. (biriyle) irtibatını kaybetmek
lose track of (someone) f. (biriyle) irtibatı kesilmek
lose track of (someone) f. (biriyle) irtibatı kopmak
lose track of something/someone f. bir şeyin/birinin izini kaybetmek
lose track of something/someone f. bir şeyle/biriyle irtibatını kaybetmek
lose track of something/someone f. bir şeyle/biriyle irtibatı kesilmek
lose track of something/someone f. bir şeyle/biriyle irtibatı kopmak
put (one) off the track f. (birinin) dikkatini başka yere çekmek
put (one) off the track f. (birinin) dikkatini dağıtmak
put (one) off the track f. (birini) bir şeyden vazgeçirmek
put off the track f. dikkatini başka yere çekmek
put off the track f. dikkatini dağıtmak
put off the track f. -den vazgeçirmek
take the right track f. doğru yöntemi, stratejiyi kullanmak
take the right track f. doğru yolda olmak
take the right track f. doğru yönde ilerlemek
stay on (the right) track f. planlandığı/beklendiği/istendiği gibi ilerlemek
stay on (the right) track f. planlandığı/beklendiği/istendiği gibi çalışmayı sürdürmek
stay on (the right) track f. işleri, çalışmaları rayında götürmek
stay on (the right) track f. doğru yolu bulmak
stay on (the right) track f. doğru yolda ilerlemek
stay on (the right) track f. meşru/temiz bir yaşam sürmek
throw off the track f. izini kaybettirmek
throw off the track f. yolundan saptırmak
track (something) all over f. (çamur, kir) bulaştırmak
track (something) all over f. (çamur) etmek
hot on the track of (someone or something) s. (birini/bir şeyi) yakın takipte
hot on the track of (someone or something) s. (birinin/bir şeyin) ensesinde
hot on the track of (someone or something) s. (birinin/bir şeyin) hemen arkasında
hot on the track of (someone or something) s. (birinin/bir şeyin) hemen ardında
hot on the track of (someone or something) s. (birinin/bir şeyin) hemen dibinde/dibinden
hot on the track of (someone or something) s. (birinin/bir şeyin) peşinde
hot on the track of (someone or something) s. (birinin/bir şeyin) izinde
along the beaten track zf. herkesin kullandığı yolda
along the beaten track zf. herkesin kullandığı yoldan
along the beaten track zf. herkesin kullandığı patikada/patikadan
along the beaten track zf. açılmış yolda/yoldan
along the beaten track zf. çoğunluğu izleyerek
along the beaten track zf. çoğunluğu takip ederek
on the beaten track zf. herkesin kullandığı yolda
on the beaten track zf. herkesin kullandığı yoldan
on the beaten track zf. herkesin kullandığı patikada/patikadan
on the beaten track zf. açılmış yolda/yoldan
on the beaten track zf. çoğunluğu izleyerek
on the beaten track zf. çoğunluğu takip ederek
off the beaten track expr. alışılmadık
down the track expr. gelecekte
down the track expr. ileride
off the track expr. pistten/yoldan çıkmış
off the beaten track expr. sapa
off the beaten track expr. ücra
off the track expr. (konuyla) ilgisiz/alakasız
off (the) track expr. hatalı
off (the) track expr. kusurlu
off (the) track expr. ilgisiz
off (the) track expr. konu dışı
off (the) track expr. alakasız
off (the) track expr. bağlantısız
off (the) track expr. konudan sapan
off (the) track expr. asıl konudan sapan
off (the) track expr. amacından sapmış
off (the) track expr. görevinden sapmış
off (the) track expr. prensiplerinden sapmış
off (the) track expr. amacına sadık kalmamış
off the track expr. yoldan çıkmış
off the track expr. yoldan çekilmiş
off the track expr. ilgisiz
off the track expr. alakasız
off the track expr. konu dışı
on the right track expr. tatmin edici bir şekilde ilerleyen
on the wallaby (track) expr. genelde avustralya'nın kırsal kesimlerinde bir işi veya sabit bir adresi olmadan, eğlence amaçlı ya da ekonomik koşullar nedeniyle seyahat etmek
on the wallaby track [australia] expr. işsiz ve sabit bir adresi olmayan
on the wallaby track [australia] expr. yersiz yurtsuz
on the wallaby track [australia] expr. yersiz yurtsuz gezen
on the wallaby track [australia] expr. işsiz
on the wallaby track [australia] expr. boşta gezen
on the wallaby track [australia] expr. işsiz gezen
on the wallaby track [australia] expr. aylak aylak gezen
(off) the beaten track expr. uğrak (olmayan)
(off) the beaten track expr. yol üstü (olmayan)
(off) the beaten track expr. herkesin kullandığı yolda (olmayan)
on the fast track expr. hızlandırılmış bir yola
on the fast track expr. hızlandırılmış bir sürece
on the fast track expr. başarıya/amacına hızla ulaşacağı bir yola
on the track of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) izinde
on the track of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) peşinde
on the track of (something) expr. (bir şey) yolunda
on the track of (something) expr. (bir şeye) doğru ilerleyen
on the track of (something) expr. (bir şey) yolunda ilerleyen
Speaking
the guy had a long track record expr. adamın sabıkası oldukça kabarık
you're on the right track expr. doğru yoldasın
everything's back on track expr. her şey tekrar yoluna girdi
everything is right on track expr. her şey yolunda gidiyor
at last everything is back on track expr. nihayet her şey yoluna girdi
I lost track of time expr. zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım
we lost track of the time expr. zamanın nasıl geçtiğini anlamamışız
Trade/Economic
mommy track i. bebek doğurduktan sonra işten ayrılan kadın
tenure track i. daimi memuriyet
tenure track i. kadrolu memur pozisyonu
fast track a project f. bir projeyi hızlandırmak
Politics
multi-track diplomacy i. çok kulvarlı diplomasi
economic track record i. geçmişteki ekonomik performans
track-two diplomacy i. gayri resmi diplomasi
track two diplomacy i. gayriresmi diplomasi
track record i. geçmiş performans
fast-track resettlement i. hızlı yerleştirme
fast track negotiation i. hızlı işleyen müzakere yöntemi
fast-track procedures i. hızlandırılmış prosedürler
track II diplomacy i. ikinci kulvar diplomasisi
track one and a half diplomacy i. yarı-resmi diplomasi
fast-track s. hızlı yöntem yetkisine ait veya ilgili
fast-track s. abd başkanının kongreye danışmadan ticari müzakereler yapabilme yetkisi
Industry
daddy track i. babalara esnek çalışma saati gibi avantajlar sunarken yükselme için daha az fırsatlar sunan iş düzenlemelerinden oluşan bir kariyer yolu
Media
wild track i. senkronize edilmiş bir görüntü üzerinde ses efektleri, rastgele diyaloglar içeren bir film müziği
sound track [us/canada] i. hoparlör düzeni bulunan motorlu araç
Technical
track harness i. iki tekerlekli araba çekilerek yapılan at yarışında kullanılan hafif koşum takımı
track oven i. altında ateş yanan raylar üzerinden kurutma raflarının geçtiği kurutma fırını
track bolt i. ayarlı cıvata
address track i. adres izi
track rod i. akupleman çubuğu
nonsynchronous sound track i. asenkron ses yolu
wear track depth i. aşınma iz derinliği
feed track i. besleme bandı
ballastless track i. balastsız ray
overhead track i. başüstü ray
byte track i. bayt izi
track arm i. boyuna çekme kolu
bit track i. bit izi
defective disk track i. bozuk teker izi
storage track i. biriktirme rayı
two track recording i. çift yollu kayıt
transverse track video recorder i. çapraz kanallı video kaydedici
double track i. çift yol
multi-track recording i. çoklu kanal kaydı
multi-track audio system i. çoklu izli ses sistemi
byte track i. çoklu izi
punching track i. delgileme yolu
head per track disk i. devinimsiz kafalı teker
track saw i. dalma daire testere
punching track i. delgileme yatağı
revolver track i. dönüş izi
nine-track tape i. dokuz izli şerit
electrical supply track systems i. elektrikle beslenen raylı sistemler
nonsynchronous sound track i. eşlemesiz ses yolu
physical track i. fiziksel iz
track made road i. gerçek rota
fast track i. hızlı tren yolu
fast track i. hızlı yarış yolu
track-etched polymers i. iz-dağlanık çoğuzlar
track labels i. iz etiketleri
track etching i. iz dağlama
track-etched polycarbonate membranes i. iz-dağlanık polikarbonat zarlar
track address i. iz adresi
track-following controller i. iz izleyen denetleç
bit track i. ikil izi
track idler i. istikamet tekeri
track pitch i. iz aralığı
door track i. kapı rayı
card track i. kart yolu
card track i. kart yatağı
guide track i. kılavuz hat
guide track i. kılavuz yol
infrared search and track (irst) i. kızılötesi arama takip
library track i. kitaplık izi
roller track i. makara rulman yatağı
identification card with magnetic track i. manyetik izli kimlik kartı
magnetic sound track i. manyetik ses yolu
magnetic track i. manyetik iz
logical track i. mantıksal iz
feed track i. nakil bandı
read-write magnetic track i. okuma yazma manyetik kanalı
optical sound track i. optik ses kuşağı
optical sound track i. optik ses yolu
repair track i. onarım aracı
roller track i. palet makarası
track type tracktor i. paletli traktör
track car i. paletli araba
track band i. palet bandı
track bushing i. palet burcu
track roller shaft i. palet makarası mili
caterpillar track i. palet zinciri
track type loader i. paletli yükleyici
track bolt i. palet civatası
track roller case i. palet makarası kovanı
track pad i. palet pabucu
track shoes i. palet pabucu
track guide i. palet kılavuzu
track shoe width i. palet pabuç genişliği
track bolts i. palet civataları
track sag i. palet sarkması
track link i. palet zincir baklası
track link i. palet pabucu baklası
pin track i. palet pimi