Geçmiş

will to

"will to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 8 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	will to f.	bırakılmasını vasiyet etmek (bir şeyin birine)
2	Genel	will to f.	vasiyet yoluyla bir şeyi birine bırakmak
Phrasals
3	Öbek Fiiller	will to f.	dilemek
4	Öbek Fiiller	will to f.	ummak
5	Öbek Fiiller	will to f.	iradesini kullanarak bir şeyi gerçekleştirmeye çalışmak
6	Öbek Fiiller	will to f.	niyet etmek
7	Öbek Fiiller	will to f.	istemek
8	Öbek Fiiller	will to f.	arzu etmek

"will to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 92 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	will to knowledge i.	bilme istemi
2	Genel	will to succeed i.	başarma arzusu
3	Genel	will to work i.	çalışma isteği
4	Genel	will-to-power i.	güç istemi
5	Genel	will to live i.	yaşama isteği
6	Genel	will-to-order i.	kural istemi
7	Genel	not to will f.	arzu etmemek
8	Genel	wait to see which way the cat will jump f.	yaş tahtaya basmamak
9	Genel	will something to someone f.	birisine miras bırakmak
Phrases
10	İfadeler	there will be the deuce to pay expr.	çekeceğimiz var
11	İfadeler	there will be the deuce to pay expr.	vay halimize
12	İfadeler	there will be the deuce to pay expr.	başımıza gelecek var
13	İfadeler	there will be the deuce to pay expr.	sonuçlarına katlanırsın
14	İfadeler	there will be the deuce to pay expr.	bedelini ödersin
15	İfadeler	the action plans to be taken will be defined expr.	alınacak aksiyon planları tanımlanacak
16	İfadeler	preference will be given to those with bilingual skills expr.	ikinci dil tercih sebebidir
Proverb
17	Atasözü	if the mountain will not come to Mahomet, Mahomet must go to the mountain	dağ sana gelmiyorsa, sen dağa gideceksin
18	Atasözü	do good things and good things will happen to you	iyilik yap iyilik bul
19	Atasözü	do good things and good things will happen to you	iyilik yapan iyilik bulur
20	Atasözü	if mohammed will not go to the mountain, the mountain must come to	dağ yürümezse abdal yürür
21	Atasözü	the pitcher will go to the well once too often	çekirge bir sıçrar iki sıçrar
22	Atasözü	the pitcher will go to the well once too often	bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde yakalanırsın çekirge
23	Atasözü	the pitcher will go to the well once too often	hiçbir şey sonsuza kadar sürmez
24	Atasözü	the pitcher will go to the well once too often	sonsuza kadar şansın yaver gitmez
25	Atasözü	(one) has made (one's) bed and (one) will have to lie in it	kendi düşen ağlamaz
26	Atasözü	if the mountain will not come to mohammed	dağ yürümezse abdal yürür
Colloquial
27	Konuşma Dili	will to win i.	kazanma isteği
28	Konuşma Dili	will to win i.	kazanma hevesi
29	Konuşma Dili	it’s a hundred to one that somebody/something will not do something expr.	bire yüz veririm ki (biri bir şeyi yapmayacak)
30	Konuşma Dili	it’s a hundred to one that somebody/something will not do something expr.	(birinin bir şeyi yapmayacağına) bire yüz/bin/bir milyon veririm
31	Konuşma Dili	what will happen to us? expr.	bize ne olacak?
32	Konuşma Dili	I will see to it! expr.	ilgileneceğim!
33	Konuşma Dili	I will see to it! expr.	bakacağım!
34	Konuşma Dili	I will see to it! expr.	ilgileneceğim!
35	Konuşma Dili	I will see to it! expr.	bakacağım!
Idioms
36	Deyim	bend to one's will f.	ikna etmek
37	Deyim	bend to one's will f.	kendi düşüncelerini paylaşmaya zorlamak
38	Deyim	bend to one's will f.	kendi düşünceleri doğrultusunda etkilemek
39	Deyim	bend to one's will f.	yola getirmek
40	Deyim	what is to be will be expr.	akacak kan damarda durmaz
41	Deyim	two cunning men will not try to make a dupe of each other expr.	iki cambaz aynı ipte oynamaz
42	Deyim	there will be the deuce to pay expr.	çok büyük sıkıntı olur
43	Deyim	there will be the deuce to pay expr.	başımıza çok büyük iş açılır
44	Deyim	there will be the deuce to pay expr.	başımız çok büyük belaya girer
45	Deyim	there will be the deuce to pay expr.	bedelini çok fena öderiz
46	Deyim	there will be the deuce to pay expr.	çok büyük bedel öderiz
47	Deyim	there will be the deuce to pay expr.	bedelini çok ağır öderiz
Speaking
48	Konuşma	will to live i.	yaşama isteği/hevesi
49	Konuşma	I will never do anything to hurt you expr.	asla seni incitecek bir şey yapmayacağım
50	Konuşma	will you read to me? expr.	bana kitap okuyacak mısın?
51	Konuşma	will you come to see me expr.	beni görmeye gelir misin
52	Konuşma	he will not deign to have dinner with us expr.	bizle yemek yemeye tenezzül etmez
53	Konuşma	he will amount to something expr.	başarılı bir adam olacak
54	Konuşma	you will learn to obey me expr.	bana itaat etmeyi öğreneceksin
55	Konuşma	will you come to see me expr.	beni görmeye gelecek misin
56	Konuşma	I will find a way to do it expr.	bunu yapmanın bir yolunu bulacağım
57	Konuşma	will you be able to forgive me? expr.	beni affedebilecek misin?
58	Konuşma	that will never happen to me expr.	bu asla benim başıma gelmeyecek
59	Konuşma	I will go to the hospital expr.	hastaneye gideceğim
60	Konuşma	there is no need to worry (everything will be ok) expr.	endişeye gerek yok (her şey yolunda gidecek)
61	Konuşma	I will try to come expr.	gelmeye çalışacağım
62	Konuşma	there will be the devil to pay expr.	kıyamet kopacak
63	Konuşma	if it's meant to be it will be expr.	olacağı varsa olur
64	Konuşma	there will be hell to pay expr.	kıyamet kopacak
65	Konuşma	from whence we came and to where we will return expr.	nereden geldik ve nereye gideceğiz
66	Konuşma	no one will talk to me expr.	kimse benimle konuşmayacak
67	Konuşma	he will come to no good expr.	onun sonu iyi olmaz
68	Konuşma	will you give that to me in writing? expr.	onu bana yazılı olarak verir misiniz?
69	Konuşma	it looks like it will continue to do so expr.	olmaya devam edecek gibi görünüyor
70	Konuşma	I will give you two days to get your head straight expr.	kafanı toplaman için 2 gün veriyorum sana
71	Konuşma	I will be glad to help you expr.	sana yardımcı olmaktan memnun olacağım
72	Konuşma	you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr.	sessiz kalma hakkına sahipsiniz, söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinizde delil olarak kullanılabilir
73	Konuşma	we will get back to you shortly expr.	size kısa süre içinde döneceğiz
74	Konuşma	you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr.	sessiz kalma hakkına sahipsin, söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir
75	Konuşma	we will get back to you shortly expr.	size hemen döneceğiz
76	Konuşma	will you come to Turkey? expr.	türkiye'ye gelecek misin?
77	Konuşma	you will have to expr.	zorunda olacaksın
78	Konuşma	the first step will be to expr.	yapılacak ilk şey
79	Konuşma	if it's meant to be it will be expr.	yazılmışsa olur
80	Konuşma	I hope you will come to Turkey expr.	umarım türkiye'ye gelirsin
81	Konuşma	I swear to god I will kill you expr.	yemin ederim ki öldürürüm seni
Chat Usage
82	Chatleşme Dili	will you talk to me? expr.	benimle konuşacak mısın?
Law
83	Hukuk	competence to make a will i.	vasiyet etme ehliyeti
84	Hukuk	not qualified to write a will s.	vasiyetname yapma yeterliğine sahip olmayan
85	Hukuk	not qualified to write a will s.	vasiyetname yapacak durumda olmayan
86	Hukuk	contrary to one's will expr.	birinin rızası hilafına
87	Hukuk	contrary to one's will expr.	(birinin) rızası hilafına
Psychology
88	Psikoloji	will to meaning i.	anlam istemi
89	Psikoloji	will to power i.	güç istemi
History
90	Tarih	in the future, too, there may be malevolent people at home and abroad who will wish to deprive you of this treasure expr.	istikbalde dahi, seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici, bedhahların olacaktır
Religious
91	Dini	the angel of the trumpet (who will blow the trumpet to announce the resurrection day) i.	israfil
Philosophy
92	Felsefe	the will to power i.	güç istenci