wrong - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

wrong

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"wrong" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 84 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
wrong s. yanlış
wrong s. hatalı
General
wrong i. sapıklık
wrong i. hata
wrong i. zulüm
wrong i. suç
wrong i. kusur
wrong i. günah
wrong i. kemlik
wrong i. gadir
wrong i. zarar
wrong i. haksızlık
wrong i. kötülük
wrong i. kanuna aykırı fiil
wrong i. haksız fiil
wrong f. gadretmek
wrong f. haksızlık etmek
wrong f. zulmetmek
wrong f. kötülük etmek
wrong f. günahına girmek
wrong f. hakkını yemek
wrong f. kötülük yapmak
wrong f. kötü davranmak
wrong f. (bir kadını) baştan çıkarmak
wrong f. (bir kadını) ayartmak
wrong s. ters (taraf)
wrong s. gerçeğe uymayan
wrong s. yanılmış
wrong s. mahzurlu
wrong s. ters olarak
wrong s. birine göre olmayan
wrong s. haksız
wrong s. uygun sayılmayan
wrong s. sakıncalı
wrong s. sağlıksız
wrong s. yalan
wrong s. uygun olmayan
wrong s. uygunsuz
wrong s. ters
wrong s. haram
wrong s. dince suç sayılan
wrong s. bozuk
wrong s. başvurulması yanlış olan
wrong s. olması gerektiği gibi olmayan
wrong s. yanlış
wrong s. hatalı
wrong s. yalancı
wrong s. taklit
wrong s. akli dengesi bozuk
wrong s. deli
wrong s. meczup
wrong zf. yanlış bir şekilde
wrong zf. yanlış yolda
wrong zf. yanlış yönde
wrong zf. ahlaksızca
wrong zf. haksız yere
wrong zf. insafsızca
wrong zf. neyin münasip olduğuna bakılmaksızın
wrong zf. uygun olmadan
wrong zf. edepsizce
wrong zf. adaletsiz bir şekilde
wrong zf. adil olmayan bir şekilde
wrong zf. insafsız bir şekilde
wrong zf. törelere bakılmaksızın
wrong zf. ahlaksızca
wrong zf. başarısızca
wrong zf. başarısız bir şekilde
wrong zf. talihsiz bir şekilde
wrong zf. düzgün bir şekilde çalışmadan
wrong zf. düzgün bir şekilde işlev göstermeden
wrong zf. yanlış bir durumda
wrong zf. yanlış bir ilişkide
wrong zf. sahte bir vaziyette
wrong zf. sahte bir ilişkide
Trade/Economic
wrong i. kusur
Technical
wrong s. hatalı
wrong s. yanlış
Philosophy
wrong s. kötü
Wagering
wrong s. zar atıcısının bir sonraki atışının veya atış serisinin kaybedeceğine dair bahse giren
wrong s. (zar atarken) bir sonraki atışta kaybeden
wrong s. (zar atarken) bir sonraki atış serisinde kaybeden
Archaic
wrong i. fiziki hasar
wrong i. fiziki zarar
wrong i. maddi zarar

"wrong" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
wrong information i. hatalı bilgi
wrong number i. yanlış numara
the wrong way round i. ters
wrong end of the stick i. işin kötü tarafı
wrong impression i. yanlış izlenim
wrong line i. yanlış satır
wrong calculation i. yanlış hesap
wrong column i. yanlış sütun
wrong entry i. yanlış kayıt
wrong address i. yanlış adres
wrong time i. yanlış zaman
wrong decision i. yanlış karar
wrong exposition i. yanlış sergileme
wrong exposition i. yanlış teşhir
wrong side i. ters yüz
wrong side i. arka yüz
wrong use i. yanlış kullanma
wrong use i. yanlış uygulama
wrong use i. haksız kullanma
being wrong i. hatalı olma
wrong meaning i. yanlış anlam
sense of right and wrong i. doğru ve yanlış anlayışı
sense of right and wrong i. ahlak ve namus anlayışı
wrong attitude i. yanlış tutum
wrong beliefs i. yanlış inançlar
wrong answer i. yanlış cevap
wrong assumption i. hatalı varsayım
wrong assumption i. yanlış varsayım
wrong information i. yanlış bilgi
wrong dosage i. hatalı doz
wrong dose i. hatalı doz
wrong hole i. yanlış delik
wrong use i. hatalı kullanım
wrong person i. yanlış insan
wrong-headedness i. inatçılık
wrong-headedness i. aksilik
wrong-headedness i. huysuzluk
wrong-headedness i. dik kafalılık
wrong number i. uygunsuz kimse
wrong number i. uygunsuz şey
wrong number i. istenmeyen kimse
wrong number i. istenmeyen şey
wrong number i. güvenilmez kimse
wrong number i. güvenilmez şey
wrong 'un i. yalancı kimse
wrong 'un i. vicdansız kimse
wrong 'un i. şerefsiz kimse
wrong number i. yanlış telefon numarası
self-wrong i. bireyin kendisine yaptığı yanlış
self-wrong i. bireyin kendine yaptığı hata
get it wrong f. durumu tam anlayamamak
rough the wrong way f. sinirlendirmek
get something wrong f. durumu tam anlayamamak
wake up on the wrong side of bed f. ters tarafından kalkmak
laugh on the wrong side of one's mouth f. gülerken ağlamak
be wrong f. yanlış olmak
be wrong f. aldanmak
turn out to be in the wrong f. haksız çıkmak
rub somebody up the wrong way f. sinir etmek
think wrong f. yanlış düşünmek
be in the wrong f. haksız olmak
take a word in the wrong sense f. ters anlamak
be wrong f. yanılmak
get up on the wrong side of the bed f. ters tarafından kalkmak
go wrong f. arıza yapmak
rub somebody the wrong way f. bamteline basmak
prove to be wrong f. haksız çıkarmak
leave a wrong impression f. yanlış izlenim bırakmak
come to recognize that one is wrong f. yanıldığının farkına varmak
get somebody wrong f. yanlış anlamak
get the wrong sow by the ear f. yanlış anlamak
go wrong f. hata etmek
get someone wrong f. yanlış anlamak (birini)
go wrong f. hata yapmak
take a word in the wrong sense f. yanlış anlamak
rough the wrong way f. kızdırmak
wrong somebody f. günahını almak
go wrong f. aksi gitmek
go wrong f. yanılmak
go wrong f. yanlış yapmak
get the wrong sow by the ear f. yanılmak
rough the wrong way f. tahrik etmek
rub somebody up the wrong way f. gıcık etmek
do wrong f. kötülük yapmak
go wrong f. bozulmak
go down the wrong way f. genize kaçmak
do wrong f. haksızlık etmek
consider wrong f. yanlış saymak
can't put a foot wrong f. burnundan kıl aldırmamak
get something wrong f. yanılmak
not put a foot wrong f. hata yapmamak
be wrong f. hata etmek
do wrong f. hata yapmak
get hold the wrong end of the stick f. ters anlamak
get out of the wrong side f. ters tarafından kalkmak
bark up the wrong tree f. yanlış kapı çalmak
get it wrong f. ters anlamak
be wrong f. hatalı olmak
go wrong f. aksamak
do something wrong f. kabahat işlemek
be wrong f. haksız olmak
put a foot wrong f. yanlış adım atmak
have the wrong information about something f. yanlış bilmek
rub the wrong way f. bamteline basmak
do wrong f. yanlış bir şey yapmak
be on the wrong track f. yanlış yolda olmak
say something wrong f. pot kırmak
use for the wrong purposes f. amacı dışında kullanmak
see no wrong f. herhangi bir yanlış görmemek
know right from wrong f. doğruyu yanlışı bilmek
see no wrong f. yanlış görmemek
find something wrong f. yanlış bulmak
call the wrong number f. yanlış düşürmek (telefon numarası)
dial the wrong number f. yanlış düşürmek (telefon numarası)
find (someone) to be in the wrong f. haksız bulmak
prove (someone) to be in the wrong f. haksız çıkarmak
know right from wrong f. doğruyla yanlışı ayırt edebilmek
be on the wrong road f. yolunu şaşırmak
take the wrong turning f. yolunu şaşırmak
do wrong f. yamuk yapmak
do (something) wrong (to someone) f. yamuk yapmak
get the wrong number f. yanlış düşürmek
(for food or liquid) go down the wrong way f. genze kaçmak
(for food or liquid) go down the wrong way f. genzine kaçmak
go down the wrong way f. genzine kaçmak
go down the wrong way f. genzine kaçırmak
send wrong signal f. yanlış sinyal göndermek
be wrong footed f. kontrpiyede kalmak
go wrong f. kötü sonuçlanmak
wrong-foot f. hazırlıksız yakalamak
do wrong f. hatalı davranmak
take a wrong turn f. ters yola sapmak
wrong-foot f. kontrpiyede bırakmak
get/fall in the wrong hands f. yanlış ellere düşmek
get/fall in the wrong hands f. kötü ellere düşmek
bark up the wrong tree f. yanlış kapıyı çalmak
turn the wrong direction f. ters yola sapmak
bark up the wrong tree f. yanlış kişiyi suçlamak
be wrong f. yanılgıya düşmek
assign the wrong date to f. yanlış tarih koymak
do no wrong f. bir şeyde hatası olmamak
do no wrong f. yanlışı olmamak
do no wrong f. yanlış yapmamak
think wrong about someone f. birisini yanlış tanımak
think wrong about someone f. yanlış tanımak
get something wrong f. bir şeyi yanlış anlamak
transfer money into wrong account f. yanlış hesaba para göndermek
design wrong f. yanlış tasarlamak
dial the wrong number f. yanlış numara çevirmek
go wrong f. ters gitmek
end up in the wrong prison f. yanlış cezaevine düşmek
remember wrong f. yanlış hatırlamak
ask the wrong person f. yanlış kişiye sormak
look for excitement in wrong places f. yanlış yerlerde heyecan aramak
see nothing wrong f. hiçbir sorun görmemek
go the wrong way f. yanlış yöne gitmek
go the wrong direction f. yanlış tarafa gitmek
go the wrong way f. yanlış tarafa gitmek
go the wrong direction f. yanlış yöne gitmek
fly in the wrong direction f. yanlış rotada uçmak
fly in the wrong course f. yanlış rotada uçmak
end up being the one in the wrong f. haksız duruma düşmek
end up being wrong f. haksız duruma düşmek
learn the wrong lessons from f. ...dan yanlış dersler çıkarmak
hang with the wrong people f. yanlış insanlarla takılmak
shoot the wrong man f. yanlış adamı vurmak
say something wrong f. yanlış bir şey söylemek
end up being wrong although you are right f. haklıyken haksız duruma düşmek
swallow the wrong way f. genzine kaçmak
wrong-foot f. birini kurnazlıkla dezavantajlı konuma düşürmek
prove to be wrong f. (bir fikri) çürütmek
in the wrong s. kabahatli
in the wrong s. kusurlu
wrong-headed s. inatçı
wrong-headed s. ters
legally wrong s. hukuken hatalı
wrong use does not preclude proper use s. kötüye kullanma hiç kullanılmamasını gerektirmez
completely wrong s. tamamen yanlış
wrong-side-out s. ters yüz
wrong-side-out s. ters yüz olmuş (giysi)
wrong-timed s. zamansız
wrong-timed s. vakitsiz
wrong-headedly zf. inatçı bir biçimde
wrong-headedly zf. ters bir tavırla
wrong-headedly zf. dik kafalı şekilde
is that wrong? ünl. yalan mı yani?
is that wrong? ünl. yalan mı?
the bill is wrong expr. hesap yanlış geldi
there is something wrong with the electrics expr. arabanın elektrik aksamında sorun var
there's something wrong with the electrical system expr. arabanın elektrik aksamında sorun var
Phrases
wrong use does not preclude proper use expr. bir şey suistimal edilebilir/edildi diye onu kullanmamazlık edemeyiz
if nothing goes wrong expr. bir aksilik olmadan
if nothing goes wrong expr. bir aksilik olmazsa
nothing's wrong but nothing's true expr. yanlış bir şey yok ama doğru bir şey de yok
if nothing goes wrong expr. (bir) aksilik olmazsa
not far wrong expr. neredeyse doğru
not far wrong expr. doğru sayılır
not far wrong expr. pek de yanlış değil
not far wrong expr. pek yanlış sayılmaz
not far wrong expr. kısmen doğru
not far wrong expr. tamamen yanlış değil
not far wrong expr. doğruluk payı var
not far wrong expr. sayılır
not far wrong expr. neredeyse
Proverb
If anything can go wrong it will bir iş ters gidecekse gider
Colloquial
the wrong crowd i. yanlış arkadaş grubu
the wrong crowd i. belalı tipler
the wrong crowd i. ipsiz sapsızlar
look for someone in the wrong place f. birisini yanlış yerde aramak
read something wrong f. bir şeyi yanlış sezmek/yorumlamak
be at the wrong place at the wrong time f. yanlış zamanda yanlış yerde bulunmak
do someone wrong f. birine yanlış yapmak
do someone wrong f. birine kazık atmak
do someone wrong f. birine ihanet etmek
do someone wrong f. birine hainlik etmek
do someone wrong f. birine haksız davranmak
do someone wrong f. birini mağdur etmek
get (one) wrong f. (birini) yanlış anlamak
get wrong f. yanlış anlamak
absolutely wrong s. kesinlikle yanlış
everything's going wrong expr. her şey ters gidiyor
in case things go wrong expr. işlerin aksaması durumunda
in case things go wrong expr. işlerin yolunda gitmemesi durumunda
something wrong? expr. ters bir şey mi var?
am I doing something wrong? expr. yanlış bir şey mi yapıyorum?
you're on the wrong track expr. yanlış yoldasın
born in the wrong century expr. yanlış yüzyılda doğmuş
it's all gone pete tong (pete tong rhyming with wrong) [uk] expr. her şey aksi/ters gitti
cmiiaw (correct me if I am wrong) expr. yanılıyorsam beni düzelt
icbw (I could be wrong) expr. yanlış olabilir
icbw (I could be wrong) expr. doğruluğundan emin değilim
nttawwt (not that there's anything wrong with that) expr. bu yanlış diye demiyorum
what's wrong with him/her expr. nesi var?
what's wrong with him/her expr. sorunu ne?
what's wrong with him/her expr. derdi ne?
what's wrong with him/her? expr. sıkıntısı ne?
what's wrong with him/her? expr. neyi var?
what's wrong with him/her? expr. problemi ne?
what's wrong with him/her? expr. derdi ne?
there is nothing wrong with that expr. bunda yanlış bir şey yok
Idioms
the wrong horse i. yanlış at
wrong side of the tracks i. şehrin yoksul/fakir bölümü
wrong side of the tracks i. varoş/gecekondu mahallesi/muhiti
the wrong foot i. yanlış/kötü başlangıç
the wrong foot i. yanlış/kötü bir ilk adım
the wrong side of (someone) i. (birinin) gözünden düşmüş olma
the wrong side of (someone) i. (birinin) antipatisini kazanma/çekme
the wrong side of (someone) i. (biriyle) arası bozulma
the wrong side of the bed i. (birinin) tersi/ters tarafı
the wrong side of the bed i. kötü ruh hali
wrong side of someone i. (birinin) gözünden düşme
wrong side of someone i. (birinin) antipatisini kazanma/çekme
wrong side of someone i. (biriyle) arası bozulma
wrong side of someone i. (birinin) tersine gitme
wrong side of the blanket i. evli olmayan ana babadan dünyaya gelme
wrong side of the blanket i. gayrimeşru olma
wrong side of the blanket i. evlilik dışı dünyaya gelme
get on the wrong side of the law f. adaletle başı derde girmek
find oneself on the wrong side of the law f. adaletle başı derde girmek
go wrong f. ahlakdışı yaşam sürmek
rub somebody the wrong way (us) f. birini rahatsız etmek
get someone all wrong f. birini tamamen yanlış anlamak
rub someone the wrong way f. birinin tepesini attırmak
rub someone's fur the wrong way f. birini rahatsız etmek
rub someone's fur the wrong way f. birinin tepesini attırmak
be on the wrong side of someone f. birinin gözünden düşmek
be on someone's wrong side f. birinin gözünden düşmek
get someone wrong f. birini yanlış anlamak
get on the wrong side of someone f. birinin gözünden düşmek
get it wrong f. bir şeyi/birini yanlış anlamak
rub up the wrong way f. birini çok kızdırmak
take something the wrong way f. bir şeyi yanlış anlamak
get on someone's wrong side f. birinin gözünden düşmek
get off on the wrong foot f. bir ilişki ya da projeye başlamak için yanlış bir başlangıç yapmak
rub somebody up the wrong way (brit) f. birini rahatsız etmek
rub up the wrong way f. birisini sıkmak
take someone wrong f. birini yanlış anlamak
go wrong f. çalışmamak
go wrong f. düşündüğü gibi olmamak
rub up the wrong way f. çok öfkelendirmek
get out of the wrong side of the bed f. güne keyifsiz başlamak
catch on the wrong foot f. hazırlıksız yakalamak
go wrong f. hata yapmak
get off on the wrong foot f. güne kötü başlamak
be born on the wrong side of the blanket f. evli olmayan ana babadan dünyaya gelmek
laugh on the wrong side of one's mouth f. güvendiği dağlara kar yağmak
rub up the wrong way f. gıcık etmek
get the wrong idea about f. hakkında yanlış bir fikre kapılmak
go wrong f. hesabı tutmamak
be in the wrong f. hatalı olmak
be on the wrong end of something f. kötü sonuçlarına katlanmak
catch on the wrong foot f. kötü bir başlangıç yapmak
get hold of the wrong end of the stick f. kocakarıyı kız anlamak
find oneself on the wrong side of the law f. kanunla başı derde girmek
get on the wrong side of the law f. kanunla başı derde girmek
get off on the wrong foot f. kötü bir başlangıç yapmak (ilişkide vb)
be off on the wrong foot f. kötü başlamak
be in the wrong f. kusurlu olmak
get on the wrong side of the law f. kanunla başı belaya girmek
be off on the wrong foot f. kötü bir başlangıç yapmak
rub up the wrong way f. küplere bindirmek
be caught on the wrong foot f. kontrpiyede kalmak
get off on the wrong foot f. kötü bir başlangıç yapmak
step off on the wrong foot f. kötü/yanlış bir başlangıç yapmak
go wrong f. kötü yola düşmek
be in the wrong f. kabahatli olmak
start off on the wrong foot f. kötü bir başlangıç yapmak (ilişkide vb)
get hold of the wrong end of the stick f. kazı koz anlamak
start off on the wrong foot f. kötü/yanlış bir başlangıç yapmak
get off on the wrong foot f. kötü başlamak
back the wrong horse f. kaybeden tarafı desteklemek
find oneself on the wrong side of the law f. kanunla başı belaya girmek
get off on the wrong foot f. sol tarafından kalkmak
rub up the wrong way f. sinirlerini ayağa kaldırmak
find yourself on the wrong side of the law f. polisle başı belaya girmek
get on the wrong side of the law f. polis ve adaletle başı derde girmek
rub up the wrong way f. sinirden kudurtmak
get on the wrong side of the law f. polisle başı belaya girmek
get on the wrong side of the law f. polisle başı dertte olmak
start off on the wrong foot f. sol tarafından kalkmak
find yourself on the wrong side of the law f. polisle başı belada olmak
get out of the wrong side of the bed f. sol tarafından kalkmak
get on the wrong side of the law f. polisle başı belada olmak
find oneself on the wrong side of the law f. polis ve adaletle başı derde girmek
can't put a foot wrong f. toz kondurmamak
get out of the bed on the wrong side f. ters tarafından kalkmak
be in the wrong f. yanlış yapmak
be in the wrong f. yanılmak
go wrong f. yanlış çıkmak
back the wrong horse f. yanlış ata oynamak
go wrong f. yanlış yapmak
not put a foot wrong f. yanlış bir adım atmamak
get on the wrong side of the law f. yasalarla başı belaya girmek
bark up the wrong tree f. yanlış kapı çalmak
bet on the wrong horse f. yanlış ata oynamak
pick on the wrong horse f. yanlış ata oynamak
put money on the wrong horse f. yanlış ata oynamak
be barking up the wrong tree f. yanılgıya düşmek
come to the wrong shop f. yanlış kapı çalmak
get the wrong end of the stick f. yanılgı içine düşmek
be (on) the wrong side of 30/40 etc f. 30-40 yaşını geçmiş olmak
go wrong f. (makine) bozulmak
back the wrong horse f. yanlış tarafı desteklemek
fall into the wrong hands f. yanlış ellerin eline geçmek
bark up the wrong tree f. yanlış taşın altına bakmak
be on the wrong scent f. yanlış yolda olmak
rub the wrong way f. zıtlaşmak
take someone wrong f. (birini) yanlış anlamak
put trust in the wrong person f. yanlış kişiye güvenmek/bel bağlamak
take something the wrong way f. yanlış anlamak
be barking up the wrong tree f. yanılgı içine düşmek
bark up the wrong tree f. yanlış kapıyı çalmak
fall into the wrong hands f. yanlış ellere düşmek
fall into the wrong hands f. yanlış kişilerin eline geçmek
take it the wrong way f. yanlış anlamak
back the wrong horse f. yanlış adamı desteklemek
get the wrong end of the stick f. yanılgıya düşmek
find oneself on the wrong side of the law f. yasalarla başı belaya girmek
catch on the wrong foot f. yanlış anında yakalamak
be in the wrong f. yanlış davranmak
come to the wrong shop f. yanlış kapıyı çalmak
get in wrong with (someone) f. (birine) yanlış yapmak
get in wrong with (someone) f. (birine) karşı yanlış bir şey yapmak
get in wrong with (someone) f. (biriyle) sorunu olmak
get in wrong with (someone) f. (birini) gücendirmek
get in wrong with (someone) f. (birini) sinirlendirecek bir şey yapmak
get in wrong with (someone) f. (biriyle) arayı bozmak
get in wrong with someone f. birinin gözünden düşmek
get in wrong with someone f. birinin antipatisini kazanmak/çekmek
get in wrong with someone f. biriyle arasını bozmak
get on the wrong side of someone f. birinin gözünden düşmek
get on the wrong side of someone f. birinin antipatisini kazanmak/çekmek
get on the wrong side of someone f. biriyle arasını bozmak
get into the wrong hands f. yanlış ellere düşmek
get into the wrong hands f. yanlış kişilerin eline düşmek
get into the wrong hands f. yanlış kişilerin eline geçmek
get on the wrong side of somebody f. birine ters gitmek
get on the wrong side of somebody f. birinin tersine gitmek
get on the wrong side of somebody f. birine yanlış yapmak
get on the wrong side of somebody f. biriyle arayı bozmak
keep on the wrong side of somebody f. birine ters gitmek
keep on the wrong side of somebody f. birinin tersine gitmek
keep on the wrong side of somebody f. birine yanlış yapmak
keep on the wrong side of somebody f. biriyle arayı bozmak
have the wrong number f. yanlış düşürmek
have the wrong number f. yanlış numarayı aramak
have the wrong number f. numara yanlış olmak
have the wrong number f. hatalı olmak
have the wrong number f. yanılmak
have the wrong number f. yanlış kişiye hitap etmek
have the wrong number f. yanlış kişiyle konuşmak
hit the wrong note f. yanlış yere parmak basmak
hit the wrong note f. yanlış yerden vurmak
hit the wrong note f. yanlış yerde söz söylemek
strike the wrong note f. yanlış yere parmak basmak
strike the wrong note f. yanlış yerden vurmak
strike the wrong note f. yanlış yerde söz söylemek
hit/strike the wrong note f. isabetsiz bir konuşma yapmak
hit/strike the wrong note f. yanlış yerden girmek
hit/strike the wrong note f. yanlış noktadan vurmak
stroke (one) the wrong way f. (birinin) tepesini attırmak
stroke (one) the wrong way f. (birini) rahatsız etmek
stroke (one) the wrong way f. (birini) irrite etmek
stroke (one) the wrong way f. (birini) sinir etmek
stroke (one) the wrong way f. (birini) gıcık etmek
stroke (one) the wrong way f. (birinin) sinirini bozmak
stroke (one) the wrong way f. (birini) kıl etmek
stroke someone the wrong way f. birinin tepesini attırmak
stroke someone the wrong way f. birini rahatsız etmek
stroke someone the wrong way f. birini irrite etmek
stroke someone the wrong way f. birini sinir etmek
stroke someone the wrong way f. birini gıcık etmek
stroke someone the wrong way f. birinin sinirini bozmak
stroke someone the wrong way f. birini kıl etmek
stroke someone's hair the wrong way f. birinin tepesini attırmak
stroke someone's hair the wrong way f. birini rahatsız etmek
stroke someone's hair the wrong way f. birini irrite etmek
stroke someone's hair the wrong way f. birini sinir etmek
stroke someone's hair the wrong way f. birini gıcık etmek
stroke someone's hair the wrong way f. birinin sinirini bozmak
stroke someone's hair the wrong way f. birini kıl etmek
take (something) in the wrong way f. (bir şeyi) yanlış anlamak
take (something) in the wrong way f. (bir şeyi) tersten/ters anlamak
take (something) in the wrong way f. (bir şeyi) yanlış yorumlamak
prove somebody wrong f. birisini haksız çıkarmak
send the wrong message f. yanlış mesaj vermek/iletmek
send the wrong message f. yanlış anlaşılacak bir mesaj iletmek/vermek
send the wrong message f. dolaylı olarak veya açıkça yanlış bir mesaj vermek
send the right (or wrong) message f. dolaylı yoldan ya da hareketlerle anlamlı bir ifadede bulunmak
send the right (or wrong) message f. doğru (ya da) yanlış bir mesaj vermek
be caught on the wrong foot f. hazırlıksız yakalanmak
be caught on the wrong foot f. gafil avlanmak
be caught on the wrong foot f. habersiz yakalanmak
be caught on the wrong foot f. umulmadık bir anda yakalanmak
be caught on the wrong foot f. beklenmedik bir anda yakalanmak
be caught on the wrong foot f. şaşakalmak
be on the wrong side of 51 f. 50'sine merdiven dayamak
be on the wrong side of 51 f. 50 yaşından büyük olmak
be on the wrong side of 51 f. 50 yaşından büyük olmak
bark up the wrong tree f. yanlış kapıyı çalmak
bark up the wrong tree f. yanlış kapı çalmak
bark up the wrong tree f. yanlış yolda olmak
bark up the wrong tree f. boşa kürek çekmek
bark up the wrong tree f. boşa çaba harcamak
bark up the wrong tree f. yanlış iz sürmek
bark up the wrong tree f. yanlış iz üzerinde olmak
be (on) the wrong side of (some age) f. (belli bir yaşı) geçmiş olmak
be (on) the wrong side of (some age) f. (belli bir yaşın) üstünde olmak
be barking up the wrong tree f. boşuna uğraşmak
be barking up the wrong tree f. boş yere uğraşmak
be barking up the wrong tree f. olmayacak bir işe kalkışmak
be on the wrong side of 40, 50 f. 40, 50 yaşını geçmiş olmak
be on the wrong side of 40, 50 f. 40, 50 yaşından büyük olmak
be (on) the wrong side of (some age) f. (bir yaştan) büyük olmak
be (on) the wrong side of (some age) f. (bir yaşı) geçmiş olmak
be (on) the wrong side of (some age) f. (bir yaşın) üstünde olmak
be on the right/wrong track f. doğru/yanlış yolda olmak
be on the right/wrong track f. doğru/yanlış iz sürmek
be on the wrong end of (something) f. (bir şey) mağduru olmak
get off on the wrong foot (with somebody) f. (biriyle) kötü bir başlangıç yapmak
start off on the wrong foot (with somebody) f. (biriyle) kötü bir başlangıç yapmak
get out of bed the wrong side f. sol tarafından kalkmak
get out of bed the wrong side f. ters tarafından kalkmak
get out of bed the wrong side f. tersinden kalkmak
get out of bed the wrong side f. güne keyifsiz başlamak
get out of bed on the wrong side f. sol tarafından kalkmak
get out of bed on the wrong side f. tersinden kalkmak
get out of bed on the wrong side f. güne keyifsiz başlamak
get the wrong idea (about someone or something) f. (biri/bir şey hakkında) yanlış bir fikre/izlenime kapılmak
get up on the wrong side of bed f. ters tarafından kalkmak
get up on the wrong side of bed f. tersinden kalkmak
get up on the wrong side of bed f. solundan kalkmak
get out of the wrong side of bed f. tersinden kalkmak
get out of the wrong side of bed f. solundan kalkmak
get/keep on the wrong side of somebody f. birini kızdırmak
get/keep on the wrong side of somebody f. birinin gözünden düşmek
get/start off on the wrong foot (with somebody) f. (biriyle) kötü bir başlangıç yapmak (ilişkide)
get/start off on the wrong foot (with somebody) f. (biriyle) kötü başlamak
not put a foot wrong f. hata yapmamak
not put a foot wrong f. hiç yanlış bir adım atmamak
never put a foot wrong f. hata yapmamak
never put a foot wrong f. hiç yanlış bir adım atmamak
not set a foot wrong f. hata yapmamak
not set a foot wrong f. hiç yanlış bir adım atmamak
never set a foot wrong f. hata yapmamak
never set a foot wrong f. hiç yanlış bir adım atmamak
right a wrong f. bir yanlışı düzeltmek
right a wrong f. yapılan bir yanlışı telafi etmek
right a wrong f. haksız bir durumu düzeltmek/telafi etmek
be in the wrong place at the wrong time f. yanlış zamanda yanlış yerde bulunmak/olmak
take the wrong way f. ters anlamak
take the wrong way f. yanlış anlamak
take the wrong way f. yanlış anlayıp kırılmak
take the wrong way f. yanlış anlayıp kızmak/sinirlenmek
take wrong f. yanlış anlamak
take wrong f. ters anlamak
wake up on the wrong side of (the) bed f. ters tarafından kalkmak
dead wrong s. tamamen yanlış
off on the wrong foot s. kötü başlamış
off on the wrong foot s. kötü/yanlış bir başlangıç yapmış