pinch - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
pinch çimdiklemek v.
  • My mother used to pinch me as a punishment.
  • Annem ceza olarak beni çimdiklerdi.
  • Tom pinched his cheek.
  • Tom onun yanağını çimdikledi.
  • Tom pinched Mary.
  • Tom Mary'yi çimdikledi.
Show More (10)
pinch araklamak v.
  • That man pinched my shoes!
  • O adam ayakkabılarımı arakladı!
Show More (-2)
pinch sıkıştırmak v.
  • Fill the dough with grated cheese; fold and pinch the edges.
  • Hamuru rendelenmiş peynirle doldurun; katlayın ve kenarlarını sıkıştırın.
Show More (-2)
pinch vurmak v.
  • I returned my boots as they were pinching.
  • Vurdukları için botlarımı geri verdim.
Show More (-2)
pinch tutuklamak v.
  • The cops pinched the robber.
  • Polisler soyguncuyu tutukladı.
Show More (-2)
pinch çimdik n.
  • Emma gave her brother a warning pinch as he was annoying her.
  • Emma rahatsızlık verdiği için kardeşine bir uyarı çimdiği attı.
Show More (-2)
pinch sıkıntı n.
  • Other fishing regions are also starting to feel the pinch now.
  • Diğer balıkçılık bölgeleri de artık sıkıntıyı hissetmeye başladı.
Show More (-2)