1 |
shovel |
kürek |
n. |
|
- The worker is carrying sand with a shovel.
- İşçi kürekle kum taşıyor.
- What I need is a shovel.
- İhtiyacım olan şey bir kürek.
- Can I borrow your shovel?
- Senin küreğini ödünç alabilir miyim?
- Tom handed me a shovel and told me to start digging.
- Tom bana bir kürek uzattı ve kazmaya başlamamı söyledi.
- Tom dug a hole in his backyard with the shovel Mary had given him.
- Tom, Mary'nin verdiği kürekle arka bahçesinde bir çukur kazdı.
- Do you want me to fix your broken shovel or don't you?
- Kırık küreğini tamir etmemi istiyor musun, istemiyor musun?
- Put the shovel down.
- Küreği yere bırak.
- Tom helped his dad shovel the driveway.
- Tom babasının araba yolunu kürekle kürümesine yardım etti.
- Put the shovel down.
- Küreği yere koy.
- I have a pick, two shovels and a wheelbarrow.
- Bir kazmam, iki küreğim ve bir el arabam var.
- Give me the shovel.
- Küreği ver.
- Could I borrow your shovel?
- Küreğini ödünç alabilir miyim?
- I thought Tom said he needed to buy a shovel.
- Tom'un kürek alması gerektiğini söylediğini sanıyordum.
- Tom dug a hole with a pick and a shovel.
- Tom kazma ve kürekle bir çukur kazdı.
- Tom clenched the shovel.
- Tom küreği sıktı.
- That shovel costs thirty dollars.
- Şu kürek 30 dolar ediyor.
- Grab the shovels, boys.
- Kürekleri alın çocuklar.
- I think Tom said he needed to buy a shovel.
- Sanırım Tom bir kürek alması gerektiğini söyledi.
- Tom got his shovel out of the truck and began to dig.
- Tom kamyondan küreğini aldı ve kazmaya başladı.
- Bring a shovel.
- Bir kürek getir!
- Mary gave Tom a shovel for his birthday.
- Mary, Tom'a doğum günü için bir kürek verdi.
- They were clearing the snow from the sidewalk with a shovel.
- Kürekle kaldırımdaki karları temizliyorlardı.
- That shovel costs thirty dollars.
- O kürek otuz dolar.
- Where's the shovel?
- Kürek nerede?
- What I need is a shovel.
- İhtiyacım olan bir kürek.
- Bring a shovel.
- Bir kürek getir.
- Give me the shovel.
- Bana küreği ver.
- Tom dug a hole in his backyard with the shovel Mary had given him.
- Tom, Mary'nin ona verdiği kürekle arka bahçesinde bir çukur kazdı.
- They were clearing the snow from the sidewalk with a shovel.
- Onlar kürekle kaldırımdan karı temizliyorlardı.
- You may need a shovel.
- Bir küreğe ihtiyacın olabilir.
- Mary filled her bucket with sand using a plastic shovel.
- Mary plastik bir kürek kullanarak kovasını kumla doldurdu.
- The worker is carrying sand with a shovel.
- İşçi, bir kürekle kum taşıyor.
- Can I borrow your shovel?
- Küreğini ödünç alabilir miyim?
- Tom handed me a shovel and told me to start digging.
- Tom bana bir kürek verdi ve kazmaya başlamamı söyledi.
- That shovel cost thirty dollars.
- O kürek otuz dolara mal oldu.
- Grab the shovels, boys.
- Kürekleri kapın çocuklar.
- Tom grabbed one of the shovels and started digging.
- Tom küreklerden birini aldı ve kazmaya başladı.
- Do you want me to fix your broken shovel or don't you?
- Kırık küreğini onarmamı istiyor musun yoksa istemiyor musun?
- Tom grabbed one of the shovels and started digging.
- Tom küreklerden birini kaptı ve kazmaya başladı.
- What do we need shovels for?
- Küreklere ne için ihtiyacımız var?
- The worker is carrying sand with a shovel.
- İşçi, kürekle kum taşıyor.
Show More (38)
|
2 |
shovel |
küremek |
v. |
|
- I hate shoveling snow.
- Kar küremekten nefret ediyorum.
- Tom is shoveling snow.
- Tom kar kürüyor.
- Will you shovel the driveway?
- Garaj yolunu küreyecek misin?
- A 94-year-old man had a heart attack while shoveling snow outside his house.
- 94 yaşındaki bir adam evinin dışında kar kürerken kalp krizi geçirdi.
- Tom helped his dad shovel the driveway.
- Tom babasına garaj yolunu küremesinde yardım etti.
- I kept shoveling.
- Küremeye devam ettim.
- How much did you have to pay Tom to get him to shovel the snow off your roof?
- Tom'a çatınızdaki karı küremesi için ne kadar ödemek zorunda kaldınız?
- Start shoveling coal, men!
- Kömür küremeye başlayın, beyler!
- Tom shovelled the snow off the roof after the snowstorm.
- Tom, kar fırtınasından sonra çatıdan kar küredi.
- Tom is out shoveling snow.
- Tom dışarıda kar kürüyor.
- Tom resumed shoveling the snow.
- Tom kar küremeye devam etti.
- I spent all morning shoveling snow.
- Bütün sabahı kar küreyerek geçirdim.
- Tom is shoveling snow outside.
- Tom dışarıda kar kürüyor.
- I spent all day shoveling snow.
- Bütün günümü kar küremekle geçirdim.
- It'll take some time to shovel all the snow off the roof.
- Çatıdaki tüm karı küremek biraz zaman alacak.
- I hate shoveling snow.
- Kar küremekten nefret ederim.
- Tom had a heart attack while shoveling snow.
- Tom kar kürerken kalp krizi geçirdi.
Show More (14)
|
3 |
shovel |
kürekle temizlemek |
v. |
|
- Tom shovelled the snow off the roof after the snowstorm.
- Tom kar fırtınasından sonra çatıdaki karı kürekle temizledi.
- We'll have to shovel the snow off the roof.
- Çatıdaki karı kürekle temizlememiz gerekecek.
- It'll take some time to shovel all the snow off the roof.
- Bütün çatının karını kürekle temizlemek biraz zaman alacak.
- We'll have to shovel the snow off the roof.
- Karı çatıdan kürekle temizlemek zorunda kalacağız.
Show More (1)
|
4 |
shovel |
kürümek |
v. |
|
- I need to shovel snow off of the roof.
- Karı çatıdan kürümem gerekiyor.
Show More (-2)
|