İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | (one's) fill (of something) i. | (bir şeyin) yeterli olması |
Konuşma Dili | (one's) fill (of something) i. | (bir şeyin) memnun edici düzeyde olması |
Konuşma Dili | (one's) fill (of something) i. | (bir şeye) doymuş olma |
Konuşma Dili | (one's) fill (of something) i. | (birinin) tahammül düzeyine gelme |
Konuşma Dili | (one's) fill (of something) i. | (birinin) tahammül sınırlarını doldurma |
Konuşma Dili | (one's) fill (of something) i. | (birinin) hoşgörü sınırlarını doldurma |
Konuşma Dili | (one's) fill (of something) i. | (birinin) sınırlarını doldurma |
Konuşma Dili | (one's) fill (of something) i. | (birinin) baş etme sınırına gelme |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | one's fill of someone or something i. | birinden/bir şeyden bıkma |
Konuşma Dili | one's fill of someone or something i. | birinden/bir şeyden usanma |
Konuşma Dili | one's fill of someone or something i. | birinden/bir şeyden bay gelme |
Konuşma Dili | one's fill of someone or something i. | birinden/bir şeyden gına gelme |
Idioms | ||
Deyim | have one's fill of something f. | -e doymak |
Deyim | get one's fill of something f. | -e doymak |