| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | at long last zf. | en sonunda | ||
|
So why should aircraft fuel not be taxed now, at long last? Öyleyse neden uçak yakıtı şimdi, en sonunda vergilendirilmesin? More Sentences |
||||
| Genel | at long last zf. | nihayet | ||
|
After years, the silence has at long last been broken in an important debate such as that on pensions. Yıllar sonra, emekli maaşları gibi önemli bir tartışmada sessizlik nihayet bozuldu. More Sentences |
||||
| Genel | at long last zf. | sonunda | ||
|
We must, at long last, move away from our non-vaccination policy. Sonunda aşı karşıtı politikamızdan uzaklaşmalıyız. More Sentences |
||||
| Genel | at long last zf. | uzun gecikmeden sonra | ||
| Genel | at long last zf. | en nihayet | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | at long last expr. | hele şükür | ||
