| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | get along (with someone) f. | (biriyle) iyi geçinmek | ||
|
I always get along well with him. Onunla her zaman iyi geçinirim. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | get along famously (with someone) f. | çok iyi anlaşmak | ||
|
We got along famously. Çok iyi anlaşırdık. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | try to get along with (someone) f. | anlaşmaya çalışmak | ||
| Phrasals | ||||
| Öbek Fiiller | and get along (with someone) f. | (biriyle) geçinmek | ||
| Öbek Fiiller | get along (with someone) f. | (biriyle) iyi arkadaş olmak | ||
| Öbek Fiiller | get along (with someone) f. | (biriyle) arası iyi olmak | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | get along famously (with someone) f. | (biriyle) sıkı fıkı olmak | ||
| Konuşma Dili | get along famously (with someone) f. | (biriyle) iyi geçinmek | ||
| Konuşma Dili | get along famously (with someone) f. | aralarından su sızmamak | ||
| Idioms | ||||
| Deyim | get along well with someone f. | biriyle iyi geçinmek | ||
