İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | jump up f. | atlamak | ||
He jumped up the steps three at a time. Basamakları üçer üçer atladı. More Sentences |
||||
Öbek Fiiller | jump up f. | zıplamak | ||
At least I'm not the one jumping up and down on stage wearing these. En azından bunları giyerek sahnede bir aşağı bir yukarı zıplayan ben değilim. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | jump up f. | birden kalkmak | ||
Genel | jump up f. | aniden ayağa kalkmak | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | jump up f. | kariyerinde tırmanmak | ||
Öbek Fiiller | jump up f. | hiyerarşide yukarı çıkmak | ||
Öbek Fiiller | jump up f. | aşama kaydetmek | ||
Öbek Fiiller | jump up f. | rütbesi/derecesi yükselmek | ||
Öbek Fiiller | jump up f. | terfi etmek | ||
Music | ||||
Müzik | jump up f. | karayipler'e özgü festivale katılmak |