lighten - Türkçe İngilizce Sözlük

lighten

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"lighten" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 34 sonuç

İngilizce Türkçe
General
lighten f. aydınlanmak
The world is lightened by the sun.
Dünya güneşle aydınlandı.

More Sentences
lighten f. neşelenmek
Lighten up!
Neşelen!

More Sentences
lighten f. parlamak
Maria's eyes lightened with pleasure.
Maria'nın gözleri zevkle parladı.

More Sentences
lighten f. hafifletmek
I expect this two-stage procedure to lighten the load somewhat, depending on how it is implemented.
Bu iki aşamalı prosedürün, nasıl uygulandığına bağlı olarak yükü biraz hafifletmesini bekliyorum.

More Sentences
Technical
lighten f. hafifletmek
The administrative load must be lightened, for example, by switching to the 'one fund' principle.
Örneğin 'tek fon' ilkesine geçilerek idari yük hafifletilmelidir.

More Sentences
Automotive
lighten f. hafifletmek
The government lightened taxes.
Hükümet vergileri hafifletti.

More Sentences
Common Usage
lighten f. aydınlatmak
General
lighten f. yükü azalmak
lighten f. rengini açmak
lighten f. neşelendirmek
lighten f. yükünü azaltmak
lighten f. ışıklandırmak
lighten f. parlatmak
lighten f. açıklaştırmak
lighten f. ışık saçmak
lighten f. ferahlatmak
lighten f. sevindirmek
lighten f. şimşek çakmak
lighten f. rahatlatmak
lighten f. aydınlatmak
lighten f. hafifleştirmek
lighten f. hafiflemek
lighten f. ışımak
lighten f. ışıklanmak
lighten f. ışıldamak
lighten f. (şimşek) çakmak
lighten f. parlayıp sönmek
lighten f. parıldamak
lighten f. soldurmak
lighten f. (tonunu/rengini) açmak
Trade/Economic
lighten i. mavna
Technical
lighten f. aydınlanmak
lighten f. aydınlatmak
lighten f. hafiflemek

"lighten" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

İngilizce Türkçe
General
lighten up f. rahatlatmak
Lighten up, guys.
Rahatlayın çocuklar.

More Sentences
Colloquial
lighten the mood f. ortamı yumuşatmak
Tom tried to lighten the mood.
Tom ortamı yumuşatmaya çalıştı.

More Sentences
General
lighten up f. aydınlatmak
lighten one's burden f. yükünü hafifletmek
lighten the burden f. yükü hafiflemek
lighten the load f. yükü hafiflemek
lighten the stress load f. stres yükünü hafifletmek
Idioms
lighten one's load f. birinin yükünü hafifletmek
lighten (one's) wallet f. çok para harcamak
lighten (one's) wallet f. büyük miktarda para harcamak
lighten (one's) wallet f. cüzdanını hafifletmek
lighten (one's) wallet f. (birinin) parasını almak
lighten (one's) wallet f. (birine) çok para harcatmak
lighten (one's) wallet f. (birinin) cüzdanını boşaltmak/hafifletmek