İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | mumble f. | gevelemek | ||
People say I mumble a lot. İnsanlar çok gevelediğimi söylüyor. More Sentences |
||||
Genel | mumble f. | mırıldanmak | ||
You see, you are incapable of doing anything except mumbling 'peace'. Görüyorsunuz, 'barış' diye mırıldanmaktan başka bir şey yapamıyorsunuz. More Sentences |
||||
Genel | mumble i. | mırıltı | ||
Genel | mumble f. | dili dolaşmak | ||
Genel | mumble f. | ağzında gevelemek | ||
Genel | mumble f. | mırıldamak | ||
Genel | mumble f. | gevmek | ||
Genel | mumble f. | diş etiyle çiğnemek | ||
Genel | mumble f. | diş etiyle ısırmak | ||
Genel | mumble f. | dişsizmiş gibi çiğnemek veya ısırmak | ||
Genel | mumble f. | dudaklarla bastırmak | ||
Genel | mumble f. | dudaklarla okşamak | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | mumble f. | ağız kapalı şekilde çiğnemek | ||
Eski Kullanım | mumble f. | dişleri çok az kullanarak nazikçe çiğnemek |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | mumble peg i. | çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun | ||
Genel | mumble-the-peg i. | çakıyı çeşitli şekillerde yüzeye saplamaya çalışma üzerine kurulu bir oyun | ||
Genel | mumble [dialect] f. | kaba davranmak | ||
Genel | mumble [dialect] f. | rastgele sarıp sarmalamak | ||
Genel | mumble [dialect] f. | şok olmak | ||
Genel | mumble [dialect] f. | sersemlemek | ||