ödünç - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ödünç



"ödünç" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ödünç accommodation i.
ödünç loan i.
ödünç borrowed s.
ödünç loaned s.
ödünç as a loan zf.
Politics
ödünç loan i.
Technical
ödünç borrow i.

"ödünç" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 230 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
ödünç para loan i.
ödünç alma borrowing i.
ödünç almak borrow f.
ödünç vermek lend f.
General
ödünç verilen şey loan i.
ödünç alma loan i.
ödünç para accommodation i.
ödünç verme loaning i.
genel ödünç verme hakları public lending rights i.
ödünç para isteği demand loan i.
ödünç verme lending i.
dışarıya ödünç kitap veren kütüphane circulating library i.
ödünç veren lender i.
ödünç verme loan i.
ödünç alan kimse borrower i.
ödünç alma borrowing i.
ödünç para credit i.
dışarıya ödünç kitap veren kitaplık lending library i.
ödünç kitap veren kütüphane circulating library i.
ödünç takım elbise borrowed suit i.
daha fazla ödünç para verme reloan i.
yeniden ödünç para verme reloan i.
kütüphane ödünç alma kartı ticket [brit] i.
ödünç alma touch i.
ödünç alma lend i.
ödünç alma izni loan i.
kütüphanenin diğerine ödünç materyal vermesi interloan i.
kütüphanenin diğerine ödünç verdiği materyal interloan i.
ödünç verme issue i.
kütüphaneden ödünç alınan toplam kitap sayısı issue i.
italyancadan ödünç alınan dilsel özellik italianism i.
ödünç vermek loan f.
ödünç almak borrow f.
özellikle faiz karşılığında ödünç para vermek loan f.
ödünç vermek lend f.
ödünç vermek put out to loan f.
ödünç almak raise a loan f.
yeniden ödünç almak reborrow f.
ödünç vermek make a loan f.
ödünç almak borrow from f.
tekrar ödünç vermek relend f.
ödünç vermek grant a loan f.
ödünç almak take on loan f.
birine bir şeyi ödünç vermek lend something to someone f.
birine bir şeyi ödünç vermek lend something out to someone f.
ödünç kitap almak withdraw a book f.
ödünç kitap almak borrow a book f.
kitap ödünç vermek lend a book f.
yeniden ödünç para vermek reloan f.
ödünç vermek borrow [dialect] f.
okuyucular tarafından ödünç alınarak yayılmak move f.
okuyucular tarafından ödünç alınarak dağıtılmak move f.
ödünç vermek oblige f.
ödünç almak desume f.
ödünç vermek prest [obsolete] f.
ödünç alınmış borrowed s.
ödünç verilmiş lent s.
ödünç verilebilir loanable s.
ödünç para ile ilgili accommodational s.
ödünç alınmamış unborrowed s.
ödünç verilebilir lendable s.
Phrasals
ödünç alındığı gibi geri vermek bring back f.
ödünç almak check out f.
borç/ödünç vermek loan something to someone f.
birinden bir şeyi ödünç almak borrow something from someone f.
ödünç almak/istemek cadge something from someone f.
ödünç almak/istemek cadge something off f.
birine bir şeyi emanet/ödünç vermek entrust someone with someone or something f.
(birine bir şey) ödünç vermek stake (one) to (something) f.
birine bir şey ödünç vermek stake someone to something f.
ödünç almak take out f.
kayıtlı/resmi bir şekilde ödünç almak take out f.
kütüphaneden bir şey ödünç almak take out f.
(bir şeyi birine) ödünç vermek loan (something) out (to one) f.
ödünç vermek loan out f.
(birinden) ödünç almak borrow from (someone) f.
(birinden bir şey) ödünç almak bum (something) off (someone) f.
birinden bir şey ödünç almak bum something off someone f.
kaydını yaptırıp (kütüphaneden kitap, dergi) ödünç almak check out from (something) f.
(bir sistemden) kaydını/çıkışını yaptırıp (bir şey) ödünç almak check out from (something) f.
kaydını yaptırıp (kütüphaneden kitap, dergi) ödünç almak check out of (something) f.
(bir sistemden) kaydını/çıkışını yaptırıp (bir şey) ödünç almak check out of (something) f.
(birine bir şeyi) ödünç vermek lend (something) out (to one) f.
(birine bir şeyi) ödünç vermek lend (something) to (one) f.
ödünç vermek lend out f.
(bir şeyi birine) ödünç vermek loan (something) to (one) [us] f.
-e ödünç vermek loan to f.
-e ödünç/hediye vermek stake to f.
(birine) ödünç aldığı bir şeyi/borcu geri vereceği konusunda güvenmek trust (one) for (something) f.
ödünç aldığı bir şeyi/borcu geri vereceği konusunda güvenmek trust for f.
Colloquial
başkasından ödünç alınmış sigara op’s (other people’s cigarettes) i.
(birine bir miktar para) ödünç vermek spot (one) (some amount of money) f.
birine ödünç bir şey vermek spot someone  (something) f.
birine (bir şey) ödünç vermek spot someone (something) f.
(birine bir şeyi) ödünç vermek lend (one) (something) f.
Idioms
el altından yüksek faizle ödünç para verme juice racket i.
Speaking
bunu ödünç alabilir miyim? can I borrow this? expr.
bir arkadaşımdan ödünç para aldım I borrowed some money from a friend of mine expr.
kitabı ödünç verdiğiniz için teşekkür ederim thank you for lending me the book expr.
sana ödünç veririm I'll lend it to you expr.
Trade/Economic
belirli bir süreliğine ödünç verilen para time money i.
belirli bir süreliğine ödünç verilebilecek para time money i.
asgari ödünç verme oranı minimum lending rate i.
abd'de çoğunlukla ticari bankalardan oluşan ve bankaların diğer bankalardan genellikle gecelik ödünç alma amacıyla kullandıkları özel bir piyasa federal funds market i.
aynı şirketin bir biriminden diğer birimine verilen ödünç intercompany loan i.
bankaların ödünç alıcılar borçlarını taksitler halinde ödedikleri durumda uzun süreli borçlar vererek likidite sorunlarını çözebilecekleri görüşü anticipated income theory i.
deniz ödünç senedi bottomry bond i.
deniz ödünç senedi bottomry i.
denge faiz oranının ödünç verilebilir fonlar teorisi loanable funds theory of interest i.
faizlerin arttığı ancak yeteri kadar yükselmediği dolayısıyla krediye aşırı talebin bulunduğu bir ortamda bazı insanların cari faiz oranından ödünç alacak fon bulamamaları dolayısıyla bir tür kredi dağıtımı durumunun ortaya çıkması credit crunch i.
kişisel kullanım için ödünç para veren şirket personal finance company i.
kredi-limitli ipotekli ödünç para line-of-credit mortgage loan i.
menkul kıymet ödünç işlemleri securities lending i.
menkul kıymet ödünç işlemleri securities lending i.
merkez bankasının kendi ülkesindeki parasal kuruluşlara ödünç verirken uyguladığı faiz oranı bank rate i.
menkul kıymet ödünç piyasasına borçlar payables to securities market i.
menkul kıymet ödünç piyasasından alacaklar receivables from securities interbank i.
ödünç verme kanunu lease and lend law i.
ödünç verilebilir fonlar loanable funds i.
ödünç verilebilir fonlar piyasası loanable funds market i.
ödünç verilebilir fonların talebi demand for loanable funds i.
ödünç verilebilir fon talebi demand for loanable funds i.
ödünç verilebilir fonların arzı supply of loanable funds i.
ödünç alınan para borrowed money i.
ödünç para veren money lender i.
ödünç para alma borrowing money i.
ödünç olmayan para tabanı nonborrowed base i.
ödünç verme potansiyeli lending potential i.
ödünç hisse senedi işlemleri stock lending i.
ödünç fon maliyeti/harcaması cost of borrowed funds i.
ödünç sermaye verme lender of capital i.
ödünç para veren lender of money i.
ödünç alınacak paranın pahalılaştırılması dear money i.
ödünç alınan sermaye borrowed capital i.
ödünç verilebilir fon arzı supply of loanable funds i.
ödünç verme lend-lease i.
ödünç alan borrower i.
ödünç sözleşmesi loan agreement i.
ödünç alma borrowing i.
ödünç alma haddi borrowing rate i.
ödünç para veren lender i.
ödünç işçilik indentured labour i.
ödünç verme süresi credit period i.
ödünç işçilik indentured labor i.
ödünç veren lender i.
ödünç verme sınırı lending limit i.
ödünç menkul kıymet işlemlerinden gelirler interests and commissions from short selling i.
ödünç para verme loan i.
ödünç verme loan i.
ödünç alma borrow i.
ödünç para veren şirket loan society i.
ödünç alınan para money borrowed i.
ödünç alınan menkul kıymetler için verilen teminatlar collaterals for short-selling i.
ödünç olmayan rezervler nonborrowed reserves i.
piyasa faiz oranına göre uyum sağladıkları için bu tür krediler ödünç alıcı ve ödünç vericileri bu değişmeler karşısında zarara uğramaktan kurtarır adjustable-rate loan i.
para bulup ödünç veren aracı money broker i.
rehinle ödünç para veren kimse pawn broker i.
son başvurulacak ödünç verici lender of last resort i.
son ödünç verme mercii lender of last resort i.
vadesi bir yıldan az olan ödünç alma işlemi short term liability i.
vadesiz ödünç para call money i.
ödünç verme lease-lend i.
makul faiz oranları ile ödünç para veren ve devlet tarafından işletilen tefeci mont-de-piété i.
ödünç verilebilir şey loanable i.
sık sık ödünç verilen şey loaner i.
ödünç vermek lend f.
ödünç vermek loan f.
ödünç almak borrow f.
ödünç verme sistemiyle (mal veya hizmet) sağlamak lend-lease f.
ödünç alınmış borrowed s.
ödünç olarak alınmış borrowed s.
mevcut koşullar altında ek fon ödünç almaya izin veren open-end s.
ödünç olarak on loan expr.
ödünç alma debt raised expr.
ödünç olarak on credit expr.
Law
faizle ödünç para verme money lending i.
kamuya ödünç verme lending to the public i.
ödünç verme lending i.
ödünç verme hakkı lending right i.
ödünç alan borrower i.
ödünç verme ve kiralama yasası lend and lease act i.
ödünç olarak as loan expr.
Politics
ödünç verme koşulları conditions for loans i.
Technical
döngüsel ödünç end-around borrow i.
ödünç numarası borrow digit i.
ödünç kazısı borrow cut i.
ödünç kazısı borrow excavation i.
ödünç basamağı borrow digit i.
onarılan eşyanın yerine ödünç verilen şey loaner i.
Computer
ödünç sayamağı basamağı borrow digit i.
Informatics
döngüsel ödünç end-around borrow i.
Marine
deniz ödünç senedi bottomry bond i.
Math
çıkarma işleminde ödünç almak borrow f.
Linguistics
başka dilden ödünç alınıp içindeki bazı morfemlerin yerel morfemlerle değiştirildiği kelime loanshift i.
italyancadan ödünç alınmış ifade italicism i.
(başka bir dilin ödünç aldığı) slavca ifade slavicism i.
History
(18. ve 19. yüzyıllarda) ödünç işçi olarak avrupa'dan amerika'ya giden göçmen redemptioner i.
Military
(personeli) başka birliğe ödünç vermek second [uk] f.
Sport
bir spor kulübünden diğerine ödünç verilen sporcu loanee i.
Art
sahibinin sergiye ödünç verdiği bir dizi sanat eseri loan collection i.
Music
ödünç alınan zaman temple rubato i.
Librarianship
merkezi bir kurum tarafından bir kuruluşa ödünç verilen kitap koleksiyonu traveling library i.
kitap ödünç verme bankosu loans desk i.
kitap ödünç verme masası loans desk i.
kitap ödünç verme bankosu circulation desk i.
kitap ödünç verme masası circulation desk i.
kütüphaneden kitap ödünç isteme bespeak [uk] i.
(kitabın) ödünç verilme süresini uzatma renewal i.
(kitabın) ödünç verilme süresinin uzatılması renewal i.
ödünç verilme süresi uzatılan şey renewal i.
kütüphanelerin diğer kütüphanelerden yayın ödünç aldığı sistem interlibrary loan i.
diğer kütüphaneden yayın ödünç alma interlibrary loan i.
kütüphanelerin diğer kütüphaneden ödünç aldığı yayın interlibrary loan i.
kitap ödünç verme circulation i.
belirli bir kitaba ait her bir ödünç işlemi circulation i.
ödünç verilen kitapların girildiği sistem issue i.
kamuya ödünç verme hakkı public lending right i.
yazarların kitapları halk kütüphanesinden ödünç alındığında ücret alma hakkı public lending right i.
(kitabın) ödünç verilme süresini uzatmak renew f.
(kütüphane) diğer kütüphanelere materyal ödünç vermek interlend f.
(kitabın) iadesinden sonra ödünç verilme kaydını silmek discharge f.
genel ödünç verme hakları plr (public lending right) kısalt.
Latin
ödünç alınmış şey mutuum i.
Archaic
ödünç almak hire f.
ödünç vermek imprest f.
Slang
(birinden bir şey) ödünç almak cadge (something) from (someone) f.
(birinden bir şey) ödünç almak cadge (something) off (someone) f.
-den ödünç almak cadge from f.
birinden bir şey ödünç almak cadge something off someone f.
ödünç vermek spot f.