önemsiz - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

önemsiz



"önemsiz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 230 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
önemsiz insignificant s.
önemsiz trivial s.
önemsiz unimportant s.
önemsiz petty s.
General
önemsiz trifle i.
önemsiz bit i.
önemsiz fig i.
önemsiz podunk i.
önemsiz backburner i.
önemsiz unremarkable s.
önemsiz quotidian s.
önemsiz of no account s.
önemsiz dinky s.
önemsiz paltry s.
önemsiz small s.
önemsiz null s.
önemsiz little s.
önemsiz trifling s.
önemsiz peddling s.
önemsiz derisory s.
önemsiz derisive s.
önemsiz light s.
önemsiz puny s.
önemsiz smalltime s.
önemsiz nominal s.
önemsiz piddling s.
önemsiz of no consequence s.
önemsiz unsubstantial s.
önemsiz lightweight s.
önemsiz tuppeny s.
önemsiz of no significance s.
önemsiz nonessential s.
önemsiz weightless s.
önemsiz frivolous s.
önemsiz inconsiderable s.
önemsiz paper s.
önemsiz footling s.
önemsiz yeasty s.
önemsiz minuscule s.
önemsiz not worth a fig s.
önemsiz empty s.
önemsiz poky s.
önemsiz mere s.
önemsiz scrubby s.
önemsiz jerkwater s.
önemsiz indifferent s.
önemsiz unimportant s.
önemsiz inconsequent s.
önemsiz inessential s.
önemsiz potty s.
önemsiz worthless s.
önemsiz inconsequential s.
önemsiz simple s.
önemsiz fiddly s.
önemsiz picayunish s.
önemsiz minute s.
önemsiz of no worth s.
önemsiz subordinate s.
önemsiz unessential s.
önemsiz noteless s.
önemsiz fiddling s.
önemsiz secondary s.
önemsiz not healthy s.
önemsiz piffling s.
önemsiz picayune s.
önemsiz incidental s.
önemsiz negligible s.
önemsiz minor s.
önemsiz toyish s.
önemsiz tuppenny s.
önemsiz nonsignificant s.
önemsiz immaterial s.
önemsiz unsignificant s.
önemsiz fractional s.
önemsiz back-burner s.
önemsiz one-horse s.
önemsiz non-essential s.
önemsiz no-account s.
önemsiz inconspicuous s.
önemsiz slight s.
önemsiz featherweight s.
önemsiz likely s.
önemsiz of no standing s.
önemsiz marginal s.
önemsiz trifling s.
önemsiz aeriform s.
önemsiz chaffy s.
önemsiz nice [obsolete] s.
önemsiz nugacious s.
önemsiz naught [obsolete] s.
önemsiz naughty [scottish] s.
önemsiz tenuous s.
önemsiz tichy s.
önemsiz tiddy s.
önemsiz tinny s.
önemsiz tin-pot s.
önemsiz tokenish s.
önemsiz tripey s.
önemsiz tripy s.
önemsiz twiddly s.
önemsiz uncircumstandtial s.
önemsiz unconsequential s.
önemsiz unessential s.
önemsiz unessential s.
önemsiz unpregnant s.
önemsiz vile s.
önemsiz marginal s.
önemsiz bawbling s.
önemsiz chicken s.
önemsiz waff s.
önemsiz liliputian s.
önemsiz matterless s.
önemsiz junky s.
önemsiz quisquilian s.
önemsiz meer s.
önemsiz mickey mouse s.
önemsiz minuscular s.
önemsiz hole and corner s.
önemsiz hole-and-corner s.
önemsiz hole-in-corner s.
önemsiz hollow s.
önemsiz low-level s.
önemsiz obscure s.
önemsiz rinky-dink s.
önemsiz by s.
önemsiz gimcrack s.
önemsiz gutless s.
önemsiz immoment s.
önemsiz immomentous s.
önemsiz importless [obsolete] s.
önemsiz cloud-built s.
önemsiz inconcerning [obsolete] s.
önemsiz irrelevant s.
önemsiz palterly [obsolete] s.
önemsiz paultry s.
önemsiz picayune s.
önemsiz pilulous s.
önemsiz pimping s.
önemsiz poor s.
önemsiz peanut s.
önemsiz innocuous s.
önemsiz peckerwood s.
önemsiz peewee s.
önemsiz pelsy s.
önemsiz peppercorn s.
önemsiz scaffie s.
önemsiz scaffy s.
önemsiz scorny s.
önemsiz scrabbly s.
önemsiz scrub s.
önemsiz shriveled s.
önemsiz silly s.
önemsiz fresh-water s.
önemsiz fribble s.
önemsiz fribbling s.
önemsiz sleeveless [uk] s.
önemsiz slightish s.
önemsiz slim s.
önemsiz small beer s.
önemsiz snippety s.
önemsiz of a sort s.
önemsiz pigmy s.
önemsiz pygmy s.
önemsiz strawy [obsolete] s.
önemsiz subministrant s.
önemsiz such and such s.
önemsiz supererogant s.
önemsiz supererogative s.
önemsiz superficial s.
önemsiz superfluous s.
önemsiz not a circumstance zf.
Phrases
önemsiz of little/no account s.
Colloquial
önemsiz mote in the eye i.
önemsiz tichy [uk] s.
önemsiz no big thing s.
önemsiz two-bit s.
önemsiz two-bit s.
önemsiz two-by-four s.
önemsiz nickel-and-dime s.
önemsiz vegie [australia] s.
önemsiz whatever s.
önemsiz be no matter expr.
önemsiz make no matter expr.
önemsiz in the shade expr.
önemsiz minimis expr.
Idioms
önemsiz small potatoes i.
önemsiz nickel-and-dime [us] i.
önemsiz second fiddle i.
önemsiz beside the cushion s.
önemsiz of little consequence s.
önemsiz nickel-and-dime s.
önemsiz nickel-and-dime s.
önemsiz hardly earth-shattering s.
önemsiz scarcely earth-shattering s.
önemsiz penny-ante s.
önemsiz small-time s.
önemsiz low on the totem pole expr.
önemsiz for the birds expr.
önemsiz beside the cushion expr.
önemsiz not worth a straw expr.
önemsiz not worth a whistle expr.
Speaking
önemsiz not be much cop expr.
Trade/Economic
önemsiz petty s.
önemsiz subordinate s.
Law
önemsiz immaterial s.
Technical
önemsiz inconspicuous s.
önemsiz insignificant s.
önemsiz slight s.
önemsiz immaterial s.
önemsiz dispensable s.
önemsiz fractional s.
önemsiz minor s.
önemsiz trivial s.
Biochemistry
önemsiz negligible s.
Literature
önemsiz doggerel s.
Latin
önemsiz de minimis s.
Archaic
önemsiz baubling s.
önemsiz pelting s.
Slang
önemsiz mickey mouse i.
önemsiz chicken shit s.
önemsiz gronk s.
önemsiz pissing s.
önemsiz cockamamy s.
önemsiz fat s.
British Slang
önemsiz farty s.
önemsiz piddly s.
önemsiz piss-arse s.
önemsiz titchy s.
önemsiz pissy-arsed s.
Modern Slang
önemsiz about as useful as a screen-door on a submarine expr.

"önemsiz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
General
önemsiz şey fry i.
önemsiz kimse small change i.
önemsiz şey rush i.
önemsiz şey bauble i.
önemsiz şey no big deal i.
önemsiz kimse snip i.
önemsiz şey iota i.
önemsiz kimse nonentity i.
önemsiz mesele chaff i.
önemsiz şey unessential i.
önemsiz biri (nüfuz açısından) cipher i.
önemsiz kimse peanut i.
önemsiz olay incidental i.
önemsiz şey stiver i.
en önemsiz kimse least i.
önemsiz memurluk bumbledom i.
önemsiz şey nicknack i.
önemsiz durum small matter i.
önemsiz konuşma prattle i.
önemsiz kimse cipher i.
önemsiz şey knickknack i.
önemsiz şey makeweight i.
önemsiz kimse featherweight i.
önemsiz (şey) nothing i.
önemsiz şey mickey mouse i.
önemsiz konu quiddity i.
en önemsiz şey least i.
önemsiz şey cypher i.
önemsiz şey picayune i.
önemsiz şey straw i.
önemsiz kimse nothing i.
önemsiz şey molehill i.
önemsiz kimse lay figure i.
küçük ve önemsiz şey pinhead i.
önemsiz miktarda para peanut i.
önemsiz biri nobody i.
önemsiz kimse lightweight i.
önemsiz detaylara gereğinden fazla önem veren kimse nitpicker i.
önemsiz şey toy i.
önemsiz şey tuppence i.
önemsiz şey trifle i.
önemsiz bir miktar a negligible quantity i.
önemsiz şey unimportant thing i.
önemsiz şey bagatelle i.
önemsiz şeyler trivia i.
önemsiz yere tenkit niggle i.
önemsiz yere tenkit eden niggler i.
önemsiz hadise nonevent i.
önemsiz şey knick-knacks i.
önemsiz kimse non-starter i.
önemsiz şey inessential i.
önemsiz şey bean i.
önemsiz şey trivium i.
küçük ve önemsiz yalan fib i.
önemsiz şey nothing i.
önemsiz kişi nonentity i.
önemsiz işlerle uğraşan kimse piddler i.
olduğundan az/küçük/önemsiz gösterme understatement i.
savaşta ölüme giden ve önemsiz sayılan askerler cannon fodder i.
üzerinde durmaya değmeyecek kadar önemsiz konu nonissue i.
üzerinde durmaya değmeyecek kadar önemsiz konu dead letter i.
önemsiz soru trivial question i.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma spat i.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma fuss i.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma tiff i.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma squabble i.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma bickering i.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma bicker i.
önemsiz bir şey için yapılan tartışma pettifoggery i.
önemsiz/değersiz kimse cog i.
önemsiz konum back seat i.
önemsiz kimse nonstarter i.
önemsiz hadise non-event i.
önemsiz sayma floccinaucinihilipilification i.
kavga etme veya önemsiz yere tartışma çıkarma eğiliminde olan kimse rabulism i.
önemsiz şey adiaphoron i.
önemsiz şeyleri bilgece övme adoxography i.
önemsiz kasaba tank town i.
önemsiz süs nick-nack i.
önemsiz süs nicknackery i.
önemsiz itiraz niggle i.
önemsiz kimse nonfactor i.
önemsiz olay nonhappening i.
alakasız ya da önemsiz mevzu non-issue i.
önemsiz kimse nonperson i.
önemsiz kimse non-person i.
önemsiz hikaye nonstory i.
önemsiz konu nonsubject i.
önemsiz meseleler nugae i.
önemsiz olma negligibleness i.
önemsiz kimse nerk i.
bir kişinin durumunun belirsiz, önemsiz veya tanımsız olduğu hal nether world i.
bir kişinin durumunun belirsiz, önemsiz veya tanımsız olduğu hal netherworld i.
önemsiz düşünce thoughtlet i.
önemsiz şey thraneen i.
önemsiz şey traneen [irish] i.
önemsiz olma toyishness i.
önemsiz şey traneen [irish] i.
önemsiz şey trantlum [dialect] i.
önemsiz olma triflingness i.
önemsiz şey trinkum i.
önemsiz konularla ilgilenen kimse trivialist i.
önemsiz ve gereksiz itiraz argutation [obsolete] i.
önemsiz ve gereksiz itiraz cavilation i.
önemsiz ve gereksiz itiraz caviling i.
daha büyük bir işten önce tamamlanması gereken ufak, nispeten önemsiz işler yak shaving i.
önemsiz fakat çekici olan şey embroidery i.
önemsiz miktarda para nickel i.
önemsiz görülen kimse zilch i.
önemsiz kimse jack-a-lent i.
önemsiz şey baubee i.
önemsiz ve işgüzar bürokratların dünyası beadledom i.
birini oyalamak için yaratılmış önemsiz iş make-work i.
önemsiz şeyler için tartışan kimse bickerer i.
önemsiz şey quelquechose i.
önemsiz davalara katılan jüri üyesi questmonger i.
önemsiz tartışma quibbling i.
önemsiz kimse whiffet i.
önemsiz şey whirligig [obsolete] i.
önemsiz fikir whirligig [obsolete] i.
(demiryolu hattı boyunca yer alan) küçük ve önemsiz kasaba whistle-stop i.
önemsiz şey wraith i.
önemsiz şey minnow i.
önemsiz şey minute [obsolete] i.
önemsiz mesele minutiae i.
önemsiz şey bosh i.
önemsiz şey boy's play i.
önemsiz şey breath i.
önemsiz şey hill of beans i.
ilerlemeyi geciktiren önemsiz şey hinderance i.
önemsiz olma humbleness i.
önemsiz işlerle uğraşan kimse monger i.
önemsiz kimse morsel i.
önemsiz şey mouse i.
önemsiz miktar bupkis i.
ses organlarının pozisyon değiştirmesi sırasında çıkan önemsiz ses glide i.
mütevazı ve önemsiz olma obscureness i.
önemsiz şey rinky-dink i.
önemsiz tip gnatling i.
önemsiz züppe kimse dandyling i.
önemsiz şey geegaw i.
önemsiz detaylara çok takılan aşırı titiz kimse grannie i.
önemsiz şey gruel i.
önemsiz yazar hedge writer i.
önemsiz ve nahoş işleri yapmak için görevlendirilmiş çalışan hireling i.
önemsiz şey idiocy i.
önemsiz gönül ilişkisi idyl i.
önemsiz iş odd job i.
önemsiz iş odd-job i.
önemsiz şey rushlight i.
önemsiz kimse rushlight i.
önemsiz şey old song i.
önemsiz olay incidental i.
önemsiz eylem incidental i.
önemsiz şey insignificancy i.
önemsiz kimse insignificancy i.
önemsiz şey insignificant i.
evrenin büyüklüğü içinde kendinin ne kadar küçük ve önemsiz bir varlık olduğunu hissetme duygusu occhiolism i.
önemsiz kimse doodle i.
gelişigüzel ortaya çıkan önemsiz şey dribble i.
önemsiz şey inconsequentiality i.
önemsiz kimse pack [obsolete] i.
önemsiz şey piff i.
önemsiz kimse pigmy i.
önemsiz kimse pygmy i.
önemsiz kimse pigwidgeon i.
önemsiz kimse pigwidgin i.
önemsiz tartışma pillow fight i.
önemsiz kimse pip-squeak i.
önemsiz şey farthing i.
önemsiz kimse feist [dialect] i.
önemsiz şey peanuts i.
önemsiz konularda yazı yazan kimse penster i.
belirli bir hayvan grubunun daha küçük veya önemsiz üyeleri people i.
önemsiz şey peppercorn i.
önemsiz şey pottage i.
önemsiz şey docken [scotland] i.
önemsiz şeyler fewtrils i.
önemsiz miktar fig i.
önemsiz ilave fillip i.
önemsiz şey fingle-fangle [obsolete] i.
önemsiz şey flea i.
önemsiz yara flea bite i.
önemsiz yara flea-bite i.
önemsiz kimse flunkey i.
önemsiz kimse flunky i.
önemsiz nokta flyspeck i.
türünün küçük veya önemsiz örneği flyweight i.
önemsiz çalışma opuscle i.
beklenenden daha önemsiz bir zafer kazanmış bir general roma'ya girerken yapılan kutlama ovation i.
önemsiz şey parergy [obsolete] i.
önemsiz konulara kafayı takan kimse pettifogger i.
önemsiz davranış pettiness i.
önemsiz şey preen [dialect] [uk] i.
önemsiz kimse puisne i.
önemsiz şey rope yarn i.
önemsiz şey rope-yarn i.
önemsiz şey scrat [dialect] i.
önemsiz şey scratch i.
önemsiz kimse scrub i.
önemsiz kimse scruff i.
önemsiz bilgi sidelight i.
önemsiz bilgi kaynağı sidelight i.
önemsiz durum sidetrack i.
önemsiz haydut trifling prowler i.
önemsiz harcama incidental expense i.
önemsiz kimse fribble i.
önemsiz şey pretty-pretty i.
önemsiz şey slight [obsolete] i.
önemsiz kimse slubberdegullion i.
önemsiz parça smack i.
peşinden koşmaya değmeyen önemsiz hedef small deer i.
önemsiz miktar small potatoes i.
önemsiz meblağ small potatoes i.
önemsiz şey smoke i.
önemsiz kimse sneaksby i.
önemsiz şey snicket [dialect] [uk] i.
önemsiz kimse snipper-snaper i.
önemsiz züppe snobling i.
önemsiz şey softs [uk] i.
(mafya veya suç örgütünde) önemsiz kimse soldier i.
önemsiz şair poeticule i.
önemsiz tip pygmy i.
önemsiz kimse sprat i.
önemsiz şey squadoosh i.
önemsiz kimse squish i.
önemsiz şey straw i.
önemsiz suçlama subincusation i.
önemsiz biri nonentity i.
önemsiz şey triviality i.
önemsiz işlerle uğraştırmak sidetrack f.
tartışmak (önemsiz şeyler üzerinde) cavil f.
önemsiz bir şeyi mesele yapıp önemli bir şeye hiç aldırmamak strain at a gnat and swallow a camel f.
önemsiz şeyler üzerinde münakaşa etmek quibble about f.
önemsiz saymak think little of f.
önemsiz gibi göstermek downplay f.
önemsiz göstermek mince f.
önemsiz şeyler üzerinde münakaşa etmek quibble over f.
önemsiz görmek underestimate f.
önemsiz işlerle uğraşmak piddle f.
tayin etmek (önemli bir yerden önemsiz bir yere/makama) shunt f.
önemsiz olmak be unimportant f.
önemsiz olmak be insignificant f.
önemsiz kalmak be insignificant f.
önemsiz kalmak remain unimportant f.
önemsiz göstermek downplay f.
önemsiz kalmak be unimportant f.
önemsiz kalmak remain insignificant f.
önemsiz göstermek gloss over f.
-i önemsiz saymak think nothing of f.
-i önemsiz saymak think little of f.
önemsiz konular üzerinde tartışmak quibble f.
önemsiz görmek think nothing of f.
önemsiz gibi lanse etmek downplay f.
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak bicker f.
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak pettifog f.
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak niggle f.
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak squabble f.
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak quibble f.
önemsiz bir şey için kavga etmek/tartışmak brabble f.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak niggle f.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak brabble f.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak bicker f.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak quibble f.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak pettifog f.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak squabble f.
daha küçük (önemsiz) bir rol oynamak play a smaller role f.
önemsiz saymak floccinaucinihilipilificate f.
önemsiz şeylerle meşgul olmak twiddle f.
önemsiz göstermek underact f.
önemsiz göstermek underplay f.
önemsiz bir konu üzerinde tartışmak balk f.
önemsiz bir konu üzerinde tartışmak baulk [uk] f.
önemsiz konular hakkında tartışmak quiddle f.
önemsiz hale getirmek micrify f.
önemsiz gibi göstermek mitigate f.
önemsiz göstermek mitigate f.
önemsiz hale getirmek overshadow f.
önemsiz hale getirmek overtop f.
önemsiz eleştiride bulunmak pick f.
önemsiz işlerle uğraşmak peddle f.
önemsiz göstermek slick f.
önemsiz konular için kafa ütülemek spuddle f.
küçük ve önemsiz incidental s.
önemsiz (iş) menial s.
çok önemsiz picayune s.
önemsiz (fark/derece vb) nominal s.
görünüşte önemsiz seemingly trivial s.
çok önemsiz niggling s.
daha önemsiz scrubbier s.
en önemsiz scrubbiest s.
en önemsiz least significant s.
önemsiz (hasar) slight s.
kavga etme veya önemsiz yere tartışma çıkarma eğiliminde olan kimse rabulistic s.
kavga etme veya önemsiz yere tartışma çıkarma eğiliminde olan rabulous s.
önemsiz olmayan nonfrivolous s.
önemsiz olmayan nontrivial s.
ecdadı önemsiz birthless s.
ailesi önemsiz birthless s.
önemsiz küçük ayrıntılara takılan word-splitting s.
yaşamdaki çevresel ve önemsiz olaylara ait olan hole and corner s.
yaşamdaki çevresel ve önemsiz olaylara ait olan hole-and-corner s.
sıradan ve önemsiz grimy s.
önemsiz ağırlıkta olan imponderous s.
önemsiz bir sonuç niteliğinde olan incident s.
boyut, oran, kapsam veya güç bakımından önemsiz sayılan dwarf s.
önemsiz miktarda insubstantial s.
önemsiz boyutta insubstantial s.
önemsiz şeyler içeren penny ante s.
önemsiz konuları kafaya takan pettifogging s.
önemsiz ve az bilinen freshwater [us] s.
(şehir, okul) ufak ve önemsiz podunk s.
önemsiz olmayan solid s.
önemsiz olarak derisively zf.
önemsiz bir biçimde inconsequentially zf.
uzak veya önemsiz yer off the map zf.
önemsiz olarak insignificantly zf.
önemsiz bir biçimde frivolously zf.
önemsiz bir şekilde unimportantly zf.
çok önemsiz olarak nigglingly zf.
önemsiz bir şekilde trivially zf.
önemsiz bir biçimde negligibly zf.
önemsiz bir şekilde unessentially zf.
önemsiz bir olay olarak incidentally zf.
önemsiz bir şekilde palterly [obsolete] zf.
önemsiz bir şekilde paltrily zf.
sanıldığı kadar önemsiz değil no small matter ünl.
küçük veya önemsiz anlamını veren bir ön ek micr- ök.
küçük veya önemsiz anlamını veren bir ön ek micro- ök.
önemsiz, değersiz anlamı veren son ek -rel snk.
önemsiz, değersiz anlamı veren son ek -erel snk.
dekor sayılacak kadar önemsiz of consent [obsolete] expr.
Phrasals
önemsiz bir suçtan tutuklamak run in f.
önemli bir meseleyi önemsiz göstermek play down on f.
önemli bir meseleyi önemsiz göstermek play something down f.
(önemsiz bir mesele hakkında) tartışmak bicker about f.
önemsiz görmek talk down f.
önemsiz göstermek talk down f.
önemsiz olduğunu ileri sürmek talk down f.
bazı şeyleri önemsiz olarak algılamak get/put something out of perspective f.
(bir şeyi) önemsiz algılamak get (something) out of perspective f.
önemsiz veya anlamsız şeyler hakkında bıktırıcı şekilde durmadan konuşmak yak at (one) f.
önemsiz veya anlamsız bir konuda yorucu, sıkıcı ve uzun uzadıya konuşmak yak on (at one) f.
(birini/bir şeyi) daha düşük/önemsiz bir konuma, sıralamaya, yere, sınıfa, duruma getirmek relegate (someone or something) to (something) f.
birini önemsiz bir şeyle görevlendirmek relegate someone to something f.
önemsiz işlerle uğraşmak pootle along [uk] f.
(biriyle) önemsiz konular üzerine tartışmak quibble with (someone) f.
(biriyle) önemsiz bir şey için tartışmak/kavga etmek quibble with (someone) f.
yazıyla önemsiz göstermek write down f.
önemsiz sorunları görmezden gelerek yapılması gerekeni yapmak rise above f.
(biriyle) önemsiz (bir şey) üzerine tartışmak niggle (with one) over (something) f.
(biriyle) önemsiz (bir şey) üzerine atışmak niggle (with one) over (something) f.
(birinin/bir şeyin) yanında önemsiz kalmak/görünmek pale beside (someone or something) f.
(önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak quibble about (something) f.
(önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak quibble over (something) f.
(biriyle önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak quibble over (something) with (someone) f.
(biriyle önemsiz şeyler) üzerinde münakaşa etmek/tartışmak quibble with (someone) over (something) f.
Phrases
diğerleriyle/başkalarıyla/öncekilerle karşılaştırıldığında/kıyaslandığında bunlar önemsiz as nothing (compared) to (someone or something) zf.
diğerleriyle/başkalarıyla/öncekilerle karşılaştırıldığında/kıyaslandığında bunlar önemsiz as nothing (compared) to zf.
önemsiz görmek talk something down expr.
sözünü etmeye değmez (önemsiz) nothing to speak of expr.
bu oldukça önemsiz it's hardly saying much expr.
bu oldukça önemsiz that's hardly saying much expr.
Proverb
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi great oaks grow from small acorns
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi great oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi mighty oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi great oaks from little acorns grow
tüm büyük ve başarılı şeyler zamanında küçük ve önemsiz şeylerdi tall oaks from little acorns grow
Colloquial
önemsiz miktar nichts i.
önemsiz ayrıntı niffnaff i.
önemsiz ayrıntı nifle i.
önemsiz konuşma nothings i.
önemsiz biri a nobody i.
önemsiz biri a nobody i.
çok az ya da önemsiz miktarda para birdseed i.
geçici/önemsiz şey blip i.
önemsiz ayrıntılara takıntılı kimse train spotter i.
önemsiz ayrıntılara takıntılı kimse trainspotter i.
önemsiz kimse two-spot i.
önemsiz şey small beer i.
önemsiz kimse small beer i.
önemsiz sözler small beer i.
ufak tefek önemsiz şey small beer i.
(önemsiz bir konu üzerine edilen) kavga bun fight i.
önemsiz konu dust i.
önemsiz şeyleri büyütme screaming fantods i.
önemsiz şey googaw i.
küçük/önemsiz bir alışkanlık mickey mouse habit [old-fashioned] i.
önemsiz kişi hamburger i.
önemsiz, değersiz, incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey a hill of beans i.
önemsiz, değersiz, incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey a row of beans i.
önemsiz etki epsilon i.
önemsiz kimse jackstraw i.
önemsiz iş joe job [us] i.
önemsiz/gereksiz faks junk fax i.
önemsiz kimse bit-player i.
önemsiz şeylerle oyalanan kimse quiddle i.
önemsiz şeyler hakkında endişelenen kimse worryguts i.
önemsiz şeyler kacks i.
en önemsiz şey tiniest thing i.
önemsiz kimse snippet i.
önemsiz işlerle uğraşmak piddle f.
(biriyle veya bir şeyle) karşılaştırıldığında önemsiz olmak be as nothing (compared) to (someone or something) f.
önemsiz kılmak cut out f.
(birisi için) önemsiz olmak be all (the) one (to someone) f.
biri için önemsiz olmak be nothing to somebody f.
biri için önemsiz olmak mean nothing to somebody f.
önemsiz bir gelişme sağlamak only do so much f.
önemsiz ayrıntılara takıntılı trainspotterish s.
ufak tefek önemsiz odds and sods expr.
tamamen önemsiz not mean diddly expr.
önemsiz bir fark var not much in it [uk] expr.
sözünü etmeye değmez (önemsiz) no something to speak of expr.
sözünü etmeye değmez (önemsiz) nothing to speak of expr.
sözünü etmeye değmez (önemsiz) not anything to speak of expr.
çok minik/önemsiz bir fark potayto, potahto expr.
önemsiz kimse also-ran expr.
önemsiz kimse also-ran expr.
önemsiz şeyler minimis expr.
önemsiz (şey) nothin expr.
Idioms
istenmeyen sonuçlara yol açan önemsiz karar/eylem a camel's nose (under the tent) i.
önemsiz kusur mote in the eye i.
önemsiz kusur a mote in someone's eye i.
önemsiz kimse a small frog in a big pond i.
geriye kalan çok az/önemsiz bir miktar para budget dust i.
bütçede çok az/önemsiz/devede kulak gibi bir miktar para kalması budget dust i.
çok düşük ve önemsiz miktar a drop in the bucket i.
istenmeyen bir duruma sürüklemesi muhtemel önemsiz bir harekete izin verme durumu the camel's nose i.
küçük/önemsiz bir topluluktaki en önemli kişi biggest frog in the puddle i.
küçük/önemsiz bir topluluktaki en önemli kişi biggest toad in the puddle i.
önemsiz kimseler small fry i.
önemsiz kişi the small fry i.
önemsiz şey small beer i.
önemsiz şeyler small potatoes i.
önemsiz olay footnote i.
önemsiz ve gereksiz her şey every fool thing i.
önemsiz insan big frog in a small pond i.
önemsiz ve gereksiz şeyler any fool thing i.
önemsiz kimse small beer i.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durma splitting hairs i.
(çok) önemsiz/değersiz/sözünü etmeye değmez mere trifle i.
zırva/önemsiz şeyler any fool thing i.
önemsiz bir fark dime's worth of difference i.
önemsiz bir fark dime's worth of difference i.
önemsiz bir sorun/sıkıntı pea in the shoe i.
en önemsiz şey littlest thing i.
önemsiz bir işi olup caka satmaya çalışan kimse the pope's mustard maker i.
önemsiz işiyle sanki dünyayı kurtarıyormuş gibi davranan kimse the pope's mustard maker i.
önemsiz iş cut and paste i.
(birinin) önemsiz de görülse görüşü (one's) two cents' worth i.
küçük/önemsiz görünen ama geleceği parlak şey a grain of mustard seed i.
küçük/önemsiz görünen ama potansiyeli yüksek şey a grain of mustard seed i.
önemsiz/değersiz/incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey a hill of beans i.
önemsiz/değersiz/incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey a row of beans i.
önemsiz/ciddi olmayan bir hastalık touch of something i.
önemsiz kişiler arasında/sınırlı bir alanda önem/nüfuz sahibi big fish in a small pond i.
önemsiz kişiler arasında/sınırlı bir alanda önem/nüfuz sahibi big frog in a small pond i.
önemsiz para tutarı loose change i.
önemsiz trafik kazası fender-bender i.
önemsiz insan frog in a small pond i.
önemsiz haberlerin olduğu yaz sezonu gooseberry season i.
büyük hayalleri olan önemsiz kimse walter mitty i.
önemsiz de görülse görüşü your two cents'worth [us] i.
önemsiz de görülse görüşü your two penn'orth [old-fashioned] [uk] i.
önemsiz işlerle vakit harcamamak choose (one's) battles (wisely) f.
değersiz/önemsiz hissetmek feel like two cents f.
kısa veya önemsiz de olsa görüşünü belirtmek give (one's) two cents f.
kısa veya önemsiz de olsa görüşünü belirtmek give (one's) two cents' worth f.
önemsiz olmak not worth writing home about f.
diğerine göre önemsiz görünmek fade into insignificance f.
diğerine göre önemsiz görünmek pale into insignificance f.
gereksiz veya önemsiz bir şeyden dolayı sinirlenmek chuck one's toys out of the parm f.
gereksiz veya önemsiz bir şeyden dolayı sinirlenmek throw one's toys out of the pram f.
önemsiz bir mevkide olmak play second fiddle f.
önemsiz işlerle uğraşmak play second fiddle f.
(önemsiz bir şeye) kafasını takmak get one's knickers in a knot f.
(önemsiz bir şey için) canını sıkmak get one's knickers in a knot f.
(önemsiz bir şey için) canını sıkmak get one's knickers in a twist f.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak split hairs f.
(önemsiz bir şeye) kafasını takmak get one's knickers in a twist f.
önemsiz bir şey için canını sıkmak get (one's) panties in a knot f.
önemsiz bir şeye kafayı takmak get (one's) panties in a knot f.
önemsiz bir şey için canını sıkmak get (one's) panties in a twist f.
önemsiz bir şeye kafayı takmak get (one's) panties in a twist f.
önemsiz bir şey için canını sıkmak get (one's) shorts in a knot f.
önemsiz bir şeye kafayı takmak get (one's) shorts in a knot f.
önemsiz bir şey için canını sıkmak have (one's) knickers in a twist f.
önemsiz bir şeye kafayı takmak have (one's) knickers in a twist f.
önemsiz beyaz bir yalan söylemek cross one's fingers f.
(bir şeyde) önemsiz bir rol oynamak play a bit role (in something) f.
(bir şeyde) önemsiz bir etkisi olmak play a bit role (in something) f.
(bir şeyde) önemsiz bir rol oynamak play a small part (in something) f.
(bir şeyde) önemsiz bir etkisi olmak play a small part (in something) f.
bir şeyin yanında sönük/önemsiz kalmak pale beside something f.
bir şeyin yanında sönük/önemsiz görünmek pale beside something f.
bir şeyin yanında sönük/önemsiz kalmak pale next to something f.
bir şeyin yanında sönük/önemsiz görünmek pale next to something f.
bir şeyin yanında önemsiz kalmak pale in comparison (with/to something) f.
bir şeye göre önemsiz kalmak pale in comparison (with/to something) f.
bir şeyin yanında önemsiz kalmak pale by comparison (with/to something) f.