Geçmiş

şiddetle

"şiddetle" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	şiddetle	acutely zf.
General
2	Genel	şiddetle	heavy s.
3	Genel	şiddetle	badly zf.
4	Genel	şiddetle	lustily zf.
5	Genel	şiddetle	fiercely zf.
6	Genel	şiddetle	strong zf.
7	Genel	şiddetle	discerningly zf.
8	Genel	şiddetle	keenly zf.
9	Genel	şiddetle	amain zf.
10	Genel	şiddetle	urgently zf.
11	Genel	şiddetle	a lot zf.
12	Genel	şiddetle	roundly zf.
13	Genel	şiddetle	hot zf.
14	Genel	şiddetle	sore zf.
15	Genel	şiddetle	intensely zf.
16	Genel	şiddetle	drastically zf.
17	Genel	şiddetle	strongly zf.
18	Genel	şiddetle	like anything zf.
19	Genel	şiddetle	hard zf.
20	Genel	şiddetle	sorely zf.
21	Genel	şiddetle	heavily zf.
22	Genel	şiddetle	sharp zf.
23	Genel	şiddetle	faithfully zf.
24	Genel	şiddetle	severely zf.
25	Genel	şiddetle	forcibly zf.
26	Genel	şiddetle	with vigor zf.
27	Genel	şiddetle	tempestuously zf.
28	Genel	şiddetle	violently zf.
29	Genel	şiddetle	by violent means zf.
30	Genel	şiddetle	strictly zf.
31	Genel	şiddetle	with a vengeance zf.
32	Genel	şiddetle	stiffly zf.
33	Genel	şiddetle	violently zf.
34	Genel	şiddetle	ragingly zf.
35	Genel	şiddetle	rapfully [obsolete] zf.
36	Genel	şiddetle	hammer and tongs zf.
37	Genel	şiddetle	wickedly zf.
38	Genel	şiddetle	wightly zf.
39	Genel	şiddetle	hopping zf.
40	Genel	şiddetle	vigorously zf.
41	Genel	şiddetle	rigorously zf.
42	Genel	şiddetle	overstraitly [obsolete] zf.
43	Genel	şiddetle	crazy zf.
44	Genel	şiddetle	ferociously zf.
45	Genel	şiddetle	fierce zf.
46	Genel	şiddetle	freshly zf.
47	Genel	şiddetle	stark zf.
48	Genel	şiddetle	stiff zf.
49	Genel	şiddetle	streite zf.
Phrases
50	İfadeler	şiddetle	with a strong hand expr.
Colloquial
51	Konuşma Dili	şiddetle	something fierce expr.
52	Konuşma Dili	şiddetle	with a heavy hand expr.
53	Konuşma Dili	şiddetle	good and proper expr.
Idioms
54	Deyim	şiddetle	like grim death expr.
Law
55	Hukuk	şiddetle	by use of violence expr.
Archaic
56	Eski Kullanım	şiddetle	head and shoulders zf.

"şiddetle" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 292 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	araba kazasında kafa ve omurganın şiddetle sarsılmasından ileri gelen travma	whiplash i.
2	Genel	şiddetle reddetme	deprecation i.
3	Genel	şiddetle suçlama	excoriation i.
4	Genel	aniden ve şiddetle belirme (bir his)	surge i.
5	Genel	şiddetle suçlama	excoriating i.
6	Genel	şiddetle azarlama	vituperation i.
7	Genel	şiddetle istenen şey	ambition i.
8	Genel	şiddetle çekme	tug i.
9	Genel	şiddetle arzu etme	thirsting i.
10	Genel	şiddetle onay veren kimse	endorser i.
11	Genel	şiddetle eleştiren kimse	reprehender i.
12	Genel	şiddetle eleştirme	reprehension i.
13	Genel	şiddetle saldırma	grassation [obsolete] i.
14	Genel	şiddetle iddia etme	overassertion i.
15	Genel	şiddetle ayırma	divulsion i.
16	Genel	şiddetle parçalama	divulsion i.
17	Genel	şiddetle yere düşen cismin çıkardığı güm sesi	plonk i.
18	Genel	şiddetle tenkit eden kimse	slater i.
19	Genel	şiddetle eleştirmek	rap f.
20	Genel	şiddetle sarsmak	knock about f.
21	Genel	şiddetle esmek (rüzgar)	whip across f.
22	Genel	şiddetle esmek (rüzgar)	bluster f.
23	Genel	şiddetle vurmak	belt f.
24	Genel	şiddetle eleştirmek	reprehend f.
25	Genel	birdenbire ve şiddetle çekmek	jerk f.
26	Genel	şiddetle talep etmek	push for f.
27	Genel	şiddetle sarsmak	convulse f.
28	Genel	bir yandan öbür yana şiddetle sallamak	toss f.
29	Genel	birdenbire ve şiddetle düşmek	slump f.
30	Genel	şiddetle eleştirmek	slate f.
31	Genel	şiddetle reddetmek	rebuff f.
32	Genel	şiddetle sallamak	succuss f.
33	Genel	şiddetle eleştirmek	excoriate f.
34	Genel	şiddetle cezalandırmak	scourge f.
35	Genel	şiddetle azarlamak	vituperate f.
36	Genel	şiddetle vurmak	bash f.
37	Genel	şiddetle yükselmek (dalga)	surge up f.
38	Genel	şiddetle esmek (rüzgar)	whip round f.
39	Genel	şiddetle esmek (rüzgar)	whip around f.
40	Genel	şiddetle reddetmek	deprecate f.
41	Genel	şiddetle vurmak	poleaxe f.
42	Genel	şiddetle eleştirmek	inveigh against f.
43	Genel	şiddetle çarpmak (kalp)	pant f.
44	Genel	şiddetle çarpmak (dalga)	lash f.
45	Genel	şiddetle arzu etmek	covet f.
46	Genel	şiddetle aleyhinde bulunmak	denounce f.
47	Genel	şiddetle çarpmak	smash up f.
48	Genel	birini şiddetle azarlamak	rake someone over the coals f.
49	Genel	şiddetle ilerlemek	sweep f.
50	Genel	şiddetle içeriye doğru çekmek	implode f.
51	Genel	şiddetle esmek (rüzgar)	whip over f.
52	Genel	şiddetle çarpmak	bang f.
53	Genel	şiddetle kötülemek	vituperate f.
54	Genel	şiddetle kınamak	express one's strong condemnation f.
55	Genel	şiddetle itiraz etmek	kick up a stink f.
56	Genel	şiddetle kınamak	condemn strongly f.
57	Genel	şiddetle kınamak	condemn vociferously f.
58	Genel	şiddetle kınamak	condemn vehemently f.
59	Genel	şiddetle kınamak	condemn vigorously f.
60	Genel	şiddetle kınamak	condemn fiercely f.
61	Genel	şiddetle kınamak	condemn roundly f.
62	Genel	şiddetle tavsiye etmek	strongly recommend f.
63	Genel	şiddetle önermek	highly recommend f.
64	Genel	şiddetle eleştirmek	hit out f.
65	Genel	şiddetle devam etmek	rage f.
66	Genel	şiddetle müdafaa etmek	take up cudgels for f.
67	Genel	şiddetle çekmek	tug f.
68	Genel	şiddetle ikaz etmek	intimidate f.
69	Genel	şiddetle eleştirmek	badmouth f.
70	Genel	şiddetle kınamak	condemn in the strongest terms f.
71	Genel	şiddetle vurmak	pole-axe f.
72	Genel	Motosiklet, bisiklet, kayak gibi faaliyetler esnasında şiddetle düşerek kafayı yere çarpmak	face-plant f.
73	Genel	şiddetle hareket etmek	rage f.
74	Genel	şiddetle çarpmak	tank [dialect] f.
75	Genel	şiddetle eleştirmek	nibble f.
76	Genel	(bir şeyi) şiddetle savunmak	thump f.
77	Genel	şiddetle esip gürlemek	thunderbolt [dialect] f.
78	Genel	bir şeyi şiddetle tartışmak	tub-thump f.
79	Genel	şiddetle istemek	ambition f.
80	Genel	şiddetle tavsiye etmek	strongly advise f.
81	Genel	şiddetle eleştirmek	undernime [obsolete] f.
82	Genel	şiddetle eleştirmek	jump f.
83	Genel	şiddetle kınamak	jump f.
84	Genel	şiddetle desteklemek	pull f.
85	Genel	şiddetle teşvik etmek	pull f.
86	Genel	şiddetle hareket etmek	lash f.
87	Genel	şiddetle sallamak	betoss f.
88	Genel	şiddetle eleştirmek	blast f.
89	Genel	şiddetle saldırmak	blast f.
90	Genel	şiddetle kınamak	blast f.
91	Genel	şiddetle atmak	whither [scotland] f.
92	Genel	şiddetle çekmek	hale [obsolete] f.
93	Genel	-e karşı şiddetle harekete geçmek	whack f.
94	Genel	şiddetle saldırmak	whang f.
95	Genel	şiddetle vurmak	whap f.
96	Genel	şiddetle eleştirmek	blowtorch f.
97	Genel	şiddetle sarsmak	wrack f.
98	Genel	şiddetle bağırmak	boom f.
99	Genel	şiddetle saldırmak	moer f.
100	Genel	şiddetle dövmek	yerk [dialect] f.
101	Genel	büyük şiddetle gitmek	hurl f.
102	Genel	şiddetle saldırmak	light f.
103	Genel	şiddetle bastırmak	bull f.
104	Genel	aniden ve şiddetle kaynamak	bump f.
105	Genel	şiddetle çarpmak	bump (into) f.
106	Genel	şiddetle çarpmak	bump (against) f.
107	Genel	şiddetle arzulamak	gasp f.
108	Genel	şiddetle karşı çıkmak	objurgate f.
109	Genel	şiddetle dile getirmek	rip f.
110	Genel	şiddetle fırlatmak	ding [dialect] f.
111	Genel	şiddetle kendini atmak	ding [obsolete] f.
112	Genel	şiddetle iddia etmek	overassert f.
113	Genel	şiddetle eleştirmek	roast f.
114	Genel	şiddetle çarpmak	impact f.
115	Genel	şiddetle akın etmek	concur [obsolete] f.
116	Genel	(birini) şiddetle dövmek	drybeat f.
117	Genel	şiddetle dövmek	dry-beat f.
118	Genel	(çalan çan) şiddetle geriye savrulmak	dodge f.
119	Genel	şiddetle vurmak	flail f.
120	Genel	şiddetle saldırmak	flail f.
121	Genel	bir kişi veya davayı şiddetle desteklemek	plump f.
122	Genel	şiddetle ısrar etmek	press f.
123	Genel	(tutumu, fikri) şiddetle telkin etmek	press f.
124	Genel	şiddetle altüst etmek	shock [obsolete] f.
125	Genel	şiddetle toplanmak	shock f.
126	Genel	hızla ve şiddetle vurmak	slash f.
127	Genel	hızla ve şiddetle saldırmak	slash at f.
128	Genel	şiddetle dalgalanmak	slat f.
129	Genel	şiddetle dalgalanan yelken gibi ses çıkarmak	slat f.
130	Genel	kuvvetle ve şiddetle atmak	slat [dialect] [uk] f.
131	Genel	şiddetle yumruklamak	slate f.
132	Genel	şiddetle fışkırtmak	spew f.
133	Genel	şiddetle azarlanmış	keelhauled s.
134	Genel	şiddetle suçlanmış	excoriated s.
135	Genel	şiddetle tavsiye edilen	strongly recommended s.
136	Genel	şiddetle karşı çıkan	damning s.
137	Genel	şiddetle tavsiye edilen	highly recommended s.
138	Genel	şiddetle tavsiye edilen	strongly advised s.
139	Genel	şiddetle devam eden ( yangın, fırtına vb.)	raging s.
140	Genel	şiddetle azarlanan	vituperable s.
141	Genel	şiddetle kınanan	vituperable s.
142	Genel	ani bir şiddetle yıkan	blasting s.
143	Genel	şiddetle çalkalanan	boiling s.
144	Genel	şiddetle dönen	boiling s.
145	Genel	şiddetle karşı olan	loth (to) s.
146	Genel	şiddetle karşı çıkan	loath (to) s.
147	Genel	şiddetle azarlayan	objurgatory s.
148	Genel	şiddetle çalkalanmış	roiling s.
149	Genel	ani şiddetle, felaketle veya yıkımla etkileyen	ruinous s.
150	Genel	şiddetle zonklayan	pounding s.
151	Genel	(savaş, yarış) şiddetle devam eden	flagrant [obsolete] s.
152	Genel	büyük bir şiddetle	with a vengeance zf.
153	Genel	şiddetle karşı çıkarak	damningly zf.
154	Genel	daha şiddetle	worse zf.
155	Genel	aniden ve şiddetle	smack zf.
156	Genel	şiddetle tavsiye edilme anlamına gelen ön ek	must- ök.
157	Genel	şiddetle arzu edilme anlamına gelen ön ek	must- ök.
Phrasals
158	Öbek Fiiller	her yönden şiddetle saldırmak	lay about f.
159	Öbek Fiiller	şiddetle azarlamak	blow up f.
160	Öbek Fiiller	şiddetle kınamak	cut up f.
161	Öbek Fiiller	şiddetle çarpmak/bindirmek	smash into f.
162	Öbek Fiiller	şiddetle çarpmak/bindirmek	smack into f.
163	Öbek Fiiller	şiddetle eleştirmek	inveigh against f.
164	Öbek Fiiller	şiddetle saldırmak	hit out for something f.
165	Öbek Fiiller	şiddetle saldırmak	inveigh against f.
166	Öbek Fiiller	şiddetle eleştirmek	blast away f.
167	Öbek Fiiller	şiddetle/hızla sarsmak/sallamak	lash something about f.
168	Öbek Fiiller	şiddetle eleştirmek	rip down f.
169	Öbek Fiiller	birine sözle veya şiddetle karşılık vermek	lash back at someone f.
170	Öbek Fiiller	(birine) sözle veya şiddetle karşılık vermek	lash back (at someone) f.
171	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) şiddetle desteklemek	campaign for (someone or something) f.
172	Öbek Fiiller	şiddetle sarsmak	knock around f.
173	Öbek Fiiller	şiddetle açmak (kapıyı, pencereyi)	kick down f.
174	Öbek Fiiller	'-den şiddetle geçmek	whip through f.
175	Öbek Fiiller	(bir şeyi) şiddetle sarsmak/sallamak	jar on (something) f.
176	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) şiddetle pataklamak	wail on (someone or something) f.
177	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) şiddetle eleştirmek	wail on (someone or something) f.
178	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) şiddetle azarlamak	wail on (someone or something) f.
179	Öbek Fiiller	şiddetle birinin/bir şeyin üzerine gelmek	sweep down on someone or something f.
180	Öbek Fiiller	şiddetle birinin/bir şeyin üzerine esmek	sweep down on someone or something f.
181	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) şiddetle karşı çıkmak	crusade against (someone or something) f.
182	Öbek Fiiller	şiddetle saldırmak	rip into f.
183	Öbek Fiiller	şiddetle bağırmak	rip out f.
184	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye şiddetle, olumsuz şekilde) karşılık vermek	hit back (at someone or something) f.
185	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) şiddetle vurmak	jab at (someone or something) f.
186	Öbek Fiiller	(bir yerine) şiddetle vurmak	jab in f.
187	Öbek Fiiller	şiddetle/kontrolden çıkmış şekilde sallanmak	lash about f.
188	Öbek Fiiller	'-i şiddetle sallamak	lash about f.
189	Öbek Fiiller	'-i şiddetle savurmak	lash about f.
190	Öbek Fiiller	'-i şiddetle dalgalandırmak	lash about f.
191	Öbek Fiiller	-e şiddetle vurmasına neden olmak	lash against f.
192	Öbek Fiiller	'-e şiddetle çarptırmak	lash against f.
193	Öbek Fiiller	'-e şiddetle çarpmak/vurmak	lash at f.
194	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) şiddetle çarpmak/vurmak	lash at (someone or something) f.
195	Öbek Fiiller	şiddetle karşılık vermek	lash back f.
196	Öbek Fiiller	(bir şeyi) şiddetle talep etmek	push for (something) f.
197	Öbek Fiiller	(bir şey hakkında bir tartışma) şiddetle devam etmek/sürmek	rage over (something) f.
198	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) şiddetle çarpmak/bindirmek	smash into (someone or something) f.
199	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) şiddetle/hızla çarptırmak	smash into (someone or something) f.
200	Öbek Fiiller	(bir şeyi) şiddetle çarpıp yıkmak	smash through (something) f.
201	Öbek Fiiller	şiddetle fırlatmak	flap down f.
202	Öbek Fiiller	(ışık) şiddetle vurmak	beat down f.
Colloquial
203	Konuşma Dili	şiddetle/kuvvetle önerilen (şey)	doctor's orders something i.
204	Konuşma Dili	birine fiziksel göz dağı veya şiddetle bir şey yaptırması için tutulan adam	strong-arm man i.
205	Konuşma Dili	şiddetle azarlamak	give merry hell f.
206	Konuşma Dili	şiddetle eleştirilmek	be slated f.
207	Konuşma Dili	şiddetle eleştirilmek	get slated f.
Idioms
208	Deyim	yönetimin/kontrolün şiddetle sağlandığı dönem	a reign of terror i.
209	Deyim	şiddetle azarlamak	rake over the coals f.
210	Deyim	şiddetle açmak	fly open f.
211	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	fly in the face of f.
212	Deyim	birine şiddetle vurmak	jab at f.
213	Deyim	çok gürültülü ve şiddetle kavga etmek	go at hammer and tongs f.
214	Deyim	çok gürültülü ve şiddetle kavga etmek	be at hammer and tongs f.
215	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	fly in the teeth of f.
216	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	set one's face against f.
217	Deyim	şiddetle kınamak	give the rough edge of one's tongue f.
218	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	argue against f.
219	Deyim	şiddetle kavga etmek	fight tooth and claw f.
220	Deyim	şiddetle vurmak	beat the hell out of f.
221	Deyim	şiddetle kavga etmek	be at hammer and tongs f.
222	Deyim	şiddetle vurmak	beat hell out of f.
223	Deyim	şiddetle kavga etmek	fight tooth and nail f.
224	Deyim	şiddetle kınamak	have the rough edge of someone's tongue f.
225	Deyim	şiddetle kavga etmek	go at it tooth and nail f.
226	Deyim	şiddetle kavga etmek	fight someone tooth and nail f.
227	Deyim	şiddetle kınamak	give rough edge of one's tongue f.
228	Deyim	şiddetle kavga etmek	go at it hammer and tongs f.
229	Deyim	şiddetle kınamak	get the rough edge of someone's tongue f.
230	Deyim	şiddetle tartışmak	argue the toss f.
231	Deyim	şiddetle vurmak	knock the hell out of f.
232	Deyim	şiddetle kavga etmek	go at hammer and tongs f.
233	Deyim	şiddetle kavga etmek	fight someone hammer and tongs f.
234	Deyim	şiddetle vurmak	knock hell out of f.
235	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	fly in the face of f.
236	Deyim	şiddetle/önemle vurgulamak	make great play of/with something f.
237	Deyim	şiddetle/önemle vurgulamak	make much play of/with something f.
238	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	throw up your hands/arms in despair f.
239	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	throw up your hands/arms in horror f.
240	Deyim	şiddetle/abartılı şekilde ikaz etmek	give it large [uk] f.
241	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	kick like a mule f.
242	Deyim	şiddetle itiraz etmek	kick like a mule f.
243	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	kick like a steer f.
244	Deyim	şiddetle itiraz etmek	kick like a steer f.
245	Deyim	(bir şey) için şiddetle eleştirilmek	be slated for (something) f.
246	Deyim	şiddetle kavga etmek	fight hammer and tongs f.
247	Deyim	şiddetle hareket etmek	rip up f.
248	Deyim	birine/bir şeye şiddetle karşı çıkmak	fly in the face of someone or something f.
249	Deyim	birine/bir şeye şiddetle karşı çıkmak	fly in the teeth of someone or something f.
250	Deyim	(bir şeye) şiddetle karşı çıkmak	fly in the face of (something) f.
251	Deyim	bir şeye şiddetle karşı çıkmak	fly in the face of something f.
252	Deyim	(birini) sert bir dille/şiddetle eleştirmek	give (someone) the rough side of (one's) tongue f.
253	Deyim	birini sert bir dille/şiddetle eleştirmek	give someone the rough side of your tongue [uk] f.
254	Deyim	birini sert bir dille/şiddetle eleştirmek	give someone the rough edge of your tongue [uk] f.
255	Deyim	bir şeyi şiddetle/önemle vurgulamak	make great play of something f.
256	Deyim	bir şeyi şiddetle/önemle vurgulamak	make a great play of something [uk] f.
257	Deyim	'-i şiddetle/önemle vurgulamak	make play of f.
258	Deyim	(bir şeyi) şiddetle/önemle vurgulamak	make play of (something) f.
259	Deyim	(bir şeye) şiddetle karşı çıkmak	set (one's) face against (something) f.
260	Deyim	şiddetle karşı çıkmak	set your face against f.
261	Deyim	bir şeye şiddetle karşı çıkmak	set your face against something [uk] f.
262	Deyim	şiddetle eleştirmek	tar and feather f.
263	Deyim	(bir şeyden) şiddetle etkilenmiş	seized with (something) s.
264	Deyim	hiddet ve şiddetle	like fun expr.
Law
265	Hukuk	kadına karşı ve aile i̇çi şiddetle mücadele ve bunların önlenmesine dair anlaşma	convention on preventing and combating violence against women and domestic violence i.
Technical
266	Teknik	rüzgarın şiddetle esmesi	blast i.
267	Teknik	şiddetle çarpma	smash i.
268	Teknik	yanınca şiddetle patlayan toz veya katı haldeki madde	detonating powder i.
269	Teknik	şiddetle patlamak	detonate f.
270	Teknik	şiddetle çarpmak	ram f.
Marine
271	Denizcilik	dalga kırılmasından sonra suyun yükselerek kıyıya şiddetle çarpması	swash i.
272	Denizcilik	fırtınada geminin şiddetle çalkalanması	labour i.
273	Denizcilik	fırtınada geminin şiddetle çalkanması	labour i.
274	Denizcilik	fırtınada geminin şiddetle çalkanması	labor i.
275	Denizcilik	fırtınada geminin şiddetle çalkalanması	labor i.
276	Denizcilik	şiddetle öne arkaya yalpa yapmak	ride hard f.
277	Denizcilik	demirliyken şiddetle sallanmak	hawse f.
278	Denizcilik	(gemi) şiddetle yalpalamak	hobbyhorse f.
279	Denizcilik	(gemi) dalgalı denizde şiddetle yükselmek	scend f.
280	Denizcilik	(gemi) dalgalı denizde şiddetle yükselmek	send f.
Medical
281	Medikal	hastayı şiddetle sallama	succussion i.
282	Medikal	şiddetle karıştırmak	swirl f.
Astronomy
283	Gökbilim	eskiden bulutlardan şiddetle fırlatılıp çarpışma sonucu alev aldığı düşünülen meteor veya ekshalasyon	prester i.
Social Sciences
284	Sosyal Bilimler	kadına şiddetle mücadele günü	international day for the elimination of violence against women i.
285	Sosyal Bilimler	kadına yönelik şiddetle mücadele günü	international day for the elimination of violence against women i.
286	Sosyal Bilimler	kadına yönelik şiddetle mücadele ulusal eylem planı	combating domestic violence against women national action plan i.
Geography
287	Coğrafya	dalga kırılmasından sonra suyun yükselerek kıyıya şiddetle çarpması	send i.
Meteorology
288	Meteoroloji	(rüzgar) şiddetle esmek	wuther f.
Geology
289	Jeoloji	volkanın şiddetle patlamasından sonra yamaçlardan hızla akan, türbülanslı akkor gaz, kül ve kaya parçalarından oluşan yıkıcı bulut	nuée ardente i.
Archaic
290	Eski Kullanım	şiddetle sarsmak	wuther [dialect] f.
Slang
291	Argo	şiddetle eleştirmek	hop [uk] f.
Modern Slang
292	Modern Argo	şiddetle sarılma	aggressive hug i.