acımasızca - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

acımasızca



"acımasızca" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 32 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
acımasızca mercilessly zf.
acımasızca pitilessly zf.
acımasızca unmercifully zf.
General
acımasızca atrociously zf.
acımasızca tyrannically zf.
acımasızca in cold blood zf.
acımasızca insensibly zf.
acımasızca flintily zf.
acımasızca domineeringly zf.
acımasızca cruelly zf.
acımasızca unfeelingly zf.
acımasızca viciously zf.
acımasızca remorselessly zf.
acımasızca despitefully zf.
acımasızca implacably zf.
acımasızca relentlessly zf.
acımasızca ruthlessly zf.
acımasızca coldheartedly zf.
acımasızca inclemently zf.
acımasızca without remorse zf.
acımasızca heartlessly zf.
acımasızca unchastely zf.
acımasızca cold-heartedly zf.
acımasızca grimly zf.
acımasızca acrimoniously zf.
acımasızca unpitifully zf.
acımasızca wickedly zf.
acımasızca in a beastly manner zf.
acımasızca foully zf.
Colloquial
acımasızca dirty zf.
Idioms
acımasızca cold-bloodedly zf.
acımasızca in cold blood expr.

"acımasızca" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 103 sonuç

Türkçe İngilizce
General
acımasızca dövme lambasting i.
acımasızca cezalandıran scourger i.
zaman acımasızca geçiyor time is ticking away i.
özellikle dini veya siyasi inançları veya ırkları nedeniyle insanlara acımasızca davranan kişi veya grup persecutor i.
acımasızca davranış inhumanity i.
acımasızca dövmek lambast f.
acımasızca dövmek clobber f.
zaman acımasızca geçmek tick past f.
zaman acımasızca geçmek tick by f.
zaman acımasızca geçmek (time) pass inexorably f.
(zaman) acımasızca geçmek tick away f.
acımasızca eleştirmek criticize severely f.
acımasızca eleştirmek criticize sharply f.
acımasızca eleştirmek criticise severely f.
acımasızca eleştirmek give harsh criticism f.
acımasızca sorgulanmak be grilled f.
acımasızca azarlanmak be scolded severely f.
acımasızca saldırmak tomahawk f.
acımasızca işkence etmek bedevil f.
acımasızca veya zorla bir şeyden mahrum bırakmak bereave f.
acımasızca tenkit etmek maul f.
acımasızca eleştirmek scarify f.
acımasızca sövülmüş olan slammed s.
acımasızca paylanan condemned s.
acımasızca konuşan sharp-worded s.
acımasızca konuşan tart s.
acımasızca eleştirel slashing s.
acımasızca konuşan snippy s.
Phrasals
acımasızca saldırmak inveigh against f.
acımasızca saldırmak take off the gloves f.
aniden ve acımasızca saldırmak fall on f.
aniden ve acımasızca saldırmak fall on f.
aniden ve acımasızca saldırmak fall upon f.
aniden ve acımasızca saldırmak fall upon f.
(birini) acımasızca eleştirmek jump on (someone) f.
(birine/bir şeye) acımasızca saldırmak wail on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) acımasızca eleştirmek wail on (someone or something) f.
acımasızca eleştirmek beat up f.
birini/bir şeyi acımasızca/kıyasıya eleştirmek dump on someone/something f.
birini/bir şeyi acımasızca eleştirmek take someone or something apart f.
(birini/bir şeyi) acımasızca eleştirmek/azarlamak tear into (someone or something) f.
birini acımasızca eleştirmek/azarlamak tear into someone f.
acımasızca eleştirmek trash out f.
Colloquial
diğer insanları acımasızca sömüren, faydalanan kişi veya grup predator i.
acımasızca sorgulama the business i.
acımasızca/çok sert eleştirilmek get ripped to shreds f.
acımasızca davranmak do the dirty on [uk] f.
Idioms
kıyasıya/acımasızca eleştirmek pick (something) to bits f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek pick somebody/something to bits f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek pick somebody/something to pieces f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek pull somebody/something to bits f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek pull somebody/something to pieces f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek pull (something) to bits f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek rip somebody/something apart to shreds f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek rip somebody/something apart to bits f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek rip somebody/something to shreds f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek rip somebody/something to bits f.
acımasızca azarlanmak get it in the neck f.
acımasızca eleştirmek pick to pieces f.
acımasızca eleştirmek pull to pieces f.
acımasızca eleştirmek pick someone to pieces f.
acımasızca zevk duymak gloat over f.
birini acımasızca eleştirmek rake someone over the coals f.
birini acımasızca eleştirmek cut someone to ribbons f.
birini acımasızca eleştirmek tear someone apart f.
birini acımasızca eleştirmek haul someone over the coals f.
birini acımasızca/kıyasıya eleştirmek/yermek do a dump on someone f.
acımasızca konuşmak speak daggers f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek rip someone to bits f.
acımasızca davranılmak be no quarter given f.
(birini) acımasızca eleştirmek eat (one) alive f.
acımasızca bir mücadeleye girmek cut one another's throats f.
acımasızca davranılmak be given no quarter f.
(birine) merhametsizce/acımasızca davranmak be hard on (one) f.
birine merhametsizce/acımasızca davranmak be hard on somebody f.
acımasızca eleştirilmek be ripped to shreds f.
(birini/bir şeyi) acımasızca yargılamak/eleştirmek cut (someone or something) to ribbons f.
birini/bir şeyi acımasızca/kıyasıya eleştirmek do a dump on someone/something f.
birini/bir şeyi acımasızca yermek do a dump on someone/something f.
birini/bir şeyi acımasızca/kıyasıya eleştirmek dump all over someone/something f.
birini/bir şeyi acımasızca yermek dump all over someone/something f.
birini/bir şeyi acımasızca/kıyasıya eleştirmek dump on someone/something f.
birini/bir şeyi acımasızca yermek dump on someone/something f.
(birini/bir şeyi) acımasızca cezalandırmak/eleştirmek come down (hard) (on someone or something) f.
(birine/bir şeye) acımasızca girişmek/karşı koymak fight (someone or something) tooth and claw f.
birini acımasızca eleştirmek get your claws into somebody f.
acımasızca saldırmak go for the throat f.
(birini/bir şeyi) acımasızca eleştirmek pick (someone or something) to pieces f.
(bir şeyi) acımasızca eleştirmek pick holes in (something) f.
acımasızca eleştirmek pick nits f.
(birini/bir şeyi) acımasızca eleştirmek take a shot at (someone or something) f.
acımasızca eleştirmek tar and feather f.
(birini) acımasızca/tereddüt etmeden/gözünü kırpmadan öldürmek terminate (someone) with extreme prejudice f.
acımasızca davranılmak be put through the mill f.
sert/acımasızca konuşmaya hazır with (one's) gloves off expr.
Law
acımasızca eleştirmek endict f.
Marine
acımasızca çalışmak horse f.
Environment
ormanların geleceğini umursamadan ağaçların acımasızca kesilmesi timber mining i.
Slang
(birini/bir şeyi) acımasızca eleştirmek shit all over (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) acımasızca eleştirmek shit on (someone or something) f.
acımasızca davranmak stick it to f.
(birine) acımasızca davranmak stick it to (one) f.
(birine) acımasızca davranmak dick (over) f.