Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
Philosophy | ||||
Felsefe | ahlakçı | moralist i. | ||
Clearly, the moralists of cosmopolitan 'right-thinking' have learnt or understood absolutely nothing. Açıkça görülüyor ki, kozmopolit 'doğru düşünme' ahlakçıları hiçbir şey öğrenmemiş ya da anlamamışlar. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | ahlakçı | ethicist i. | ||
Genel | ahlakçı | moralistic s. | ||
Genel | ahlakçı | didactic s. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Common Usage | ||
Yaygın Kullanım | yukarıdan bakarak, ahlakçı, yobaz, beylik laflar söyleyen | sententious s. |
General | ||
Genel | dar görüşlü ve aşırı ahlakçı olma (cinsel konularda) | prudery i. |
Genel | dar görüşlü ve aşırı ahlakçı kimse (cinsel konularda) | prude i. |
Genel | aşırı ahlakçı kimse | holy joe i. |
Genel | dar görüşlü ve aşırı ahlakçı (cinsel konularda) | prudish s. |
Genel | aşırı ahlakçı | self-righteous s. |