akıtmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

akıtmak



"akıtmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
akıtmak drain f.
General
akıtmak drain off f.
akıtmak run f.
akıtmak empty f.
akıtmak flush f.
akıtmak drain away f.
akıtmak spill f.
akıtmak let something flow f.
akıtmak weep f.
akıtmak pour f.
akıtmak exude  f.
akıtmak funnel f.
akıtmak flux f.
akıtmak shed f.
akıtmak drip f.
akıtmak pass f.
akıtmak drain f.
akıtmak disembogue f.
akıtmak discharge f.
akıtmak exude f.
akıtmak run off f.
akıtmak tap f.
akıtmak perfuse f.
akıtmak empt [dialect] f.
akıtmak empte [obsolete] f.
akıtmak emulge [obsolete] f.
akıtmak unsluice f.
akıtmak leak f.
akıtmak infound [obsolete] f.
akıtmak smelt f.
akıtmak spring f.
Phrasals
akıtmak bleed out f.
akıtmak ooze with f.
Technical
akıtmak bleed f.
akıtmak run off f.
Aeronautic
akıtmak trickle f.
akıtmak infuse f.
Food Engineering
akıtmak drain f.
Gastronomy
akıtmak pour liquid f.
Physics
akıtmak flux f.
Slang
akıtmak bust a nut f.

"akıtmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 152 sonuç

Türkçe İngilizce
General
içinden su akıtmak için açılan oluk ditch i.
damla damla akıtmak distill f.
bir şeyi delerek içindeki sıvıyı akıtmak tap f.
damla damla akıtmak dribble f.
damla damla akıtmak distil f.
suyunu akıtmak tap f.
salya akıtmak slaver f.
damla damla akıtmak instill f.
damla damla akıtmak instil f.
iltihap akıtmak weep f.
kan akıtmak shed blood f.
salya akıtmak slobber f.
damla damla akıtmak trickle f.
mürekkep akıtmak sputter f.
kan akıtmak sacrifice an animal f.
bir şeyi bir yere akıtmak channel something into f.
dışarı akıtmak effuse f.
fıçının tapasını çekerek içindeki sıvıyı akıtmak tap f.
çalıştırmadan önce pompanın içine su akıtmak prime a pump f.
içine akıtmak infuse into f.
mürekkep akıtmak splutter f.
salya akıtmak salivate f.
kan akıtmak draw blood f.
gözyaşı akıtmak shed tear f.
suyu bir yöne akıtmak canalize f.
(gaz sıvı vb) akıtmak discharge f.
hızla su akıtmak flush f.
bir yöne akıtmak canalize f.
suları akıtmak drainage f.
kan akıtmak let blood f.
para akıtmak funnel money f.
kanını akıtmak bloody f.
suyu bir yöne akıtmak canalise f.
bir yöne akıtmak canalise f.
delip suyu/sıvıyı akıtmak tap f.
salya akıtmak bedrivel f.
yaşamsal özünü akıtmak vampirize f.
yaşamsal özünü akıtmak vampirise f.
kan akıtmak bloodlet f.
(lağım veya hendekle) suyu akıtmak drain f.
(tükürük gibi sıvıları) ağızdan akıtmak drool f.
birlikte akıtmak corrivate f.
(kanı) keserek akıtmak shed f.
fıskiye gibi akıtmak fountain f.
salya akıtmak slabber f.
salya akıtmak smarm f.
salya akıtmak smalm f.
(ağızdan) salya akıtmak spue f.
gözyaşı akıtmak squinny f.
vücut sıvısını akıtmak stream f.
Phrasals
(ergimiş metali) akıtmak run off f.
suyla/bir sıvıyla akıtmak rinse down f.
su/bir sıvı kullanarak bir şeyi bir yere doğru akıtmak rinse down f.
birinin bir şeyini sömürmek/akıtmak (motivasyon, enerji) drain someone or something of something f.
(bir şeyin içine) damla damla akıtmak/koymak/eklemek/dökmek drip in (something) f.
(bir şeyin içine) damla damla akıtmak/koymak/eklemek/dökmek drip into (something) f.
bir şeyi bir şeyin içine damla damla akıtmak/koymak drip something into something f.
bir şeyi bir şeyin içine damla damla akıtmak/koymak drip something in f.
(birinin/bir şeyin) üzerine/her tarafına salyalarını akıtmak/bulaştırmak drool (all) over (someone or something) f.
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak drool (all) over someone or something f.
birinin veya bir şeyin üzerine/her tarafına salya akıtmak/damlatmak drool over someone/something f.
bir şeyi sıkıp fazla suyunu akıtmak wring something from something f.
bir şeyi sıkıp fazla suyunu akıtmak wring something out of something f.
sıkıp fazla suyunu akıtmak wring from f.
(bir işe) para akıtmak throw at f.
(bir şey) yoluyla para akıtmak pump through (something) f.
(bir şeyi birinin/bir şeyin ) üzerinden suyla/bir sıvıyla akıtmak wash (something) off (of) (someone or something) f.
(bir şeye) bir kaynak akıtmak toss at (something) f.
kaynakları ortak bir havuza akıtmak pool up f.
(bir şeyden) dışarı akıtmak pour out (of something) f.
(birinin/bir şeyin) üzerine akıtmak pour out on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) akıtmak pour out on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üzerine akıtmak pour out onto (someone or something) f.
(birine/bir şeye) akıtmak pour out onto (someone or something) f.
bir yerden/şeyden akıtmak pour through f.
'-den akıtmak pour through f.
bol miktarda akıtmak sluice out f.
bir şeyi/sıvıyı dışarı akıtmak spout something out f.
suyla/bir sıvıyla içindekileri akıtmak swill out f.
yüklü miktarda para akıtmak pump in f.
büyük para akıtmak pump in f.
kanını akıtmak bleed out f.
(bir şeyi bir şeye) akıtmak channel (something) in (something) f.
(bir şeye) kaynak, para, zaman ayırmak/vermek/akıtmak channel (something) in (something) f.
(bir şeyi bir şeye) akıtmak channel (something) into (something) f.
(bir şeye) kaynak, para, zaman ayırmak/vermek/akıtmak channel (something) into (something) f.
-e akıtmak channel in f.
(bir şey yapmak) için (bir şeyi) akıtmak drain (something) off to (do something) f.
(bir şeyi bir şeyden) akıtmak drain (something) out of (something) f.
bir şeyi dışarı akıtmak drain something away f.
birinden/bir şeyden bir şeyi akıtmak drain something from someone or something f.
(birinden/bir şeyden) dışarı akıtmak drain from (someone or something) f.
-i sömürmek/akıtmak (motivasyon, enerji) drain of f.
bir şeyden bir şeyi dışarı akıtmak drain something off something f.
-den dışarı akıtmak drain out of f.
-e damla damla akıtmak/koymak drip into f.
bir şeyi akıtmak flush something out f.
bir şeyi suyla temizlemek/yıkamak/akıtmak flush something out f.
(bir şeyi bir şeyden/yerden) akıtmak flush (something) out of (some thing or place) f.
(bir şeyi) suyla (bir şeyden/yerden) temizlemek/yıkamak/akıtmak flush (something) out of (some thing or place) f.
dışarı akıtmak flush out f.
suyla temizlemek/yıkamak/akıtmak flush out f.
(bir şeyle) akıtmak flush with (something) f.
(suyla veya bir sıvıyla) temizlemek/yıkamak/akıtmak flush with (something) f.
(gözyaşlarını) içine akıtmak gulp back f.
-e akıtmak pour out on f.
-in üzerine akıtmak pour out on f.
yoluyla para akıtmak pump through f.
(bir pisliği, tortuyu bir şeyden) bir sıvıyla akıtmak rinse (something) out of (something else) f.
-den bir sıvıyla akıtmak rinse out of f.
ile akıtmak rinse with f.
(bir sıvıyla) akıtmak rinse with (something) f.
sıkıp fazla suyunu akıtmak wring out of f.
Colloquial
varını yoğunu ortaya koymak/akıtmak pour it on f.
Idioms
ilk kanı akıtmak draw first blood f.
(birinin) kanını akıtmak broach (one's) claret f.
(birinin) kanını akıtmak broach (one's) claret f.
(birinin) pekmezini akıtmak broach (one's) claret f.
(birinin) kanını akıtmak tap (one's) claret f.
(birinin) pekmezini akıtmak tap (one's) claret f.
(birinin) kanını akıtmak tap someone's claret f.
(birinin) pekmezini akıtmak tap someone's claret f.
ağzının suyunu akıtmak make someone's mouth water f.
birşeye para akıtmak blow money on f.
bir şeye para akıtmak throw money at something f.
gözyaşlarını içine akıtmak gulp back (one's) tears f.
para akıtmak throw (one's) money around f.
'-e para akıtmak throw money at f.
(birine/bir şeye) para akıtmak throw money at (someone or something) f.
Technical
suyu akıtmak için yapılmış eğim weathering i.
suyu tazyikli şekilde akıtmak için kullanılan delikli hortum ağızlığı rose i.
suyu tazyikli akıtmak için kullanılan delikli hortum ağzı rosehead i.
bir şeyin üzerine akıtmak superfuse f.
bir kaptan diğer kaba akıtmak decant f.
bir sıvıyı bir şeyin çevresinden akıtmak circumfuse f.
gaz sıvı vb akıtmak discharge f.
içine veya içerisine akıtmak inpour f.
suyunu denize akıtmak (nehir) disembogue f.
(döküm) erimiş metali akıtmak bleed f.
Architecture
suyu akıtmak için eğimli olan weathered s.
Construction
(yağmur suyunu dışarıda tutup akıtmak için) tahtaları üst üste binecek şekilde çivilemek weatherboard f.
(yağmur suyunu, karı dışarıda tutup akıtmak için) tahtaları üst üste binecek şekilde çivilemek weather-board f.
Medical
dışarıya akıtmak (damardan kan) extravasate i.
sıvı veya iltihabı kolay akıtmak için yerleştirilen alet drain i.
sıvıyı (organ veya dokudan) dışarıya akıtmak perfuse f.
damarlardan dışarıya kan akıtmak veya akmak extravasate f.
Gastronomy
suyunu akıtmak drain f.
Botanic
(bitki) özsuyu veya reçine akıtmak bleed f.
Archaic
fıçıya akıtmak tun f.
suyunu denize akıtmak (nehir) embogue f.
kan akıtmak blood f.
damlalar halinde akıtmak drop f.