belief - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

belief

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"belief" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 16 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
belief i. inanma
belief i. inanç
General
belief i. iman
belief i. itimat
belief i. inan
belief i. doktrin
belief i. itikat
belief i. inanış
belief i. düşünce
belief i. akide
belief i. fikir
belief i. kanaat
belief i. güven
belief i. inanç
belief i. kanı
Law
belief i. kanaat

"belief" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 110 sonuç

İngilizce Türkçe
General
strong belief i. kuvvetli inanç
a group sharing equal belief i. aynı inancı paylaşanlar grubu
false belief i. yanlış inanç
superstitious belief i. batıl inanç
belief and doubt i. inanç ve şüphe
popular belief i. genel inanç
belief tourism i. inanç turizmi
religious belief i. dinsel inanç
religious belief i. dini inanç
religious belief i. dini inanış
dispositional theory of belief i. inanç eğilimi teorisi
dispositional theory of belief i. inanca yatkınlık teorisi
belief system i. inanç sistemi
firm belief i. sarsılmaz inanç
firm belief i. sabit/değişmez inanç
self-belief i. kendine inanç
ethics of belief i. inanç ahlakı
oppressive belief i. baskıcı inanç
ultimate belief i. kanıtlanamayan düşünce
ultimate belief i. sezgisel gerçek
ultimate belief i. içine doğma
ultimate belief i. önsezi
erroneous belief i. yanlış inanış
make-belief i. inanmış gibi görünme
make-belief i. inanıyor gibi yapma
strong belief i. sağlam inanç
staunch belief i. sağlam inanç
sound belief i. sağlam inanç
core belief i. temel inanç
core belief i. esas inanç
core belief i. öz inanç
core belief i. çekirdek inanç
be beyond belief f. inanılmaz olmak
be beyond belief f. inanılması mümkün olmamak
take as a fundamental belief f. felsefe edinmek
lose one's belief f. inancını kaybetmek
lose one's belief f. inancını yitirmek
have a good faith belief f. samimi olarak inanmak
subscribe to a belief f. bir inanca katılmak
beyond belief s. inanılmaz
beyond belief s. güvenilmez
belief-related s. inançsal
in the belief that bağ. inancıyla
in the belief that bağ. diye
Phrases
fall prey to the belief that... f. inancına kapılmak
beyond belief s. inanılmaz
to the best of (one's) belief zf. (birine) göre
to the best of (one's) belief zf. (birinin) bildiğine göre/düşüncesine göre
to the best of (one's) belief zf. bildiği kadarıyla
to the best of (one's) belief zf. bilgisi dahilinde
to the best of (one's) belief zf. bilgisi çerçevesinde
to the best of your belief/knowledge zf. (birine) göre
to the best of your belief/knowledge zf. (birinin) bildiğine göre/düşüncesine göre/bildiği kadarıyla/bilgisi dahilinde/bilgisi çerçevesinde
contrary to popular belief expr. bilinenin aksine
contrary to general belief expr. bilinenin aksine
to the best of my belief expr. benim bildiğime göre
to the best of my belief expr. bildiğim kadarıyla
contrary to common belief expr. bilinenin aksine
contrary to popular belief expr. düşünülenin aksine
to the best of my belief expr. eğer yanılmıyorsam
contrary to popular belief expr. inanılanın aksine
as opposed to popular belief expr. inanılanın aksine
as opposed to popular belief expr. sanılanın aksine
contrary to popular belief expr. sanılanın aksine
Colloquial
to the best of my belief expr. kişisel düşünceme göre
contrary to popular belief/opinion expr. bilinenin aksine
contrary to popular belief/opinion expr. düşünülenin aksine
contrary to popular belief/opinion expr. genel kanının aksine
contrary to popular belief/opinion expr. inanılanın aksine
contrary to popular belief/opinion expr. sanılanın aksine
Idioms
beggar belief f. inanılması çok güç/imkansız olmak
beggar belief f. anlatılması çok güç/imkansız olmak
beggar belief f. tarif edilmesi çok güç/imkansız olmak
beggar belief f. inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar belief f. anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar belief f. tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak
beggar belief f. tarifsiz/tarif edilemez olmak
beggar belief f. kelimelere sığmamak
beggar belief f. kelimeler yetmemek
restore someone's belief in something f. (birinin bir şeye olan) güvenini yeniden sağlamak
beggar belief f. anlatmaya sözcükler yetmemek
beggar belief f. inanması/tarifi imkansız olmak
beggar belief f. inanması/tarifi güç olmak
beggar belief f. inanılmaz/tarifsiz olmak
beggar belief f. inanılır/tarif edilebilir gibi olmamak
restore (one's) belief in (someone or something) f. (birinin birine/bir şeye olan) güvenini/inancını yeniden sağlamak
restore (one's) belief in (someone or something) f. (birini birine/bir şeye) tekrar güvendirmek/inandırmak
restore (one's) belief in (someone or something) f. (birinin/birine/bir şeye) tekrar güvenmesini/inanmasını sağlamak
defy belief f. inanması zor olmak
defy belief f. inanılır gibi olmamak
to the best of one's belief zf. bildiği kadarıyla
beyond belief expr. akla sığmaz
beyond belief expr. akla hayale sığmaz
beyond belief expr. beklenenin/umulanın ötesinde
beyond belief expr. beklentinin ötesinde
beyond belief expr. tahmin edilenin ötesinde
Speaking
to the best of my belief expr. bana göre
to the best of my belief expr. benim fikrime göre
Politics
freedom of religion and belief i. din ve inanç özgürlüğü
freedom of belief i. inanç özgürlüğü
Medical
health belief model i. sağlık inanç modeli
Psychology
belief in a just world i. adil dünya inancı
generalized belief i. genelleştirilmiş inanç
health belief model i. sağlık inanç modeli
false belief tasks i. yanlış inanç testleri
Math
belief propagation i. çarpan çizgesine eşdeğer markov rasgele alanı üstüdeki kanı yayılma algoritması
belief propagation i. kanı yayılma algoritması
Statistics
degree of belief i. inanma derecesi
Philosophy
justified true belief i. gerekçelendirilmiş doğru inanç
Ottoman Turkish
undisguised belief i. ihlas