beyaz - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

beyaz



"beyaz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 24 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
beyaz white s.
General
beyaz leuco i.
beyaz white part i.
beyaz white i.
beyaz gwyn (galce) i.
beyaz whit [dialect] i.
beyaz hoar i.
beyaz argent s.
beyaz blank s.
beyaz excandescent s.
beyaz whitely [obsolete] s.
beyaz milky s.
beyaz ghost s.
beyaz wh (white) kısalt.
Technical
beyaz white s.
Dyeing
beyaz vanilla s.
Medical
beyaz leuc- ök.
Archaic
beyaz candid s.
beyaz lacteous s.
Slang
beyaz heroin i.
beyaz ofay s.
beyaz yt (whitey) kısalt.
British Slang
beyaz gori i.
beyaz gora i.

"beyaz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
beyaz boya whitewash i.
General
atın alnındaki beyaz leke blaze i.
kırmızı veya beyaz çiçekli ahududu salmonberry i.
beyaz kravat white tie i.
beyaz eşya white appliances i.
beyaz güvercin dove i.
beyaz tutkal paste i.
beyaz tartar cream of tartar i.
beyaz yakalılar white collar workers i.
beyaz ayaklı fare vesper mouse i.
beyaz koyun white sheep i.
beyaz şurup clear syrup i.
beyaz yakalı suçları white collar crimes i.
beyaz rusya white russia i.
beyaz dut white mulberry i.
japon stili beyaz kağıt ile kaplanmış geleneksel kapı fusuma i.
beyaz başlıklı kuş whitecap i.
beyaz bıyıklı deniz kırlangıcı whiskered tern i.
beyaz kıyı, ispanya'da sayfiye bölgesi costa blanca i.
büyük beyaz köpekbalığı great white shark i.
beyaz deliotu sweet alyssum i.
beyaz patates white potato i.
beyaz sinek whitefly i.
beyaz renkli kireç badana whitewash i.
müzikte ya da beyaz dizlerdeki abartılı duygusallık schmalz i.
beyaz adam white man i.
beyaz kuyruk whitetail i.
beyaz şeker white sugar i.
beyaz soğan sosu white onion sauce i.
beyaz körlük whiteout i.
beyaz eşya satışı white sale i.
beyaz cevher white substance i.
şekerli beyaz karışım frosting i.
siyah benekli beyaz köpek coach dog i.
beyaz kenar white line i.
ortası siyah çizgili kırmızı gagalı siyah ve beyaz renkli büyük bir batı afrika leyleği saddlebill i.
beyaz sos cream sauce i.
beyaz yakalar white collars i.
beyaz çöp white trash i.
küçük beyaz balıkçıl egret i.
beyaz fare white mouse i.
beyaz pasta angel food cake i.
olgunlaşmış karahindiba tohumlarının çiçek sapından kopmadan önceki beyaz ve tüy gibi top hali puffball i.
güney afrikalı beyaz africander i.
yüksek irtifada bulunan beyaz tülümsü bulut tipi cirrus i.
ispanyol beyaz şarabı sack i.
beyaz kitap white book i.
smokin ve beyaz papyondan oluşan son derece resmi erkek akşam kıyafeti white tie i.
beyaz boya whitewash i.
beyaz balık whitefish i.
lake beyaz white lacquer i.
beyaz kuduzotu sweet alyssum i.
kirli beyaz tattletale gray i.
beyaz kuyruk white tail i.
beyaz kafa whitehead i.
kirli beyaz tattletale grey i.
beyaz iş simple white embroidery i.
siyah beyaz resim black and white i.
beyaz fok white seal i.
beyaz ceviz white walnut i.
beyaz pelikan white pelican i.
beyaz ırktan olan kimse white i.
beyaz yalan a white lie i.
beyaz yakalılar white collar employees i.
beyaz ırk caucasians i.
beyaz bayrak white flag i.
papaların taktığı küçük beyaz takke zucchetto i.
kıyıya çarpıp çatlayan dalgalarda oluşan beyaz köpükler surf i.
beyaz gece white night i.
beyaz çam white pine i.
beyaz kurt white wolf i.
beyaz saray the white house i.
beyaz insan white person i.
beyaz mermer dolomite i.
bir tür yumuşak beyaz peynir cream cheese i.
beyaz rus belarussian i.
beyaz kaliteli porselen parian i.
beyaz tenlilik fairness i.
beyaz alınlı deniz kırlangıcı little tern i.
beyaz üstünlüğü white supremacy i.
beyaz kitap white paper i.
beyaz kadın ticareti white slave trade i.
beyaz eşya devir hızı spin i.
beyaz saray white house i.
beyaz köpekbalığı white shark i.
beyaz kabuklu deniz salyangozu wentletrap i.
beyaz kadın white woman i.
beyaz kek white cake i.
beyaz leylek white stork i.
beyaz/ak sakkalı graybeard i.
hafif grimsi beyaz renk off white i.
beyaz renk white i.
küçük beyaz balıkçıl little egret i.
frakla birlikte takılan beyaz papyon white tie i.
kırlarda yetişen beyaz çiçekli bir havuç türü queen anne's lace i.
beyaz eşya white goods i.
beyaz cisim white body i.
beyaz karınca termite i.
bir çeşit beyaz ispanyol şarabı sherry i.
beyaz at whitehorse i.
beyaz hardal white mustard i.
beyaz zehir white poison i.
beyaz adam man i.
beyaz yalan tarradiddle i.
beyaz üzüm çeşidi riesling i.
beyaz oy positive vote i.
beyaz atlı prens prince charming i.
beyaz rusça belarussian i.
beyaz rusça belarusian i.
beyaz rusya belarus i.
porselene benzeyen irana özgü beyaz kap gombroon i.
renkleri beyaz ile koyu yeşil arasında değişen silikat mineralleri nephrite i.
beyaz undan yapılan bir tür tandır ekmeği nan i.
beyaz ırktan olmayan kişi nonwhite i.
beyaz kadınlar white women i.
beyaz yakalı işçiler white collar workers i.
beyaz (kişi için) honkie i.
beyaz (kişi için) honkey i.
beyaz ırk üstünlüğü white race superiority i.
beyaz saray sözcüsü white house spokesman/spokeswoman i.
beyaz saray sözcüsü white house spokesperson i.
beyaz seramik eşyalar whiteware i.
beyaz kireç albarium i.
beyaz dişler white teeth i.
beyaz melek white angel i.
sırsız beyaz porselen bisque i.
kirli beyaz broken white i.
parlak beyaz brilliant white i.
yüzünde beyaz leke olan kimse bald-faced i.
siyah-beyaz fotoğrafçılık black-and-white photography i.
beyaz yapraklı gül nine-bark i.
kirli beyaz off-white i.
beyaz olmayan kimse non-white i.
beyaz köle tüccarı white-slaver i.
beyaz oy positive ballot i.
beyaz yalan fib i.
beyaz kadın ticareti white slave traffic i.
beyaz ırka mensup kimse white person i.
beyaz papyon white tie i.
beyaz at white horse i.
beyaz şeker lapası white sugar masscuite i.
beyaz çürük white rot i.
beyaz şeker fabrikası white sugar factory i.
beyaz çam whitewood i.
beyaz deri pale skin i.
beyaz olmayan çocuklar non-white kids i.
beyaz atlet wifebeater i.
beyaz inci white pearl i.
beyaz gül white rose i.
beyaz top cue ball i.
beyaz bilardo topu cue ball i.
beyaz rusyalı belarussian i.
beyaz kelebek white butterfly i.
beyaz masa white table i.
beyaz tüy white feather i.
beyaz yaprak white leaf i.
beyaz ırk caucasian race i.
beyaz saçlı adam man with white hair i.
beyaz eşya major appliance i.
beyaz eşya domestic appliance i.
beyaz leblebi white chickpeas i.
beyaz olmayan insan nonwhite person i.
beyaz rusyalı white russian i.
beyaz rusyalı byelorussian i.
beyaz rusyalı belorussian i.
beyaz güller white roses i.
taşralı beyaz redneck i.
beyaz taşralı redneck i.
siyah-beyaz kırçıllı saç salt and pepper hair i.
beyaz kız white girl i.
beyaz bir araba a white car i.
beyaz çakıl taşları the white pebbles i.
başında beyaz tüyler bulunan amerikan yaban ördeği baldpate i.
berber dükanının kapısındaki kırmızı beyaz işaret barber's pole i.
beyaz tüylü kedi white hair cat i.
beyaz olmayan kimse nonwhite i.
beyaz/ak sakkalı greybeard i.
beyaz güvercin dive i.
beyaz ırktan olmayan kişi non-white i.
bir beyaz ile bir siyahın evlenmesi miscegenation i.
beyaz/boş sayfa blank slate i.
kırmızı veya beyaz burgonya şarabı beaujolais i.
beyaz saçlar grey hair i.
beyaz çadır white tent i.
beyaz maskeli adam white masked man i.
beyaz maskeli adam man with white mask i.
beyaz maskeli adam man in white mask i.
beyaz maskeli adam man wearing white mask i.
beyaz çay white tea i.
rus denizcilerin giydiği mavi beyaz enine çizgileri olan uzun kollu atlet telnyashka i.
beyaz ırkın diğer ırklardan daha üstün olduğuna inanan kimse white supremacist i.
beyaz mercimek white lentil i.
beyaz eşya dükkanı appliance store i.
arap ülkelerinde erkeklerin giydiği beyaz entari thawb i.
arap ülkelerinde erkeklerin giydiği beyaz entari thobe i.
arap ülkelerinde erkeklerin giydiği beyaz entari dishdasha i.
arap ülkelerinde erkeklerin giydiği beyaz entari kandura i.
beyaz önlük whi̇te apron i.
bir beyaz ile bir siyahinin evlenmesi miscegenation i.
beyaz olmayanlarla ilişki halindeki işin sahibi veya çalışanı olan yetkili makamdaki beyaz kimse baas i.
gri beyaz tattletale gray i.
gri beyaz tattletale grey i.
griye çalan beyaz tattletale gray i.
griye çalan beyaz tattletale grey i.
gri beyaz tattletale gray i.
gri beyaz tattletale grey i.
griye çalan beyaz tattletale gray i.
griye çalan beyaz tattletale grey i.
gri beyaz tattletale gray i.
gri beyaz tattletale grey i.
griye çalan beyaz tattletale gray i.
griye çalan beyaz tattletale grey i.
beyaz kimse backra i.
çok açık beyaz renk alabaster i.
beyaz tenli, avrupa kökenli insan ırkına verilen ad caucasian i.
beyaz tenli, avrupa kökenli insan ırkına verilen ad caucasic i.
avrupa kökenli beyaz ırktan olan kişi caucasoid i.
beyaz köpek white dog i.
chardonnay üzümünden yapılan beyaz şarap chardonnay i.
mavi-beyaz desenli çin porseleni nankeen i.
aslen nankin'den avrupa'ya ithal edilen mavi ve beyaz desenli çin porseleni nanking ware i.
beyaz kürk miniver i.
beyaz perde movie screen i.
beyaz şapka white hat i.
beyaz saray'ın adresi 1600 pennsylvania avenue i.
pembe beyaz çiçekli ve yaprakları hep yeşil olan sarmaşık türünden bir yabani çiçek ground laurel i.
beyaz eşya large appliance i.
new orleans'lı alt ve orta gelir grubundan beyaz yat [new orleans] i.
beyaz ırka mensup kimse bakra i.
(svahili dilinde) doğu afrika'da uzun kollu ve genelde beyaz renkte uzun bir erkek giysisi kanzu i.
beyaz satranç taşları white i.
(tavla/satranç) beyaz pullar white i.
beyaz ekmek white i.
beyaz şarap white i.
beyaz rus bielorussian i.
eskiden uyarı ve ışıklandırma için kullanılan mavimsi beyaz bir ateş indian fire i.
tabletler halinde satılan katışıksız bir beyaz kurşun çeşidi krems lead i.
beyaz ırka mensup kimse larney [india] i.
beyaz insan larney [india] i.
anglikan piskoposunun siyah-beyaz renkli tören giysisi magpie i.
kumaş, yün, yüzey işaretlemek için kullanılan beyaz bir tür tebeşir venetian chalk i.
vouvray kentine özgü sek ve beyaz bir şarap çeşidi vouvray i.
beyaz insan vrystater [south africa] i.
genellikle beyaz renkli olup tarak kısmında zıt renkten deri bir şerit bulunan gündelik bir ayakkabı saddle shoe i.
beyaz yakalı çalışan blackcoat [uk] i.
saçın önündeki belirgin beyaz veya gri saç tutamı blaze i.
beyaz büyü witchcraft i.
beyaz fil şeklinde rozet veya amblem white elephant i.
gelinin beyaz gelinlik giydiği geleneksel düğün white wedding i.
beyaz kasket takan kimse whitecap i.
kimlik ifadesi olarak beyaz kasket takan kimselerin oluşturduğu bir grubun üyesi whitecap i.
beyaz önlük giyen kimse whitecoat i.
beyaz yüz makyajı whiteface i.
yüzü beyaz makyajlı palyaço whiteface i.
beyaz renge benzeme derecesi whiteness i.
beyaz üniforma giyen bir çöpçü whitewing i.
zenci-beyaz melezi ile zenci-kızılderili melezinden doğan çocuk marabou i.
düğünlerde kullanılan beyaz kurdeleler veya beyaz çiçek buketleri marriage favors i.
iskenderiye misketinden yapılan bir beyaz şarap türü haanepoot [south africa] i.
(et, ahşap) beyaz veya açık renkli kısım white i.
beyaz kelimesinden türetilmiş bir soyadı white i.
beyaz başlık takan kimse white cap i.
beyaz kep takan kimse white cap i.
simge olarak beyaz kep takan bir grubun üyesi white cap i.
kırmızımsı mor dalları ve beyaz çiçekleri olan yaygın bir kuzey amerika çalısı red osier dogwood i.
gri veya beyaz saç boyası blue i.
beyaz kumaşın sararmasını önleyen solüsyon blue i.
içinde beyaz çamaşır renk açıcısı bulunan küçük çanta blue bag i.
(ingiliz sömürge dönemi hindistanı'nda) bir ingiliz memurun veya statü sahibi herhangi bir beyaz adamın karısı memsahib i.
beyaz ve dörtte bir zenci melezi olan kimsenin çocuğu mestee i.
beyaz ve amerikan yerlisi kökenlerine sahip kadın métisse i.
yüksek kaliteli ve dayanıklı beyaz kağıt bond i.
kırık beyaz bone i.
beyaz yüzlü inek hawkey [scotland] i.
beyaz veya beyazımsı sincap, ermin veya tavşan kürkü minever i.
(afrikalı amerikanlar tarafından kötü anlamda kullanılır) beyaz buckra [dialect] i.
(afrikalı amerikanlar tarafından kötü anlamda kullanılır) beyaz buccra [dialect] i.
abd'nin kırsal güney kesimlerinde yaşayan beyaz kimse hillbilly i.
bal petekli ve karamelli bir beyaz çikolata dondurması markası hokey-pokey® i.
beyaz ırka mensup kimse mzungu [east africa] i.
beyaz renkte bebek vaftiz kıyafeti christom [obsolete] i.
beyaz şarap yapımında kullanılan bir üzüm çeşidi gewürztraminer i.
fransa'nın alsace bölgesinde yetişen bir üzüm çeşidinden yapılan beyaz şarap gewürztraminer i.
fransa'nın alsace bölgesinde yetişen bir üzüm çeşidinden yapılan beyaz şaraba benzeyen şaraplara verilen ad gewürztraminer i.
kişiye hediye getireceğine inanılan beyaz bir tırnak lekesi gift i.
çok sayıda küçük beyaz çiçeği olan bir kuzey amerika asması grayback [dialect] [uk] i.
dörtte üç siyahi, dörtte bir beyaz olan kimse griffe i.
dörtte üç siyahi, dörtte bir beyaz olan kimse griffin i.
beyaz çiçekli yosun ground ash i.
beyaz, kızılderili ve siyahi kökenleri bulunan ve genellikle batı virjinya ve maryland'de yaşayan topluluğa mensup kimse guinea i.
grimsi beyaz hoar i.
gümüşi beyaz hoariness i.
hochheim bölgesinde üretilen bir alman beyaz şarabı hochheimer i.
süt beyaz cam opaline i.
kırık beyaz white down i.
güney pasifik adaları'nda geçici işlerde çalışan beyaz erkek beachcomber i.
(çizgi roman) siyah-beyaz görselleri renklendirip gölgelendiren ressam colorist i.
(çizgi roman) siyah-beyaz görselleri renklendirip gölgelendiren ressam colourist i.
yerli bir kadınla birlikte yaşayan beyaz erkek combo [obsolete] [australia] i.
beyaz ırktan olan yoksul kimse cracka [us] i.
işaretleme kalemiyle yazılabilen pürüzsüz beyaz yüzey dry-erase board i.
beyaz tahta dry-erase board i.
beyaz takım elbise white suit i.
arkadan düğmeli dik ve beyaz yaka reversed collar i.
beyaz tahta kalemi felt tip i.
beyaz tahta kalemi felt-tip i.
beyaz tahta kalemi felt-tip pen i.
beyaz tahta kalemi felt-tipped pen i.
beyaz çiçekleri olan soğanlı bir bitki cinsi pancratium i.
beyaz parlak dişler pearl i.
renkli zeminde yer alan küçük beyaz daire pearl i.
taşradan gelen beyaz güneyli peckerwood [dialect] i.
(japonya'da) beyaz yakalı iş adamı salaryman i.
(japonya'da) beyaz yakalı iş kadını salarywoman i.
genellikle beyaz kurşunun tav edilmesi ile elde edilen kırmızı bir pigment sandix i.
genellikle beyaz kurşunun tav edilmesi ile elde edilen kırmızı bir pigment sandyx i.
(eskiden) ingiltere'de avukatların taktığı beyaz bir takke coif i.
(eskiden) ingiltere'de avukatların taktığı beyaz bir takke coiffe i.
beyaz yalan flaw [scotland] i.
oval yaprakları, sert sarı odunu ve hoş kokulu beyaz çiçekleri bulunan yaprak dökmeyen uzun bir ağaç orange i.
balkanlar'da erkekler tarafından giyilen beyaz renkli etek petticoat i.
(hedef tahtasında) beyaz halka dışında kalan bölüm petticoat i.
(hedef tahtasında) beyaz halka dışına yapılan atış petticoat i.
güneşe tutulduğunda mavimsi suni ışığa tutulduğunda sarımsı renk alan beyaz bir elmas çeşidi premier i.
suda hızla hareket eden deniz taşıtının geride bıraktığı kavisli beyaz su ve püskürtme rooster tail i.
beyaz çini semiporcelain i.
sofra takımlarında kullanılan beyaz bir seramik semiporcelain i.
(yahudiler, araplar) beyaz ırka ait olup sami dili konuşan halklara mensup kimse shemite i.
yünlü ve ekoseli siyah beyaz bir kumaş shepherd's plaid i.
atın yüzündeki beyaz iz shim[dialect] [uk] i.
hanedan armacılığında kullanılan beyaz renk silver i.
bulutun beyaz kenarı silver lining i.
memeli postunda görülen beyaz veya açık renkli tüy tutamı silvering i.
güçlü ve dayanıklı beyaz bir lif çeşidi sisal hemp i.
görme engellilerin kullandığı beyaz baston white cane i.
beyaz köşk white mansion i.
çete üyesi beyaz erkek skinhead i.
serseri beyaz erkek skinhead i.
beyaz esir ticareti slaver i.
atların bacağında yer alan beyaz nişane sock i.
köpüklü beyaz bir italyan şarabı prosecco i.
beyaz sağrılı toynaklı hayvan pygargus [obsolete] i.
beyaz saç snow i.
yağışı sırasında yüzeye temas edince dağılıveren küçük beyaz buz tanesi snow pellet i.
amerikan yerlisi ile evli beyaz adam squaw man i.
amerikan yerlisi ile evli beyaz erkek squaw man i.
amerikan yerlisi ile evli beyaz adam squawman i.
amerikan yerlisi ile evli beyaz erkek squawman i.
(at yarışlarında kullanılan) beyaz yarışma kravatı stock i.
beyaz ırkın üstünlüğünü savunan kimse supremacist i.
almanya'ya özgü beyaz şaraplık bir üzüm sylvaner i.
beyaz saç tellerini koparmak pluck out one's gray hairs f.
beyaz perdeye aktarmak turn into a screenplay f.
beyaz perdeye aktarmak adapt (a book/novel) into a movie/film f.
beyaz bir sayfa açmak start with a clean slate f.
beyaz sayfa açmak start with a clean slate f.
beyaz bir sayfa açmak back to square one f.
beyaz bir sayfa açmak turn over a new leaf f.
beyaz sayfa açmak turn over a new leaf f.
beyaz sayfa açmak back to square one f.
beyaz ciro vermek endorse in blank f.
beyaz perdeye aktarılmak be turned into a screenplay f.
beyaz saray'ı ziyaret etmek visit the white house f.
beyaz yalan söylemek tell a white lie f.
beyaz giymek wear white f.
pöstekiden beyaz deri yapmak taw f.
beyaz yakalılara benzemek yuppify f.
beyaz yakalılara benzetmek yuppify f.
beyaz yakalılaşmak yuppify f.
beyaz yakalılaştırmak yuppify f.
beyaz yakalılara uygun hale getirmek yuppify f.
beyaz yakalılara yönelik tasarlamak yuppify f.
beyaz listeye almak white-list f.
beyaz listeye almak whitelist f.
ince beyaz kille ağartmak pipe-clay f.
ince beyaz kille temizlemek pipe-clay f.
beyaz tahta kalemiyle yazmak felt tip f.
içerisine beyaz tüy doldurmak point f.
beyaz yalan söylemek fib f.
beyaz tenli fair s.
beyaz ırktan olanlara ait white s.
inci gibi beyaz pearly white s.
beyaz ırktan olan white s.
beyaz sarı saçlı platinum blonde s.
en beyaz whitest s.
daha beyaz whiter s.
kar gibi beyaz snow white s.
beyaz saçlı white haired s.
beyaz yüzlü whiteface s.
insanlığın beyaz veya açık tenli kesimine ait, onunla ilgili olan caucasian s.
kadar beyaz as white as s.
mavimsi beyaz bluish white s.
beyaz suratlı bald-faced s.
zambak gibi beyaz lily-white s.
beyaz saçlı silver-haired s.
beyaz yakalı white-collar s.
beyaz yakalılar grubuna ait white-collar s.
beyaz yaka white-collar s.
beyaz tenli white-skinned s.
beyaz kenarlı/çerçeveli white-rimmed s.
kırık beyaz renkli/renginde off-white s.
kırık beyaz off-white s.
açık/beyaz tenli light-complected s.
açık/beyaz tenli light-skinned s.
pembemsiz beyaz pinkish-white s.
süt beyaz milk-white s.
beyaz tenli, avrupa kökenli insan ırkından olan caucasic s.
avrupa kökenli beyaz ırk ile ilgili caucasoid s.
sinemaya (beyaz perdeye) aktarılmış celluloid s.
beyaz insanlar tarafından yönetilen white-ruled s.
beyaz kaplı white coated s.
beyaz ırka mensup bakra s.
siyah-beyaz bitonal s.
hem beyaz hem siyahilerin uğrak yeri olan black-and-tan s.
beyaz zemin üstünde siyah yazılı black-and-white s.
beyaz yakalı black-coated [uk] s.
beyaz lekeli white-blotched s.
beyaz lekeleri olan white-blotched s.
beyaz kenarı olan white-edged s.
kafası beyaz kıllı olan white-headed s.
kafası beyaz kürklü olan white-headed s.
kafası beyaz tüylü olan white-headed s.
beyaz nervürlü white-ribbed s.
beyaz kaburgalı white-ribbed s.
beyaz yivli white-ribbed s.
beyaz çizgili white-streaked s.
beyaz ila kahverengi arası bir rengi olan whiz s.
beyaz kıyafetler giymiş white s.
beyaz ırka mensup olan blue-eyed s.
(karayip dilinde) beyaz ırktan olan haole s.
beyaz renkli milky s.
sarımsı beyaz yellow-white s.
sarımsı beyaz yellowish-white s.
beyaz ve narin elleri olan lily-handed s.
siyah beyaz (görüntüleme) grayscale s.
(hayvan) birbirine karışmış siyah ve beyaz tüylü grey s.
beyaz renkli hoar s.
grimsi beyaz renkli hoar s.
beyaz renkli hoary s.
grimsi beyaz renkli hoary s.
beyaz ırktan olmayan (kimse) of color [us] s.
çeşitli grimsi beyaz tonlarında olan off-white s.
çeşitli sarımsı beyaz tonlarında olan off-white s.
mat beyaz tonunda dull-white s.
pamuk gibi beyaz cottony-white s.
sarımtırak beyaz renkte isabelline s.
paros adası'nda çıkarılan ve eski dönemde heykel yapımında tercih edilen beyaz bir mermer türüne ait parian s.
hanedan armacılığında kullanılan beyaz renge ait silver s.
gümüşi beyaz olan silver-white s.
gümüşi beyaz olan silvery-white s.
(küçümseme amacıyla) beyaz suratlı putty-faced s.
beyaz tonla whitely zf.
beyaz renkle whitely zf.
beyaz veya solgun bir görünüşle whitely zf.
beyaz bir şekilde whitely zf.
beyaz olmayan kadın/kadınlar woc (woman/women of color) kısalt.
siyah ve beyaz bw (black and white) kısalt.
Phrasals
daha beyaz görünmek whiten up f.
daha beyaz görünmesini sağlamak whiten up f.
Colloquial
beyaz perde (film) celluloid i.
yönetici sınıfındaki beyaz ırktan kimse the man [usa] i.
beyaz yakalı yuppie i.
siyah beyaz polis arabası black and white i.
siyah beyaz devriye arabası black and white i.
beyaz erkek chuck i.
beyaz (erkek) chuck i.
beyaz polisler white cops i.
beyaz fil a white elephant i.
beyaz tavşan white rabbit i.
beyaz yalan white lie i.
beyaz zehir heroin i.
sırt kısmı mavimsi ve alt kısımları beyaz olan, güney denizlerinde yaygın bulunan bir kuş blue billy [new zealand] i.
beyaz adam umlungu [south africa] i.
kanada'da beyaz ırktan kimselere verilen bir ad kabloona i.
orta avustralya'da beyaz nüfus kath and kim i.
beyaz yakalı yumpie i.
beyaz yakalı yup i.
kuzey amerika ve kanada'ya özgü kışın beyaz olan yaban tavşanı varying hare i.
beyaz tenli, avrupa kökenli insan ırkından olan kimse jeff i.
beyaz ırk gibi davranan yeni zelanda yerlisi mallowpuff maori i.
hem beyaz hem siyahilerin gittiği gece kulübü black-and-tan i.
zimbabwe'den olan beyaz göçmen whenwe [south africa] i.
beyaz mülk sahiplerini siyahilerin mahalleye taşınacaklarını söyleyerek korkutup evlerini ucuza sattırma blockbusting i.
özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında abd temsilciler meclisi'nde muhafazakar beyaz bir güneyli demokrat boll weevil i.
beyaz düşmanı amerika yerlisi hostile i.
beyaz yakalı afro amerikan buppie i.
beyaz yakalı afro amerikan buppy i.
beyaz zırhlı şövalye knight in shining armor i.
akranlarının değerlerine, kültürüne ve davranışlarına uyum sağlayan beyaz güneyli good ol' boy i.
beyaz erkek gora [hinglish] i.
beyaz ırktan kadın gori [hinglish] i.
beyaz minibüs süren agresif sürücü white-van man i.
(georgia ve güney carolina'daki çam ormanlarında yaşayan) fakir beyaz sandhiller i.
beyaz önlük giymek put on a white coat f.
beyaz topun istenen topa çarpmasından sonra geri dönüp gelmesini sağlayan vuruşu yapmak put some reverse english on it f.
beyaz/batılı gibi davranmak jeff f.
beyaz yakalılara özgü yuppieish s.
beyaz yakalıların kültürünü yansıtan yuppieish s.
beyaz yakalı gibi yuppieish s.
beyaz yakalılara benzemiş yuppified s.