Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
blaze
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"blaze"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 88 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
blaze
f.
alevlenmek
General
2
Genel
blaze
i.
ışıltı
3
Genel
blaze
i.
alevler
4
Genel
blaze
i.
aydınlık
5
Genel
blaze
i.
atın alnındaki beyazlık
6
Genel
blaze
i.
pırıltı
7
Genel
blaze
i.
yanan şey
8
Genel
blaze
i.
atın alnındaki beyaz leke
9
Genel
blaze
i.
yangın
10
Genel
blaze
i.
köpürme
11
Genel
blaze
i.
sakar
12
Genel
blaze
i.
öfkelenme
13
Genel
blaze
i.
parlak ışık
14
Genel
blaze
i.
parlak alev
15
Genel
blaze
i.
ateş
16
Genel
blaze
i.
parlaklık
17
Genel
blaze
i.
alev
18
Genel
blaze
i.
alaz
19
Genel
blaze
i.
öfkeli parlama
20
Genel
blaze
i.
alevlenme
21
Genel
blaze
i.
akıtma
22
Genel
blaze
i.
yol bulmak için ağaçlara çizilen işaret
23
Genel
blaze
i.
zorluk kaynağı
24
Genel
blaze
i.
ızdırap kaynağı
25
Genel
blaze
i.
gürültülü ve zapt edilmeyen yaramazlık
26
Genel
blaze
i.
öne atılma
27
Genel
blaze
i.
kendini gösterme
28
Genel
blaze
i.
bazı kedilerde iki farklı rengin burundan aşağıya doğru bir çizgide buluştuğu desen
29
Genel
blaze
i.
saçın önündeki belirgin beyaz veya gri saç tutamı
30
Genel
blaze
i.
işaretli yol
31
Genel
blaze
i.
(izlenecek yolu gösteren) ipucu
32
Genel
blaze
i.
ısıtıcı ışık
33
Genel
blaze
i.
yüksek görünürlükte bir turuncu rengi
34
Genel
blaze
f.
parlamak (alev)
35
Genel
blaze
f.
alevlendirmek
36
Genel
blaze
f.
tutuşmak
37
Genel
blaze
f.
alev alev yanmak
38
Genel
blaze
f.
ışımak
39
Genel
blaze
f.
öfkeyle parlamak
40
Genel
blaze
f.
yıldızı parlamak
41
Genel
blaze
f.
parlamak
42
Genel
blaze
f.
ağacı işaretlemek
43
Genel
blaze
f.
yolu işaretlemek
44
Genel
blaze
f.
öncülük yapmak
45
Genel
blaze
f.
dikkat çekici olmak
46
Genel
blaze
f.
göze çarpmak
47
Genel
blaze
f.
duyurmak
48
Genel
blaze
f.
yayınlamak
49
Genel
blaze
f.
ilan etmek
50
Genel
blaze
f.
bildirmek
51
Genel
blaze
f.
uçarmışçasına hızlı hareket etmek
52
Genel
blaze
f.
tutkuyla yanıp tutuşmak
53
Genel
blaze
f.
(yiyecek) yüzeyini alevlendirmek
54
Genel
blaze
f.
ilan etmek
55
Genel
blaze
f.
duyurmak
56
Genel
blaze
f.
(bir şeye veya kimseye) dikkat çekmek
57
Genel
blaze
f.
(yol) bitkilerle kesmek
58
Genel
blaze
f.
(yol) bitkilerle işaretlemek
59
Genel
blaze
f.
öncülük yapmak
60
Genel
blaze
f.
yalazlamak
Technical
61
Teknik
blaze
i.
akıtma
62
Teknik
blaze
i.
alev
63
Teknik
blaze
i.
ateş
64
Teknik
blaze
i.
parlak ışık
65
Teknik
blaze
i.
sakar
66
Teknik
blaze
i.
yalaz
67
Teknik
blaze
i.
yangın
68
Teknik
blaze
f.
alazlamak
69
Teknik
blaze
f.
alev alev yanmak
70
Teknik
blaze
f.
parlayarak yanmak
71
Teknik
blaze
f.
parıldamak
72
Teknik
blaze
f.
parlamak
73
Teknik
blaze
f.
tutuşmak
74
Teknik
blaze
f.
tutuşmak
Military
75
Askeri
blaze
i.
arma
76
Askeri
blaze
i.
askeri arma
Card
77
İskambil
blaze
i.
yalnızca resimli kağıtların olduğu bir iskambil eli
78
İskambil
blaze
i.
yalnızca resimli kağıtların olduğu poker kombinasyonu
Slang
79
Argo
blaze
f.
esrardan kafa bulmak
80
Argo
blaze
f.
kafası dumanlı olmak
81
Argo
blaze
f.
kafası güzel olmak
82
Argo
blaze
f.
esrar kullanmak
83
Argo
blaze
f.
ot içmek
84
Argo
blaze
f.
ot çekmek
85
Argo
blaze
f.
üflemek
86
Argo
blaze
f.
esrardan kafayı bulmak
87
Argo
blaze
f.
kafası güzelleşmek
British Slang
88
İngiliz Argosu
blaze
f.
yakmak/ateşlemek
"blaze"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 134 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
blaze away
i.
ateşin tutuşması
2
Genel
the blaze of the fire
i.
yangının alevleri
3
Genel
two-alarm apartment blaze
i.
alarm iki seviyesindeki daire yangını
4
Genel
blaze of glory
i.
zafer parıltısı
5
Genel
blaze orange
i.
(bir şeyin göze çarpması için kullanılan) çok parlak bir turuncu rengi
6
Genel
blaze-up
i.
tutuşma
7
Genel
blaze-up
i.
parlama
8
Genel
blaze-up
i.
ani patlama
9
Genel
blaze-up
i.
çıkışma
10
Genel
blaze-up
i.
patlak verme
11
Genel
blaze-up
i.
kızgınlık patlaması
12
Genel
blaze-up
i.
kızışma
13
Genel
blaze away at
f.
hararetle yapmak
14
Genel
blaze with anger
f.
sinirinden kudurmak
15
Genel
blaze a trail
f.
ağaçların gövdelerinde çentikler açarak yeni bir yolun geçiş yerini işaretlemek
16
Genel
blaze out
f.
alevlenmek
17
Genel
blaze up
f.
birden parlamak
18
Genel
blaze a trail
f.
yol yapmak (yol olmayan bir yerde)
19
Genel
blaze up
f.
alevlenmek
20
Genel
blaze away at
f.
ateşe tutmak
21
Genel
blaze abroad
f.
ilan etmek
22
Genel
blaze a trail
f.
çığır açmak
23
Genel
blaze away at
f.
ateş etmek
24
Genel
blaze out
f.
alazlanmak
25
Genel
blaze up
f.
alazlanmak
26
Genel
blaze a trail
f.
(yol olmayan bir yerde) yol yapmak
27
Genel
blaze a trail
f.
bir ilke imza atmak
28
Genel
tackle a blaze
f.
yangınla mücadele etmek
29
Genel
blaze up
f.
yeniden alevlenmek
30
Genel
blaze out
f.
yeniden alevlenmek
31
Genel
blaze [obsolete]
f.
(hanedan arması) teknik bir şekilde betimlemek
32
Genel
blaze [obsolete]
f.
(hanedan arması) çizmek
33
Genel
blaze [obsolete]
f.
(trompete) üflemek
34
Genel
blaze away
f.
(rol) çok iyi ve hızlı şekilde yapmak
35
Genel
blaze out
f.
uçarmışçasına hızlı hareket etmek
36
Genel
blaze out
f.
uçarak gitmek
37
Genel
in a blaze
expr.
yanan
38
Genel
in a blaze
expr.
alevler içinde yanan
39
Genel
in a blaze
expr.
ışıkla dolu
40
Genel
in a blaze
expr.
ışık veren
41
Genel
in a blaze
expr.
ışık yansıtan
42
Genel
in a blaze
expr.
heyecanlı
43
Genel
in a blaze
expr.
sinirli
Phrasals
44
Öbek Fiiller
blaze with (something)
f.
… ile yanmak
45
Öbek Fiiller
blaze with (something)
f.
ile parıldamak
46
Öbek Fiiller
blaze with (something)
f.
alev alev yanmak
47
Öbek Fiiller
blaze with something
f.
… ile yanmak
48
Öbek Fiiller
blaze with something
f.
ile parıldamak
49
Öbek Fiiller
blaze with something
f.
alev alev yanmak
50
Öbek Fiiller
blaze with something
f.
cayır cayır yanmak
51
Öbek Fiiller
blaze away
f.
hararetli bir biçimde konuşmak
52
Öbek Fiiller
blaze away
f.
sürekli ateş etmek
53
Öbek Fiiller
blaze away (at someone)
f.
yaylım ateşine tutmak
54
Öbek Fiiller
blaze down on (someone or something)
f.
yoğun güneş veya ışığın altında kalmak
55
Öbek Fiiller
blaze down on (someone or something)
f.
yoğun güneş veya ışığa maruz kalmak
56
Öbek Fiiller
blaze down (on someone or something)
f.
(birinin veya bir şeyin) üzerine vurup yakmak (güneş veya ışık)
57
Öbek Fiiller
blaze away
f.
büyük bir yangında yok etmek
58
Öbek Fiiller
blaze away
f.
alevler içinde yok etmek
59
Öbek Fiiller
blaze away
f.
yakıp kül etmek
60
Öbek Fiiller
blaze away
f.
büyük bir yangında tahrip etmek
61
Öbek Fiiller
blaze away
f.
yakıp ortadan kaldırmak
62
Öbek Fiiller
blaze away
f.
büyük bir yangında yok edilmek/olmak
63
Öbek Fiiller
blaze away
f.
alevler içinde yok edilmek/olmak
64
Öbek Fiiller
blaze away
f.
yanıp kül edilmek/olmak
65
Öbek Fiiller
blaze away
f.
büyük bir yangında tahrip edilmek/olmak
66
Öbek Fiiller
blaze away
f.
yakılıp ortadan kaldırılmak
67
Öbek Fiiller
blaze away
f.
arka arkaya ateş etmek
68
Öbek Fiiller
blaze away
f.
silahla taramak
69
Öbek Fiiller
blaze away
f.
deli gibi ateş etmek
70
Öbek Fiiller
blaze away
f.
silahını arka arkaya ateşlemek
71
Öbek Fiiller
blaze away
f.
kafasına göre ateş etmek
72
Öbek Fiiller
blaze away at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) arka arkaya ateş etmek
73
Öbek Fiiller
blaze away at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) tekrar tekrar ateş etmek
74
Öbek Fiiller
blaze away at (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) silahla taramak
75
Öbek Fiiller
blaze down
f.
-in üzerine vurup/gelip yakmak (güneş/ışık)
76
Öbek Fiiller
blaze down
f.
-in üstünde ışıl ışıl parlamak
77
Öbek Fiiller
blaze with
f.
ile yanmak
78
Öbek Fiiller
blaze with
f.
ile parıldamak
79
Öbek Fiiller
blaze with
f.
alev alev/cayır cayır yanmak
Idioms
80
Deyim
blaze down on (someone or something)
f.
(güneş veya ışık için) yukarından yoğun bir şekilde üstüne vurmak
81
Deyim
blaze down on (someone or something)
f.
(üstünde) ışıl ışıl parlamak
82
Deyim
blaze down on (someone or something)
f.
… yakmak
83
Deyim
blaze down on (someone or something)
f.
alev alev yanmak
84
Deyim
blaze a trail
f.
başı çekmek
85
Deyim
blaze the trail
f.
başı çekmek
86
Deyim
blaze a trail
f.
çığır açmak
87
Deyim
blaze a trail
f.
öncülük etmek
88
Deyim
blaze the trail
f.
öncülük etmek
89
Deyim
blaze a way
f.
öncülük yapmak
90
Deyim
blaze a way
f.
yön belirlemek
91
Deyim
blaze a way
f.
rota belirlemek
92
Deyim
blaze a trail
f.
çığır açmak
93
Deyim
blaze a trail
f.
bir ilke imza atmak
94
Deyim
blaze a trail
f.
yol açmak
95
Deyim
blaze a trail
f.
öncülük etmek
96
Deyim
blaze a trail
f.
yeni bir girişimi başlatmak
97
Deyim
blaze a trail
f.
yeni bir yol açmak/bulmak
98
Deyim
blaze the trail
f.
çığır açmak
99
Deyim
blaze the trail
f.
bir ilke imza atmak
100
Deyim
blaze the trail
f.
yol açmak
101
Deyim
blaze the trail
f.
öncülük etmek
102
Deyim
blaze the trail
f.
yeni bir girişimi başlatmak
103
Deyim
blaze the trail
f.
yeni bir yol açmak/bulmak
104
Deyim
blaze the trail
f.
patika yapmak
105
Deyim
blaze the trail
f.
ağaçları işaretleyerek yürüyüş yolu/rota oluşturmak
106
Deyim
blaze the trail
f.
başı çekmek
107
Deyim
blaze the trail
f.
çığır açmak
108
Deyim
blaze the trail
f.
öncülük etmek
109
Deyim
blaze the trail
f.
yol açmak
110
Deyim
blaze the trail
f.
yolu açmak
111
Deyim
blaze a trail
f.
patika yapmak
112
Deyim
blaze a trail
f.
ağaçları işaretleyerek yürüyüş yolu/rota oluşturmak
113
Deyim
blaze a trail
f.
başı çekmek
114
Deyim
blaze a trail
f.
çığır açmak
115
Deyim
blaze a trail
f.
öncülük etmek
116
Deyim
blaze a trail
f.
yol açmak
117
Deyim
blaze a trail
f.
yolu açmak
118
Deyim
in a blaze of glory
zf.
zafer parıltıları içinde
119
Deyim
in a blaze of glory
zf.
ihtişamla
120
Deyim
in a blaze of glory
zf.
tüm görkemi/ihtişamıyla
121
Deyim
i̇n a blaze of publicity
expr.
geniş bir yankıyla (basının ilgisiyle)
122
Deyim
blaze the trail
yol açmak
123
Deyim
blaze a trail
yol açmak
Dyeing
124
Boyacılık
blaze orange
i.
çok parlak turuncu tonu
125
Boyacılık
blaze orange
i.
fosforlu turuncu
Medical
126
Medikal
blaze-up
i.
alevlenme
Zoology
127
Zooloji
white-blaze
i.
nişane
128
Zooloji
white-blaze
i.
akıtma
129
Zooloji
white-blaze
i.
atın alın bölgesinde bulunan beyaz kıllar
Slang
130
Argo
blaze away
f.
sürekli marihuana/ot içmek
131
Argo
blaze away
f.
sık sık marihuana/ot içmek
132
Argo
blaze away
f.
istediği zaman marihuana/ot içmek
133
Argo
blaze away
f.
marihuana/ot içip durmak
Star Wars
134
Star Wars
haven's blaze
i.
sığınağın alevi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of blaze
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy